8. Bölüm

6. Bölüm

Elfida Güneş
geceecece.ee

Çardakta gördüğüm üç yaşlarındaki erkek çocukla bir an yerimde duraksadım. Bu çocuğun burda ne işi var şimdi

Çocuğun beni fark etmesiyle irkilmesi bir oldu. Sessiz geldiğim için büyük ihtimalle geldiğimi anlamamıştı.

Çocuğa doğru yaklaşıp "merhaba küçük bey" benim konuşmamla üzerimde olan kahve gözleri biraz daha açıldı. Konuşmayacağını anlayıp "annen veya baban nerde biliyomusun" yine konuşmayacağını düşünüp telefonumu çıkarıcakken ince sesli çocuğa döndüm "babam neyde biymiyoyum ben oynayken tayboldum." diyip bana bakmaya devam etti. Lojmanda tanıdığım ailelere benzemiyordu büyük ihtimalle yeni gelmişlerdi.

Eylülün sonlarındaydık ve hava biraz esiyordu. Küçük beyin üzerinde de mavi ince bir gömlek pantolon takımı vardı. Ve üşüdüğü belliydi. Çocuğa biraz daha yaklaşıp " peki beraber benim evime gitsek babanı da arasak seni benim evimden alsa olurmu küçük bey" biraz daha bana bakıp bana güvenmiş olmalı ki banktan kalkıp yanıma geldi ve hiç beklemediğim birşeyi yapıp elimi tuttu. Bu haline şaşırsamda belli etmedim ve eve yöneldim.

Daireye girdiğinizde ayakkabılarımı çıkarıp kenara koydum oda beni taklit edip yanıma geldi.

Oturma odasına girdiğimizde " küçük bey isminizi öğrenebilirmiyim acaba" diye sordum bana bakıp. " menim adım yayız " dedi bazı harfleri söyleyememesi onu çok tatlı yapıyordu. " benim adımda Asena tanıştığımıza memnun oldum. Şimdi sen burda televizyon izle bende sana yiyecek birşeyler getiriyim tamammı" beni kafasıyla onaylamasıyla televizyondan bir çizgi film kanalı açıp mutfağa yöneldim.

Buzdalap daki sütten çıkarıp ısınması için ocağa koydum o ısınırken de telefonu çıkarıp Can ı aradım hızlı birşekilde olanı anlatıp yapması gerekenleri anlatıp telefonu kapattım.

Sütü ocaktan alıp yanınada birkaç tane kurabiye koyup tabakla içeriye geçtim. Yağız hâlâ bıraktığım gibi televizyon izliyordu. Benim yanına oturmamla oturuşunu düzeltti bende yanına oturdum.

" Al bakalım bunlar senin süt severmisin" biraz rahatlaması için konuşturmaya çalışıyordum. " eyet şeviyoyum babam hey gün bana içiyiyoy" onu onaylayıp tabağı önüne koydum oda önce çekinse de acıkmış olmalıki yemeğe başladı.

Onun kurabiyeyi yemesi ve izlediği çizgi film hakkında konuşmamızla geçen zamanı telefon sesim böldü. Telefonu alıp odadan çıktığımda mutfağa geçtim. Arayan Canı yanıtlayıp " efendim buldunmu birşey" diye sordum. " Asena Yağız Kıraç üç yaşında babası Toprak Kıraç bizim karargaha yeni tim gelmiş kasırga timi onun komutanı rütbesi Binbaşı numarasını sana attım. Bizde çıkıcaz birazdan yanına geliriz." Onu onaylayıp telefonu kapattım.

Bir kaç dakika sonra telefona gelen mesajla Can ın numarayı attığını anlayıp numarayı aradım. Bir süre çalan telefon açılınca karşımdaki gür sesle bir an dursamda konuşmasıyla kendime geldim.

" Alo!" sesi yorgun çıkıyordu büyük ihtimalle Yağızı arıyordu. " Oğlunuz Yağız benim yanımda durumu iyi kaybolmuş sanırım adresi mesaj olarak atıyorum gelirsiniz. " diyip telefonu suratına kapattım. Hemen numaraya adresi atıp salona yöneldim. Salona girdiğimde yağızı uyurken bulmak beni şaşırtmamıştı zaten yorgun olduğu belliydi. Yağızı kucağıma alıp odama yöneldim yatağa yatırıp üzerini örttüm kapıyıda aralık bırakıp salona geçtim.

Ortalığı toplayıp bulaşıkları makinaya dizdim. Tam salona geçiceğim zaman kapıdan gelen seslerle oraya yöneldim. Zili çalmaları yağızı uyandırabilirdi. Kapıyı açtığımda karşımda zile basmak için kolunu uzatmış Ömer arkasında da bizim tim vardı.

"Hoşgeldiniz çocuk uyuyor ses yapmayın" diyip içeriye geçtim onlarda beni takip edip arkamdan salona geldiler. Herkes bir koltuğa oturunca kısaca olanları tekrardan anlattım.

Odamdaki tıkırtılarla Yağız ın uyandığını anlayıp ayağa kalktım herkeste duymuş olmalı ki odamdan tarafa baktılar. Görüş açımıza giren Yağız bir eliyle gözünü kaşıyordu. Bu hali çok tatlıydı. Bizimkileri fark etmiş olmalı ki bir an duraksayıp hemen yanıma geldi ve bacağımın arkasına saklandı. Yağıza doğru eğilip onu kucağıma aldım. Kolarını boynuma sarıp kafasınıda boyun girintime koydu. Boynumdaki nefesi rahatsız etmiyordu.

Odadakileri tanıtmamla geçen yarım saat sonunda kapı çalmıştı. Benim ayaklanmamla Yağız bana dönünce ona gülümsedim oda bana aynı şekilde karşılık verip yanındaki Ömer ve Can a dönüp oyuna devam ettiler. Fatih ve Bekir abi de onları izliyordu. Kapının bir daha çalmasıyla onları bırakıp kapıya yöneldim.

Kapıyı açtığımda karşımdaki dört adam ile duraksasamda " hoşgeldiniz ,Toprak bey sizsiniz galiba" adam benim konuşmamla tuhaf bakışlarını düzeltti. Karşımdakiler niye bana uzaylı görmüş gibi bakıyordu ki neysee

" Binbaşı Toprak Kıraç ,oğlum Yağız burdamı " kendini toparlayıp konuşmasıyla onu kafamla onaylayıp kenara çekildim. Hızlı bir şekilde içeriye geçenlerle bende kapıyı kapatıp içeriye yöneldim.

Toprak binbaşı ve yağız birbirine sarılmış bir şekilde ortadaydılar diğerleri de koltuklar da oturuyorlardı. İçeriye girmem ile bakışlar bana dönerken benim tek odağım bana bakan Yağız olmuştu. Babasından sıkılmış olmalı ki kollarını bana uzattı. Bende karşılık verip onu kucağıma aldım .

" Aşenacım bak babam geydi." Diyip boynuma daha da sarıldı " evet küçük bey sana demiştim dimi, baban seni bulur. "

Kucağımda Yağızla koltuğa oturunca Toprakta oturdu. Bekir abi " Binbaşı Bekir Yurtsever Ateş timinin komutanıyım " demesiyle Toprak bizden bakışlarını çekip " Binbaşı Toprak Kıraç Kasırga timinin komutanıyım" bekir abim de aynı şekilde kafasıyla onayladı. Kısaca bizim tim kendini tanıttı sıra bana gelince Toprak Binbaşıya dönüp. " Yüzbaşı Asena Kurt " demem ile gözlerinde hayal kırıklığı ve ümitsizlik oluştu. Benim susmamla Toprağın yanındaki adam konuşmaya başladı. " Yalçın Kıraç Yağızın en büyük amcasıyım" Topraktan bir kaç yaş küçük olduğu belliydi. Yüz hatla keskin ve sert duruyordu açıkcası hepsinin öyleydi. Karşımdaki adamda bir birine benziyordu. Büyük ihtimalle kardeşlerdi maşallah anneleri iyi doğurmuş. Diğer adamın konuşmasıyla bu seferde ona baktım. " Bende Deniz Kıraç " Yalçın beyin bir küçüğüde bu olmalıydı. Bu seferde en küçükleri olduğunu düşündüğüm adam " Rüzgar Kıraç " dedi sadece bir süre sesizlik oluştu kucağımdaki Yağız mırıltılar halinde kendi kendine konuşuyordu.

