6. Bölüm

4-KARA GÖZLER...

Sudenaz🎀
gece_yazarj

İyi okumalar...

 

☆KÜFÜR VE ARGO KELİMELER İÇEREN BİR BÖLÜMDÜR.☆

 

♤YAZIM YANLIŞLARI OLABİLİR. ŞİMDİDEN KUSURA BAKMAYIN.♤

 

𝐒𝐞𝐬𝐬𝐢𝐳𝐥𝐢𝐤 𝐞𝐧 𝐛ü𝐲ü𝐤 çığ𝐥ı𝐤𝐭ı𝐫...

 

ŞAFAK

 

O gecenin sabahı, bedenimin üzerine ağır bir kaya koymuşlar gibiydi hissettiğim tek şey. yine sabah 7:00 da kalkmıştım yataktan, zorundaydım...

yataktan çıktığımda aynaya doğru yönelttim ayaklarımı,ve bedenimi süzdüm.üzerimdeki elbise paramparçaydı aynı vücudum gibi...

zaten her yerinde morluk ve çökük olan bedenim'e dün yeni izler eklenmişti.ağabeyim Babam beni döverken bin bir güçlükle kırabilmişti kapıyı en sonunda.lakin ne fayda çoktan bitmiştim ben. Tükenmişti tüm gücüm ve nefesim.ağabeyim zorla beni Babamın elinden almış ve odama getirmişti. yüzümdeki yaralara pansuman yapmış ve beni uyutmuştu. Hep olduğu gibi acımı acısı bellemişti...

şimdi ise banyoya gidip elimi yüzümü yıkamıştım.Bir süre sonra gecikmeden aşağı indim ama mutfaktan sesler geliyor du sessizce mutfağa baktığımda Selim ağabeyim kahvaltı hazırlıyordu.

 

SELİM

 

Dün gece zar zor kırmıştım kapıyı şafağın çığlıklarını duydukça içim titremişti. hemen yanlarına koşup Babam olacak şerefsizi şafağın üstünden sertçe aldım ve hemen şafağı odasına çıkardım yüzündeki izlere pansuman yapmıştım sonra da yatağına yatırıp yavaşça üstünü örtmüştüm.Öyle berbat haldeydi ki, yüreğim dayanmıyordu,gülüm dediğim bacımı kurutup soldurduğu yetmezmiş gibi birde o kuru yapraklarını koparıyor du şerefsiz andım olsun ki Birgün elimde ölecekti it. Şafak uyuyunca yanından yavaşça ayrılmıştm.tabiki de uyuyamamıştım bütün gece. Şafak hep sayıklamış durmuştu onun o çaresiz sesini duydukça elim ayağım boşalıyordu sabaha kadar da uyumamış sonra gün ağardıktan birkaç saat sonra aşağı indip kahvaltıyı hazırlamaya başlamıştım. Düşüncelerimin arasında kaybolurken şafağın sesini duymamla yüreğime soğuk bir su serpmişlerdi sanki.

Şafak:ağabey?

 

Arkamı döndüm ve onun buruk gülümsemesini gördüğüm. hemen yanına gidip onu kollarımın arasına alıp saçlarını okşadım.

 

Selim:gülüm.Nasılsın?

 

Şafak:eyiyim ağabey merak etmeyesin.

 

Diyerek oda bana sarılmıştı.

 

Selim:Çok sevindim gülüm çok sevindim.

 

Şafak:ağabey sen neden kalktın bu saatte ben hazırlardım.

 

Dediğinde ona buruk bir gülümseme sundum hiç uyumadım ki diyemezdim.

 

Selim:birşey olmaz gülüm sen otur ben hazırlarım hiç yapmadığım bir iş değil.

 

Dedim ve oda masaya oturmuş sessizce durmuştu...

 

GÜNDÜZ AĞA

 

Ağzıma dolan acı bir tatla uyandım gözlerimi kısarak etrafa baktım şirketteydim.dün çok iş olduğu için yine şirkette uyudum. Yusufun da işlerini ben aldım ve onu gönderdim o alışık değildir burda uyumaya. yavaşça ayaklandım ve elimi yüzümü yıkadım, başımı saate çevirdiğimde 7:20 geçiyor du.

