13. Bölüm

11-LALE'NİN ASALETİ...

Sudenaz🎀
gece_yazarj

İyi okumalar...

 

☆KÜFÜR VE ARGO KELİMELER İÇEREN BİR BÖLÜMDÜR.☆

 

♤YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR.ŞİMDİDEN KUSURA BAKMAYIN.♤

 

𝐒𝐢𝐲𝐚𝐡 𝐦ı𝐲𝐝ı 𝐠𝐞𝐜𝐞𝐲𝐢 𝐳𝐢𝐟𝐢𝐫𝐢 𝐤𝐚𝐫𝐚𝐧𝐥ı𝐤 𝐲𝐚𝐩𝐚𝐧,

𝐘𝐨𝐤𝐬𝐚 𝐠𝐞𝐜𝐞 𝐦𝐢𝐲𝐝𝐢 𝐬𝐢𝐲𝐚𝐡𝐚 𝐞𝐧 ç𝐨𝐤 𝐲𝐚𝐤ış𝐚𝐧...

 

YAZAR

 

O akşamın ardından herkes telaşla ve heyecanla uyumuştu ki Şafak ve selim öyle miydi,onlar uyuyabilmiş miydi1?

Uyuyamamışlardı elbet. Şafak korku ve heyecan dolu düşüncelerden, selim ise kardeşine hasret ve özlem dolu düşüncelerden uyuyamamıştı...

Sabah olmuş yine herkes aynı saatinde kalkmıştı. Selim ve Mahsun ağa şirkete gitmişlerdi. Şafak ve Kezban hanım ise telaşlı bir şekilde temizlik yapıyorlar hazırlıkları tamamlamaya çalışıyorlardı.

Sonuçta çok büyük bir aşiret gelecekti bu eve, herşey dört dörtlük olmasın mıydı yani?

 

GÜNDÜZ AĞA

 

Akşam kız tarafına haber ettikten sonra içimi derin mi derin bir heyecan almıştı...

Yatma vakti geldiğinde ise herkes dağılmıştı,anam'gil sanki onlar evlenecekmiş gibi telaşlı ve heyecanlılardı. Yarın çoğu kişiye haber edilecekti halamlar, teyzemler, amcamlar, ve bütün kuzenler de gelecekti elbet. baya kalabalık bir vaziyette gidilecekti istemeye. Lakin ben ne edeceğimi bilmiyordum, bir kadın nasıl sevilir bilmiyordum ama sevmiştim işte,insan bilmediği bir şeyi sevebilir miydi ki?

Ben sevmiştim.nasıl seveceğimi bilmeden sevmiştim o güzel gözlü kızı...

Belki de o öğretirdi sevmeyi,belki de ben ona öğretirdim sevilmeyi...

O kara gözleri gördüğüm günden beri dua ettim Rabbime. Bir kez olsun şüphe etmedim duamı kabul etmeyeceğinden. Ki çok sürmemişti duymuştu duamı,sesimi ve şükürler olsun yakın zamanda o gözler olacaktı bütün manzaram...

Sabah olduğunda işe gitmek üzere hazırlanıp hızlıca karnımı doyurmuşum. Anam ve nenem ise çoktan başlamışlardı haberi vermeye tüm sülaleye.

 

ŞAFAK

 

Bütün evi silip süpürmüştük. Öyle yorulmuştu ki bedenim, nefes nefese kalmıştım kendimi koltuğun üstüne atmayı planlıyordum ama halam buna kızar diye onun oturmasını bekledim, bir süre sonra o oturdu ve bende ayakta ondan komut bekliyordum.

 

Kezban hanım:otur sene gız davetiye mi virelim aaa!.

 

Dediğinde şükürler olsun dermişçeseine derin bir nefes almıştım gözlerim saate koyduğunda ise 16:00 olduğunu görmüştüm şaşırmıştım ne kadarda da çabuk geçmişti zaman. Bir süre oturduktan sonra mutfağa geçmiştik. Ben akşam için yemek yapacaktım halam ise isteme günü için ikramlıkları hazırlamaya başladı.

 

GÜLİZAR HANIM

 

Teker teker herkesi arayıp haber veriyorduk konuşmaktan ağzım yorulmuştu lakin hayla konuşuyordum ne de meraklı akrabalarımız var yahu!

 

Gülizar hanım:ana başka kimler kaldı yav?

 

Züleyha hanım:valla heç bilmem ben. Akıl mı galdı yav!

 

Gülizar hanım:valla bende öyleyim şuan ne çok akraba aradık hayla da var!

 

Züleyha hanım:de hayde durmayalım yoksa vallahi bitmez billahi bitmez!

 

Gülizar hanım:haklısın valla ana biran önce bitirelim hayırlısıyla.

 

Züleyha hanım:he he hayde!.

 

GÜNDÜZ AĞA

 

şirkete çoktan gelmiştim çok fazla iş vardı hemen hepsini halletmeye koyulduk yusufla. Ve en sonunda akşam olmuştu eve gitmek için hazırlanmaya başladık ve yola çıktık. Eve vardığımızda arabaları park ettik ve kapıya doğru yürümeye başladık.

 

Yusuf:ağabey?

 

Gündüz ağa:efendim koçum?

 

Yusuf:İsteme için alışverişe çıkacaksın demi?

 

Gündüz ağa:birde o var demi! Ne edeyim çıkacağım ama sadece kendime yeni bir takım elbise alacağım o kadar gerisi anamgilde,ben gerisini anlamam valla!.

 

Dediğimde Yusuf bir kahkaha patlatşmıştı.

 

Yusuf:vay be seni evlendiren hayat bize neler etmez. Merak ediyorum şu küçük yengemi seni bu karara nasıl ikna etti Merak ediyorum vallahi.

 

Dediğinde omzuna bir yumruk geçirdim.

 

Gündüz ağa:ite bak evlenemezmiyim lan ben!

 

Yusuf:evlenirsin aslan ağabeyim evlenirsin de,nasıl döndün o evliliğe karşı ettiğin onca laftan? Hiç iyi bakmıyordun evliliğe.

 

Gündüz ağa:ne bileyim böyle olacağını.

 

Yusuf:ağabey doğru söyle çokmu güzel yengem?

 

Dediğinde sertçe yutkundum. Çok, az kalmaz mıydı o güzelliğin yanında o güzelliğe değer biçebilir miydik ki...

 

Gündüz ağa:görürsün güzelmi değil mi bir kaç gün sonra.

 

Yusuf:oy abim oy ateş bacayı sarmış,sen hapı yutmuşsun hayırlı olsun...

 

Dedi sırıtarak.

 

Gündüz ağa:ben şimdi yutturacağım sana birşeyleri. Geç lan içeri!

 

Yusuf:aa ayıp oluyor ağabeyim.

 

Gündüz ağa:bak şimdi patlatacağım ağzının üstüne bir tane!

 

Diyip üstüne yürüdüm.

 

Yusuf:tamam tamam valla içeri geçiyorum!

 

Diye koşarak kapıya gitti.

 

Gündüz ağa:HasbinAllah!.

 

Diyerek arkasından yürüdüm ve kapıyı çaldık. Kapıyı açan anam'dı Yusuf hemen annemin boynuna atlayıp konuştu.

 

Yusuf:ana al şu mecnun oğlunu başımdan yav! Kör kütük sevdalanmış daha da kabullenmeyiyor.

 

Dediğinde gözlerimi kocaman açıp yusufa baktım derin bir nefes alıp dişlerimi sıkarak konuştum.

 

Gündüz ağa:Yusuf KAÇ!

 

Dediğimde hemen koşmaya başlamıştı aynı anda bende arkasından koşmaya başladım.

 

Gülizar hanım:eşşek sıpaları gene noluyo yav!

 

Züleyha hanım:dönüp durmayın pervane gibi başımı döndü yav! eşşek gadar varsınız!

 

Yusuf:anaaa kurtar benii yemin ederim çiğ çiğ yer bu beni anaaağ!

 

Gündüz ağa:kaçma lan it! koşturma beni lan!

 

Züleyha hanım:ikinizde çocuktan beterisiniz hele birinin neredeyse düğünü olacak yakın zamanda adam hayla kovalamaca oynuyor!

 

Dediğinde durmuştum. Nefes nefese kalmıştım ellerimi dizlerime koydum ve biraz soluklandım. Tam o sıra aşağı Zeynep inmişti.

 

Zeynep:gene mi kovalamacaaa!

 

Diyip gülmüştü.

 

Zeynep:aşk olsun beni niye çağırmıyorsunuz yaa!

 

Yusuf:hee bi sen eksiktin!

 

Gündüz ağa:he valla!

 

Gülizar hanım:kızım koş şu iki deveye su getir ikisi de bitarafından alıyor soluğu.!

 

Dediğinde Zeynep kocaman bir kahkaha patlatıp mutfağa doğru gitmişti.

 

Gündüz ağa:beni düşürdüğün şu hale bak eşşek! Kaç yaşında adamım bide seninle uğraşıyorum.

 

Yusuf:ne dedim sanki ben ya!

 

Gündüz ağa:Allah'ım sen sabrımı ecrimi bol bol ver mevlam.

 

Züleyha hanım:Amin!

 

Demişti nenem imayla. Zeynep'in getirdiği suyu diz çöküp hızlıca içmiştim.

 

Gündüz ağa:sağolasın çiçeğim.

 

Zeynep:ne demek ağabeyim.

 

Diyip yusufa da suyu götürmüştü ikimizde kıtlıktan çıkmış gibi içiyorduk. Yusufla biranlık göz göze geldiğimizde ikimizde gülmeye başladık.

 

Gündüz ağa:eşşek sıpası gel buraya!.

 

Dedim kollarımı açarak oda yanıma yaklaşınca sarıldık. Zeynep ordan masum masum bakınca elimle gelmesini işaret ettim ve oda ikimizin arasına geçmişti. Anam ve nenem bize şaşkın şaşkın bakarken konuştular.

 

Züleyha hanım:HasbinAllah şunların gılığına bak hiç büyümüş gibiler mi Allah aşkına gelin?

 

Gülizar hanım:büyümezler ana büyümez bu danalar.

 

ŞAFAK

 

Ağabeyim ve babam çoktan gelmişlerdi hemen sofraya oturmuş isteme gününü konuşurduk yani onlar konuşuyordu.

 

Kezban hanım:ağabey bi alışverişe çıkmak gerekir. Gıza giyecek üst baş alalım iki.

 

Mahsun ağa:eyi eyi çıkın alın lakin düzgün şeyler alın sonra benim başıma iş çıkarmayın.

 

Demişti bana dikkatlice bakarak.

 

Kezban hanım:sen heç merak etmeyesin ağabey o iş bende.

 

Demişti halamda, inşallah düzgün bir şey alırdı bana. Onlar masada bu sohbeti ederken biz abimle sus pus oturuyorduk.yemek bitince masayı toplamaya koyulmuştum abiminde yardımıyla iki dakikada halletmiştik.

Bir süre daha isteme gününü konuşmuşlardı ve herkes yatmak için odalarına dağılmıştı. Tam bende odama gidecekken abimin sesiyle durdum.

 

Selim:gülüm...

 

Şafak:buyur ağabey?

 

Selim:Biraz sohbet edelim mi seninle?

 

Dedi hafif buruk bir ses tonunda.ona sade bir tebessüm sundum ve hafifçe başımı salladım.

 

Şafak:olur ağabey.

 

Selim:gel o halde dışarıda konuşalım.

 

Şafak:tamam.

 

Dedim ve dışarı çıkmıştık bahçedeki sedire geçip oturduk.

 

Selim:ee ne düşünürsün öyle kara kara de hele?

