29. Bölüm

~23-SENİ GÖRÜYORUM...

Sudenaz🎀
gece_yazarj

 

İyi okumalar...

 

 

☆KÜFÜR VE ARGO KELİMELER İÇEREN BİR BÖLÜMDÜR.☆

 

 

♤YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR. ŞİMDİDEN KUSURA BAKMAYIN.♤

 

 

Seni görüyorum, bizi görüyorum, bizi biz yapan sevgimizi görüyorum, sevgilim...

 

YAZAR 

 

Zeynep, Selim'in dediğine karşılık utançla tebessüm etti. Ve hemen Selim'in üzerini temizlemek için bir bez kapıp gelmişti.

 

 

Gülizar hanım: naptın gızım, yine tuttu değil mi sakarlığın!

 

 

Züleyha hanım: gız mafetmişsin adamı.

 

 

Şafak yavaşça kalkıp ağabeyinin yanına gitti.

 

 

Gündüz Ağa:Selim bugünde Zeynebin kurbanı sen oldun kusura bakma.

 

 

Dediğinde selim kocaman gülümsemişti.

 

 

Selim:yok yok önemli değil. Olacağı varmış olmuş. Çok birşey yok zaten.

 

 

Gülizar hanım:ah Zeynep, ah!

 

 

Zeynep:ana vallahi yanlışlıkla oldu, biranda oldu yani.

 

 

Deyip Selime dönmüştü. Ona Mahçupca baktı.

 

 

Zeynep; ağabey nolur sende kusuruma bakma.

 

 

Selim kızın mahçup bakışlarına dayanamamıştı.

 

 

Selim:yahu sıkıntı yok, görünmez kaza.

 

 

Şafak: ağabey çok ıslanmış üstün de.

 

 

Gündüz Ağa: Zeynep Selim'i yukarı misafir odasına çıkar da benim kıyafetlerden uygun olanlarından ver giyinsin öyle olmaz.

 

 

Selim: Gündüz gerçekten gerek yok idare ederim ben.

 

 

Gülizar hanım: olmaz öyle şey! Götür kızım sen ver ağabeyinin kıyafetlerinden.

 

 

Zeynep:t-tamam ana.

 

 

Deyip Zeynep önden selimde onun arkasından onu takip ederek çıkmışlardı yukarı. Zeynep Selim'i bir odaya getirmişti.

 

 

Zeynep: ağabey sen dur burada ben sana hemen birşeyler getireyim.

 

 

Selim: tamam Zeynep. Ama sende lütfen sakin ol. Oldu bitti işte sıkıntı Yok benim için gerçekten.

 

 

Zeynep: peki Ağabey.

 

 

Deyip hemen Gündüz Ağa'nın dolabından birkaç birşey seçmeye çalışmıştı. Çok kararsız kalsa da en sonunda birşeyler bulmuştu koştur koştur geri dönmüştü Selim'in yanına kapıyı usulca tıklatıp ona kıyafetleri uzatmıştı.

 

 

Selim: teşekkür ederim küçük hanım.

 

 

Dediğinde Zeynep utançla başını sallayıp dışarı çıkmıştı tam heyecanla aşağı inecekken, yerdeki tişörtü görmüştü, daha Yeni hızlı hızlı kıyafet götüreceğim diye düşürmüştü buraya, hemen kıyafeti eline alıp, odaya hızla girmişti. Karşısında üst kısmı çıplak bir Selim görmeyi tabiki de beklemiyordu. Şaşkınca bir süre öylece durduktan sonra tişörtü usulca bırakıp odadan çıkmıştı. Kapıda biraz bekledikten sonra, yeni yeni aklına dank eden şeyle utançtan gebermek üzereydi, "resmen odaya hayvan gibi dalmıştım" diye düşündü kendi kendine, bir daha nasıl bakacaktı Selim'in yüzüne? O üzerindeki yoğun utanç duygusuyla koştur koştur aşağı indi. Selim ise neye uğradığını şaşırmıştı, ve evet az önce Zeynep onu yarı çıplak bir şekilde görmüştü. Düşündüğünde dudakları Kıvrılsada hemen kendine gelmişti. Üzerini giyinip oda aşağı inmişti.

 

 

Gündüz Ağa: hah, oldu mu Selim? Rahat mısın?

 

 

Selim: oldu oldu çok teşekkür ederim sağol.

 

 

Kenarda sinik bir şekilde yüzü kızarmş Zeynebi görmüştü, ona baktığında oda bakıyordu lakin hemen başını eğmişti.

 

 

Selim:sanada çok teşekkür ederim Zeynep.

 

 

Dediğinde Zeynep usulca başını sallamıştı. Bir süre sonra Gündüz Ağa ve Selim yukarıya iş konuşmaya çıkmıştı. Gülizar hanım ve Züleyha hanım erken yatmak istedikleri için onlarda Selim'le erkenden fedalaşıp odalarına gitmişlerdi. Şafak ve Zeynep'te hem mutfağı topluyor hemde Gündüz Ağa ve Selim'le birlikte yemek için meyve tabağı hazırlıyorlardı.

 

 

Şafak; Zeynep, canım sen iyi misin. Elin yüzün kızarmış?

 

 

Zeynep: iyiyim yenge, biraz fazla sıcak oldu gibi sanırım o yüzden.

 

 

Dediğinde Şafak usulca başını sallamıştı.

 

 

Şafak: e hadi o zaman yukarı şu meyve tabağını çıkaralım.

 

 

Zeynep;peki.

 

 

İkisi de yukarı çıkıp çalışma odasının kapısına gelmişlerdi. Zeynep hala yaptıgı saygısızlıktan dolayı çok utanıyordu. Şafak kapıyı tıklattıktan sonra "gir" komutunu alıp içeri girmişlerdi.

 

 

Gündüz Ağa: geç hatun geç.

 

 

Deyip koltuğu göstermişti. Zeynep ve Şafak koltuğa oturduktan sonra Selim, zeynebe bakmıştı ama Zeynep utancından hala yerlerdeydi. Selim ve Gündüz Ağa da onların yanına geçmişti ve iş anlaşmasını onlara da anlatmaya hazırlandılar.

 

 

Gündüz Ağa: şimdi, Selim'le biz konuştuk anlaştık. Selim artık Bizim şirketin ortağı, yani benim ortağım olacak. Ona bunu teklif ettim, oda zaten kendi şirketlerini hiçbir şekilde istemediğini söyledi, o adamın kalıntıları var orada dedi.

 

 

Selim: evet. O şirkete gitmek bile miğdemi bulandırıyor. O adamdan kalmış bir zerreyi bile istemiyorum.

 

 

Şafak: haklısın ağabey. Ben çok sevindim seninde bu şirkette çalışacağına. Ağam senin aklına nereden geldi bu fikir?

 

 

Gündüz Ağa: uzun süredir düşünüyordum. Ben Selim'le çalışmayı ezelden beridir seviyorum. Eminim çok güzel işler başaracağız.

 

 

Selim: inşallah Gündüz, inşallah.

 

 

Zeynep: bende çok sevindim ağabey, hayırlısı olsun inşallah.

 

 

Dediğinde Gündüz Ağa başını olumlu anlamda sallamıştı.

 

 

Bir süre daha öyle oturup birlikte konuştuktan sonra Selim artık gitmek için hazırlandı. Herkes ayaklandı ve vedalaştı. Ve Selim artık gitmişti. Zeynep'te ağabeyi ve yengesine iyi geceler diyip odasına geçmişti. Onlarda aynı şekilde odalarına çıkmıştı. Gündüz Ağa dolabın karşısına geçip bir yandan da gömleğinin düğmelerini çözüyordu.

 

 

Gündüz Ağa: günün nasıl geçti Hatun? Yorgun musun?

 

 

Şafak:yok, yani evet biraz uykum var ama o kadar da yorulmadım. Ağabeyimi görmek çok iyi geldi. Onu çok mutlu ettin sende, çok teşekkür ederim.

 

 

Gündüz Ağa: o ne demekmiş yahu, yapacağız tabiki birşeyler bizde. Hem artık selimde benim bir ailem.

 

 

Dediğinde küçük kız kocaman gülümsedi genç adama.

 

 

Gündüz Ağa:sen bana böyle güleceksen, ben selime her türlü yardımda bulunurum.

 

 

Küçük kız utanarak tebessüm etti.

 

 

Genç adam tekrar önüne döndüğünde istediği pijamaları bulamadığını fark etmişti.

 

 

Gündüz Ağa: hatun benim bu sürekli giydiğim pijamalarım nerde?

 

 

Şafak: ha, şey, ben onları bugün yıkatmıştım. Kurumamıştır ki daha ama.

 

 

Gündüz Ağa: peki o zaman ben surdan birşeyler giyineyim.

 

 

Dediğinde küçük kızda onun yanına gidip kendine kıyafet bakındı, giyinmek istediği pijamaların en üst rafta olduğunu görünce bir hüsrana uğramıştı. Ama pes etmeyerek zıplayarak o kıyafetlere ulaşmaya çalıştı genç adam küçük kızın bu hallerine gülümseyip hemen olaya el artmıştı. Küçük kızı dolapla arasına alıp kıyafetlere uzandı. Küçük kızda usulca ona önünü dönünce genç adam gözlerine yine sahip çıkamamıştı ve kızın dudaklarına dalıp gitmişti. Ama ileri giremeyeceğini biliyordu o yüzden usulca kenarı çekilince küçük kızda hemen banyoya koşmuştu.

 

 

Şafak:tam bir deliyle evliyim ben, başka açıklaması olamaz. Adam iki dakikada beni dolapla arasına aldı. Tövbe tövbe ya.

 

 

Diye söylenerek bembeyaz saten pijamalarını üzerine giyip aynada kendine baktı ve evet beyaz kıyafetlerinin üzerine saçları çok yakışıyordu saçlarını hemen düzeltip odadan dışarı çıkmıştı, ki çıkmaz olaydı. Genç adam altına bir eşofman giyinmiş ama üstünde hiçbirşey olmadan yatağa giriyordu. Şaşkınlıkla ona bakarak konuştu küçük kız.

 

 

Şafak: ağam, öyle mi uyuyacaksın?

 

 

Dediğinde Gündüz Ağa sırıttı.

 

 

Gündüz Ağa: ne o hatun seni yerim diye mi korktun?

 

 

Dediğinde küçük kız utanarak yatağın diğer tarafına geçti.

 

 

Şafak:y-yo ben sadece sordum.

 

 

Deyip usulca yatağa uzandı. Ve genç adama arkasını döndü.

 

 

Gündüz Ağa:e hatun sen bana böyle sırtını mı döneceksin?

 

 

Dediğinde küçük kız yutkunarak ona döndü.

 

 

Şafak: böyle mi kalayım.

 

 

Genç adam başını salladı.

 

 

Gündüz Ağa: öyle kal.

 

 

Küçük kız gözlerini genç adamın vücudunda gezdirmemek için canını verecekti neredeyse. Sanki gözleri ondan bağımsız bakıyordu. Genç adam küçük kızı süzdü yine, ve yine güzelliğinin büyüsüne kapıldı, o saten, beyaz pijamasından omzuna dökülen siyah saçları nasılda uyum içindeydi.

 

 

Gündüz Ağa: yarın ne yapmayı planlıyorsun?

 

 

Şafak: hiçç öyle mutfakta dururum, Zeynebi beklerim. Normal bir gün geçiririm yani.

 

 

Dediğinde Genç adam küçük kızın saçınin bir tutamını alıp oynamaya başladı.

 

 

Gündüz Ağa; sıkılıyor musun böyle sürekli evde kalınca? Kızıyor musun bana seni sürekli, yanlız bırakıyorum diye?

 

 

Dediğinde küçük kız hemen başını olumsuz anlamda salladı.

 

 

Şafak:o ne biçim laf ağam! Ben niye öyle kötü düşüneyim? Seninde sorumlulukların var halletmen gereken sorumlulukların var, niye öyle bir bencillik edeyim ki. Hem çocuk bakıcısı mısın sen benimi avutacaksın?

 

 

Dediğinde genç adam ona yaklaşıp anlına bir öpücük kondurmuştu.

 

 

Gündüz Ağa: acaba ben ne sevap işledim de rabbim seni benim karşıma çıkardı? Ayrıca sen benim bebeğimsin tabiki de seni avutacağım. Başka kimi avutayım?

 

 

Küçük kız bu sözlere karşı kocaman gülümsemişti.

 

 

Şafak:hani sen dedin ya ben ne sevap işledim diye?

 

 

Gündüz Ağa:eee

 

 

Şafak: sen sadece beni o gün o garsonun elinden değil bütün hayatımı kurtardın. Seni ilk gördüğümde beni o gün kurtaran adam olduğunu anladığımda güvendim ben sana, bana bu adamdan zarar gelmez dedim. Sonra sen benim yaralarımı iyileştirmeye çalıştın ya işte o zaman senin hakkında söylenenlerin doğru olduğunu anladım. Sen benim sadece kocam değil, Kahramanımsın da.

 

 

Genç adam duyduğu bu sözlerle zar zor tutunmuştu. Utanmasa oturup ağlayacaktı. Küçük kızı kendine çekip ona sıkı sıkı sarıldı. Kafasını onun boynuna gömüp kokusunu ciğerlerine kadar hissetti.

 

 

Gündüz Ağa: demek kadarde bir kadının kahramanı olmak da varmış ha? Biliyor musun hatun, seni o kafede ilk gördüğümde bana ağlayarak baktın ya , o kömür karası gözlerin kan çanağına dönmüştü. O bakışı o günden sonra hiç unutamadım. Uykumda da uyanıkken de seni görmeye başladım. Sonra anam ben sana gız buldum illede onu gireceksin deyince zorla kabul ettim, o gün o kafeye gittim ama biliyordum emindim hiçbirşey olmayacağını. Çünkü istemiyordum evlenmeyi, daha aklımda ki gözlerin nedenini bilememistim ki başkasıyla Yuva kurayım. Ve seni karşımda görür görmez o an hayat birkaç saniyeliğine durmuştu sanki bana, o Kara gözlerin sahibini yani seni tam karşımda gördüğümde evliliğe ikna olmuştum. Yani hatun benim gönlüm sana kaydı, seni seçti ve rabbim seni tekrar karşıma çıkardı. Nasibimsin sen benim...

 

 

Dediğine küçük kızın gözleri dolmuştu. Ne yani bu adam ona aşık mı olmuştu hemde o çirkin bedenine rağmen, bu adam aşık olarak mı evlenmişti yani onunla? Küçük kız inanamasa da öyleydi hemde en başından beri bu hiç değişmemişti. Genç adam küçük kızın burnunu çektiğini duyunca hemen yüzüne baktı.

 

 

Gündüz Ağa: ağlıyor musun sen? Bak bakayım bana?

 

 

Ağladığını görünce hemen yatakta oturur hâle gelmişti genç adam ve küçük kızı dik bir şekilde kucağına almıştı. Ve kızın yüzünü ellerinin arasına almıştı.

 

 

Gündüz Ağa: kurban olurum hatun o gözünün yaşına ağlama niye ağlıyorsun. Kırıcı birşey mi söyledim ben?

 

 

Dediğinde küçük kız hızlıca başını olumsuz anlamda sallamıştı.

 

 

Şafak:b-beni böylece birinin sevebileceği hiç aklıma gelmezdi, vücudum bu haldeyken kimse beni kabullenmez diye düşünüyordum. Ama sen ağam, sen beni her halimle kabullendin sevilmeyi öğretiyorsun bana.

 

 

Diyerek genç adamın boynuna kollarını sarmıştı küçük kız ve o muazzam kokusunu içine çekmişti. Genç adam ise kızın incecik beline sarmıştı kollarını.

 

 

Gündüz Ağa: sakın birdaha vücudunu küçümsediğini duymayayım. Senin o küçümsediğin vücut için ben hasretle yanıp tutuşuyorum her saniye.

 

 

Dediğinde küçük kız tebessümle başını kaldırıp ona bakmıştı. Yine dudakları yakınlaşmıştı küçük kız bu sefer kendi isteği ile o adamı öpmek istemişti. Tüm benliği ile o adama sonuna kadar güveniyordu. Usulca dudaklarını bir adım daha yaklaştırmıştı onun dudaklarına. Genç adam daha fazla dayanamayarak yapışmışti küçük kızın dudaklarına. Oda elinden geldiği kadar ona karşılık vermeye çalışıyordu. Birbirlerinin dudaklarının sıcaklığını dinine kadar hissetmişlerdi. Genç adam eğer biraz daha ileri giderlerse kendini tutamayacağıni anlamıştı ve usulca küçük kızın dudaklarından sesli bir şekilde ayrılmıştı. Ve kafasını küçük kızın boynuna koymuştu.

 

 

Gündüz Ağa: eğer azdaha ileri gidersek. Ben kendime hakim olamam Hatun. O yüzden duralım.

 

Dediğinde küçük kız başını sallamıştı ve usulca genç adamın kucağından inmişti. Adam yatağa tekrar uzanarak kollarını açmıştı, bu küçük kıza bir davetti küçük kız usulca başını genç adamın çıplak göğsüne koymuştu.

 

 

Gündüz Ağa:iyi geceler kadınım.

 

 

Şafak: iyi geceler kahramanım.

 

 

Dediğinde genç adam sırıtmıştı ve artık ikisi de kendilerini uykunun kollarına bırakmışlardı.

 

 

Zeynep ise yastığa başını koyduğundan beri uyuyamıyordu. Sürekli aklında Selim'in o yarı çıplak hali vardı.

 

 

Zeynep:yuh Zeynep iyice sapıklara döndün sende zaten davar gibi daldın odaya sen dua et adam sadece üstünü çıkarmıştı, Allah'ım dahasını düşünemiyorum bile.

 

 

Diyerek yüzünü yastığa gömmüştü.

 

 

Zeynep: rezil ettin adama kendini rezil. Üstüne bir bardak suyu devirdiğim yetmezmis gibi birde adamı taciz ettim resmen, tövbe tövbe ya!

 

 

 

Zeynep, Aklında Selim'le birkaç saat daha kendine

 

kızdı.Ama Selim halinden çok memnundu eve gittiğinden beri Zeynebin o halleri gözünün önünden gitmiyor durup durup gülüyordu, birde kıza yarı çıplak yakalanması yokmuydu.

 

 

Selim: birde o utangaç halleri var tabi. Çok tatlı bir sarı civciv gibiydi sanki.

 

 

Diyerek sırıta sırıta oda Zeynebi düşünerek uyumuştu o gece.

 

 

Sabah olduğunda Şafak karnında derin bir ağrıyla uyanmıştı. Kasıklarına ve karnına giren kramplarla resmen kıvranıyordu. Altında bir ıslaklık hissetmesiyle oraya baktı ve hem kıyafetlerinin hemde çarşafın kan olduğunu fark ettiğinde anlamıştı neyin ne olduğunu.

 

 

Şafak: günüm gelmiş, nasıl fark etmedim ben.

 

 

Diye kendine kıza kıza tuvalete zar zor varmıştı. Ama oraya vardığında da ağrıdan klozetin üstünden kalkamamıştı. Genç adam ise kolunu yatağın diğer tarafına attığında kolunun boşluğa düşmesiyle gözlerini açıp etrafa bakındı, derince bir nefes alıp gözlerini ovuşturarak yatakta oturur hâle gelmişti.

 

Etrafa bakarken yataktaki kan lekesini görmesiyle gözleri kocaman açılmıştı.

 

 

Gündür ağa: noluyor lan!

 

 

Diyerek hızlıca yataktan kalkıp üzerine birşey geçirip hemen etrafa bakınmıştı sonra tuvaletin önüne gelip kapıyı açmaya çalıştığında kilitli olduğunu anlamıştı. Kapıyı tıklattı.

 

 

Gündüz Ağa: hatun, ordamısın?

 

 

Dediğinde küçük kız genç adamın sesini duyduğunda korkuyla gözlerini açmıştı, şimdi o adama ben ne diyeceğim diye düşündü, evet bu ne ayıptı nede günahtı ama onu bunun ayıp birşey olduğuna inandırmışlardı. Karnına bir kramp daha girmesiyle ağrıdan dolu olan gözleri artık yaşlari serbest bırakmıştı.

 

 

Gündüz Ağa: hatun bak endişeleniyorum, ses ver yoksa kapıyı kıracağım.

 

 

Küçük kız duyduğu şeyle başka çaresinin olmadığını anlamış ve kapının anahtarını oturduğu yerden zar zor bükmüştü. İçeri giren genç adam gördüğü manzarayla dehşetle kala kaldı.

 

 

Gündüz Ağa:b-bu ne hal hatun, o yatağın hali senin bu üstün başın noluyor? Hem sen niye ağlıyorsun?

 

 

Dediğinde küçük kız utansada söylemesi gerektiğini biliyordu.

 

 

Şafak: ağam, ş-şeyy,

 

 

Gündüz Ağa;ney kurban olduğum de hele.

 

 

Şafak:ben hasta oldum.

 

 

Gündüz Ağa: hastamı oldun, hani neyin var?

 

 

Şafak: ağam öyle hastalık değil ben a-adet oldum yani günüm gelmiş.

 

 

Dedi utana sıkıla, genç adam İlk baş anlamasa da sonradan ona dank etmişti ve elini boynuna götürmüştü.

 

 

Gündüz Ağa: haa! Ben çok özür dilerim hatun, anlamadım ilk başta. Kusuruma bakma senide bide zor duruma soktum. Çok mu kötüsün?

 

 

Dedi şaşkın şaşkın halleriyle. Küçük kız ağlayarak başını sallamıştı.

 

 

Gündüz Ağa: tamam bir sakin olalım şimdi ilk baş ben sana ne yapayım, ha dur temiz kıyafet ve ped getireyim.

 

 

Deyip hemen odadan çıkıp temiz iç çamaşırı ve kıyafet almıştı.

 

 

Gündüz Ağa:pedler nerde hatun?

 

 

Şafak:o-onlar burda.

 

 

Dediğinde genç adam koştur koştur banyoya geri dönmüştü küçük kızın tarif ettiği yerden pedleri de bulduktan sonra ona dönmüştü ama o per perişan haldeydi.

 

 

Gündüz Ağa:gel hatun çıkaralım üstünü başını.

 

 

Dediğinde küçük kız başını olumlu anlamda sallamıştı ve genç adamın kızın üst kısmını çıkarıp yerine yenisini giydirmisti. Sıra alta gelince, biraz duraksasa da usulca kızın pantolonunu tutmuştu küçük kız onun ellerindeb tutup geri çekmişti.

 

 

Şafak: burayı ben halledeyim ağam sen arkanı dön bana.

 

 

Dediğinde genç adam onu onaylayıp ellerini kaldırarak arkasını dönmüştü küçük kız alt kısmını zar zor hallettikten sonra ona önünü dönmesini söylemişti.

 

 

Gündüz Ağa: tamam yavrum gel kucağıma seni içeri götüreyim.

 

 

Dediğinde küçük kız kollarını açıp kendini genç adamın kollarına bırakmıştı. Genç adam kızı içeri getirdikten sonra yatağın da kirli olduğunu fark etmişti onu usulca koltuğa bırakıp hemen çarşafları değiştirmeye koyuldu.

 

 

Şafak: çok mu kirlenmiş. Çıkmazda şimdi o.

 

 

Gündüz Ağa;yahu sanane çarşaftan yavrum sen şu haline bak önce sen mi önemlisin çarşaf mı sikerim çarşafını.

 

 

Deyip hızlıca işine devam etmişti ve bir süre sonra kızı alıp temiz yatağa yatırmıştı. Ama onun kendini sıka sıka ağladığını gördükçe içi gidiyordu.

 

 

Gündüz Ağa: kurban olurum ben sana kadın, betin benzin de atmış senin çok mu ağrıyor karnın?

 

 

Şafak: çok.

 

 

Gündüz Ağa: ağlama nolur ben şimdi gidip sana gerekli birşeyler getireceğim tamam mı, ama sen yeterki ağlama göz yaşının tek bir tanesini inci sayarım kadın. Deyip küçük kızın alnından öpmüştü.

 

 

Gündüz Ağa;senin ateşinde çıkıyor sanırım. Neyse dur ben hemen geliyorum tamam mı?

 

 

Şafak: hm hm.

 

 

Diyerek başını sallamıştı. Genç adam hemen aşağı inip bir tepsiye malzemeleri hazırlamaya başlamıştı gözleri saate gittiğinde daha yeni altıya geldiğini fark etmişti. Kimsenin uyanmaması çok normal diyerek işine devam etmişti sıcak su torbası, çikolata, ayrı kesici, su, hapı içebilmesi için bisküvi ve tabiki de olmazsa olmazımız elma şekerini de tepsiye koyup son kez bakmıştı hazırladıklarına.

 

 

Gündüz Ağa; inşallah eksik yoktur.

 

 

Diyerek koştur koştur yukarı çıkmıştı. Odanın kapısını açtığında da gözleri kapalı bir Şafak görmeyi beklemiyordu. Uyuyordur diyerek bir adım daha attığında kolunun yataktan sarktığını görmüştü aniden elindeki tepsi yerle buluşmuştu.

 

 

Gündüz Ağa:HATUN!!

 

 

 

NOT: BEN GELDİM, BİLİYORUM HİÇ GELMESEYDİN DİYENLERİNİZ VARDIR KESİN ÇOK GECİKTİM BİLİYORUM AMA FİKİR KONUSUNDA ÇOK ZORLANIYORUM BU ARA TABİ YAZMA İSTEĞİ DE ÇOK ÖNEMLİ AMA SIFIR FİKİRSİZ YAZMANIN BAŞINA OTURURSAM O ZAMAN HİÇ İSTEK OLMUYOR. BEN YİNEDE ELİMDEN GELENİ YAPTIM. SİZLERDE İNŞALLAH BEĞENİRSİNİZ CANLARIM. KY VE YORUMLARINIZI MERAKLA BEKLİYOR OLACAĞIM 🎀😍...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 24.01.2025 01:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...