"Biz kalkalım artık size de teşekkür ederim yüzbaşım oğlumu sayenizde bulduk"

"Önemli değil komutanım" diyip Yağız a döndüm " bundan sonra izinsiz bir yere gitmek yok anlaştıkmı küçük bey" beni dikkatle dinleyip. " anlaştık Aşenacım" diyip yanağımı öptü. Bu yaptığı babasını ve amcalarını şaşırtmış olsada onlara bakmayıp yağızı yere indirdim. Herkes kapıya yöneldi kısa bir vedalaşmadan sonra bizimkilerde kendi evlerine geçtiler.

Yorulmuştum önce odama geçip kısa bir duş aldım. Mutfağa ilerleyip karnımı doyurdum. Yapacak birşey olmayınca en iyisi uyumaktır diyip kendimi yatağıma attım. Kısa sürede de uyudum zaten.

Sabah telefonumun çalmasıyla uyandım arayanın albay olmasıyla doğrulup aramayı yanıtladım " Kurt görev var" hemen yataktan kalkıp. " emredersiniz komutanım " dedim ve telefon kapandı. Hemen kalkıp üzerimi değiştirdim. Bireysel göreve gitmeyi özlemiştim özellikle Kurt olarak.

Evden çıkıp arabaya bindim. Yarım saate karargaha gelmiştim. Odama gidip üniformamı giyip albayın odasına yöneldim. Odaya girmemle. " Yüzbaşı Asena Kurt emredersiniz komutanım " diyip hazır olda bekledim. " rahat yüzbaşım görev sınırdaki ikinci büyük kampta sekiz kişilik bir timimiz bulunmakta onları ordan çıkarmalıyız." hazır ola geçip " emredersiniz komutanım " dedim. " bir saate çıkıcaksın ona göre hazırlan timinede istihbarat için gittiğini söyle, çıkabilirsin." Komutanı onaylayıp odadan çıktım önce timin dinlenme odasına gittim orda yoklardı. Koridordaki askerden ortak dinlenme odasında olduğunu öğrendim.

Odaya girmemle kurt timininde burda olduğunu anladım onlarada baş selamı verip içeriye girip koltuğa oturdum. Bekir abiye dönüp " bir saate göreve gidiyorum " dediğimle herkesin ben de olan bakışları daha da baskın hale geldi. Fatih " ne kadar sürecek bilgi varmı" bakışlarımı fatihe çevirip " süre belli değil " dememle fatih bir anda kendine çekti beni korkuyordu gidipte dönemessem diye ama görevimiz buydu gerekirse canımızıda verirdik. Herkesle vedalaştım bir kişi hariç Ateş ilk defa böyle hissetiyordum içimdeki sıkıntı ağır basıyordu ona bakarken, daha fazla zaman kaybetmeyip hangara ilerledim. Hazırlanırken kapıdan Ateşin girmesiyle elimdeki silahı bacağıma yerleştirip doğruldum.

" benimle vedalaşmayacaksın herhalde" sanki çok şey söylemek istiyorda sadece bunlar çıkıyordu ağzından biraz daha yaklaşıp bir anda bana sarıldı. " geri gel olurmu, sağ salim geri gel seninle konuşmamız gereken konular var çünkü ben artık baş edemiyorum içimdekilerle " konuşmadım daha doğrusu söyliycek birşey bulamadım ben den ayrılıyordu ki bir anda neden yaptığımı bilmeden belinden sarıldım. Kokusu sakinleştiriyordu önce bedeni kasıldı ama sarılışıma hemen karşılık verip beni daha çok kendine çekti. Daha fazla susmayıp " gelebi-" cümlemi tamamlatmayıp bir anda ayrıldı benden " o cümleyi tamamlama geliceksin tamammı sonrada biz konuşucaz " onu onaylayıp hangardan çıktım.

Helikopter hazır beni bekliyordu. Helikoptere binip kalkışı bekledim. İçimdeki sıkıntı büyüyordu nedenini anlamasamda Ateşten ayrılmamdan dolayı olduğunu düşünüyordum. Bir süre sonra helikopterin hareket etmesiyle göreve odaklandım.

 

Bölümmm bittiiii

 

Bölüm nasıl oyları ve yorumları bekliyorummmm

 

 

 

Bölüm : 03.09.2024 13:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...