 

Şafak:h-hiç öylesine dalmışım.

 

Selim:korkuyor musun?

 

Dediğinde sertçe yutkundum. Çok korkuyordum. hiç bilmediğim bir eve, bir aileye gidecektim bunları da geçtim, farklı bir yatağı hiç bilmediğim bir adamla paylaşacaktım...

 

Şafak:k-korkuyorum...

 

Burukça baktı yüzüme, derin bir nefes aldı sonra, kollarını açtı kocaman. Hiç düşünmeden koydum kafamı göğsüne öylesine güven veriyordu ki bu kalp öylesine rahat hissediyordumki bu kolların arasında.

 

Selim:korkma güzel gözlüm. korkulacak birşey yok yemin ederim bana güven Gündüz ağaya emanet edeceğim seni o gözü gibi bakacak sana eminim ben. ne olursun bundan şüphe etme.

 

Hafifçe burnumu çektim,o ise saçlarımı okşuyordu.

 

Şafak:elimde değil ki ağabey. ben orda ne e-edeceğim bilmiyorum tanımam etmem ben o aileyi korkmayıp ne e-edeyim?

 

Selim:kurban olurum o korkan yüreğine ben...

 

Dedi saçlarımı öperek.

 

Selim:her korktuğunda beni ara. Her üzüldüğünde beni ara ben herzaman senin en yakınında olacağım seni hiç yanlız bırakmayacağım gülüm...

 

Ona sımsıkı sarıldım.

 

Şafak:ondan hiç mi hiç şüphem yok.

 

Dediğimde kahkaha attı.

 

Selim:hele bi olsun bak gör o zaman şu fındık burnunu nasıl ısırıyorum.

 

Dedi hafif burnuma dokunarak. Onun bu hareketine karşı gülümsedim ve oda anlımdan öptü. O gece öyle geçip gitmişti.bir süre sonra orada uyuya kalmıştık. Sabah olduğunda abimin yanımda olmadığını fark etmiştim üzerimde de battaniye vardı. Yavaşça yerimden kalktım ve içeri doğru adımladım konağa girdiğimde saate baktım ve tam 7:15 geçiyordu hızlıca mutfağa geçecekken mutfaktaki seslerle durdum. Tabiki de ağabeyim di başka kim olacaktı ki zaten. Yavaş ve küçük adımlarla yanına doğru adımladım ve aniden ses çıkardım.

 

Şafak:böööhhh

 

Biranda yerinden sıçramış ve baş parmağını ağzına götürüp ısırmıştı. Ben ise büyük bir kahkaha patlatmıştım.

 

Selim:bak yav eşşek sıpası seni! yemin ediyorum yüreğim ağzıma geldi.

 

Dediğinde ben daha çok gülmeye başlamıştım. o kadar çok gülmüştüm ki artık karnım acımaya başlamıştı. Ve gülmekten konuşamıyordum bile.

 

Selim:ortadan ikiye yarıldın güleceğim diye zilli.

sakin ol az sen böyle güleceksen her sabah rutin yapalım biz bunu emi?

 

Dediğinde zorda olsa gülmemi durdurup ona sarıldım ve konuştum.

 

Şafak:ya ağabey ya.

 

Selim:ne ağabey yalan mıyım yani?

 

Dediğinde ikimizde gülmüştük. O şenlikle kahvaltıyı hazırlamıştık ve babamgilde uyanınca sofranın başına geçmiştik.

 

GÜNDÜZ AĞA

 

Sabah uyandığımda hızlı bir şekilde hazırlanıp aşağı inmiştim. Hemen kahvaltının başına geçmiştik.bu ara çok telaşlı geçecekti belli.

 

Gülizar hanım:oğlum alışverişe çıkacağız bu gün sende geleceksin değil mi?

 

Zeynep:hihh ne zaman çıkacaksınız tam olarak?

 

Züleyha hanım:öğlen saatlerinde.

 

Zeynep:anaa ben ne olacağım yaa?

 

Yusuf:sen gitmeyecekmişsin.

 

Dedi şakayla karışık bir sesle. Zeynep ise yusufun omzuna okkalı bir tokat savurup konuştu.

 

Zeynep:anaa şuna birşey dee!

 

Gündüz ağa:aaa yeter ama demi kadın bir soru sordu bana, ona bile cevap verdirmediniz. Ayrıca Zeynep senin okulun yokmu?

 

Zeynep:var ama benimde ihtiyaçlarım var ağabey ben gitmiyim mi yani?

 

Dedi buruk bir sesle. Yüzünü asmıştı anında.

 

Züleyha hanım:e getmeyiver bir gün ne olacak sanki hazar seninde gelmen gerekir öyle değil mi gelin?

 

Gülizar hanım:hee valla sende geleceksin tabi üst baş alacağız.

 

Gündüz ağa:ee ana, okul ne olacak?

 

Zeynep:ağbey,canım ağabeyim ne olur bir gün gitmesem hm?

 

Gülizar hanım:gündüz oğlum bir günden birşey olmaz tamamlar eksiklerini olmaz mı?

 

Dediğinde zeynebe bakmıştım,bana kedi yavrusu gibi bakıyordu.

 

Gündüz ağa:eyi eyi tamam bakma şöyle de gitme bari ne edeyim ama al eksiklerini arkadaşlarından emi?

 

Dediğim anda Zeynep hızlıca sandalyeden kalkıp yanıma geldi Ve boynuma sarıldı. Kollarını okşadım ve oda yanağımı öpmüştü.

 

Zeynep:teşekkür ederim ağabeyim, bitanesin...

 

Deyip,Sonrada yusufa karşı dil çıkarmıştı.

 

Yusuf:terbiyesiz bu kız bak çok ciddiyim terbiyesiz. Ağabey şunun yaptığına bak yav sende hemen izin veriyorsun.

 

Gündüz ağa:şşşt Zeynep uslu dur Yusuf sende çok konuşuyorsun kalk hadi şirkete gideceğiz.

 

Yusuf:yemin ederim herkese küseceğim kimseyle muhatap olmayacağım yeter artık ya üveysem söyleyin de bilelim!

 

Dediğinde herkes gülmüştü.

 

Gündüz ağa:ana bende geleceğim alışverişe lakin sadece kendime yeni bir takım alacağım ve çiçeği kendim almak istiyorum gerisi sizde.

 

Gülizar hanım:eyi o halde sen gel al bizi öğlen halledelim bu işi.

 

Gündüz ağa:tamam o zaman haberleşiriz.

 

Dedim ve herkesle vedalaşıp şirkete geçmiştik.

 

ŞAFAK

 

Ağabeyimler şirkete gettikten sonra bizde halamla evi derli toplu tutuyorduk ve bir yandan da ikramlıkları çoğaltıyorduk. Saat öğlen vakitleri olunca hazırlanıp çarşıya çıkmıştık.

Kıyafetlere bakmaya başlamıştık bile ama halam birtürlü beğenmiyordu. En sonunda çalışanlardan biri elinde masmavi bir elbiseyle gelmişti öylesine güzeldi ki yavaşça elime alıp incelemeye başladım arkasında çok güzel bir detayı vardı çok beğenmiştim çok!

Halama baktığımda oda biraz elbiseyi süzdü ve beğenmiş gibiydi sanki.

Ona umutla baktım.

 

Kezban hanım:bu eyi gibiymiş çok açık da değil olabilir get giy de üstünde görelim.

 

Dediğinde olduğum yerde zıplamamak için kendimi zor tutmuştum. Hemen kabine girip denemiştim ve üzerime tam oturmuştu. Kendime aynada baktığımda ilk defa güzel olduğumu hissetmiştim ve iyi ki evden çıkarken vücudumdaki izleri kapatmıştım. Yavaşça kabinden çıkmıştım.

 

Şafak:o-olmuş mu hala?

 

Dediğimde halam dikkatlice beni süzmüş ve konuşmuştu.

 

Kezban hanım:arkanı dön bakayım.

 

Dediğinde yavaşça arkamı dönmüştüm.

 

Kezban hanım:eyi eyi olmuş. bu uygun alalım bunu.

 

Dediğinde hafifçe gülümsemiştim ve kabine girip elbiseyi çıkardım. Bir süre daha çarşıda dolandıktan sonra eve gitmiştik.

 

GÜNDÜZ AĞA

 

saat öğlen saatlerini gösterdiğinde hazırlanıp şirketten çıkmıştım.ve konağa doğru yol almıştım, hemen anamgili alıp çarşıya indim. Onlar kıyafet mağazalarına indirdim.

 

Gülizar hanım:oğlum sen gelmiyor musun?

 

Gündüz ağa:ana bende şurdan takım elbiseye bakacağım.

 

Gülizar hanım:hee birde o var demi.eyi eyi git bak sen.

 

Gündüz ağa:işiniz bitince arayın beni alayım sizi.

 

Gülizar hanım:tamam oğlum.

 

Dediğinde içeri girmişti,Zeynep ve ninem çoktan gitmişti zaten, Yusuf la anlaşmıştık oda gelecekti takım bakmaya arkamdan ama hiç gelen gide yoktu.tam aramaya kalkıştığımda telefon çaldı. Baktığımda Yusuf arıyordu.hemen açtım ve konuşmaya başladım.

 

Gündüz ağa:nerdesin lan geleceğim demedin mi sen?

 

Yusuf:sakin ol kaptan! Arkandayım.

 

Deyip arkamdan korna sesi gelmişti.hemen gözlerimi aynaya diktim, caddenin Arkamdaydı.

 

Gündüz ağa:eyi eyi hayde takip et beni de halledelim biran önce şu işi. Bunaldım,daraldım yemin ederim.

 

Yusuf:tamam ağabey.

 

Dediğinde arabayı çalıştırıp yola koyuldum. En sonunda herzamanki mağazaya gelmiştik. İlk baş modellere sonrada kumaşlara bakmıştık.

Ben siyah bir takım elbise seçmiştim. Yusuf'a baktığımda oda lacivert bir takım seçmişti hazır olarak istediğimiz kumaşları ve modelleri bedenimize göre bulunca direk alıp çıkmıştık. Anamgilin işi de bitince eve geçmiştik bu süreçte akşam olmuştu bile saat 18:00'ı gösteriyordu.eve gelip isteme günüyle alakalı bir kaç şey konuşmuştuk.

 

Gülizar hanım:ee oğlum çiçek bende demiştin hiçbir şey alışmışsın takımdan başka?

 

Gündüz ağa:onu o gün halledeceğim ana sen merak etme.

 

Dediğimde başını salladı.

 

Züleyha hanım:yarım bütün halalarınız, teyzeleriniz, herkes burda olur erkenden hazır olalım.

 

Gülizar hanım:he he çok kalabalık oluruz yarın erken kalkmak gerekir.

 

Gündüz ağa:eyi o zaman ben yemeği yiyip yatarım.

 

Gülizar hanım:bence herkes öyle yapsın.

 

Deddi ve anamgil sofrayla ilgilenmeye başlamışlardı bende iyiyim sırada bahçeye çıkıp sigara içmeye başladım.

yemeği yiyip erkenden yatmıştı herkes.

 

ŞAFAK

 

Eve gelir gelmez eşyaları yerleştirip yemekle ilgilenmiştik babamgilde gelince yemeği yemiştik. Biraz isteme günüyle ilgili konuşup herkes erkenden yatmıştı.

 

°▪︎~İSTEME GÜNÜ~▪︎°

 

GÜNDÜZ AĞA

 

öyle heyecanlı hissediyordum ki bazen nefes almayı unutuyordum sanki...

Konak çok kalabalıktı bütün kuzenler herkes buradaydı saat öğlen vakitlerini gösteriyordu biz sekiz gibi evden çıkacaktık herkes bir telaşla hazırlanıyordu.ben ise çiçek ve çikolatayı almaya gitmek için evden çıktım bir kaç gündür bu çiçek için uğraşıyordum.

bukette siyah ve beyaz laleler doluydu...

tabiki o kadar çok koydurmamıştım çünkü biliyordum ki oda sadelikten yanaydı bende. Sanırım kendim gibi birini bulmuştum...

Çikolatayı da hallettikten sonra konağa geçmiştim.

Konağa vardığımda herşey aynı devam ediyodu bende emreyle sohbet etmeye koyulmuştum. emre benim kuzenlerdendi,benden bir yaş büyük ama benim en iyi anlaştığım kuzenlerimdendi o evliydi birde kızı vardı 2 yaşında yeşim. Öyle tatlıydı ki onu her gördüğümde yanaklarını ısıra ısıra seviyordum insanın baba olası geliyordu...

yeşim de beni çok seviyordu iyi geçiniyorduk cimcimeyle.

Böyle böyle saat akşam vakitlerini almıştı ve artık herkes yola çıkmaya hazırdı. Bir süre sonra konaktan cümbür cemaat çıkmıştık.

 

ŞAFAK

 

bütün gün heyecandan elim ayağıma girmişti çok telaşlı ve korkuyordum bir yandan hazırlanırken bir yandan da hazırlıkları tamamlıyorduk.

Bir süre sonra saat akşam vakitlerini gösteriyordu. Heyecanım gitgide artıyordu her dakikada...

Gelme saatleri yaklaşmıştı artık. herşeyde hazırdı.

Benim tüm vücudumun tir tir titriyordu tekrar kendime aynada baktım ve vücudumu dikkatlice süzdüm, bedenimi çok dikkatli bir şekilde kapatmıştım umarım bir aksilik çıkmazdı diye düşünürken korna sesleriyle doldu biranda mahalle. Nefes alamadığımı fark ettiğimde elimi göğsüme götürdüm ve tam o anda ağabeyim geldi yanıma.

 

Selim:şşşt sakin ol gülüm hiçbir şey yok herşey yolunda ve sende çok güzelsin.

 

Diyip beni anlımdan öpmüştü.

 

Şafak:t-teşekkür ederim ağbey.

 

YAZAR

 

Gündüz ağa gil gelmişti bile çoktan arabalarını teker teker arka arkaya park etmişlerdi herkes inmeye başlamıştı arabalarından. Ve gündüz ağa da tam inmeye hazırlanırken içinden derin bir besmele çekti.

 

Gündüz ağa:bismillahirrahmanirrahim...

 

Dedikten sonra indi arabadan ve onunla birlikte Gülizar hanım, Züleyha hanım da inmişti Zeynep de tam inecekken biranda çantası açılmış ve içindekilerin hepsi arabaya çalışmıştı.

 

Zeynep:hihhh!

 

Gülizar hanım:ne oldu gız!

 

Zeynep:Anaa çantamın içindekilerin hepsi bir yere saçıldı!

 

Gündüz ağa:ne oluyor?

 

Zeynep:ağabey siz gidin de ben arkadan geleyim çantamın içindeki eşyalarımın hepsi arabaya saçıldı.

 

Gündüz ağa:tamam ama çabuk ol geç kalma.

 

Gülizar hanım:he çabuk gelesin ayıp olur.

 

Zeynep:tamam tamam vallahi hemen geleceğim.

 

Dedi ve herkes kapıya doğru yol aldı en başa gündüz ağa geçip kapıyı çaldı.ve içerden Şafak derin bir nefes alıp içinden besmele çekti.

 

Şafak:bismillahirrahmanirrahim...

 

Dedi ve kapıyı yavaşça açtı. Gündüz ağa karşısında gördüğü küçük kızı derince süzdü öylesine güzel olmuştu ki ne çok yakışmıştı o bembeyaz tene o elbise. Bu güzellik hiçte öylesine gibi değildi...

Küçük kız ise utangaç gözlerle süzmüştü karşısındaki iri yarı bedeni ve dikkatini çeken elindeki buket olmuştu içinde siyah ve beyaz laleler vardı çok güzel duruyordu çok!

Küçük kız kendini çok zor tutmuştu bir anda çünkü dokunsalar ağlayacaktı. Unutmamıştı genç adam o günü Unutmamıştı o laleleri...

Küçük kız Hemen kendine geldi ve konuştu.

 

Şafak:h-hoş geldiniz...

 

Gündüz ağa:hoş bulduk...

 

Dedi ve içeri teker teker herkes girmeye başladı küçük kız çok şaşırdı çünkü öyle kalabalık gelmişlerdi ki ne kadar büyük bir aşiret oldukları burdan da gayet açıktı.

Herkes hoş geldin merasimini yapmış ve oturmaya başlamıştı.

Selim biranda şafağın yanına geldi ve telaşla konuştu.

 

Selim:gülüm ben arabada telefonumu unutmuşum hemen onu alıp geliyorum.

 

Şafak:t-tamam ağabey lütfen çabuk gel.

 

Selim:Hemen gülüm hemen.

 

Diyerek aceleci adımlarla çıkmıştı konaktan ve koştur koştur arabasınının yanına gitmeye çalışıyordu ki onun arabası en arkada kalmıştı öyle çok araba vardı ki kendi arabasını kaybetmişti sanki. Hayla koşmaya devam ederken biranda yanından geçtiği arabanın kapağı hızlıca açılmış ve onun diz kapaklarına denk gelmişti.

 

Zeynep:hihh!

 

Selim:ağhhh!

 

Zeynep ne olduğunu anlamayarak hızlıca arabadan indi ve karşısındaki adama baktı, genç adam dizlerini tutarken aniden kafasını kaldırdı ve tam küfür etmeye hazırlanıyorduki karşısındaki küçük kızı gördü.

 

Selim:sikeceğ-.

 

Diyemeden gördüğü kızla kesilmişti sözü.

 

Zeynep:ç-çok özür dilerim ağabey,görmedim! Kusuruma bakma.

 

Dedi Zeynep telaşlı ve korkak sesiyle.

 

Genç adam duyduğu ses tonuyla ve karşındaki güzeller güzeli kızla kalakaldı yerinde. iyice baktı küçük kıza.

Sapsarı saçları şu gece karanlığında öyle bi parlıyordu ki,

Güneş görse kıskanırdı...

 

NOT:ben geldimmm!

 

-YENİ ÇİFT GELİYOR SANIRIM SİZCE GÜZEL ŞEYLER OLACAK MII?

 

Biliyorum çok çok geç geldim ama çok uzun bir bölümle geldim. Yemin ederim bu bölümü yazarken ne yazacağımı bilmeden yazdım öyle çok zorlandım ki niye böyle oldu bilmiyorum ama hiç yazasım gelmemişti ilk başlarda ve taa bu zamana kaldı ve ben sizi bu kadar çok beklettigim için çok çok özür diliyorum.

Okumalar çok çok artıyor ve ben bundan çok memnunum çok!

Ama birşeyden de çok dargınım size. arkadaşlar o kadar okunmaya rağmen niye oylarda hiçbir değişme yok bu şekilde giderse artık sınır koyacağım ve birde öyle deneyeceğim lütfen eğer okuyorsanız ve beğeniyorsanız oyunuzla gösterin bunu. Beğenmeyenlere lafım yok herkes beğenecek diye bir kural yok sonuçta ama okuyup da beğenenlere sesleniyorum LÜTFEN BEĞENİYORSANIZ OY VERİN!

Bu bölümle hikayenin durumuna bakıp sınır işini de ciddi bir şekilde düşüneceğim.

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.

Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur güzel yıldızlarım iyi okumalar diliyorum güzel gözlerinizden kocaman öpüyorum!...

 

Bölüm : 28.08.2024 20:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...