
Aziz
2 ay geçmişti bu 2 ayda avjine haddinden fazla alışmıştım sabah kollarımda uyanmasına saçlarının hep yatağın üstünde savaşa girmesi işe giderken sürekli beni gönderip karşılaması içimde ufak duygular vardı nedenini bilmiyordum
Sadece 2 ayda bu duygular normalmiydi bilmiyorum ama onu kendimden uzak tutmaya çalışıyordum bana alışmasını istemiyordum sürekli bağırıp çağırıyordum ona kalbini kırdığımın farkındaydım ama bunu yapmalıydım içimdeki duygulara ne kadar son vermeyi istesemde olmuyordu.
Şuan şirkette oturmuş dosyalarla ilgileniyordum kapı çalması ile yerimden doğruldum
"Geel" Dedim ve İçeriye tek güvendiğim adamım celal girdi
"Hayırdır celal" gözlerimi gözlerine dikmiştim "Abi bu puşt Boran rahat durmuyor gene bir işler peşinde"
O piç bir gün elimde kalacak zaten çok kaşınıyor ama ben onu kaşırsam iyi kaşırdım "Hayırdır napıyor gene" Dedim
"Abi bizim rusyadan gelen gemiler bugün limana inecekti onlarda tesadüf olduğunu düşünmüyorum ama 8 araba limana gidiyordu plaklardan boran olduğunu anladım zaten bende kaptanla görüştüm kuzeydeki limana çekecek gemiyi malları ordan alıcaz"
Bu şerefsiz in bişeyler peşinde olduğu zaten belli sadece biraz daha sabretmem gerek bu süre bitince anlının ortasına kurşunu yiyecek zaten
"Tamam aslanım iyi yapmışsın Nurettine söyle dişli adamları toplasın boranı hissettirmeden takip etsin" celal kafasını sallayıp çıktı bende tekrar işlerime döndüm
Avjin
Şuan çarşıda neva ile geziyorduk kadın elbiselere doymuyorki her mağazaya girip en az 5 paket elbise alıyor o kadar elbiseyi napacaksa
"Kız gel iç çamaşırcıya girelim sanada alırız bişeyler" yüzümü buruşturdum "Asla girmem benim iç çamaşırım var sen kendine al"
"Kız kocanı baştan çıkar biraz ne o öyle çocuk gibi yünlü pijamalarmı giyilirmiş ben cihanımı her an baştan çıkarıyorum eltinden örnek al biraz"
Sabır çektim "Kusura bakma canım ben sen değilim ayrıca havlu pijamamla mutluyum"
"İyi aman be ne halin varsa gör şöyle sexy kırmızı bir gecelik ler varken sen git kendini iyice kapat hatta çarşafla gez kocanın yanında"
Bişey demedim ve yine bir mağazaya girdik neva elbise denerken bende kıyafetlere bakıyordum o sırada kabinden neva çıktı yine her elbise gibi buda üstünde mükemmel durmuştu
"Nasıl olmuş eltim" Dedi cilveli şekilde
"Vallahi eltim fıstık gibi olmuşsun" Dedim öpücük atarak oda bana attı bu elbiseyide aldıktan sonra dışarı çıktık yürürken birden kolumdan tutulmam ile irkildim arkamı döndüğümde yüzünde maske takan bir adam vardı
"Bırak lan beni" bağırarak konuşuyordum neva adama vuruyordu ama diğer 2. Adam nevayı ittirdi o sırada neva yere düştü kalkmaya calisti ama adam izin vermiyordu
Kurtulmaya çalıştım ama ahtapot gibi tutuyordu şerefsiz "Lan bırak beni kocam sizin ecdadınızı si- sever"
"O kocanada sıra gelecek zaten ama ilk senden başlayacağız"
Kafama aldığım darbe ile gözüm kararmaya başlamıştı ve artık heryer zifiri karanlıktı...
Gözlerimi açtığımda soğuk bir depodaydım ve karşımda sandalyeye oturmuş biri vardı görüntü net değildi bir kaç dakika sonra netleşmişti esmer uzun sakallı ela gözlü bir adam vardı
Ve bana hiç iyi bir şekilde bakmıyordu...
Aziz
İşlerimi bitirdikten sonra ayağa kalktım kapıya doğru ilerlerken telefonum çaldı neva yengemdi
"Efendim yenge"
"Aziz yetiş avjini kaçırdılar"
duyduğum şey ile kan beynime sıçramıştı
"Ne kaçırılması yenge kim kaçırdı avjini"
"Bilmiyorum aziz biz geziyorduk maskeli adamlar geldi engel olmaya çalıştım ama olamadım götürdüler aziz kurtar avjini"
siktir koca bir siktir
"Tamam yenge ben halletcem" Dedim ve telefonu kapattım elimi masaya sertçe vurdum ve bir arama daha
"İSİMSİZ NUMARA"
Telefonu açtım "Naber azizcik" hassiktir boran şerefsizi bu
"Karım nerde orospu çocuğu" cık cık ladı "Çok ayıp ama azizciğim kötü söz sana hiç yakışmıyor karın şuan elimde ona napsam diye düşünüyorum ha bak aklıma ne geldi acaba benim adamların altınamı atsamki birazda onlar baksın karının tadına ne dersin"
söylediği şey ile resmen kanım çekilmişti elim ayağım titiriyordu
"sakın sakın boran eğer onun saçının teline zarar gelirse seni dogduğuna pişman ederim onun bir suçu yok derdin benimle benimle uğraş"
"Ha şöyle ya azizciğim yola gel güzel güzel anlaşalım a dur pardon anlaşma yok azizcim gemimi batırmanın hesabını bu güzel günahsız karın ödeyecek"
Tam bişey diyecektim ki dııt sesi ile kapattığını anladım telefonu Hızla yere sert bir şekilde fırlattım elim ile çenemi kavradım bu Sefer o döl israfını yaşatmayacaktım kapının Hızla açılması ile otarafa döndüm
"Celal bulduk de aslanım"
"Bulduk abi telefon sinyalinden konumu bulduk buraya 1 saat uzaklıkta eski bir depo hemen gidelim abi"
Bişey demeden Hızla şirketten çıktım ve arabama bindim yedek telefonuma celalden gelen konumu takip ettim
1 saat ardından torpidodaki silahımı aldım ve arabadan indim celal ve diğer adamlar arkamdan geliyordu depo büyüktü etraftaki boranın adamlarını silahın ucunda takılı olan susturucu ile öldürmek daha kolay olmuştu deponun kapısının önünde durdum içeri girdim
Karım deponun ortasında elleri kolları çözük bir şekilde sandalyede oturuyordu ama sanki yaşamıyor gebiydi eli yüzü kanıyordu siktiğimin puştu sana kolay ölüm olmayacak piç karımdan akan her damla kana bedel kanında boğulacak sın..
Boranın beni görmesi ile hızlı davranıp avjini almaya çalıştı fakat benim nazlı Karım ondan önce davranıp bana doğru koşuyordu Hızla ona koştum ve elinden tutup arkama çektim
"Bu kadar çabuk beklemiyordum şahmaran" Dedi o sik gibi sesiyle
"Senin dalağını sikerkende hızlı olacağım merak etme"
Gür bi kahkaha attı elindeki silahı bana doğrulttu bende ona doğrultmuştum
"Bu kadar hızlı ve öfkeli olduğuna göre karını seviyorsun berdel olmasına rağmen bide"
Ağzımı açmış bişey diyecektimiki boranın silahından çıkan kurşun depoda yankılandı ama bende acı yoktu
Yerde damla sesi çıkan sese döndüm kandı ve kollarımın arasına bir beden yığıldı karım önümdeydi ellerimim arasındaki beden benim karımdı..
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |