
E- Günaydın sevgilim…
Bu mesajla uyanmak yatağın içinde deli gibi çırpınıp utançtan yüzümün kızarmasına sebep olmuştu. Hemen telefonumu elime alıp Emir’i aradım, onu şimdiden özlemiştim, sesini duyup dünün gerçekliğini tekrar kanıtlama ihtiyacı duyuyordum. Üstelik tüm gece mesajlaşmamıza rağmen.Telefon tek çalışta açılmıştı.
“Sevgilim.” Sesini duyunca tekrar liseli kızlar gibi heyecanlanmıştım.
“Günaydın canım, geç yattın erken kalkmışsın.” Bütün gece sanki birbirimizi yeni tanıyor gibi mesajlaşmamız inanılmazdı, lise de üniversite de yaşayamadıklarımızı içimizde kalanları yaşıyorduk sanki.
“Hiç uyuyamadım ki! Dün senin yakınında olayım diye annemlerde kaldım sabahın köründe uyandırdı.”
“Oy kıyamam sana!” Yüzümde kocaman aptal bir sırıtma olmuştu.
“Pencereye çıksana seni göreyim!” Sesinde muzur bir ton vardı. Hemen pencereye atılıp sonra yeni uyandığımı hatırlayınca üstümü, saçlarımı toplamak için aynaya yöneldim. “Seni her halinle beğeniyorum ben, bırak aynayı!" Dedi Emir, anlık bir şaşkınlıkla nasıl anladığını anlamaya çalışıyordum ama o beni benden iyi tanıyordu. Ayrıca benim her halimi gördüğü için bu kadar endişelenmem saçmaydı.
"Tamam, tamam açıyorum!" Dedim sırıtarak saçlarımı yine de elimle düzeltmiştim. Tül perdemi aralarken o çoktan oradaydı yeni uyanmış gözüküyordu elini çenesine koymuş tatlı tatlı gülümserken beni izliyordu penceremi açınca gülümsemesi yayıldı.
"Şimdi gün aydı!" Dedi Emir. Ben kendimden beklemediğim şekilde cilveyle kıkırdarken Emir hayranlıkla izliyordu.
"Suna teyze bir şey dedi mi ?" Diye sordum çünkü mesajlaştığımız süre boyunca birbirimizi görmediğimiz zamanlardan bahsetmiştik, birde gelecek zamandan. Üstelik Emir bu konuda çok daha ısrarcıydı. Kanada'dan buraya taşınmam, kalan eşyalarımı geri getirmem için benimle geleceğini söylemişti, tekrar kaçıp gitmem konusundaki endişeleri komikti çünkü asla yapamazdım.
"Ağzı kulaklarında, ben demiştim demekten başka bir şey demedi!" Emir biraz sitem eder gibi söyleyince güldüm.
"O farkındaydı, nişanında gideceğimi öğrendiğinde tepki vermemesi de bu yüzdendi!" Dedim o güne gidince kalbim tekrar kırılıyor gibi hissetmiştim, Suna teyze çok nazikti beni incitmemek için hiç bir zaman bu konuyu açmamıştı ama içten içe her zaman farkında olduğuna emindim.
"Keşke benimle de konuşsaydı ve bu kadar zaman acı çekmeden birbirimize kavuşsaydık!" Emir'in de benim gibi arkadaşlığımızı kaybetme korkusu olmasını anlıyordum çünkü aynısını bende yaşamıştım onu bu konuda sıkıştıramazdım ve bu yüzden ona sitem etmeye hakkım yoktu. "Geldiğinden beri sana söylemem için beni tehdit ediyordu, senin önünde bile beni bozdu! Senden eminmiş ama beni öz annem anlamamış! Bu yüzden bugüne kadar karışmamış! Ona, sana aşık olduğumu itiraf ettiğim günden beri beni sıkıştırıyor, Masal'ı bile örgütlemiş baksana!" Dedi kahkaha atarken.
"Canım Suna teyze!" Dedim gülerken onun bu ilişkideki payı çoktu belli ki!
"Yani o sıkıştırmasaydı da ben seni bırakmamaya kararlıydım peşinde gölge olacaktım!" Emir kendinden emin konuşurken bu lafı nedensizce içimi rahatlatmıştı.
"Yağmur! Hala Uyanmadın mı ?" Lila kapımı tıklatıp hızla açınca gizli bir iş çeviriyor gibi hızlıca arkama dönmüştüm. "Ne yapıyorsun orada hala hazır değilsin!" Dedi Lila yarı azar çekerek.
"Emir ile konuşuyorduk." Pencerenin önünde boş boş yüzüne bakarken Lila kıkırdamıştı. Yanıma gelip pencereden Emir'e baktı.
"Kaç saattir seni bekliyoruz!" Dedi Lila.
"Lila azıcık geç gidersek bir sorun olmaz! Bir iki dakika versene bize!" Emir karşıdan bağırınca Lila sinir olmuş gibi omuz silkti
"Tamam da yapılacak çok iş var Emir bey!" Lila ona bağırınca güldüm.
"Bende geliyorum! Yardım ederim ne olacak!" Hala pencereden birbirlerine bağırıyorlardı. Telefonu boş boş tutuyordum.
"İçeri gir ve hazırlan o zaman !" Lila sinirle pencereden karşıya bağırırken el kol yapıyordu. "İki dakika ayrı kalabilirsiniz zaten tüm gün beraber olacağız!" Lila ikimize azar çekerken kulağımı tuttum çok bağırıyordu.
"Ben yıllardır bu anı bekliyorum, zaten her gün seninleydi aradan çekil artık hain kadın!" Emir de pencereden Lila'ya bağırırken telefonu kulağımdan uzaklaştırdım bu Lila'ya göre savaşın başlangıcıydı resmen, Emir'in bu anı kolladığına da emindim. Dudaklarımı ısırıp eyvah der gibi başımı salladım.
"Ben hain miyim?" Lila bana bakıp inanamaz gözlerle yarı şakayla yarı ciddi üstüne almadığını belli eder şekilde başını salladı. "Korkak olmanın acısını benden çıkartma beyefendi!" Parmağını sallarken ciddi ciddi mahalle kavgasına dönmüştü.
"Bağırmasanız, bütün site duydu!" Dedim ikisini uyararak üstelik telefondan Emir'in onu duyduğunu elimle telefonu işaret ederek göstermiştim ama ikisi beni umursamadı.
"Hem o korkaklık yapıyor, hem bana hain diyor! Sen var ya salaksın oğlum!" Lila pencereden iyice sarkmış bağırırken Emir bu savaşı seve seve kabul etmişti.
"Korkak ve salak mı? Sen nesin peki hem hain hem sırttan bıçaklayan! Yağmur'u Kanadaya seninle gitmesi için ikna etmedin mi?!" Dedi Emir o da pencereden sarkmış yaptıklarını parmaklarıyla sayıyordu, konuşmalarının alaycı tavırlarının yanı sıra ikiside tehditkar bakışlar atıyordu.
"Oh! İyi ki etmişim! Yoksa hala aynı kalırdınız siz bu salaklıkla!" Lila yanda duran içi full dolu metal koca kalemliğimi eline alıp karşı pencerede duran Emir'e doğru kalemlerimi fırlatmaya başlamıştı. Emir şaşkınlıkla ağzı açıldı. Telefonu elimden atıp Lila'nın elindeki kalemliğimi kurtarmaya çalışırken Emir hala laf yetiştiriyordu kaldırımda yürüyüş yapan iki kişi durmuş film izler gibi olanları izliyordu.
"Madem ikimizde salağız neden gelip bana Yağmur'un aşık olduğunu söylemedin! Hain! " Emir de telefonu bırakıp odasında bir şeyler aradı bir defter bulup yapraklarını tek tek koparıp top gibi yapıp Lila'ya atarken kalemlerimi bitiren Lila da onun gibi defterimi almıştı.
"Yeter! Saçmalamayın!" Dedim ikisine bağırarak ama hala onlar birbirine bağırıyordu. Annem ve Cem odama koşarken ben Lila'yı durdurmaya çalışıyordum.
"Ben arkadaşımı satar mıyım bana yemin ettirdi! Acımasız adam arkadaşımı üzerken iyiydi! Bir de seni satmamı istiyor!" Lila öfkeyle bağırırken kafama kağıt top gelince elimi pes etmiş şekilde kaldırdım, Cem Lila'nın elinden defterimi kurtarırken annem Emir'e kızıyordu.
"Oğlum napıyorsunuz siz !" Emir defterini bırakmış pencereden sarkmış annemi umursamayarak bağırıyordu, Lila'nın son söylediğine kızmıştı.
"Kızım! Bende senin arkadaşın değil miyim? Bari gideceğinizi önceden deseydin ben ona itiraf ederdim! Bilerek mi üzdüm bende üzüldüm!!" Emir bağırırken Lila Cem'e şikayet ediyor aynı anda laf yetiştirip hala defterimden sayfa atıyordu.
"Cem bak bana ne diyor! Sen var ya Emir sen valla dayaklıksın!" Dedi Lila.
"Ay rezil misiniz siz? Ne yapıyorsunuz yahu!" Herkes çığlık çığlığa gelen sesle susup pencereden aşağı bakınca Suna teyze tüm otoritesiyle iki evin ortasında durmuş çok sinirli bir şekilde bakıyordu. Yanında Masal kahkahalarla gülerken kavganın bitmiş olmasına sevinerek derin bir nefes almıştım. "Emir çabuk Demet teyzenlerin evine gel! Lila sende aşağı in kapıyı aç bana!" Dedi Suna teyze herkes sakinleşmişti Lila aşağı yönelirken bizde arkasından iniyorduk Cem olayı anlayamayarak beni dürttü.
"Bunlar küçükkende anlaşamaz sürekli kavga ederlerdi, ikisi bir tek Suna teyzeden korkar..." Dedim hızlıca.
"Eee araları iyi olmuştu hani!" Cem şaşkınlıktan kıpkırmızı olmuştu.
"Benim gitme olayımdan kavga illa çıkacaktı..." Dedim dudaklarımı büküp üzgünce başımı salladım, Lila kapıyı açarken Suna teyze hızla içeri girince arkasından Masal girmişti, hala olaydan en çok Masal keyif alıyordu.
"Bayan taze aşık, kusura bakma ama seninkini dövmem gerekebilir!" Dedi öfkeyle, biz Cem'le kapıda kalmıştık. Cem ona ters ters bakarken Emir karşıdan geliyordu.
"Bar psikoloğum falan demem bende sana dalarım!" Cem hayretle bana bakarken başını onaylamaz şekilde sallayıp sevgilisinin yanına gitti. Emir hala yüzü öfkeli, kaşları çatıktı. Bana gelen top kağıdın özrünü diler gibi ilk başta kaşıma baktı, parmağıyla okşayıp hafif kızarmış kaşımı öptü, beni kendine çekip kısa bir süreliğine sarmalayıp içeri girince gülmeme engel olamamıştım. Suna teyze ortada durmuş Lila ve Emir'e öfkeyle gözlerini devirdi. Cem Lila'nın yanında durmuş ben ise ikisinin orasına geçmiştim tekrar kavga çıkacak gibi ikisi birbirine öfkeyle bakıyordu. Masal ve annem ise Suna teyzenin yanında yer almışlardı.
"Yahu siz kaç yaşında insanlar oldunuz, hala lise de gibi davranıyorsunuz inanılmaz!" Suna teyze ikisine cevap bekler gibi baktı. Lila Emir'e dil çıkarınca, Emir yastığa yeltenir gibi oldu, Emir'in kolunu tutunca nefes alıp durdu. "Ne alıp veremediğiniz var birbirinizle sizin?" Dedi Suna teyze.
"Bana hain dedi! Yağmur benim yüzümden gitmiş!"
"O da bana korkak ve salak dedi!" Emir parmaklarıyla dediklerini tek tek sayarken Suna teyze eliyle dur işareti yaptı.
"Tüm kavga gittikleri için çıktı! Bunu zaten hepimiz bekliyorduk, peki birbirinize hakaretler edip kağıt, kalem fırlatıp tüm siteyi toplamak niye ?" Suna teyze iki küçük çocuğu azarlar gibi konuşunca Cem ve Masal gülme seslerini bastırmaya çalıştılar, ben ise olayın benim yüzümden çıkmış olmasının verdiği huzursuzlukla ikisinin ortasında onlara bakıyordum.
"Hem suçlu hem güçlü çünkü!" Dedi Lila. "Küçükkende böyle yapıyordu!" Emir ona dönüp savaş pozisyonunu alırken Cem araya girmişti ben zaten ortadaydım.
"Böyle yaptığı için sinirlendim..." Emir bana bakıp açıklama yaptı ama bana açıklama yaptığı için sakindi.
"Hala büyüyememişsiniz valla!" Dedi annem. "Hadi kavga ediyorsunuz da tam Sevil geçerken kavga etmeniz hiç iyi olmadı tüm site öğrenecek." Annem ağladı ağlayacak Suna teyzeye baktı.
"Aman Demet teyze bırak ne derse desin! Abimle, Lila ablanın pencereden sarkmış top kağıtlarla kavga etmesini ben bile herkese anlatacağım!" Dedi Masal, Cem kahkahayı patlatı.
"Masal!" Ben, Suna teyze ve Emir aynı anda ismini söyleyerek ona bakınca Masal omuz silkip Cem'le güldü.
"Sonuç olarak Yağmur ablayla ikisi sevgili! Lila ablayla kavga etmesi saçmayken bunun dedikodusunu yaptığım için beni yargılayamazsınız!" Dedi Masal annemle fazla vakit geçirmiş olma ihtimaline karşı anneme bakarken annem onu onaylar şekilde başını sallayınca bana yakalanıp kendini topladı.
"Bir sus Masal ya!" Emir onu sustururken ona bağırmaması için kolunu dürtüp ters ters baktım susunca Suna teyze bir adım öne çıktı.
"Masal haklı ikiniz birliktesiniz, artık gitmelerinin öfkesini sinirini atmış olman lazım ve üstelik birlikte olmanıza hepimiz çok seviniyoruz."
"Ben sevinmiyorum!" Dedi Lila sinirli bir şekilde bakarken. Cem Emir'in üstüne yürüyen Lila'yı çekip arkasına aldı. Emir öfkeliyken bende Lila'ya şaşkınlıkla dönmüştüm.
"Lila!" Dedim hayretle. Emir beni teselli ediyor gibi elini omzuma koyup sıvazladı, tam o bir şey söyleyecekken Cem araya girdi.
"Yalan söylüyor en çok o sevindi!" Diye açıkladı Cem, bu sefer Lila'nın aşırıya kaçtığını düşünüp toparlamaya çalışarak.
"Bana hain dedi!" Lila hala aynı şeyi tekrarlıyordu.
"Emir özür dile!" Suna teyze otoriter şekilde Emir'e döndü.
"Neden ben ? O bana bir sürü şey saydı. Üstelik son dediğine bak!" Emir son dediklerini dişlerini sıka sıka söylemişti.
"Eminim kavgayı sen başlamışsındır! Hem ciddi değil dediğinde!" Dedi Suna teyze, bende başımla onaylayınca Emir pes etmiş gibi omuzlarını düşürdü.
"Özür dilerim sen hain değilsin..." Dedi Emir. Lila memnun şekilde dönüp gülümsedi.
"Sıra sende!" Suna teyze bu sefer Lila'ya dönünce Lila da Emir gibi omuzlarını düşürdü.
"Özür dilerim! Ayrıca sonunda birlikte olmanıza sevindim..." Dedi sesi çok güçlü çıkmasa da içtendi.
"Kesin olarak barıştığınızı görmek istiyorum!" Bu Suna teyzenin çok eski bir taktiğiydi, barıştıklarını söyleseler bile yine kavgaya tutuştukları için Suna teyze buna çözüm olarak birlikte kahve hazırlamaya gönderirdi. İkisi sessizce mutfağa yönelirken arkalarından sessizce gülmeye başlamıştık. Cem ne olduğunu anlamamıştı, annem ona Suna teyzenin taktiğini anlatırken Suna teyze yanıma yanaştı.
"Çok mutlu, gittiğinden beri hatta liseden beri ilk kez dün gözlerinin içi gülüyordu." Dedi bana sarılırken, gözlerim dolarken ona minnetle bakıp bende ona sarıldım. "Artık birbirinizi hiç bırakmayın." Dedi Suna teyze biraz geri çekilmiş yüzüme güleç bir tavırla bakıyordu, başımı onaylar gibi salladım. İçeriden sesler gelince Suna teyze dikleşti.
"Kavga etmiyoruz!" Lila içeriden bağırırken ben gülmüştüm. İkisi birlikte iş yapmak zorunda kalıp birbirlerine maruz kalırken, özür diledikleri için de tekrar kavga edemiyordu bu da Suna teyzenin taktiğiydi. İkisi içeriden geldiklerinde biraz olsun düzelmiş, içeride konuşacaklarını konuşma zamanı buldukları için sorun çözülmüş oluyordu. Lila kahvelerimizi uzatırken Emir elinde çikolata ile gelmişti, çikolata kasesini ortaya bırakıp hemen yanımda bitmişti.
"Pişt!" Dedi sessizce, ona yüz vermiyordum daha ilk günden kavga çıkartmasının bana hesabını vermediği için yanımda bittiğinin farkındaydım. "Bana bakmazsan valla sokağa çıkıp bas bas bağırırım! 'Ben bu kadına aşığım ama beni süründürüyor!' Diye!" Emir ciddi ciddi yüzüme bakıyordu umursamazca omuz silkince ayağa kalktı deli olduğu için yapacağını biliyordum hızlıca elini tuttum elimi avuçlarına alıp tekrar oturdu.
"Kızgınım sana, ilk günümüzdü." Dedim ortam sakinleşmiş hatta hepsi Masal'ın anlattığına odaklanmış gülüyorlardı.
"Özür dilerim, bir daha olmayacak sadece seni ikna etmesinin öfkesini atamamıştım." Küçük bir çocuk gibi boynuma sokulmuş bana cilve yaparken ne kadar dayanabilirdim ki. Gülümseyince o da güldü avucunda sımsıkı tuttuğu elimi öptü ve daha sıkı tuttu. Suna teyze annemi dürtünce elimi ondan çekmek istesem de Emir memnun bir tavırla elimi bırakmadı hala yüzüme bakıyordu.
"Şimdilik susuyorum!" Sakince yüzüne bakarken başını tamam manasında sallamıştı.
"Kalemlerini çok sevidiğini biliyorum hepsini yenileyeceğim, söz!" Emir kulağıma fısıldarken gülümsedim. Güzelim kalemlerim aklıma düşünce dudaklarımı sakıtmıştım.
"Gerçekten hepsini attı! Hain kadın!" Dedim Emir'e fısıldayarak. Emir kahkaha atınca hepsi bize dönmüştü.
"Güzel yüzünü asma sen!" Dedi Emir herkes soran gözlerle bize bakarken, Lila'nın telefonu çalınca konu dağılmıştı endişeyle Lila telefonu açtı.
"Efendim Yasemin!" Ayaklanmış endişeyle yüzü düşmüştü. "Sakin ol sözlerini anlamıyorum!" Dedi yüzü buruşurken bende endişelenip ayaklanmıştım.
"Ne oldu?" Diye sorduğumda Lila hiç kıpırdayamamıştı.
"Siz oradan çıkın ben geliyorum!" Dedi Lila, Cem ve ben ayakta ona iyice yaklaşmış konuşmayı dinlemek istiyorduk. Lila kapatınca herkes ona bakıyordu.
"Annem evi yıkmış, tüm eşyaları babamın kafasına geçirmiş! Şimdi valizini topluyormuş..." Ağzı şaşkınlıktan aralanırken annem ufak bir çığlık ile şaşkınlık nidası arasında bir ses çıkararak ayaklanmıştı.
"Ne duruyoruz hadi gidip alıp getirelim onları!" Dedi Emir arabanın anahtarlarını üstünde arıyordu.
"Evet, Evet çabuk al getir anneni, kadının sonunda canına tak etti demek ki!" Annem, onlara komut mu veriyor yoksa Suna teyzeye detay mı geçiyor anlamamıştım ama onu onaylıyordum.
"Tabi ki! Gidin kardeşlerini anneni alın gelin kızım!" Dedi Suna teyze de.
"Siz hemen hazırlanın ben üstümü değiştirip anahtarı alıp geliyorum." Emir hızla kapıya yönelirken bende dediği gibi üstümü değiştirmek için merdivenlere yöneldim. Cem Lila'yı sararken Lila gözlerinin ucunda duran yaşı fark etmiyor gibiydi.
"Sonunda Annem kendine geldi!" Dedi titrek bir sesle.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 4.88k Okunma |
373 Oy |
0 Takip |
32 Bölümlü Kitap |