 

Gündüz ağa:bu kadar erken niye uyanıyorsun oğlum. Manyak dün gece 3:00 yattın.

 

Diye kendime söylenmeye başladım. Şirket telefonunu elime alıp kulağıma götürdüm. Bir kahvaltı istesem iyi olacaktı çünkü midem kazınıyor ve durmuyordu. Aslında eve giderdim şuan, lakin gerçekten bu ara şirket çok yoğun o yüzden bir yere devinmesem çok iyi olur.

Diye düşünürken kahvaltı gelmişti bile hemen ilk menemene daldım artık ben söylemesem de ne yiyip yemeyeceğimi biliyorlardı.

 

GÜLİZAR HANIM

 

Sabah erken uyanmıştım aslında normal saatlerimdi çoğunlukla bu saatlerde ayakta olurdum yani 7:00 ve 8:00 arası. bahçeye çıkıp kahvaltı saatine kadar biraz orda vakit geçirdim ve gündüzü bekledim lakin ne gelen vardı ne de giden.sedirde otururken masasının üzerinden aldım telefonu ve gündüzü aradım 3. Çalıştı açtığında hemen konuştum.

 

Gülizar hanım:oğul nerelerdesin gelmiyeceksen mi yoksa kahvaltıya?

 

Gündüz ağa:ana şirketteyim ve evet maalesef gelemeyeceğim kusura bakmayın. nineme de selamımı söyleyesin. şirket çok yoğun ana işleri bitirmeye çalışırım.

 

Gülizar hanım:eyi o halde merak etmiştim seni. söylerim ninene de merak etmeyesin hayırlı işler oğlum kolay gelsin sana da.

 

Gündüz ağa:sağolasın ana.

 

Dediğinde kapatmıştım telefonu. İçimi yakıp kavuran şey ağabeyimden gelecek haberdi acaba konuşabilmiş miydi Mahsun ağa dediği adamla? kahvaltıdan sonra arayıp buraya gelmesini söyleyecektim.

 

ŞAFAK

 

Ağabeyim kahvaltıyı hazırlamış ve birlikte masaya taşımıştık o ne kadar sen elleme dese de genede ona yardım etmek istemiştim. Bir süre sonra da aşağı Babam inmişti ve kahvaltıyı yapmışlardı Babamın olduğu masaya oturmak içimi titretse de oturdum. lakin içim hiçbir lokmayı almıyordu. Ağabeyime baktığımda oda tabağındakilere hiç dokunmamış öyle bakıyordu. Babam ise bir iştahla yapmıştı kahvaltısını sanki herşeyin sebebi o değilmiş gibi...

 

GÜLİZAR HANIM

 

En sonunda kahvaltı saati gelmişti ve herkes masadaydı.zeynep'in söze girmesiyle ona baktım.

 

Zeynep:ağabeyim nerde ona çok hasret kaldım.

niye bu kadar çok çalışır ki?

 

Züleyha hanım:e gızım herzaman ki gündüz ağa işte. Çalışır durur inadı da inattır. Bilmez misin?

 

Gülizar hanım:haklı konuştun ana. Gızım şirket çok yoğunmuş oda dün orada sabahlamak zorunda kalmış.

 

YAZAR

 

Zeynep huzursuz bir şekilde konuştu.

 

Zeynep:tüh ya ben çok özledim onu. Keşke geleydi.

 

Diye söylenirken Yusuf yalandan kaşlarını çattı ve kardeşine sitem edercesine konuştu.

 

Yusuf:tek ağabeyin gündüz ağa mıdır.

 

Dediğinde Zeynep gülümsedi ve ağabeyine bakıp konuştu,

 

Zeynep:oy sen kıskandın mı?.

 

Diye abisiyle dalga geçti.

 

Yusuf:öyle olsun Zeyno.

 

Diye tripli bir şekilde gözlerini tabağına çeviren abisine iyice gülümsedi Zeynep ve masadan kalkıp kollarını abisinin boynuna geçirdi yanağına da içli bir buse kondurup konuştu.

 

Zeynep:ya ağabey şaka yaparım. Seni de çok seviyorum elbet.

 

Yusuf kardeşinin bu hallerine dayanamadı sonra boynuna sardığı ellerini öptü ve konuştu.

 

Yusuf:oy benim delalamın...(değerlim)

 

Dedi ve ikisi de güldüler. Gülizar hanım ve Züleyha

hanım ise onların bu şenlikli hallerine tebessüm ettiler.

 

GÜLİZAR HANIM

 

Kahvaltıyı yaptıktan sonra Herkes bir yere dağılmıştı Zeynep okula, Yusuf şirkete, anam ise mutfakta Nurgül ile kahve içerdi. Bende hemen bahçeye çıktım ve ağabeyimi aradım. 2. Çalışta açmış ve konuşmuştu.

 

Cihan ağa:heh Gülizar bende sana telefon açacaktım. Mahsun ağa dan onay vardır.

 

Dediğinde sevinçten dört köşe olmuştum ve gülümseyerek konuştum.

 

Gülizar hanım:ağabey ağzın bal yesin hele bizim konağa gelesin de daha detaylı konuşalım.

 

Cihan ağa:Eyi madem bir iki saatliğine uğrarım.

 

Dediğinde kapatmıştım telefonu. Öyle mutlu olmuştum ki ne yolu ne de tarifi vardı hemen anamların yanına gettim ve hem onlara anlattım hemde kahvemi keyifle içtim.

 

Züleyha hanım:bak gelin gız 17 yaşında dediydin baya küçük oğlan zaten Nuh der peygamber demez bilirsen ne edeceğiz? sen böyle neşelenirsin ama.

 

Nurgül hanım:haklı dersin hanım ağam. ne edeceksin Gülizar?

 

Gülizar hanım:yav sizde hele sevincimi kursağımda bırakmayın halledecez işte.

 

YAZAR

 

Dedi Gülizar hanım ve bir süre sonra cihan ağa gelmiş Gülizar hanım ve Züleyha hanım la birlikte bahçeye geçmişlerdi.

 

Cihan ağa:ee ne zaman görmeye gedeceksiniz gızı?

 

Gülizar hanım:cumartesi.

 

Züleyha hanım:gelin erken değil midir e oğlana da haber etmedin?

 

Gülizar hanım:ana ona haber edersek hiç salar mı bizi?

 

Züleyha hanım:haklısın vallahi salmaz.

 

Cihan ağa:ben haber ederem Mahsun ağaya cumartesiye hazır olurlar sizde gider görersiniz gızı emi?

 

Gülizar hanım:he he sen diyesin biz gidip göreriz.

 

Dedi ve hepsi de onaylamıştı lakin hepsinin içinde de bi gündüz ağa korkusu vardı cihan ağanın da dediği gibi vallahi dizerdi hepsini kurşuna.

 

ŞAFAK

 

Ağabeyim ve Babam çoktan çıkmıştı ve bende evi toparlamış öylece otururdum dünkü yaralara merhem sürmüştüm lakin artık sade bir merhem le geçmiyordu...

Gündüz ağa dedikleri kişiyi görmemiştim bana nasıl

Davranacak acaba diye düşündüm lakin artık bu düşünceler çok bunaltıyordu içimi. Aklıma biraz dışarı çıkmak gelmişti zaten ayda yılda bir çıkardım ve o çıktığımda da herzaman gettiğim çarşının içindeki parka giderdim orası gerçekten de güzeldi içinde de bir de kafesi vardı hava almaya iyi geliyor du çok kalabalık bir yerde değildi bunaltmaz dı insanı hiç. yavaşça yerimden kalktığımda inlemem bir oldu.

 

Şafak:ahh

 

Aniden kalktığım için karnıma sert bi dekme atılmış gibi hissetmiştim sakince yerime oturdum ve derin derin nefes aldım ağabeyim dün gece çok ısrar etmişti doktora gidelim diye lakin herzaman olduğu gibi bende ısrarla Red etmiştim istemezdim getmek doktora çünkü gerçekten diyeceklerinden ve bakışlarından korkuyordum ve artık kendi vücudumu gördüğümde midem bulanıyor gibi hissediyordum. Bunları düşünerek yavaşça tekrar denedim koltuktan kalkmayı ve bu sefer başarmıştım. Ev telefonunu elime aldım ve ağabeyimi aramaya başladım ilk çalışta açtığında konuştum.

 

Şafak:ağabey?

 

Selim:efendim gülüm. Ne oldu eyi misin?

 

Şafak:eyiyim ağabey merak etmeyesin lakin ben senden birşey isteyeceğim.

 

Selim:buyur gülüm istek değil emir sayarım diyeceğin şeyi...

 

Dediğinde en içten bir şekilde tebessüm ettim ve konuştum.

 

Şafak:ağabey bu gün çok az bir zaman herzaman ki gettiğim kafeye gidebilir miyim?

 

Dedim ve olumlu bir cevap versin diye Allah'a yalvarmaya başladım çünkü belkide son dışarı çıkışımdı o gittiğim konakta belkide hapis olacaktım ömür boyu...

 

Selim:get bakalım lakin sakın göze batayım deme Babam denecek o ite haber tez yayılır.

 

Ağabeyimden gelen cevapla yerimden zıplamak istedim lakin vücudumdaki yaralar buna engel olmuştu.

 

Şafak:çok sağol ağabey sen merak etme ben gizli gizli gider gelirim.

 

Dedim ve telefonu kapattım. Herzaman dışarı gitmek istediğim de ağabeyim den izin alırdım ve kimseye gözükmeden de gider gelirdim Babam asla izin vermezdi duyarsa da öldürüldü beni...

hemen yukarı çıkmaya çalıştım ama gene yaşlı bir kaplumbağa gibi yavaş yavaş çıkmak zorunda kaldım. Yaralar acıyor du evet ama izleri kadar canımı yakmıyordu...

odama geldiğimde dikkatlice üzerime siyah diz kapaklarımın altında bir elbise geçirdim ve saçlarımı da açık bıraktım. Elbiseden görünen her yerime hafif kapatıcı sürdüm ve yüzüme de sürmek zorunda kaldım asla makyajla aram yoktu ama bu kapatıcı olmazsa nefes almaya bile gidemeyeceğimi biliyordum,bildiriyor du hayat. Bir süre sonra evden çıkmış ve dikkat çekmeden hızlı hızlı yürümeye başladım.

 

GÜNDÜZ AĞA

 

Saat 15:00 olmuştu bile o kadar kafam ağrıyor du ki resmen kafa tasımın sızladığını hissettim. Toparlanmaya başladım işim bitmemişti tabi. Sadece sürekli gittiğim kafede devam edecektim eşyalarımı tam olarak toparladım ve odamdan çıktım Yusuf'a göz gezdirdiğimde odasında dosyalarla uğraştığını görünce zaferle gülümsedim ve şirketten çıktım. Bir süre sonra kafeye vardım ve her zamanki masama oturup tekrar işlerime döndüm kafenin sahibi mesutun gelmesiyle ayağa kalktım aynı zamanda da iyi geçindiğim arkadaşlarımdan biriydi mesut. Tokalaştıktan sonra. Konuştu.

 

Mesut:Nasılsın gündüz ağa?

 

Dedi gülerek.gülmesine karşılık bende gülümsedim ve konuştum.

 

Gündüz ağa:eyiyim eyi sen nasılsın patron?

 

Mesut:sağolasın şükür bende eyiyim. O zaman sana herzamankinden söylüyorum getirsinler.

 

Gündüz ağa:sende sağolasın.ayrıca Söyle sen hayır demem.

 

Mesut:Hemen ağam.

 

Dedi ve gülerek gitti arkasından bende güldüm. Mesut iyi adamdı 28 yaşında işinde gücünde biriydi onu bildim bileli de buranın sahibiydi. Bir süre sonra elinde kahve ile gelince iyice güldüm.

 

Mesut:kendi ellerimle getireyim dedim ağam.

 

Dedi dalgayla,onun ardından bende gülerek konuştum.

 

Gündüz ağa:patronun elinden kahve içmedik demeyiz.

 

Mesut:gündüz ağaya ellerimizle kahve vermedik demeyiz.

 

Dedi gülerek aramızdaki dostluk gerçekten büyüktü.

 

Mesut:şaka bi yana gardaşım belliki çalışmaya geldin, ben seni çok tutmuyum hadi sana kolay gelsin.

 

Gündüz ağa:sağolasın gardaşım.sana da kolay gelsin.

 

Dedim ve oda başını sallayarak ayrıldı yanımdan.bende işlerime döndüm.

 

ŞAFAK

 

En sonunda gelmiştim kafeye ve rastgele bir yere oturdum yine çok kalabalık değildi. Derin bir nefes aldım ve yanıma tanımadığım bir genç gelince garson olduğunu anlamış çekinerek konuşmuştum.

 

Şafak:ş-şekerli k-kahve alabilir m-miyim lütfen?

 

Dedim ve dibime girecek olan garsona baktım korkuyla. Ağzını yaya yaya sırıtarak konuştu.

 

Garson:tabi olur ama ilk baş Numaranı mı versen be güzelim?

 

Dediğinde korkuyla bedenimi küçülttüm. Ve tekrar konuştum çıkmayan sesimle.

 

Şafak:T-tamam i-istemiyorum b-birşey g-gideyim ben.

 

Dedim ve tam masaya koyduğum sırt çantamı alacaktım ki tekrar konuştu.

 

Garson:naz yapma be güzelim ver işte.

 

GÜNDÜZ AĞA

 

Bir süre bilgisayara baktığım için gözlerime keskin sızılar girmeye başlamıştı. Başımı bilgisayardan kaldırdım ve boynumu kütleterek etrafa baktım. Gözlerim Çaprazımdaki masaya takılmıştı. Buraya yeni geldiğini düşündüğüm bi garson ve yanında da yüzünü görmediğim bi kadın vardı lakin dikkatimi çeken şey ise, garsonun kadının dibinde durması idi gözlerimi oraya kenetlemiş izliyordum.

 

ŞAFAK

 

Garson hayla yanımda duruyordu iyice korkmaya başlamıştım.

 

Garson:hadi be kızım artık amma nazlı çıktın sende. Ver işte numaranı.

 

Şafak:g-gerek y-yok.

 

Dedim ve tam kalkacakken bileğime elini koymasıyla aniden oturduğum sandalyeden kalktım ve uzaklaşmaya çalıştım.

 

GÜNDÜZ AĞA

 

Aniden kadının sandalyeden kalkması ile ayaklandım ve garsonun kadının bileğini tuttuğunu görünce sinirle oraya koştum.

 

YAZAR

 

Garson karşıya baktığımda ona doğru koşup gelen kişiyle yutkundu bu mardinin meşhur ağası gündüz ağaydı. Korkuyla geriye adımladı lakin çok geçti. Gündüz ağanın ona kafa atmasıyla yeri boylaması bir olmuştu.

 

GÜNDÜZ AĞA

 

Yere yığılan garsonla yanımıza endişeyle gelen mesuta konuştum.

 

Gündüz ağa:bu iti al götür geliyorum.

 

Dedim dişlerimi sıkarak.oda dediğimi yapıp götürmüştü şerefsizi.yanıma baktığımda sessizce ağlayan kişiye gördüm. Küçücük bedeni vardı ve titriyor du elinde tuttuğu çantasına sıkı sıkı sarılmıştı. -Sesimi kontrol altına alıp- konuştum.

 

Gündüz ağa:eyi misiniz?

 

Diye sorduğumda eğik olan başını kaldırdı ve bana baktı. Baktığı anda içimde bir karışıklık olmuştu. Kan çanağına dönmüş gözlerinin içindeki kara Göz bebeğini gördüğümde seslice yutkunmuştum.yüreğim kıpır kıpır olmuştu...

 

NOT:Merhaba arkadaşlar ben geldim ve yanımda upuzun bir bölüm ile geldim gerçekten diğer bölümlerden baya bi uzun oldu ve biraz geç geldim farkındayım ama umarım değmiştir ayrıca ilk karşılaşmayı da yaptıkkkk💥 parmağım beni bi sal diye yalvarıyor ama hayla yazıyorum neyse canım oda az dayansın demi ama kjkjkj. Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur gecenin yıldızları...ayrıca hikayenin üzerine yazdığım kısa cümleler de bana aittir yanlış anlaşılmak istemem elbet. Ve burası çok önemli yüz elliye yakın okunma var ama on yedi oy? Bu hiç güzel hissettirmedi.lütfen emeğime katkı da bulunun. Teşekkürler...

 

...

Bölüm : 22.08.2024 20:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...