25. Bölüm

GÖLGEN BENİM

Brain

Bir haftadır. Türkiye'de. Onu uzaktan izlemek bile keyfiydi. Amacım rahatsız etmek değildi. bir süre sonra dönecektim. Tabi Alex hastasının da karımın peşinden bu ülkede olduğunu duymasaydım. Durmamıştı Anna'nın kim olduğunu öğrenmişti. Peşine düşeceğini, amcam söylemese bilmeyecektim. Her şeyi mahvetmek üzere olduğundan bir an önce bulmalıydım nasıl olsa Azra'yı bulacaktı. Onu bekliyordum. Azra ailesiyle tatile çıkınca uzaktan takip ettim. Çok güzel bir tatil sayfiyesinde konakladılar.

Onu hergün küçük bikinisiyle o şezlonga oturup güneşlenmesini, denizde yüzmesini uzaktan izledim. Canım sıkılsa da yapılacak bir şey yoktu. Ailesi yanındaydı. Babası ve annesi yalnız bırakmıyordu. Annesi güzel kadındı. Bu güzellikteki kadını Osman'ın bırakması sor olmuştur. Hala biçimli zarif ve ihtişamlıydı. Kocası karısının üzerinden gözlerini bir an bile çekmiyordu.

Geceleri sahilde Azra'nın gezmesini denizdeki yakamozları izlemesini, yüzünde mutlu tebessümün de yerim var mıydı, yoksa korkularında mıydım? Bilememek kötüydü, Babası benim gibi uzaktan izliyordu.

Son gün babası yanından ayrıldığında, çevredeki kurtlar Azra'yı izler olmuştu. İlerde deki bir gruptan üç kişi gözünü ayırmıyordu. Bir tanesi garsonu işaret ederek kulağına Azra'yı işaret ederek bir şeyler söyledi. Azra saçlarını tepesinde toplamış, yüzünü şapkasıyla kapamış yatıyordu. O an küfür ettim. Karıma müdahale edemiyor, uzaktan bakıyordum.

Garson elinde içecekle Azra'nın yanına vardığında aya kalkmıştım. Azra'ya seslendiğini içeceği gösterdiğinde Azra'nın yüzünde oluşan korku ve çevreye şüpheli gözlerle bakması, içimde bir acının oluşmasına neden oldu. Garson solundaki grubu gösterince yüzündeki rahatlama dikkatimden kaçmadı. Gruba dönerek kafasını salladı gülüyordu. Eliyle parmağını gösterdi ve içeceği iade edince rahatladım. "Gülmeyeceksin Azra O hergeleler anlamaz o ince hareketlerden" Güneş kremini vücuduna sürerken onu izleyen pislikler canımı sıkmıştı. "Kalk git artık lanet olasıca, kal oradan yoksa kıracağım o şezlongu "Ona işaret eden pislik yerinden kalkıp Azra'ya doğru geldiğinde uçacaktım hayatımda ilk defa kontrolümü kaybetmek üzereydim. Sabır, kremi eline alıp Azra'ya uzandığında ben yola çıkmıştım Azra'nın sıçrayışını adama bağırmasını görüyordum koşuyordum. Bir anda durdum "Kocam seni öldürür mü" demişti. Aynen "sandığın Amerikalılardan" değil güldüm bana gerek kalmamıştı. Azra'nın uzaklaşmasını bekledikten sonra o pisliğin canına okumuştum elimden arkadaşları zor almıştı. Adam özür üstüne özür diliyordu.

Bana ait olana dokunamazdı. Vaktim azalıyordu ve ben Alex pisliğine ulaşmamıştım. Bu yenilgiydi benim için, karanlıkta Azra'yı CheyTac Intervention 408 Keskin Nişancı silahımla izlerken onun duştan çıktığını gördüm. Ben hayatımda pek çok insan izledim ama hiç birini şu an yaptığım gibi röntgenlemek ve işte komik olan bu, karımı elimi dokunsam kaybolacak diye korktuğumu izliyordum. Bu suç yâda günah olamazdı, sapık değildim. Karımdı benim dedim içinden, ondan izinsiz, onu izlemek, Birden silkeledim kendimi, bu izleme ona özeldi, unutma salak kafa o benim Japon balığım, işte benim hastalıklı ruh halim bu seviyedeydi.

Yarasına nişan aldığımda resmen donmuştu. Sonra kalbine indim ben olduğumu anlaması için yarasından başladım. Korkmuştu kabul söz konusu korkutmak olunca üstüme diyecek yoktu ve Azra beni affetmeyecekti. Korku temkinli olmasına neden olurdu. Konsülün üstüne bıraktığım kutuyu işaret ettiğim de hızlıca perdeyi kapadı.

Ona bu kadar yakın olup da, uzak durmak işkenceydi. Alex onu bulmadan benim Alex'i bulmam gerekliydi.

Ben hayatımda ilk defa annemden başka bir kadına karşı bu kadar yoğun duyular içindeydim.

Beni içine hapsetmiş hastalıktı ruhum, Onu içimden atmaya kalkınca canım yanıyor, etimden parça kopuyordu.

Onu uzaktan islemek koydukça koyuyordu. Buna bir çare bulmam lazımdı, okulunu yanıma aldırabilirdim. Yapmam gereken biraz güvenlik zafiyeti ve burada güvenli olmayacağını bilmeleriydi. Böylece onu kendi elleri ile bana teslim edeceklerdi.

Aklıma gelen bu düşünce hızlıca şekillenmeye başlamış ve ince plan kurulmuştu. Osman tilkiydi asıl onun bana Azra'yı teslim etmesi gerekliydi. O ikna olduktan sonra gerisi teferruattı, asıl olan tehlikeli oyunda o eşkıyaları uyandırdıktan sonra kontrol etmekti.

Kapan kurmakta üstüme yoktu. Yalnız bu oyunu profesyonele karşı oynak demek birçok ayrıntıyı atlamamak demekti. Ufak açık Osman'ın sezmesine sebep olurdu.

Onu izlemekten bir ömür bıkmazdım. O perdeleri kapadığında bir süre daha düşündüm. Alex'i bulmalıydım o hergelenin Azra'ya yaklaşması demek kuracağım tüm planlarımı alt üst etmesini sebep olurdu.