☆KÜFÜR VE ARGO KELİMELER İÇEREN BİR BÖLÜMDÜR.☆
♤YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR.ŞİMDİDEN KUSURA BAKMAYIN.♤
𝐒𝐞𝐯𝐦𝐞𝐤 𝐯𝐞 𝐬𝐞𝐯𝐢𝐥𝐦𝐞𝐤 𝐞𝐧 𝐝𝐞ğ𝐞𝐫𝐥𝐢 𝐝𝐮𝐲𝐠𝐮𝐥𝐚𝐫𝐝ı, 𝐝𝐨ğ𝐫𝐮 𝐛𝐢𝐫 ş𝐞𝐤𝐢𝐥𝐝𝐞 𝐲𝐚ş𝐚𝐧𝐬𝐚𝐲𝐝ı...
YAZAR
Nişan bitmiş,aileler yavaş yavaş dağılır olmuştu. Artık bir aşamayı daha geride bırakmıştı iki ailede şimdi sırada kına ve düğün vardı. Yarından sonraki gün kına olacaktı. Nerede olacağını tartışıp mekana karar verdiler ama kadınlar evde olmasını çok istiyordu Gündüz ağa şafağında mekan tutma işine sıcak bakmadığını anlayınca allem etti gallem etti ve kına Artık demirlerin konağında olacak'tı Şafak Zeynep mutfak kapısında birbirine dönüp gülümsediler Gündüz ağa'nın görmek istediği şey yalnızca buydu işte o eşsiz gülümseme...
Yarın da alışverişe çıkılacaktı kına için, saati her şeyi hazırdı. Yarın zangarlar,demirler konağına öğlen birde gelecekler ve çarşıya çıkacaklardı hep birlikte. Artık herşey konuşulmuş Allah'ın izniyle de bir sıkıntı çıkmadan haledilecekti. Zangarlar ayaklanmıştı bile çoktan Şafak ve Zeynep sıkı sıkı sarılmışlardı herkes vedalaşırken Gündüz ağa kapıya doğru ilerledi Şafak da ayıp olmasın diye biraz ondan önce gidip ayakkabılarını düzlenmeye kalkıştı ki Gündüz ağa hemen eğildi ve onu durdu, lakin durdururken birbirine değen elleriyle ikisinin kalbi de firar etti adeta. İlk dokunuşlardı bunlar,lakin sonu olmayacaktı...
Şafak utanarak ellerini geri çekti Gündüz ağa da aynı anda çekmişti ellerini, ama Şafak bi anda ne olduğunu anlamamıştı babası hep böyle yaptırırdı ona şimdi yanlış olan neydi? Diye düşünürken Gündüz ağa'nın sesi doldu küçük kızın kulaklarına.
Gündüz ağa:e-estağfurullah Şafak, kendim yaparım ben lütfen kalk yerden.
Dedi ve Şafak yavaşça yerden kalktı ve ellerini önüne bağlayıp bekledi.
Gündüz ağa:yinede teşekkür ederim ama.
Dediğinde Şafak hafifçe tebessüm etti ve utanarak başını eğdi. Gündüz ağa ise yine o gülüşe denk geldiği içi utanmasa seke seke çıkacaktı evden...
Artık herkes yavaş yavaş çıkmıştı evden ve zangarlar kendi konaklarına doğru yol aldılar. Demirer ise evlerine geçtiler kınanında evde olması fikri çok güzeldi rahat olacaktı herkes lakin evin temizlenmesi de gerekiyordu.
Kezban hanım:gız Şafak bu evi eyice bi temizlede öyle yat. Bak kirlendi o kadar yarında alışveriş var yapamazsın.
Dediğinde Şafak derin bir iç çekti öyle yorgundu ki uyumayı düşünürken halasının bu sözleri onu yıkmıştı. ona ev temizlemek zor gelmiyordu ki az bi işin ucundan tutsa ne vardı Kezban hanım.
Şafak yavaşça başını salladı çok yorgundu bitkindi ama yapacak birşey yoktu. Onlar yukarıya odalarına geçtiklerinde şafakta mutfağa doğru yol aldı. Dışarıya sigara içmek için giden Selim ise içeri girdi ve mutfağa doğru giden şafağa baktı, niye yatmamıştı ki bu kız diye düşündü kendi kendine oda şafağın arkasından mutfağa geçti.
Selim:gülüm niye uyumadın bak babamgil yatmış hem çok yoruldun bu gün.
Dediğinde Şafak burukça gülümsedi.
Şafak:sen uyu ağabeyim, yarın alışverişe çıkacakağımız için ve Birgün de kına olduğu için, halam evi temizlememi istedi.
Dediğinde Selim kaslarını çattı sertçe
Selim: yahu öyle şeymi olurmuş, zaten yorgunsun şu gözlerinin hâline bak. Olmaz öyle şey git yat.
Şafak: birşey olmaz ağabey. Ben yapar yatarım. Sen merak etme.
Selim: olmaz öyle hadi bende sana yardım edeyim birlikte halledelim.
Şafak: asıl öyle olmaz ağabey ben yapacağım işte hadi.
Dediğinde selimin çatık kaşları daha da birbirine girdi.
Selim:şşş abi sözü dinle az cimcime hadi bakalım nereden başlıyoruz?
Şafak:eyi eyi öyle olsun o zaman. Mutfaktan başlayalım.
Dediğinde selimde başını sallamıştı ve iki kardeş de işe koyulmuşlardı. Bir süre sonra saatler tam üçü gösteriyordu. İkisi de koltuğa kendini zor atmış derin derin nefesler alıyordu. Selim uykusuzluğa daha fazla dayanamayarak konuştu.
Selim:ben bittim gülüm. Artık uyumaya gidiyorum. Sende çok gecikmeden uyu.
Dediğinde Şafak hafif başını sallayarak konuştu.
Şafak: tamam ağabey iyi geceler bende şimdi yatacağım zaten.
Dedi ve Selim bacısının anlından hafifçe öpüp konuştu.
Diyerek yukarı çıktı, şafakta daha fazla oynamadan onun arkasından gitmişti. İkisi de daha fazla dayanamayarak atmışlardı kendilerini yataklarına. Ve artık sabah olmuştu Şafak uyandı ama o temizliğin verdiği yorgunluk ve uykusuzlukla hiç mutlu değildi. Odadaki işlerini halledip aşağıya indi ve güzel bir kahvaltı hazırladı. Herkes uyanıp kahvaltı fastı bittikten sonra, Mahsun ağa şirkete geçmişti. Selim, Şafak ve Kezban hanım da hazırlanmış yola çıkmışlardı saat dokuz olmuştu bile çarşıya inmişti yine iki ailede düğün alışverişi daha da zahmetli olacaktı.
İlk baş çeyizlik olan yerlere girdiler ve şafağın da beğeneceği güzel çeyizlikleri almışlardı sonrasında kadınlar için ayrılmış bölüm olan iç giyim mağazasının önünde durmuştu herkes.
Geldiğimiz yerin önünde durmuştuk. Gözüme çarpan mağazanın önünde duran gecelikler olmuştu ve anamgilin konuşmaları kulağıma dolmuştu,
Gülizar hanım: burdan da güzel güzel gecelikler seçtirelim şafağa.
Kezban hanım:hee Gündüz ağa da baksın modellere ikisi beğensinler işte.
Dediklerini duyduğum anda şafağa baktım oda onları duymuş olmalı ki aynı anda oda bana bakmıştı. Benimde ona baktığımı görünce başını eğdi. Kıpkırmızı olmuştu yanakları ellerine baktığımda titremeye başlamıştı hızlı hızlı parmaklarıyla oynuyordu, korkuyordu o hemde çok korkuyordu ve utanç da üstüne ekleniyordu herkes içeri gitmişti Selim de arabaya kadar gitmişti Şafak en arkada kalmıştı, hızlı adımlarla onun yanına gidip yavaşça arkasından seslendim,
Dediğimde yavaşça arkasını dönmüştü,
Gündüz ağa:biz Selim'le damatlığa bakmaya gidelim sizde Burdaki işiniz bitince haber edersiniz olur mu? Hem siz kadın kadına halledin buradaki işlerinizi sende gönlünde ne varsa onu al, rahatça seç beğen hm?
Dediğimde yüzü iyice kızarıyordu. Sertçe yutkundu ve dudaklarını yaladı.
Gündüz ağa:şşş tamam sıkıntı yok. Sen yeterki rahat ol, korkma, çekinme olur mu?
Dediğimde uslu çocuklar gibi başını sallamıştı ve gözlerini kaçırırcasına eğmişti başını. bu hallerine dudaklarım kıvrılırken başını kaldırdı ve bana en güzel tebessümünü sundu kibarca. İçimi eritmişti o minik tebessümü...
Dediğinde bende ondan gözlerimi zar Zor çekerek başımı salladım tam o anda da Selim gelmişti.
Gündüz ağa: Selim hadi gidiyoruz.
Dediğimde sorgulamadan başını sallamıştı bu adam işini çok iyi biliyordu. Şafak mağazaya girdiği anda bizde arabaya binmiştik.
Gündüz ağa: damatlık bakmaya gidiyoruz, onlar kadın kadına ortadaki işlerini halletsinler Şafağı tembihledim işleri bitince bize haber edecekler.
Gündüz ağa:Selim, bana ağam demek zorunda değilsin adımla seslen hem artık akraba sayılırız.
Dedi en samimi haliyle. Selim tebessüm etti.
Gündüz ağa:oh be vallaha böyle daha iyi hem biz seninle arkadaşlık da kurduk önceden gerek yok o kadar mesafeye.
Dediğinde Selim başını salladı.
Dediğinde ikisi birlikte sohbet ede ede en sonunda mağazaya varmışlardı, ikisi de mağazaya girdiğinde Orta yaşlarda bir adam onları karşılamıştı onlar yavaş yavaş damatlığa bakmaya başlamışlardı bile. Bir süre sonra bir kaç tane model seçmişlerdi kadınlardan telefon gelince ikisi de mağazadan çıkıp onları almaya gitmişlerdi, hepsi birlikte mağazaya tekrar geldiklerinde o seçtikleri modelden birini seçmişlerdi ama en çokta Şafak beğendi diye seçmişti gündüz ağa,ona en yakışıklı damat olmak istiyordu gündüz ağa,onun damadı olmak istiyordu...
Artık en son şeye gelinliğe ve kına elbisesine gelmişti sıra,ikisinin mağazası da aynı olduğu için şanslılardı şayet hepsi harap olmuştu yorgunluktan. Selim,Gündüz ağa ve Züleyha hanım oturuyor diğerleri ise gelinliğe bakıyorlardı birkaç model seçilmişti ve Şafak ilkinden başlayarak denemeye koyulmuştu. Gündüz ağa her Beyaz gelinliğin içinde siyah saçlarını belli eden kızı gördüğünde eriyip gidiyordu. Öyle güzel, öyle nazik kalmıştı ki hepsinin içinde Gündüz ağa neredeyse hepsini alalım diyecekti utanmasa. Şafak içlerinden çok sade bembeyaz önü çapraz dikimli hafif dekolteli gelinliği çok çok beğenmişti hep üstünde kalsın istemişti tamam hafiften dekoltesi fazlaydı ama üzerine beyaz bir şal Atar olur biterdi. Gündüz ağa da fark etmişti şafağın onu beğendiğini herkes kendi kendine gelinlikleri yorumlarken Gündüz ağa da fazla çaktırmadan küçük kızın yanına yanaştı. Şafak upuzun boy aynasından kendine bakarken Gündüz aga'nın geldiğini bile fark etmemişti genç adam uzun uzun küçük kızı süzerken kısık bir sesle konuştu,
Dediğinde Şafak onun geldiğini yeni fark ederek irkilmişt. Sonra ona yönelen soruyla hafif utanarak başını salladı.
Genç adamda çok beğenmişti ama tek bir sıkıntı vardı oda gelinliğin dekoltesiydi genç adamın pek hoşuna gitmemişti o detay ama küçük kızın gözlerinin içinin parladığını görünce dayanamıyordu,yine de belli etmek istedi kendini.
Gündüz ağa: önü sanki biraz açık gibi.
Dedi asla oraya bakmayarak kesinlikle rahatsız etmek istemiyordu evet o kendine aynada bakarken görmüştü ne kadar açık olduğunu ama şimdi gözünün önünde öylece bakarsa rahatsız olur diye düşünüyordu. Küçük kız alt dudağını dişleyerek başını öne eğdi ve parmaklarıyla oynayarak izin alma moduna yavaştan hazırlanıyordu.
Şafak: e-evet orası öyle b-bende fark ettim ama düğün günü ü-üzerime beyaz bir şal g-giysem olur diye d-düşünmüştüm ama eğer i-için rahat değilse çık-
Demeye kalmadan gündüz ağa daha fazla dayanamayarak onun sözünü kesmek zorunda kalmıştı.
Gündüz ağa:yok yok hiç gerek yok sen öyle diyorsan öyle olsun o zaman sıkıntı olmaz benim için.
Dedi çünkü küçük kızın başını eğmiş parmaklarıyla oynayarak ona kendini izah etmesine hiç mi hiç dayanamamıştı. Küçük kız derince gülümsedi.
Dediğinde Gündüz ağa o güzel tebessümle eriyip bitmişti yine her zamanki gibi...
Diğerleri de o gelinliği onayladıktan sonra kına elbisesine de fazla uğraşmadan seçmişlerdi. Artık ev eşyalarına geçilecekti ev eşyası derken Şafak ve Gündüz aga'nın odası için eşyalardı. Şafak ne kadar da gerek yok dese de Gündüz ağa ve Gülizar hanım en ciddi şekilde itiraz etmişlerdi e birde Züleyha hanım da itiraz edince gidilmişti mobilyacıya yataklara ve takımlara bakıldı Şafak siyahlı beyazlı bir takıma takılmıştı kulp detayları Gold olan bu takımı çok beğenmişti yataklı bildiğimiz takımdı ona uygun siyahlı beyazlı perde de seçildiğinde artık alışveriş tamamen bitmişti Ufak tefek ıvır zıvırlar sonraydı artık. İki ailede çok yorulmuş Gülizar hanımın isteği üzere bı kafeye yani her zamanki gittikleri bahçeli kafeye gidilecekti. Şafak çok heyecanlanmıştı ilk defa Gündüz ağayı gördüğü kafeydi orası en az Şafak kadar Gündüz ağa da heyecanlamıştı kafeye gidip oturulmuş sohbet koyulaşmıştı. Şafakla Gündüz ağa kendi hallerinde sohbete dahil edilirken, Selim ve Zeynep ara ara göz göze geliyordu bir yandan selimin gözleri Zeynep'in üzerindeyken diğer yandan Zeynep'in gözleri Selim'in Üzerindeydi ikisinin de kalpleri hızla çarpıyor derin derin nefesler alıyorlardı. Artık iki ailede kendi evlerine geçmişti hazırlıklar hızla devam ediyordu ve en sonunda o gün gelip çatmıştı...
Çoktan uyanılmış işe koyulmuştu bir sürü davetli çoktan gelmişti bile yoğun bir telaşla herkes kendi işinde gücündeydi akşama doğru erkek tarafının kadınları gelecek ve kına yakılacaktı. Saatler ilerlemiş artık akşam üstü olmuştu, Zeynep diğerlerinden önce gelip şafağın hazırlanmasına yardımcı olmuştu diğerleri de geldiğinde herkes salonda toplanmış kına yakılmaya hazırlanıyordu. Erkek tarafı ise kendi kendine eğlence kurmuştu Demirlerin erkekleri de konağa geçmişti, türküler, oyun havaları ile büyük bir eğlence kurulmuştu ama Gündüz Ağa'nın aklı şafakta kalmıştı çok ağlatacaklar mıydı o kara gözleri çok mu üzeceklerdi o küçük bedeni, diye kendi kendine düşünüyor ve hayıflanıyordu. Bir süre sonra arayacaktı zaten Zeynebi şafağın durumunu soracaktı. Kız tarafında ise derin bir hüzün vardı, acıklı bir türküyle başlanmıştı kına yakılmaya Gülizar hanım yakıyordu kınayı, küçük kızın eline iki büyük altını koymuştu Züleyha hanım da türkünün ikinci Nakaratına geçmişti.
𝐀𝐧𝐧𝐞𝐬𝐢𝐧𝐢𝐧 𝐛𝐢𝐫 𝐭𝐚𝐧𝐞𝐬𝐢𝐧𝐢 𝐡𝐨𝐫 𝐠ö𝐫𝐦𝐞𝐬𝐢𝐧𝐥𝐞𝐫, 𝐀𝐧𝐧𝐞𝐬𝐢𝐧𝐢𝐧 𝐛𝐢𝐫 𝐭𝐚𝐧𝐞𝐬𝐢𝐧𝐢 𝐡𝐨𝐫 𝐠ö𝐫𝐦𝐞𝐬𝐢𝐧𝐥𝐞𝐫, 𝐔ç𝐚𝐧 𝐝𝐚 𝐤𝐮ş𝐥𝐚𝐫𝐚 𝐦𝐚𝐥𝐮𝐦 𝐨𝐥𝐬𝐮𝐧. 𝐁𝐞𝐧 𝐚𝐧𝐧𝐞𝐦𝐢 ö𝐳𝐥𝐞𝐝𝐢𝐦,
Şafak türkünün bu kısmında iç çeke çeke ağlamaya başlamıştı anasını o kadar özlüyordu ki keşke burada olsaydı diye içinden kaç kere geçirmişti bir bilseniz. Çok canı yanıyordu anası onun en derin yarasıydı lakin bir o kadar da her derde devası..
Kına yakılmış artık kadınlar oyun havaları eşliğinde oynamaya başlamışlardı Zeynep şafağı sakinleştirmiş ona su içirmişti. Gözleri şiş şiş olmuştu küçük kızın oynayanlara tebessüm ederek bakıyordu. Zeynep abisinden gelen telefonu açtı ve konuşmaya başladı,
Gündüz ağa: kına yakıldı mı gülüm?
Zeynep:evet evet yakıldı bitti. Ama Şafak çok kötü oldu.
Dediğinde genç adamın kalp ritimleri hızlanmıştı. Sertçe yutkundu ve konuşmaya çalıştı,
Zeynep: çok çok ağladı, annesini çok özlüyor hep keşke oda burda olsaydı diye sayıkladı durdu.
Dediğinde Gündüz ağa'nın içi titremişti keşke elinden birşey gelseydi de dünyaları serseydi o kara gözlü kızın önüne ama hiçbirşey gelmezdi bu dünyadan göçüp gideni kimse geri getiremezdi.
Gündüz ağa:iki dakika telefona verebilirmisin müsaitse? Bir sesini duyayım.
Dedi herkes bı arada oynarken aradan geçip şafağın kolundan tutup onu boşluğa çekmişti. Şafak anlamaz bakışlarla Zeynep'e bakarken Zeynep konuşmaya başladı,
Zeynep: ağabeyim aradı seninle konuşmak istiyor.
Dediğinde küçük kızın kalbi küt küt atmıştı niye onunla konuşmak istiyordu ki şimdi. Derin bir nefes alıp başını salladı ve Zeynep telefonu uzatıp şafağa ben mutfaktayım işareti yapıp gitti. Şafak telefonun kulağına götürdü ve konuşmaya başladı,
Gündüz ağa: Şafak nasılsın eyi misin?
Şafak:eyiyim ağam b-bir sıkıntı yok.
Gündüz ağa: duyduğuma göre çok ağlatmışlar seni. Hm öylemi?
Dediğinde küçük kız tebessüm etti bu adam bu kadar ince nasıl düşünüyordu ki.
Şafak:o-o kadar da çok a-ağlamadım ki,yani evet biraz ama oda a-annem-
Dediğinde boğazı düğümlenmiş gerisini getirememişti, genç adam kızın bu haline hiç dayanamamış ve onu sakinleştirmek adına konuşmuştu,
Gündüz ağa: şş ağlama sakın. Lütfen ağlama emin ol elimden birşey gelseydi hiç düşünmeden atılırdım ama benim de elim kolum bağlı, şimdi sen ağlama fastını geç eğlenmene bak. Yarın seni almaya geldiğimde gözlerin Per perişan halde olursa çok bozuşuruz küçük hanım...
Dediğinde şafağın içi titremiş, eli ağayı boşalmıştı resmen bir çocuk edasında onu koruyup kollamasını çok sevmişti Şafak ve o sondaki küçük hanım detayıyla da tebessüme boğulmuşu adeta,
Şafak: t-teşekkür ederim ağam, ağlamayacağım söz.
Dediğinde genç adam gülümsedi,
Gündüz ağa: sözümü de aldığıma göre artık içim rahat olabilir kendine çok dikkat et Allah'a emanetsin.
Dediğinde telefon kapanmıştı ve şafağın yanına Zeynep gelip onu zar zor ikna ederek oynamaya davet etmişti o gece acısıyla tatlısıyla bitmişti artık ve herkes dağılmıştı Şafak için çok yorucu bir gün olmuştu güzel bir duş aldıktan sonra aynanın karşısına geçip derince yaralarına baktı çok kötü hâlde gözüküyordu çok acizdi bu hali bu düğün sürecinde sürekli yaralarını kapatıyor ve çok dikkat ediyordu görünmemesine o gelinliği almıştı ama çok çekinerek almıştı çünkü yaralarını biri görür diye ödü kopuyordu ama çok dikkatli kapatacaktı tüm yaralarını ve kendini buna zorunlu hissediyordu,bu düşünceleri bir kenara bırakıp artık bu evde son gecesi olduğu aklına geldi derince baktı odasına her bir yanında ayrı bir anı vardı acısıyla tatlısıylaydı biranda kapının tıklanmasıyla oraya baktı ve gel komutunu vermeden önce üzerine bir hırka giyinmişti,
Dediğinde odaya giren ağabeyiyle ayağa kalktı Selim de farkındaydı bacısının bu evde son gecesi olduğunun,hüzünlüydü yarım kalmış gibi hissediyordu sarıldı bacısına sımsıkı ve kokusunu derince içine çekti,
Selim:seni çok seviyorum gülüm.
Dediğinde şafağın aniden gözleri doldu ve sesi kısılırken konuşmaya çalıştı.
Şafak: bende seni çok seviyorum ağabeyim.
Dedi ve ikisi de birbirine sımsıkı sarılmıştı o gece bir sürü sohbet etmişlerdi Selim şafağa nasihatler etti onun yanlız olmadığını,hep bir telefon ötesinde olduğunu söyledi ve birlikte uyumuşlardı son kez...
Yarın büyük gündü gelin oluyordu artık Şafak, Mardinin en büyük aşiretinin ağasının yani Gündüz Ağa'nın gelini oluyordu...
NOT: çok uzun zaman oldu görüşmeyeli okul ve benim uzun eringeçliklerim yüzünden bölüm bu zamana kaldı ama artık inşallah daha aktif olmaya çalışacağım yaz tatiline de gideceğimize göre sık sık görüşürüz umarım. Bölüme oy ve yorumlarınızı bekliyorum sizleri çok seviyorum iyiki varsınız...
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
65.57k Okunma |
3.84k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |