Uyanış

Derin uyandığında yanı başında Steven refakatçi yatağında uyuya kalmış vaziyetteydi. Derin onu uyandırmak yerine Steven’ın tatlı yüzünü seyretmeyi tercih etti; ne güzel bir gün bugün diye düşündü. Yeğeni kurtulmuş, ameliyat sonrasında gördüğü ilk yüz, ilk aşkının yüzüydü. “Ne güzel bir günaydın deme şekli bu” diye geçirdi içinden. Steven uyurken sanki sevgi mahmuru bir kuzucuk gibi görünüyordu.

Derin hafifçe yerinde kıpırdandığında Steven Endişeyle Derin’e bakıp yüz ifadesinden bir sorun olup olmadığını anlamaya çalıştı. Derin bunu anlamışçasına sevimli bir şekilde gülümsedi.

“Endişelenme kuzucuk iyiyim, uyandırmak istememiştim özür dilerim, sadece susadım.”

Steven’ın Derin’de en çok sevdiği şey onun kendisine karşı olan aşırı nezaketi ve şefkatiydi. Derin konuştukça Steven’ın içi aynı yoğun şefkatle dolup taşıyordu. Biraz kızgın biraz da sevgi dolu bir sesle

“Özür mü dilersin?... Yavrum ben saatlerdir senin yolunu gözlüyorum burada, uyandığında yanında olayım, fark edeyim diye dört bardak kahve içtim ne özrü, çok şükür uyandın yavrum bir günde gözlerini özledim resmen.” Dedi.

İki dakika sonra Derin’in ailesi kapıyı çalarak içeri girdi, Şevval hanımın gözleri dolmuş, kızına gurur dolu gözlerle bakıyordu. Şevval kesinlikle çok iyi yetiştirilmiş, asil bir kadındı. Başkası olsa kocasının başka bir kadından olan oğlunun kızı için kendi kızının ameliyat edilmesine karşı çıkar ortalığı ayağa kaldırırdı ama Şevval tam tersine Derin’i destekleyen, ona cesaret veren asıl kişiydi. Kızını her gün aramış, onunla en az yarım saat konuşmuş ve ona özellikle abisine sahip çıkması ve saygıda kusur etmemesi konusunda nasihatlerde bulunmuştu.

Sessiz bir kadındı Şevval, ama kesinlikle salak ya da silik bir kadın değildi; kızına yapılmak istenen kötülüğün farkındaydı. Derin ve Nicolie ameliyattan sağ salim çıktığında Selvi’nin ve yakınlarının yüzünde oluşan ifadenin Şevval de farkındaydı ve kocasını Selvi’yle muhatap etmeden olan biteni ayrıntılarıyla öğrenip kızına ya da kocasının torununa zarar vermeye çalışan kim varsa cezalarını çekmelerini sağlayacaktı.

Şevval kimseyi şüphelendirmeden bir köşeye çekilip en güvendiği avukatını arayıp ne yapabileceğinin bilgisini alırken Derin’le Nicolie’nin ameliyattan sonra kalacakları odanın değiştirilmesini istedi ama o odanın değiştiğinden sadece ailenin ve doktorun haberdar olacağından emin olduktan sonra eski odaya Derin’in bir dublörünü (ilkokuldaki en yakın arkadaşı Nevra) yerleştirip eski polis babasının yardımıyla dublörün de güvenliğini sağlayıp kocasına, yani Derin’in babasına Hakan’ın dayısını adamlarına bir güzel dövdürdükten sonra onun sesinden her şeyi açıklayan bir sesli mesaj yolladı. Özellikle her şeyi dayıya anlattırdı çünkü kocasının gözünde onu eski karısından kıskanan bir yeni yetme gibi görünmek istemiyordu.

Derin uyanmıştı uyanmasına ama odasının farklı olması onu şüphelendirmişti ayrıca Nicolie’yi merak ediyordu. Steven’dan habersiz bir yere kaybolmamak için Steven’a Nicolie’nin nerde ve nasıl olduğunu sordu ama Steven da durumu bilmediği için hastanenin resepsiyonundan Nicolie’nin güvenlik için üç kat üstteki onkoloji bölümünün yoğun bakımına alındığını söyledi. Resepsiyondaki kadın onu fazlasıyla sorgulamıştı, bundan her ne kadar rahatsız olsa da bir yandan da güvenliği sıkı tuttukları için memnun olmuştu. Daha sonra Derin’in yanından ayrılıp doktora Derin’e bir şeyler yedirmek istediğini söyleyip iznini istedi. Doktordan “serumu bitene kadar bekleyin, sonra istediğini yiyebilir, sadece acılı olmasın midesi ilaçlar yüzünden hassaslaşmış olabilir” cevabını aldıktan sonra pizzacıya gidip büyük boy bir karışık pizza almış ve Derin de onu kocaman kucaklamıştı.

Hakan ise Derin’le Steven’ı yalnız bırakmak için Önce Nicolie’nin yanına gelmiş ve gözleri dolu dolu şükürler ederek kızını sarı saçlarından öpmüştü.