
Bekir abimin telefonu kapatmasıyla mekandan ayrıldık. Kurt timi Ahmet abi dışında bizimleydi Ahmet abi Melek ablaları eve bırakıp öyle gelecekti karargaha ,şuanda hangarda hazırlanıyorduk tabancamı bacağımdaki kılıfıma koyup silahımı aldım. Ben silahımı kontrol edip hazırlanmam bittiğinde timinde hazır olduğunu gördüm.
Bizim hazır dışarı çıkmamızla Bekir abimde albaydan operasyon hakkındaki bilgileri almış olmalıki Kara albayla beraber biz e doğru geliyorlardı. Onları görmemizle hemen sıraya girdik bende başa geçip "DİKKAT" dedim. Bekir abimde hızla yanıma geçti. Kara albayın konuşmasıyla bütün dikkatler ona yönelmişti.
" Rahat görev hakkındaki bilgiler tim komutanına verildi. Sağ salim gidip gelin evlatlarım " diyince hazır ola geçip "emredersiniz komutanım " dedik bekir abim öne çıkıp " ateş timi helikopter bin" demesiyle hepimiz rütbe sırasıyla helikoptere bindik en son bekir abide binince pilot " komutanım kalkış için izin istiyorum" dedi.
" izin verilmiştir teğmenim" bekir abimin konuşması son konuşmaydı. On dakkika sonra iniş yerine az kalmış olmalı ki bekir abim konuştu " görev dereli köyünden kaçırılan çocuklar topalın kampında olduğuna dair istihbarat var elimizde bizim görevimiz çocukları sağ salim alıp evlerine teslim etmek anlaşıldımı" " Emredersiniz komutanım " diyip iniş için hazırlanmaya başladık.
Bekir abinin atlamasıyla bende atlayıp çevreyi kontrol ettim. Timin hepsi inince Bekir abi Ömer e " harita " dedi Ömer harittayı açıp ortamıza koyunca gidiceğimiz kampın bir saat uzaklılta olduğunu anladım. " bir saat uzaklıkta hızlı olursak daha hızlı ulaşırız" dedim. şuan saat gece iki civarıydı hızlı olursak üçe kadar orda olurduk. Hemen toplanıp yola koyulduk gecenin karanlığı gizlenmemizde yardımcı oluyordu hava hafif esiyordu.
Kampa yaklaşmamızla herke mevzilendi. Fatihi her zaman ki gibi kimse göremiyordu ben hariç Ömer bunu sesli dile getirmek istemiş olmalıki " Fatih komutanım nerdesiniz acaba ,yine kayboldunuz." Bunu derken etrafına bakınıyordu görebilecekmiş gibi bu hali bizi güldürürken Fatih " beni aranızdan sadece bir kişi görüyor ondan başkada birinin görebileceğini düşünmüyorum " dedi. Bunu demesiyle herkes anladı benden bahsettiğini " benim kadar iyi olmadığını bilmen beni mutlu etti Yüzbaşım " dedim. Fatih bu halime güldü. Bekir abi " ateş timi herkes yerini alsın Can ve Ömer siz sağdan , bizde Asenayla beraber soldan ilerliycez risk oluşturan birini görürsen indir Fatih anlaşıldımı ateş timi " demesiyle " emredersiniz komutanım " dedik.
Can ve Ömerin gitmesiyle bizde kampa doğru ilerledik çok büyük bir kamp değildi büyük ihtimalle geçici olarak burdalardı. Önümüze çıkan lafta nöbet tutuğunu sanan itleri temizleyerek ilerledik iki mağra üç tanede çadır dibi duran bez parçası vardı. Bekir abiye göz işareti yapıp mağranın birine girdim. En büyük mağra buydu. İçeride yatakta yatan topal iti vardı. Yanına gidip kafasına sıktım it herifin silahlarda susturucu olduğu için sessizce işimi hallettim. Oda daki masaya ilerleyip önemli olabilecek bütün evrakları toplayıp bir kaç tanede flaş bulmuştum hepsini alıp çadırdan çıktım. Diğer mağradan da aynı anda bekir abi çıktı. Aynı şekilde bez çadırlara girmek için yönelmiştik bekir abi çadırın birine girince bende diğerine doğru ilerledim çadırın içinden gelen seslerle hızlandım.
İçeriye kenardan baktığımda köşede ağlayan üç kız çocuğu vardı. Daha reşit bile değillerdi tahminimce kızların beni görmesiyle onlara susun işareti yapıp içeriye doğru ilerledim. Bu sorada da kulajlığımı aktifleştirip " boşta olan biri birinci çadırın kapısında beklesin kızlar burda" dedim.
Görüş alanıma bir tane yatak girdi üstünde sekiz yaşlarında bir kız cocuğu üzerine çulanan it heriften kurtulmaya çalışıyordu. Yanında da ayakta dikilen bir tane daha it vardı . Oda gevşek gevşek sırıtıyordu. Tipini siktiğimin iti.
Hızlıca içeriye girip ayaktaki itin kafasına sıktım. Diğeri kızın üstünden inip korkuyla bana bakmaya başladı. Korktuğu herhalinden belli olan it ölmeye çok istekli olmalı ki beni boydan süzüp " istersen senlen yapak ha nedersen " diyince bendeki şarteller attı. Yüzümdeki oluşan gülümsemeyle olumlu cevap vereceğimi sanan angut bana yaklaşmaya başladı. Tam yanıma gelince " sen deha gözelsin çok eğlenirek senlan " demesiyle benim yüzüne yumruğumu geçirmem bir oldu.
Yere düşen it herif yerde kıvranırken ben yataktaki kızın yanına gittim. Dizlerini kendine çekmiş korkuyla ite bakıyordu. Kızın görüş alanını kabatıp kızı kucağıma aldım. Kucağıma gelmesiyle boynuma sıkıca sarıldı.
Diğer kızlarında yanıma gelmesiyle kapıya ilerledim kapıda beni bekleyen Canla kızlara dönüp " asker abiniz sizi koruycak korkmayın tamammı ben hemen gelicem yanınıza " dedim. Diğer kızlar beni onaylayıp Can ın yanına geçerken kucağımdaki kız bana daha çok sarıldı.
Korktuğunun farkındaydım ama içerde ölmeyi bekleyen biri vardı bu yüzden kızın yüzünü görebileceğim hizzaya getirip "biliyorum korkuyorsun ama şimdi ayrılmamız lazım sen abiyle git bende hemen arkanızdan gelicem anlaştıkmı" kafasıyla beni onaylayınca Can a dönüp kızı kucağına verdim. Cana dönüp " kızları güvenli yere götür bende son bir çadır kaldı onu kontrol edip geliyorum." Beni onaylayıp yanımdan ayrıldı. İşte şimdi gelelim en sevdiğim kısıma o iti çok güzel şeyler bekliyor sonuçta
Arkamı dönüp çadıra girdim hala yerde kıvranıyordu it herif büyük ihtimalle burnu kırıldı. Şuanlık gebermediği sürece sorun yoktu.
" Evet it herif benim de canım sıkılıyordu. Uzun zaman dır açık ameliyat yapmıyordum ve bil bakalım noldu senin gibi şerefsiz elime düştü . Kısıtlı bir zamanımız var ama merak etme asla kötü sonuçlanmaz. " bir yandan konuşup bir yandanda çadırın kenarındaki satıra doğru ilerledim. Satırı elime alıp bir tur çevirmemle adama dönüp baktım korkudan altına edecek hale gelmişti. İte doğru yaklaşmamla önce yerde bulduğum bez barçasını ağrına tıktım " çok ses sevmiyorum" diyince benden uzaklaşmaya çalıştı.
Saçından tutup yatağa doğru sürükledim. Yatağın üzerine fırlatıp önce ellerini sonrada ayaklarını yatağın köşelerine bağladım. Yatakta kıvranmaya devam eden ite bakarken yerden satırı aldım. Önce erkekliğini kopardım " sen önündeki fazlalığa güvenip çocuğa göz sürersen o fazlalığı senden alırlar." diyip yatağın etrafında bir tur atıp onun boğuk sesini dinliyordum. Öyle bağırıyordu ki içimdeki kana susamış Kurt'u besliyordu adeta
Hızlı olmalıydım oyüzden karnında yarık açtım önce sonra kolarını kestim en sonda bacaklarını gebermişti it herif çoktan ellerimi temizleyip silahımı ve çantamı aldım işim bitmişti. Çadırdan çıkıp diğer çadırıda kontrol ettim iki tane it vardı onlarıda temizleyip buluşma yerine ilerledim.
Ateş timi benim yaklaşmamla ayaklanıp toplanmaya başladı bu hallerime alışık oldukları için seslerini çıkarmıyorlardı. Genelde operasyonda böyle şerefsizleri işkencelerle öldürüyordum çünkü. Timi yanına gelmemle kucağıma atlayan kurtardığım kız çocuğu bir oldu. Bir an dengemi sağlayamasam da toparladım kendimi. " geldin" dedi kulağıma kısık sesiyle çok bağırmış olmalı ki sesi pürüzlü ve kısık çıkıyordu. Bende sarılmasına karşılık verdim. Bizim sarılmamızı bölen bekir abinin sesiydi " ateş timi herkes tamamsa yola çıkalım bir saat uzaklıktaki karakola gidicez çocukların aileleri ordan alıcaklarmış çocukları " dedi onu onaylayıp kucağımdaki kız çocuğunu yere indirmek için eğildim ama inmek istemediğini belirtmek için daha çok sarıldı. Bende daha fazla durmayıp kucağımdaki kızla ilerledim.
