28. Bölüm

~22-YENİDEN DOĞUŞ...

Sudenaz🎀
gece_yazarj

İyi okumalar...

 

☆KÜFÜR VE ARGO KELİMELER İÇEREN BİR BÖLÜMDÜR.☆

 

♤YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR. ŞİMDİDEN KUSURA BAKMAYIN.♤

 

Yenilikler, Yeni kişiler, yeni hayatlar ve en önemlisi bana yeni Bir sen...

 

YAZAR 

 

Zeynep en sonunda ne yaptığını idrak edip hemen elini geri çekmişti. ikisi de hem çok şaşkın hemde çok suskun kalmışlardı. Zeynep utanarak bir, iki adım geriye gitti.

 

Zeynep: şey, kusura bakma ağabey.

 

Dediğinde selim başını iki yana sallayıp yutkunarak konuşmaya çalıştı.

 

Selim: önemli değil, hayde sende durma burada fazla bak hava çok serin oldu.

 

Zeynep: tamam.

 

Selim: hayırlı geceler.

 

Zeynep: hayırlı geceler ağabey.

 

Diyerek Zeynep koşarak konağa geri dönmüştü Selim ise arkasından bakakalmıştı. Eline gitti sonra gözleri ve kocaman gülümsedi. Sırıl sıklam tutulmuştu o güzel kıza artık Çok iyi anlamıştı, çok tehlikeli sularda yüzüyordu...

 

 

Şafak ve Gündüz Ağa ile Şafak ise ev halkına iyi geceler deyip odalarına çıkmıştı. Artık herkes odalarına dağılmıştı. Gündüz Ağa elinde kremlerle banyodan gelmişti.

 

Şafak: onlar ne?

 

Gündüz Ağa: şu tedavini yapalım da bende içim rahat uyuyayım gülüm.

 

Şafak:peki.

 

Gündüz Ağa: hadi otur bakalım yatağa, ve rica etsem üstünü çıkarır mısın.

 

Dediğinde küçük kız yutkundu boğazının kurduğunu hissediyor çok çekiniyordu. Ama yavaşça çıkarmıştı üzerindeki pijamasını. Genç adam'ın gördüğü manzarayla canı çok acımıştı bir kez veya bin kez daha sövmüştü bu yaraların sahibine. Ve usulca yaklaştı o küçücük bedene ürkütmek istemiyordu o ceylan gibi titreyen bedeni. Yavaşça eline kremi alıp usul Usul ovalamaya başladı.

 

Gündüz Ağa: sütyenin'in askısını açayım sen önden tut ki düşmesin güzel gözlüm.

 

Dediğnde küçük kız onu onaylayıp sütyenin'ini önden sıkı sıkı tutmuştu. Bir süre öyle kalmışlardı genç adam küçük kızın sırtına masaj yaparak kremleri yedirmeye çalışıyordu. Küçük kız aniden kendini öne itince genç adam onun canını yaktığını anlayıp endişelenmişti.

 

Gündüz Ağa: ç-çok çok özür dilerim yavrum, kurban olurum ben sana çok acıdımı?

 

Diyerek omzuna minik bir buse kondurmuştu. Küçük kız tnininde hissettiği sıcacık dudaklarla titrek bir nefes almıştı, ve hemen başını iki yana sallayıp genç adamın elini tuttu.

 

Şafak: çok acımadı ki ağam, elin çok hafif merak etmeyesin.

 

Deyip tebessüm etmişti genç adam küçük kızın alınına da bir buse kondurmuştu ve bir süre sonra tedavi işi bitmişti. Genç adam kızın sütyenin'in askısını yerine takıp onun kendi kendine dönmesini sağladı. Onu öylece yarı çıplak görmek tabiki de onu da çok zorluyordu ama o kendine ve nefsine sahip çıkabilen olgun bir insandı. En azından kendini öyle teselli ediyordu. Sonra onun üstünü giydirip artık ikisi de uyumaya karar vermişlerdi.

 

Zeynep odasına gelip kapısını hızlıca kapatmıştı ve elini ağzına götürerek endişeli bir hâlde öylece kalmıştı. Neydi o yaptığı hareket ne diye adamın elini tutuyordu ki ah salak kafam diye kendine kızmaya başladı. En sonunda eli kalbine inmişti.

 

Zeynep: burası neden böyle hızlı hızlı atıyordu o zaman?

 

Dedi ve aklına gelenle donup kalmıştı.

 

Zeynep: saçmalama kızım salak mısın abi diyorsun sen o adama salak Salak düşüncelere kaplamazsın.

 

Dediğinde sertçe yutkundu ve onunla olan anıları gözünün önünden geçmişti en başından bu yana ilk karşılaşma, merdivenlerde onu tutması ve anlam veremediği derin bakışları... Korkmuştu Zeynep hemde çok korkmuştu. Böyle birşeye kimse izin vermezdi ki adam kaç yaş büyüktü ondan ve ayrıca Zeynep okuyordu, onun okulu vardı Gündüz Ağa böyle birşeye kesinlikle izin vermezdi.

 

Zeynep:a-aşık mı oldum yani ben şimdi?

 

Dedi sesi titreyerek. Bir süre herşeyi kafasında derleyip toparlamıştı hiçbir şekilde kendini kandıramadığını anladığı anda ise yatağına uzanıp bütün gece Selim'i düşünerek uykuya dalmıştı.

 

Böyle böyle aradan tam bir hafta geçmişti. Değişen tek şey şafağın yaralarının günden güne iyileşmeaiydi. Gündüz Ağa çok dikkat etmişti bu tedavi sürecine iyileştireceğim seni demişti ve evet gerçekten sözünü tutuyordu...

Bir pazartesi sabahına uyanmıştı konak ahalisi. Herkes kahvaltıya yeni Yeni iniyor, Şafak ve zeynep masayı kuruyordu. Lakin Yusuf Zeynebi hiç rahat bırakmıyordu. Onunla uğraşıyordu sürekli ve şimdi de saçını çekmişti. Zeynep dayanamayıp öfkeyle Yusuf'a bağırmıştı

 

Zeynep:dursene artık ya gıcık mısın durr!

 

Dediğinde Yusuf sırıta sırıta aynı hareketlerine devam ediyordu.

 

Zeynep: ağabeyyy! Koş ya bu bana eziyet ediyor. Ağabeyyy!!!

 

Yusuf:sus kız cimcime bağırma sus!

 

Diyerek Zeynebin ağzını kapatmaya çalıştı.

 

Zeynep:mmmm- Ağabey-

 

Şafak: Yusuf abin inecek şimdi kızdıracaksin onu. Bıraksana kızı.

 

Yusuf:o bağırmasaydi birşey olmazdı yenge.

 

Dediğinde yukarıdan inen Gündüz Ağa'nın sinirli nefes alışverişleri duyuluyordu.

 

Gündüz Ağa:YUSUFFFF!

 

Şafak:hihh!

 

Zeynep:al işte ohh canıma değsin!

 

Yusuf:hah şimdi bittim!

 

Gündüz Ağa: bıraksana lan kızı birde ağzına kapatıyor ırzıgırık!

 

Diyerek Yusuf'un yanına doğru geliyordu.

 

Yusuf:ben seviyorum onu o yüzden yaniii,birşey yapmadım kiii.

 

Dediğinde Zeynep ve Şafak gözlerini kocaman açarak Yusuf'a baktılar.

 

Zeynep: yalan söylüyor ağabey saçımı çekiyor ben yengemle masayı kurumaya çalışıyorum o gelmiş benimle uğraşıyor ya!

 

Yusuf:yalan söylüy-

 

Gündüz Ağa: sus lan! Sabah Sabah sinir etme beni. Bütün cinlerimi tepeme çıkarıyorsun.

 

Yusuf:t-tamam ağabey sen sakin olasın.

 

Dediğinde aşağıya Züleyha hanım ve Gülizar hanım iniyordu.

 

Züleyha hanım: eşek sıpaları sabah sabah ne bu gürültü çeneniz bıktırdı beni!

 

Gülizar hanım: neneniz haklı ne ediyorsunuz sabah sabah.?

 

Gündüz Ağa:bu öküz Zeyneple uğraşıyor kızın saçını başını çekiyormus birde geldiğimde ağzını kapatmış kızın bana bağırmasin diye.

 

Gülizar hanım: hih oğlum sen kudurdun iyice, yahu ne uğraşıyorsun bacınla?

 

Züleyha hanım:evlendireceğim ama ben seni sen dur iyice yaşında geldi zaten bak bakalım o zaman böyle hovardalıklar yapabiliyormusun.

 

Yusuf: nene ne evlendirmesi ya hem ben kimseye aşık değilim o yüzden evlenemem.

 

Züleyha hanım: aşık olmadığınla evlendireceğim zaten işin sırrı orada.

 

Yusuf:oldu Allah Allah ağabeyim sevdiği kadınla evleniyor da bana ne oluyor?

 

Dediğinde küçük kız kızararak genç adama bakmıştı ki o zaten ona bakıyordu.

 

Gülizar hanım: tamam sus sus aman evlenme sen otur böyle yalı kazığı gibi!

 

Dediğinde herkes gülmeye başladı. Bir süre sonra herkes kahvaltıya başlamıştı artık.

 

Gündüz Ağa: akşam yemeğine Selim gelecek ana onunla konuşacaklarım var dün haber etmiştim ben ona.

 

Dediğinde biranda Zeynebin elindeki çatal yere düşmüştü. Herkes ona bakınca zorla gülümsemişti.

 

Zeynep: kusura bakmayın.

 

Gülizar hanım: tamam oğlum sen merak etme biz ayarlarız onu gelinimle.

 

Deyip, gülümseyerek şafağa bakmıştı. Oda ona tebessüm etmişti.

 

Artık herkes kahvaltısını bitirmiş bir Bir evden çıkıyordu. Zeynep herkesi Teker teker öpüp şafağa kocaman satılmışt.

 

Zeynep: yenge bak unutma gelince seninle o tatlıyı yapacağız tamam mı?

 

Gülizar hanım: ne tatlısıymış bu?

 

Zeynep: yengem bana badem şekeri yapmayı öğretecek.

 

Şafak: tamam canım sen merak etme okuldan gelince hallederiz.

 

Zeynep: tamam.

 

Diyerek yengesini kocaman öpmüştü. Sonra kapıya doğru giderken Yusuf'a göz devirmişti.

 

Gündüz Ağa: Yusuf kalk Zeynebi okula bırak ordan da işe geç.

 

Zeynep:ya ağabey o bırakmasın beni istemiyorum ben onu.

 

Yusuf: Allah Allahhhh ben sana çok meraklıyım ya sanki sarı kanarya.

 

Diyerek masadaki telefonunu ve anahtarını alıp ayaklandı.

 

Gündüz Ağa: kavga istemiyorum. Doğru düzgün gidin.

 

Zeynep: ağabey sen bıraksann?

 

Gündüz Ağa: çiçeğim ben sonradan geleceğim şirkete.

 

Dediğinde Zeynep'te Yusuf'ta oflayarak en sonunda evden çıkmışlardı. Gündüz Ağa'da yukarıdan unuttuğu eşyalarını almaya gitmişt. Şafak'da hediye hanıma yardım ederek masayı toplamaya başlamıştı, bir yandanda Gülizar hanım ve Züleyha hanımla sohbet ediyordu ama yukarıdan Gündüz Ağa ona seslenmisti.

 

Gündüz Ağa: Şafak bir bakar mısın bana?

 

Dediğinde Şafak elindekileri hemen mutfağa koyup yukarıya koştu.

 

Şafak: geldim ağam!

 

Yukarıya çıktığında odaya girip etrafa bakınmıştı ama kimse yoktu banyoya girdiğinde orada yana döne birşeyler arıyordu.

 

Şafak: ağam ne arıyorsun söyle de yardım edeyim Sana.

 

Gündüz Ağa: yavrum benim siyah bir kravatım olacaktı nereye gitti o?

 

Şafak:ee o burada değil ki içerdeki çekmecede. Gel vereyim sana.

 

Dediğinde içeri geçip eline kravatı almıştı genç adam küçük kızın yanına gelip elindeki kravatı görünce şaşırmıştı.

 

Gündüz Ağa: neredeymiş ya sabahtan beri arıyorum. Sen büyücü müsün de hemen buluyorsun?

 

Dediğinde küçük kız kocaman gülümsemişti.

 

Şafak: bilmiyorum ki belki de öyleyimdir.

 

Dediğinde Gündüz Ağa küçük kızın incecik belini kavrayarak onu kendine çekmişti.

 

Şafak:hihh!

 

Gündüz Ağa: demek büyücüsünüz öylemi küçük hanım. Sizin tarafınızdan büyülenmiş olma ihtimalim çok yüksek o zaman. Gerçekten bana büyü mü yaptınız yoksa gözleriniz mi zehirli?

