☆KÜFÜR VE ARGO KELİMELER İÇEREN BİR BÖLÜMDÜR.☆
♤YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR.ŞİMDİDEN KUSURA BAKMAYIN.♤
Sevilmek ister insan, birgün sevileceğine inanmak ister.
YAZAR
Genç adamın dedikleriyle küçük kız gözlerini kocaman açtı ve bir anda kollarını genç adama sardı. Ne korku kalmıştı nede kaygı, güven duygusu sarıp sarmalamıştı bedenini...
Genç adam'ın biranda nutku tutulmuştu küçük kızdan hiç böyle bir hamle beklemiyordu, lakin o gözlerindeki parıltıya herşeyini verebilirdi. Elleri titrerken küçük kızın simsiyah saçlarına götürdü ellerini ve hafifçe okşadı o sırma saçları. Genç adamın içi gidiyordu incitirm diye küçük kız ise ne yaptığını farkına varmış hemen geri çekilmişti. Adam boşluğa düşmüş gibi hissetse de bu bile ona yetmişti. Küçük kız çekinerek etrafa bakıyordu, genç adam boğazını temizleyip sessizliği bozdu.
Gündüz Ağa:o-o zaman sen üzerini değiştir banyoda. Pijamaların dolapta alabilirsin.
Aldığı komutla Küçük kız usulca başını salladı ve dolaba yöneldi, dolabı açtığı gibi içinin full kıyafetle dolu olduğunu gördü onlara sonra bakmayı düşünerek elini geceliklere uzattı ve bakındı tek bir taneyi almak isterken hepsini yere düşürmüştü. Hepsini yerine kaldırıp içinden bir tanesini almak isterken eline aldığının beyaz dantelli ve dekolteli bir gecelik olduğunu görünce sertçe yutkundu ve hepsini biranda dolaba tıkıştırdı. Genç adam gördüğü şey ile şaşkınca küçük kıza bakmıştı, kız gözlerini genç adamdan kaçırarak konuştu,
Şafak:a-ama burda n-normal pijama yokki!?.
Deyip parmaklarıyla ilgilendi, genç adam ise elini ensesine atıp dudaklarını ıslattı ve aklınd gelen şeyle hemen dolabın altına yönelmişti, ordan saten bir pijama takımı çıkarıp ona uzatmıştı, annesine sadece öyle gecelikler almaması için uyarmıştı ve oda ikisinden de almıştı ama görünüre açık gecelikler yerleştirilmişti. Küçük kız başını sallayarak karşılık verdi,
Diyerek hemen banyoya gitmişti kıyafetlerini kenarı bir yere koyup, gelinlikle uğraşmaya başladı. Kolları sırtına ulaşmakta çok zorlanıyordu gittikçe yorulan kollarıyla derin bir nefes aldı ve düşünmeye başladı Gündüz ağayı asla çağıramazdı yaralarını kesinlikle görmemesi lazımdı o yüzden biraz daha dişini sıkıp gelinliği en sonunda çıkarmıştı hemen üzerine pijamalarıni geçirip kendini süzdü. Şimdi ne olacaktı nasıl davranması gerekiyordu aynı yatakta
Bir Başkasıyla nasıl uyuyacaktı diye düşünürken iyice gecikmemek için son kez derin bir nefes alıp aynadan kendine bakıp banyodan yavaşça çıkmıştı, odaya bakındığında adamı görememiş ve etrafa iyice bakınmıştı ama yoktu. Hafifçe Bir rüzgar esmişti odanın icinde küçük kız oraya doğru baktığında balkon kapısının açık olduğunu gördü ve adımlarını oraya doğru yöneltti. Genç adam üzerini çoktan değiştirmiş ve sigarasını yakmıştı bile, küçük kız kapının eşiğinden iyice balkona girmişti, genç adam gördüğü minik bedenle tebessüm etmişti, geceliği ona o kadar çok yakışmıştı ki minik bedeni bütün kıyafetleri bu kadar güzel nasıl taşıyordu gerçekten anlamıyordu, küçük kız parmaklarıyla oynayarak adam'ın olduğu yere yaklaşmıştı. Genç adam küçük kızı süzerken, o ise hafif hafif Esen serin rüzgarla irkilmişti. İkisinin nefes alışverişleri birbirine karışmıştı. Genç adam küçük kızın üşüduğünu anlamıştı bile,
Gündüz ağa:hatun üzerindeki ince zaten, üşürsün öyle.
Derken yan koltukta duran küçük battaniyeyi ona uzatmıştı, küçük kız gerçekten de çok üşümüştü, hemen bürünmüştü battaniyeye.
Dedi ona bakarak. Onun üzerinde de birşey yoktu. Genç adam küçük kızın onu düşündüğünü gördükçe Yüreği delicesine çırpınıyordu.
Gündüz ağa:ben eyiyim böyle Hatun, geç otur sende şöyle.
Dediğinde küçük kız yan taraftaki koltuğa oturdu ve adamı izledi. O geldiğinde içtiği sigarayı söndürdüğünü fark edince sormadan edememişti.
Şafak: sigarayı neden söndürdün ki?
Gündüz Ağa: rahatsız olursun kokusundan diye?.
Dediğinde küçük kız tekrar hayran kaldı karşısındaki adama..
Şafak:ç-çok rahatsız olmam aslında, ç-çünkü evde herkes içiyordu. Alıştım.
Gündüz Ağa:olsun yinede zararlı sonuçta, pek gelmesin sana dumanı...
Şafak: teşekkür ederim... A-ama sanki sende çok fazla i-içiyorsun biranda?
Gündüz Ağa: bana birşey olmaz hatun,da sen donacaksın şimdi hayde odaya geçelim.
Dediği anda ayaklandı küçük kızda onunla birlikte kalktı ve birlikte odaya geçtiler. Ve artık yatmaya hazırlandılar. Genç adam yatağın sağ tarafına geçip hafifçe uzanmıştı. Küçük kızda bir süre etrafına bakınıdıktan sonra yatağın en uç tarafına uzanmıştı. İkisinin de yürekleri durmaksızın hızlanırken, küçük kız çok çekinerek yatıyordu ve biraz daha geriye giderse heran düşebilirdi. Genç adam yavaşça yönünü küçük kıza döndü, çipil çipil bakıyordu o kara gözleri ile, badem gözleriyle o kadar şirin ve masum gözüküyordu ki hele ki yatağın içinde minicik bedeninin kaybolması hiçbirşeydi ve o iyice kendini küçültmüştü. Genç adam yutkundu ve kuruyan dudaklarını hafif yaladı. Konuşmaya hazırlıyordu kendini.
Gündüz Ağa:evime, odama, yatağıma ve gönlüme buyur ettin,iyiki ettin, iyiki geldin hoş geldin hatun...
Dediğinde küçük kızın yanakları al al olmuştu bile çoktan. Ne diyeceğini ne edeceğini bilemedi o an. Yutkundu ilk önce ve sonra konuşmaya çabaladı.
Şafak:H-hoş buldum ağam. Ç-çok hoş buldum...
Dedi ne dediğini bilmeyerek. Genç adam gülümsedi Derince.
Gündüz Ağa: iyi geceler çavreşamın...
Bu adam küçük kızı sanırsak kalpten götürmeye çalışıyordu.
Dediğinde ikisi de derin bir uykuya dalmıştı. Sabah olduğunda, genç adam ve küçük kız sarmaş dolaş olmuşlardı. Küçük kızın saçları genç adamın yüzüne saçılmıştı. İkisinin de kolları birbirine sarılmıştı küçük kızın bacağı da buna dahildi. Genç adam gözlerini açtığında ağzına yüzüne giren saçlarla şaşmış kalmıştı hafifçe üfleyerek saçları gözünün önünden çektiğinde ikisinin de nasıl bir halde olduğunu gördüğünde gülmemek için kendini çok zor tutmuştu. Küçük kız ise genç adamın boynuna kendini birazcık daha gömmüştü. Genç adam ise bir milim oynamaya çekiniyordu. Küçük kız hafifçe gözlerini aralıadığında burnuna dolan o tarif edilemez kokuyla içi huzurla dolmuştu. Kafasını kaldırdığı anda genç adamla göz göze gelmişlerd. Genç adam dayanamamış artık sırıtmaya başlamıştı küçük kız ise yavaşça kafasını çevirip oldukları konuma baktı ve anında toparlandı.
Genç adam dayanamamış patlamıştı en sonunda. Küçük kız ise kaşlarını çatarak genç adama baktı zaten çok utanmıştı iyice utandırıyordu.
Dediğinde küçük kızın sinirlenişi o kadar tatlıydı ki dayanamayıp onu ısırmak istiyordu.
Deyip tam yataktan inmeye hazırlanırken genç adam aniden kolundan tutup gülmesini durdurmaya çalışarak konuştu.
Gündüz Ağa: tamam tamam valla sustum hatun.
Deyince küçük kız yerine yine oturdu ve gözlerini odada gezdirdi biranda aklına gelenle gözlerini kocaman açtı. Ve anında yataktan fırladı. Genç adam ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Gündüz Ağa:ne oluyor hatun bir sakin olasın hele.
Dediğinde genç adam kolundaki saate baktı.
Gündüz Ağa:sekiz buçuğa geliyor.
Gündüz Ağa: hatun noluyor nereye geç kaldın de hele.
Şafak: kahvaltı çok geçikecek hemen hazırlanmam lazım çok geç kaldık.
Dediğinde anında odanın içinde dönmeye başlayınca genç adam yerinden kalkıp onu omuzlarından tutarak durdu.
Gündüz Ağa: birşey olmaz bugün bizim ilk günümüz geç falan kalmadık hatun. Onlar hazırlarlar şimdi sen bir sakin ol.
Dedi mahcupiyetle boynunu bükerek
Gündüz Ağa: birşey olmaz sen merak eyleme şimdi hazırlanır aşağı ineriz ama aceleye de gerek yok yani.
Dediğinde küçük kız başını usulca sallamıştı. Ve üzerini giyindikten sonra banyoya genç adam girmişti oda o hazırlanana kadar odayı toplayıp temizlemişti. İkisi de hazir olduktan sonra aşağı inmislerdi. Herkes sofraya Yeni yeni geçerken Gülizar hanım gelinini ve oğlunu gördüğünde mutlulukla tebessüm etmişti. Herkes sofraya geçip birbirine günaydın derken Şafak ise herkese günaydın deyip mutfaktan eksikleri getirmeye yardım etmişti. Sofraya herkes geçtikten sonra koyu bir sohbet sarmıştı etrafı ve kahvaltı da öylece geçmişti. Sofraya Zeynep ve Şafak hızlıca yardım edip çabucak bitirmişlerdi temizliğini de herkes bahçede otururken onlara kahve yapıp götürmüşlerdi ama ikisi de Selim'i görmeyi hiç beklemiyorlardı Şafak ayakta duran abisine sarılıp onunla güzelce Hasret gidermisti herkes oturduktan sonra Zeynep kahveleri dağıtmaya başlamışt. Sıra Selime gelince ikisi de heyecanlanırken Selim yavaşça gözlerini Zeynep'in gözlerine dikince Zeynep çok zor yutkunmuştu ve hemen kahveleri dağıtıp kenarı geçmişti.
Gündüz Ağa: ee Selim nasıl gidiyor işler.
Selim:idare ediyoruz işte be Gündüz ne edelim şükürler olsun.
Gündüz Ağa:hayırlısı olsun inşallah.
Diye hem iş hemde havadan sudan konuşurken zaman öylece akıp gitmişti. Selim gitmeye hazırlanırken şafakla bir konuşmak istemişti.
Selim: nasılsın gülüm eyi bakıyorlar mı sana burada?
Dediğinde küçük kız başını çevirip onlardan biraz uzakta olan Gündüz ağayı süzmüştü. Sonra başını tekrar Selime çevirdi.
Şafak: çok iyi bakıyorlar ağabey bana. Hele ki Gündüz Ağa çok iyi bir insan.
Selim: ben sana ne dedim o adam bir karıncayı bile incitmeye kıyamaz damarına basılmasdığı sürece.
Diye bir süre daha konuştuktan sonra ikisi de vedalaşıp artık Selim'i yolcu etmişlerdi.
Zeynep giden adamın arkasından bakakaldı bu adamla her denk geldiklerinde neden bu kadar hasar bırakıyordu ki...
Diye düşündü. En sonunda akşam olduğunda güzel yemekler yapılmıştü hepsi de Şafak ve Zeynep'in elinden geçiyordu nurgül hanıma bile hiçbir iş yaptırmamışlardı. Artık sofra kurulmuş saatler de yedi buçuğa gösteriyordu. Herkes yemeğe başlamıştı bile çoktan. Gündüz Ağa kaburga dolması hayranıydı ve hemen elleri ona gitti. Direkt büyük bur iştahla başlamıştı yemeğe ve yedikçe yiyesi geliyordu çünkü bunu nurgül hanım her zamankinden çok daha iyi yapmışt.
Gündüz Ağa: nurgül sultan yine döktürmüşsün şu dolmayı vallahi her zamanıkinden bile daha iyi olmuş hep böyle olsun.
Dediğinde nurgül hanım şaşkınlıkla konuştu.
Nurgül hanım: eyi de oğlum onu ben etmedim ki Şafak kızım iki dakikada hallediverdi maşallah.
Dediğinde genç adam küçük kıza bakmıştı ve gözleriyle sen muhteşem bir kadınsın diyordu sanki küçük kız utanıvermişti hemen.
Gündüz Ağa: ellerine sağlık Hatun.
Deyince herkesin içinde hatun demesine çok şaşırmıştı.
Yemekten sonra bütün aile salona geçmiş ve çaylarını İçmişlerdi Şafak herkesin neşe kaynağı oluyordu Zeyneple ikisi konuşurken biranda Yusuf bağırmıştı.
Yusuf: Zeynep koş git kağıt kalem getirde oyun oynayalım.
Dediğinde herkesten büyük bir kahkaha kopmuştu.
Gündüz Ağa:hah oğlum aferim çok büyük birşey ettin şuan bunu bularak.
Yusuf: ağabey sıkıldık işte çok kişiyiz de oynayalım işte. Hem yenge sevmez misin sende?
Şafak kendine yönelen soruyla başını salladı. Cidden de çok severdi o oyunu ama böyle bir ortamda biranda akla gelmesini hiç beklemiyodu. Çünkü babası çok kızardı böyle şeylere saygısızlık olurmuş öyle derdi. Neresi saygısızlık orası meçhuldü ama!.
Şafak:b-bende çok severim gerçekten.
Gündüz Ağa şaşkınlıkla şafağa baktığında Şafak bu bakışı yanlış anlamış ve istemediğini düşünmüştü. Kendisi de çok mu çocukça oldu diyerek düşünmüştü.
Gündüz Ağa:eyi get getir bakalım Zeynep.
Deyip kalkıp getirmeye gitmişti. Şafak da mutfağa çay doldurmaya gitmişti. Lakin Gündüz Ağa onun suratının düştüğünü fark etmişti ve elinde bardak bahanesiyle oda mutfağa gitmişti. Şafak karşısında gündüz Ağa'yı görünce şaşırmıştı.
Şafak:buyur ağam bir isteğin mi var?
Diyerek gözlerini kaçırıyordu. Gündüz Ağa yavaşça şafağa yaklaşıp önüne gelen saçlarını çekmişti.
Gündüz Ağa: hatun canını sıkan birşey mi oldu. Yada istemeden ben mi birşey ettim?
Şafak yutkunmuştu gözlerini olabildiğince kaçırıyordu.
Şafak; ağam b-ben hemen atıldım ç-çok severim oyunu diye ama eğer k-kızdıysan ö-özür dilerim yani biranda ö-öyle deyiverdim ben. s-sende haklısın çok çocukça o-oldu değil mi?
Dediğinde Gündüz Ağa şaşkınca gözleri kırmızıca olan şafağa bakmıştı ağlaycak diye ödü koparken dayanamadı ve küçük kızın yüzünü elleri arasına aldı. Ona öyle hissettirdiği için kendine sövüyordu bol bol.
Gündüz Ağa: hatun... Ben niye kızayım sana? Bende severim o oyunu oynamayı birşey olmaz ayrıca çocukça Felan da değil. Hem çocukça olsa nolurmuş ki? Sen zaten benim minik kadınım değil misin? Hm?
Diyerek şafağın yüzüne eğilmişti. Şafağ'ın duyduğu tabirle kalbinin teklemesi bir olmuştu ve utanarak burnunu genç adamın göğsüne sürtmüştü. Tam bir yavru kediydi bu minik beden diye düşündü genç adam.
Şafak:s-sen bana öyle şaşkınca bakınca bende n-ne bileyim k-kızdın sandım.
Gündüz Ağa: kızmam hatun ben sana. Sen heç merak etmeyesin. Hayde gel şimdi içeri geçelim ve oyunun galibi belli olsun. Öyle değil mi?
Diyerekten gülmüştü ve küçük kızı da güldürmüştü. İkisi salona geçip oturmuşlardı ve artık bir süre sonra oyun başlamıştım kahkahalar havada uçuşmuştu salonda o gece de öylelikle bitmişti. Herkes yavaş yavaş iyi geceler dileyip yukarıya çıkıyordu en son sadece Gülizar hanım, Şafak ve Gündüz Ağa kalmıştı.
Gündüz Ağa: ana bizde müsaadeni isteyelim artık. Hayırlı geceler sanada.
Deyip ayaklandığında Şafak da ayağa kalkmıştı Gündüz Ağa anasının elini öpüp kenarıya geçmişti. Şafak da aynısını yapmış ve konuşmuştu.
Gülizar hanım duyduğu kelimeyle mutluluklar yağdırıyordu etrafa öyle iyi geliyordu ki o laf ona. Hele ki gelininin güzelliğine hiçbir diyecek yoktu o çok beğeniyordu şafağı.
Gülizar hanım:iyi geceler güzel gızım.
Dediğinde artık ikisi de odalarına çıkmıştı bile. Genç adam yatağa oturup küçük kıza baktı o dolaba yönelmiş pijama seçiyordu kendine. Eline aldığı pembe beyaz karışımlı çiçekli takımı seçti ve dolabı kapattı. Sonra birde gündüz Ağa'nın dolabına yönelip ona da temiz pijama çıkarmıştı. Elindeki pijamayı gündüz Ağa'ya uzattı.
Gündüz Ağa: sağolasın Hatun. Lakin sen gelesin hele şöyle bir yanıma.
Diyerek yanını pat patlamıştı. Şafak hafifçe gösterdiği yere oturup pür dikkat onu dinlemeye başladı.
Gündüz Ağa: hatun bugün anamla konuştuk da birkaç gün sonra bizim dağ evi var oraya götürmek istiyorum seni. Yani sende istersen?
Gündüz Ağa: he ya. İstemez misin? Birkaç gün kalır geliriz hem düğün yorgunluğunu atarız hemde birbirimize daha çabuk alışırız.
Gündüz Ağa şafaktan gelecek cevabı bekliyordu. Anasıyla sabah konuşmuştu bunları Gülizar hanımın fikriydi bu görüyordu ki çok zor alışacaklardı birbirlerine oda hızlandırmak istemişti. Gündüz Ağa'nın da aklına yatmıştı. Küçük kız ise düşünmüş ve mantıklı bulmuştu. En çokta nasıl biryer olduğunu merak etmişti.
Şafak:o-olur gidelim. Ama ne kadar duracağız ki?
Gündüz Ağa:sen seversen eğer bir hafta da durabiliriz. İstemezsen de geliriz geri Hatun.
Dediğinde küçük kız utanarak başını sallamıştı.
Şafak: peki o zaman. A-ama ne zaman yola çıkarız ki?
Gündüz Ağa:Yarın seni görmeye bizim akrabalardan birkaç kişi gelecek.
Şafak tedirgin olmuştu biranda. Nasıl yani yarın gelecekler miydi??
Dediğinde Gündüz Ağa başını salladı.
Gündüz Ağa: birşey olmaz hatun sakin ol. Sadece konuşursunuz. Zaten Halalarım ve teyzelerim yani çoğunlukla.
Şafak: anladım. Peki ne zaman gelirler?
Gündüz Ağa: öğlene karşı herhalde. İşte onlar gelsinler akşama doğru da duruma göre bakalım bi, ben şirkete de bir göz atıp geleceğim yarın ondan sonra hazırlanır çıkarız. Olmaz mı?
Şafak:sen onlar g-geldiğinde burda olmayacak mısın?
Gündüz Ağa: maalesef hatun. Şirkette olacağım.
Dediğinde Şafak burukça başını sallamıştı. Onun da burda olmasını çok isterdi.
Gündüz Ağa: merak etmeyesin hatun bir sıkıntı olursa bir telefon uzağında olacağım.
Diyerek küçük kızın başını okşamıştı oda onayladıktan sonra ikisi de pijamalarını giyip uykuya geçmişlerdi. Bu günü de mutlu Mesut büyük bir aile olarak bitirmişlerdi bu daha başlangıçtı en güzelleri onların olacaktı...
NOT:BEN GELDİM BİLİYORUM ÇOK FAZLA GEÇ GELDİM AMA ZATEN NEDENİNİ BİLİYORSUNUZ. İNŞALLAH BEĞENECEĞİNİZ BİR BÖLÜM OLMUŞTUR. ŞAHSEN BEN BU BÖLÜMÜ YAZARKEN COK ZORLANDIM ÇÜNKÜ SIFIR FİKİRLE OTURDUN BAŞINA İNŞALLAH GÜZEL OLMUŞTUR. BİRDE BUNDAN SONRA SADECE HAFTA SONLARI BÖLÜM ATABİLECEĞİM ÇÜNKÜ OKUL VR DERSLER ÇOK YOĞUNLAŞIYOR. ANLAYIŞLA KARŞILAYACAĞINIZI DÜŞÜNÜYORUM. SİZLERE MUTLULUKLAR DİLİYORUM İYİKİ VARSINIZ. SİZİ ÇOK ÇOK SEVİYORUM ÇİÇEKLERİM...💐🤍
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
64.67k Okunma |
3.82k Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |