11. Bölüm

11. Bölüm

Bahar Yıldız
gdscgny

AZRA

Sabahın ilk ışıkları gözlerimi yakıyordu. İçimde nedenini bilmediğim derin bir boşluk vardı, sanki fokurdayan bir kazanın içindeydim. Yavaşça gözlerimi açtığımda gördüğüm manzaraya inanamadım: Tüm haşmetiyle yanımda yatıyordu. Üstü çıplaktı, sadece bir şort giymişti. Teninin tenime değdiğini fark ettim, yanıyordu. Bu adam ne kadar sıcaktı. Gözlerimi yavaşça aşağı kaydırdığımda, üzerimde yalnızca ince askılı bir tişört ve şort olduğunu gördüm. "Yok artık, biz ne zaman bu hale geldik?" Hatırlamıyordum.

Yüzüm ve bedenim yanıyor, dokunduğu yerler kavruluyordu. Sanki çölün ortasında bir damla suya hasret kalmıştım. Ne yapacağımı bilemeden, salak salak adamın yüzüne bakıyordum. O an gözlerini açtı. Bir şey oldu. O bana, ben ona sadece bakıştık. Kalbim kuş gibi çırpınıyordu. Konuşmak için ağzımı açtım ama sesim çıkmadı. Aniden, küfrederek yataktan kalktı.

Ne zaman beni kucağına aldı da suya soktu, fark etmedim. Vücudum bana itaat etmiyordu. Göz kapaklarım kapanırken olan bitenden habersizdim.

Gözlerimi bembeyaz bir odada açtım. Kolumda serum vardı ve yanımdaki sandalyede Brain oturmuş beni izliyordu. Yaklaştı:

"Tam yedi günümü çaldın benden, Turk. Yedi gün borçlusun. Unutturmam bunu. Tamam mı? Dünya’ya hoş geldin."

"Hı."

Hastanede bir hafta boyunca Anna olarak yatmışım. Doktor, vücut direncimin çöktüğünü ve durumun viral olabileceğini söylüyordu ama kesin bir teşhis konulamamıştı. Uyandığımda Brain'in orada olduğunu görünce aklıma ilk gelen yatak olmuştu ama bu konuyu konuşmak istemiyordum. O da konuşmadı. Üç gün içinde toparlandım, ayağa kalktım.

Bu arada Alex ile tanıştım. Gerçekten çok yakışıklıydı, tam anlamıyla muhteşemdi. Konuşmayı ve gülmeyi seviyordu, oldukça eğlenceliydi. Anlattıklarının bir kısmını anlamasam da tebessümüm ona yetiyordu. Kıvırcık kahverengi saçları, açık yeşil-ela arası gözleri vardı. Yüzü, genç kızların kalbini durduracak cinstendi. Çok sıcakkanlıydı. Bu kabusun içinde bana o kadar iyi gelmişti ki tekrar nefes aldığımı hissettirdi. Azra olduğumu unutmamış olduğumu fark ettim.

Hastaneden çıktığımız gün Brain ortalıkta yoktu. Her şeyle Alex ilgilenmişti. Edgar uğrayıp bana yeni kıyafetler getirmişti. Alex beni Anna olarak biliyordu, yaşadıklarıma dair bir fikri yoktu. Otel dairesine geldiğimizde yukarı çıkmak istemedim. Brain iki gündür ortada yoktu. Nerede olduğunu çok merak etmeme rağmen Alex’e sormadım.

Daireye girdiğimizde Alex elimdeki çantayı aldı, koluma girdi. Brain başını ellerinin arasından kaldırıp bize baktı. Tıraşı uzamıştı, kirli sakaldı, gözleri kıpkırmızıydı. İlk kez onu bu kadar dağınık, yıkık ve perişan gördüm. Şaşırmıştım. Gözleri Alex’le benim koluma kilitlenmişti. Neden o korkutucu bakışlarla bakıyordu ki?

Alex kolunu çekerek sordu:

"Brain, bu ne hal? Farkında mısın? Kızı hastaneye yatırdın, sonra ortadan kayboldun. Nerelerdesin kuzen?"

"Önemli birkaç pürüzü hallettim. Hazırlanın, ne zaman isterseniz yola çıkabilirsiniz."

"İyi misin? İçtin mi?"

Brain cevap vermedi, yerinden doğrulup diğer odaya geçti. O an Alex’le kuzen olduklarını da öğrenmiş oldum.

Bir kere bile bana dönüp bakmadı. İnsan nasıl olduğunu sormaz mıydı? Sormadı. Ondaki bu uzaklık beni şaşırttı. Neden yabancı durduğunu anlayamıyordum. Ama nedense o dokunulmaz duruşu beni etkilemişti.

Anlaşılan benimle işi bitmişti. Alex bilgisayar başında uğraşırken, ben eşyalarımı çantaya yerleştirip eksiklerimi tamamladım.

Brain küçük odada çalışıyordu. "Her şey hazır Anna. Yola çıkabiliriz. Brain’e söyle, çıkalım."

"Olur ama şimdi mi? Hemen mi? Sabah çıksak olmaz mı?"

"İyiysen hemen çıksak çok iyi olur. Brain’e haber ver, çok geç kalındı."

"Neden sen söylemiyorsun?" dedim.

Güldü, yanıma gelerek, "Bence senin söylemen daha doğru olur. Belki sana söyleyecekleri vardır."

Odanın kapısını tıklattım. Kapının diğer tarafından gelen ses:

"Gel Alex."

 

Bölüm : 16.10.2024 11:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...