 

Dediğinde küçük kız kızararak onun göğsüne yaslamıştı Anlını. Genç adam onu omuzlarından kaldırmıştı ve kendisi yatağa oturmuş küçük kızı da dizine otutturmuştu.

 

Gündüz Ağa: böyle daha rahat olabiliriz bence çünkü boy farkı yüzünden anlaşamıyoruz gibi geliyor bana.

 

Diyerek sırıtmıştı.

 

Şafak:ne edeyim yani 1.90 boyu olan adama ben 1.50 halimle ne yapayım ağam?

 

Diye sitem etmişti. Genç adam karısının bu haline dayanamayıp onu hemen öpmüştü yanağından.

 

Gündüz Ağa: ağan Kurban olsun senin o 1.50 hallerine emi? Peki bu küçük hanımdan Ben rica etsem benim bu kravatımı takabilir mi acaba?

 

Şafak:tabiki takabilirim.

 

Dedi gülümseyerek ve elindeki kravatı ayarlayıp genç adama yaklaşarak kravatı takmaya başladı. Genç adam küçük kızla olan bu yakın temasa gitgide dayanamıyordu, küçük kızın dudakları onun dudaklarının en dibindeydi o hiç bir zaman kendini bu kadar sıktığını hatırlamıyordu. Küçük kızda bir anlığına genç adamın dudaklarına bakakalmıştı. Genç adam daha fazla kendini tutamayıp usulca küçük kızın alt dudağını kavramıştı. O ise nerden geldiğini bilmeyerek sadece öylece durmuştu gözleri ise kocaman açılmıştı. Öylece durmasının sebebi sadece şaşırması değil öpüşmeyi bilmiyor olmasındandı genç adam'ın dudaklarına değen sıcak dudaklarla nutku tutulmuştu kendinden geçmişti sanki adeta. Bir süre öylece kaldıktan sonra genç adamın ne yaptığının farkına varmış ve hemen kendini geri çekmişti. Küçük kız ne olduğunu anlamamıştı bile.

 

Gündüz Ağa:ç-çok özür dilerim kara gözlüm, yemin ederin biran istemeyerek oldu senin iznini alacağım diye söz vermiştim kusuruma bakma ne olur.

 

Dedi kıvrana kıvrana Mahçupca. Küçük kız hala olayın şokundayken biranda aklına az evvel ilk öpücüğün verdiği aklına gelmişti ve sertçe yutkundu ama genç adamın dediklerinin de duyuyordu.

 

Şafak:ş-şeyy önemli d-değil.

 

Küçük kızın adeta dili tutulmuştu ikisinin nefesleri de yüzlerine değiyordu. Genç adam usulca küçük kızı kucağından indirip kendisi de ayaklandı oda hala olayın şokundaydı. Ama çokta mutluydu. Küçük kıza tekrar yaklaşıp anlına küçük bir öpücük kondurmuştu.

 

Gündüz Ağa: şimdi gitmem lazım ama eve gelince tekrar yanında biteceğim.

 

Diyince küçük kız hala şaşkınlıkla başını sallamıştı. Genç adam o mutlulukla evden çıkmıştı ve hala o anı düşünüyordu bütün yolu sırıta sırıta gitmişti. Küçük kız ise ellerini yavaşça dudaklarına götürdü ağzı açık kalmıştı lakin oda biranda gülümsedi. İlk öpücüğünü böylesine mükemmel bir adama verdiği için çok mutluydu.

 

Akşam olmak üzereydi, ve Zeynep'te çoktan okuldan gelmişti üzerini değiştirip hemen yengesinin yanına geçmişti. Birlikte yapacakları tatlıya başlamıştı en sonunda. Mutfağı o ikisini. Kahkahaları kaplamıştı bir yandan tatlı yapıp bir yandan bıcır bıcır konuşuyorlardı. Saatler hızla ilerlemiş ve Gündüz Ağa ile Yusuf artık eve gelmişlerdi. Sofranın kurulmasına da yardım Zeynep ve Şafak aynı neşeyle yapmışlardı bu işi de.

En sonunda sofrada kurulmuştu Gündüz Ağa ve Yusuf ellerini yüzlerini yıkamak için yukarıya çıkmışlardı Şafak da üzerini değiştirmek için odaya girdiğinde Gündüz Ağa ile göz göze gelmişlerdi. İkisinin de aklına sabahki yaşananlar gelmişti. Küçük kız kızarıp domatese dönmüştü bile çoktan genç adam da ne kadar mutlu olsa da sabahki hareketinden dolayı birazda Mahçuptu. Küçük kızı elinden tutup yanına yaklaştırdı.

 

Gündüz Ağa: kızgın mısın bana?

 

Şafak: değilim. Hem sen çok iyi kalpli bir insansın biz karı Kocayız, başkaları olsa," biz karı Kocayız sana istediğimi yaparım!" Derdi ama sen hem izin istiyorsun hemde izinsiz yaptığın için mahcup oluyorsun ağam. Hem ben yani şeyy.

 

Gündüz Ağa:ney? söyle bakalım.

 

Şafak: b-ben, senin gibi bir adamla evli olduğum için çok şanslı hissediyorum kendimi. Her anlamda...

 

Dediğinde genç adam kocaman sırıtmıştı. Karısından böyle sözler duymayı biranda beklemiyordu tabiki. Ve duyduğu sözler onu bitirmişti adeta. Hemen küçük kızın yanağına bir öpücük kondurmuştu.

 

Gündüz Ağa: asıl ben senin gibi bir eşe sahip olduğum için çok mutluyum kara gözlüm. Hemde her anlamda...

 

Diyerek göz kırpmıştı küçük kıza oda onun bu hareketine gülümseyerek cevap vermişti.

 

Şafak: eğer izniniz olursa ağam üzerimi değiştireceğim ağabeyim gelmeden.

 

Gündüz Ağa: ayıp ediyorsunuz ama hanım ağam izinler size kurban olsun, buyurun.

 

Diyerek eliyle dolabı işaret etmiş ve onun geçmesini sağlamıştı. Küçük kız onun bu yaptığıns kocaman bir kahkaha atmıştı. Bir süre sonra ikisi birden aşağı inmişti ve tam o sırada kapı çalmıştı.

 

Gülizar hanım: Zeynep kızım kapıya Bakıver sana zahmet.

 

Dediğinde Zeynep koştur koştur mutfaktan gelmişti. Bakardı tabi bakmaz mıydı hiç. Kapıyı biranda açtığında karşısında gördüğü kara kaşlı kara gözlü adamla kalbi hızlıca çarpmaya başlamıştı. Selim ise sarı elbisesiyle saçları iyice belirgin hâle gelmiş Zeynebe baktı, bu kız normal değil adeta bir devrim. Diye geçirdi içinden, ve her zaman kapıya ona bu kızın açması da onu çok mutlu ediyordu.

 

Zeynep: hoş geldin Selim ağabey.

 

Selim: hoşbuldum Zeynep...

 

Zeynep onu eve buyur etmişti. Hoşgeldin- hoşbuldum fastı da bitince hep birlikte masaya geçmişlerdi, koyu ve saran bir sohbetle bütün aile akşam yemeğini de yemiş salona geçmişlerdi. Bir süre sonra Selim tuvalete gitmek için müsade istemişti ve ayaklanmıştı o sırada mutfaktan elinde su dolu bardakla hızlıca çıkan Zeynep, aniden önüne çıkan Selim'le kendini durduramamış ve yine çarpışmıslardı, olan su Selim'in üzerine dökülmüştü.

 

Zeynep:hihh!

 

Selim: hobaaa!

 

Diyerek ellerini kaldırmıştı üzeri sırıl sıklam olmuştu. Başını kaldığı anda karşısına yine Zeynebi görünce gülmeden edememişti.

 

Selim:bizim seninle bu çarpışmalarımız ne olacak küçük hanım?...

 

 

NOT:BEN GELDİM VE EVET 3 HAFTA ARADAN SONRA SİZLERİ ÇOK BEKLETTİM VE ÇOK KIZDIRDIM AMA EN SONUNDA YAZABİLDİM BÖLÜMÜ İNŞALLAH BİRDAHA BU KADAR UZUN SÜRE SİZİ BEKLETMEMEYE ÇALIŞACAĞIM. HAKKINIZI HELAL EDİN CANLARIM. UMARIM BEĞENDİĞİNİZ BİR BÖLÜM OLMUŞTUR İYİ OKUMALAR DİLERİM ALLAH'A EMANET OLUNNN🤝🤍👋💍...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 23.12.2024 14:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...