Bir saatin sonunda karakola gelmiş üstümüzü değiştirmiş, çocuklarıda görevli askerlere teslim etmiştik. Şuanda tim ile beraber yemekhaneye doğru ilerliyorduk. Ömer " abi çok acıktım ya şimdi bir iskender olucaktı var yaaa offf" dedi. Fatih te Ömer ile uğraşmak için" dönünce ısmarlarsın yeriz aslanım bu kadar dert etme " Fatihin cümlesinden sonra hepimizin gülmesiyle Ömer bozulmuş suratla bize bakıp " istediğini iskender olsun komutanım " dedi. Bekir abim bir yandan gülerken bir yandanda " uğraşmayın çocukla " dedi. Bizimkilerde uzatmadı. Kapısına geldiğimiz yemekhaneden içeriye girdik. Bizim girmemizle ayaklanan askerlere bekir abinin rahat demesiyle hepsi tekrardan oturup devam ettiler.
Bize ayrılan masaya ilerleyip önümüzdeki yemeklere başladık. Can ve Ömerin kavgaları arada bizim de onlarla uğraşmamızla geçen yemeğin ardından yemekhaneden ayrılıp odalarımıza geçtik. Akşama helikopter bizi almaya gelecekti ozamana kadar biraz dinlenebilirdik. Odayı incelemeden kendimi yatağın üzerine attım .
Kapının çalmasıyla yatığım yatakta doğrulup " gel"dedim içeriye giren asker hazır ola geçip" Er Mustafa Kaynak emredersiniz komutanım " diyince "rahat asker " dedim .
" Komutanım helikopter on dakikaya gelicekmiş Bekir Binbaşım size söylememi emretti."
" saol Mustafa çıkabilirsin geliyorum bende " diyince selam verip odadan çıktı. Önce elimi yüzümü yıkayıp üstümü düzelttim silahımı ve çantamı alıp odadan ayrıldım.
Dışarıya çıkmamla ateş timinin beni beklediğini gördüm. Timin yanına ilerlerken gelen helikopterle hızlanıp iniş pistine ilerledik karakolun komutanı gelip " iyi yolculuklar komutanım ateş timiyle tanışmak onurdur. " diyince bekir abimde " o onur bize ait yüzbaşım " diyip helikoptere bindik.
İki saatin sonunda helikopterin inişe geçmesiyle toparlandık. Duran helikopterle sırayla inip bizi bekleyen Kara albayın karşısına geçtik. Bekir abim öne çıkıp " Binbaşı Bekir Yurtsever görev başarıyla tamamlanmıştır komutanım " diyip geri yerine geçti. Kara albay " rahat , afferim çocuklar dinlenin raporları yarın masamda istiyorum. " diyip arkasına dönüp karargaha ilerledi.
Bizde hangara gidip üzerimizi değiştirip odalara geçtik. Odama girince önce kısa bir banyo edip yatağıma geçtim. Uyumam çok kısa sürmedi.
Sabah erken kalkıp kısa bir spordan sonra görevin raporlarını tamamlamaya başladım. Tim görevden dolayı iki gün izinliydi acil bir görev olmadığı sürece bende dosyaları halledip eve gitmek istiyordum. Son dosyayıda imzalayıp raporları albayın postasına verdim. Timede çıktığıma dair mesaj atıp Odamdan çıktım zaten üzerimi değiştirmiştim sabah ,altıma siyah kot üstümdede siyah crop vardı. Karargahtan çıkıp arabama doğru ilerledim. Arabaya bineceğim zaman arkamdan adımın seslenilmesiyle durdum bu sesi tanıyordum binbaşı Ateş ,ona doğru dönünce oda yanıma gelmişti çoktan benim aksime o karargaha geliyordu.
" günaydın, yüzbaşım nasılsın" dedi. " günaydın iyiyim binbaşım siz nasılsınız " yüzündeki hafif tebessümle " sizi gördüm daha iyi oldum yüzbaşım " kalbime birşey oluyor galiba ,hastamıyım acaba, en kısa sürede hastahaneye gitsem iyi olur.
Benim sessizliğimden birşey demiyceğimi anlamış olmalıki " eve gidiyorsun galiba " diyince onu kafamla onayladım " o zaman ben seni tutmayayım iyi dinlenmeler yüzbaşım " dedi " sizede iyi günle binbaşım " diyip arabaya bindim. Yola çıktığımda kafamda hala kalbimin neden bu kadar hızlı attığını düşünüyordum. Salak değildim hislerimin farkındaydım . Binbaşının da aynı şekilde ama napıcamı bilmiyordum. Oyüzden zamana bırakmaya kara verip yola devam ettim.
Eve gelmemle arabadan inip durduğum apartmana ilerliyordumki duyduğum sesle yerimden kıpırdıyamadım.
Sese doğru döndüğümde apartmanın yanındaki çardaktan geldiğini anladım.
O tarafa gitmem ile ses daha da belirginleşti ama bu ses...
Bir bölüm daha bitti
Oyları ve yorumları eksik etmeyelim arkadaşlar lütfen
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |