9. Bölüm

7. Bölüm

Elfida Güneş
geceecece.ee

İki saattir yürüyordum kampa az kalmıştı ne kadar hızlı ulaşırsam o kadar iyiydi askerlerimize birşey olmadan yetişmem lazımdı.

Bir yandan da içimdeki heycanla midem ağrıyordu. Döndüğünde konuşucaz demişti dimi. Peki ya kokusunun beni sakinleştirmesi,kendimi tamam hissettirmesi ne kadar doğruydu.

Kafamdaki sorularla beraber kampa kadar gelmiştim. Kendime düzgün yer bulup plan kurmaya başladım. Kalabalık bir kamptı o yüzden dışarda halledemezdim içeriye girmem lazımdı bir süre bekledim içeriye girmem için birşeyler aradım.

En sonunda kampa yaklaşan bir kamyon ve iki pikapı gördüm kamyonun yanları açık olduğu için iç tarafı görünüyordu. Büyük ihtimalle yakın köydeki kadınları kaçırmışlardı şerefsizler. Hızlıca eşyalarımı toplayıp aşağıya doğru hareketlendim. Eşyalarımı güvenli bir yere gizleyip birazda saçımı başımı dağıttım. Gizlenerek kamyona ilerledim. Etrafa baktığımda kimsenin bakmadığını görünce kamyonun kasasına atladım. Kadınlar bir an şaşırsada korkuyla bana bakmaya başladılar. " sessiz olun sizi burdan çıkarıcam" dedim. Dışarıdaki seslerin yaklaşmasıyla bende kızların arasına girip kamyona yaslandım yüzümü kafamdaki yazmayla kapattım.

Kamyonun kapılarının açılmasıyla içeriye şerefsizler girdi. Herkesi zorla aşağıya indirip sıraya dizdiler. Başımızda dolanan it herif " bunları alın eskerlerin yanına atın dehaydeee" diyip mağraya girdi. Yanımıza gelen itle bizi kolumuzdan tutup arkada kalan mağraya ilerletti.

Kampta neredeyse iki yüz kişi vardı. Burdan çıkmamız biraz zor olacaktı ama türk askerinin üstesinden gelemeyeceği birşey yoktu.

Girdiğimiz mağrayla görüş alanıma duvarda zincirle asılmış sekiz askerimiz duruyordu. Onların bakışlarıda bizim üzerimizdeydi. Onları kontrol ettiğimde ağır yaralı olmamaları beni sevindirdi. " hayde geçin şuraya ekşam eylenecez sizlen " şeref yoksunu konuşmayıda bilmiyor. Ben sizle eğlencem akşam merak etme sen

Bizi bırakıp mağradan çıktılar kadınların bazıları ağlarkem bazıları dua ediyorlardı. Daha fazla boş durmayıp askerlere döndüm. Onların bakışlarıda bizdeydi. Ayağa kalkmamla bakışlar bana döndü. Komutanları olduğunu düşündüğüm kişiye ilerleyip

"Kurt vatan içindir." Dedim bu kurtun özel şifresiydi. Şifreyi duyması ile komutan şaşırsada belli etmedi. Bende konuşmaya devam ettim " iki yüze yakın kişi var. Ben sizi çıkarıcam kadınlarıda alıp güneye ilerleyin bir saatlik yol sonra helikopter gelecek gecikmeyin" beni onaylayıp konuştu" tamam ama sen napıcaksın " onun bu söylediği beni gülümsetti ama yazmadan dolayı o bunu göremedi " katliam" diyip derin nefes aldım " buralar birazdan şerefsiz eti kokucak o yüzden hızlı olalım " bu dediğimle irkilmişti. Dışarıdan biri baksa anlamazdı irkildiğini ama kurtun gözünden kaçamadı bu

Önce dışarıyı halletmeliydim bu yüzden gizlice mağranın kapısına doğru ilerledim dışarıda iki şerefsiz nöbetteydi. Belimdeki bıçağımı sağdakinin ensesine fırlatım. Onun yere yığılmasıyla yanındaki tam arkasına dönecektiki izin vermeyip arkadan boynunu kırdım.

Gizlice dışardaki mağralara bombaları döşeyip ana mağraya ilerledim. Şuan yemek yiyordu itler o yüzden bu tarafta kimse yoktu mağraya girip içeriye baktım düşündüğüm gibi kimse yoktu hemen masaya ilerleyip önemli olan belgeleri toplayıp bu mağrayada bomba döşeyip çıktım.

Askerlerin olduğu yere ilerleyip mağraya girdim. Kadınlar beni görünce rahatlayıp ayaklandılar. Bende elimdeki bıçakla askerlere ilerleyip ellerini çözdüm komutanları kim olduğumu anlatmış olmalı ki karşı çıkmamışlardı. " herşey tamam mağradan çıkınca sağ taraftan devam edin ben önünüzü temizledim. Helikoptere ben haber vericem " komutanları " tamam dikkat et sende " diyince onu onaylayıp mağradan çıktım. Ben sol taraftan giderken onlarda sağ taraftan gitmişlerdi.

Bende eşyalarımın olduğu yere geçip silahımı ve çantamı aldım. Kendime güzel bir yer bulup gizlendim. Şimdi en güzel bölüm elimdeki tuşa basmamla bütün bombalar aktifleşti ve patladı. Bende nişan alıp kurtulanları öldürmeye başladım.

On beş dakika ya bütün itlerin bitmesiyle eşyalarımı toplayıp yola çıktım. Haberi duyan itlerin gelmesi an meselesiydi. Kendime güvenli bir mağra bulup görev için olan telefonumu çıkardım. " Kurt , Albay Karaya bağlayın" dedim karşıdan gelen hışırtıların sonunda " Albay Kara söyle Kurt" duyduğum sesle yerimde dikleşip " Görev tamamlandı. Bildirilen konuma helikopter yollayın sekiz asker yanlarında da yedi sivil var." dedim.

" Anlaşıldı helikopter yola çıktı. Afferim Kurt sen şuanlık gelmiyorsun bir görevin daha var "

" emredersiniz komutanım ne zaman bilgiler gelir" ona göre kendime kalacak yer bulmalıydım sonuçta. " bir saate elinde olur. Bu görev biraz riskli dikkat et " riskmi en sevdiğim " emredersiniz komutanım " diyip bağlantıyı kapattım.

Çantamdan konservelerden birini alıp yemeğe başladım. Geçen bir saatle yeni görevim mesaj yoluyla gelmişti. Küçük bir kampta şuanlık bulunan kırmızı listedeki şerefsizin birinin sorgulanmasıydı görevim. Hemen hazırlanıp yola çıktım. Kordinatlar buraya uzaktı yola çıksam sabaha anca ulaşırdım.

Hava esiyordu ama üzerimdekiler özel kıyafet olduğu için beni çok etkilemiyordu. Hızımı biraz daha artırıp yola devam ettim.

 

~~~~~~~~~~

 

Yazardan

Asena göreve gideli bir hafta olmuştu. Ateş timi ne kadar merak etselerde görev olduğu için albaya çok sık soru soramıyorlardı. Buda onların korku içinde kalmalarını sağlıyordu. Albayın tek söylediği yaşadığıydı.

İçinde korkuyla yaşayan bir diğer kişi de Ateşti konuşucaz demişti ,sarılmışlardı ,kokusunu içine çekmişti şimdiki yaşadığı boşluk Asenanın olmamasındanmıydı.

Özlemişti orman gözlüsünü yemyeşil gözleri onda ormanı çağrıştırıyordu. Anlamıştı artık ona karşı hislerini seviyordu, aklından çıkmıycak kadar hemde ,bir haftadır sinirli bir şekilde karargahta dolanıp duruyordu sinirini de etrafındaki askerlerinden çıkarıyordu ne kadar yanlış olduğunu bilsede ,yine sinirini kurt timinden çıkarıp odasına gitmişti. Arkada kalan kurt timi yorgunluktan kendilerini yere attılar. En sonunda soluklanan Yusuf konuştu " abi bu görev ne zaman biticek ya Asena komutanım gelsede Ateş komutanım bizi bir salsa artık " bunu demesiyle herkes onu onaylarken bu sefer konuşan Ahmet olmuştu " sağ salim gelsinde gerekirse biz on katı içtima yaparız." Tim bu söylediğine sessiz kalırken hepsi içinden dua etti sağ salim gelsin diye.

Ateş timi Asenayı sormak için albayın odasına giderken koşan bir askerin Fatihe çarpmasıyla Fatih askeri durdurup " hayırdı aslanım nereye böyle koşa koşa " dedi. Timde merak etmişti. Asker kötü gözüküyordu. " Komutanım albayın yanına gidiyordum ama oda sında değilmiş." Askerin soluk soluğa konuşmasıyla ateş timinin içini huzursuzluk kapladı. Bekir tam neden albayı aradığını soracaktı ki koridorda albayın görünmesiyle hepsi hazır ola geçti." Rahat, hayırdır hepiniz burdasınız."

"Komutanım harekat merkezinden telefon geldi acil gelmeliymişsiniz." Bunu duyan albay askerle beraber harekat merkezine ilerledi. Ateş timi de peşlerinden gitti merak etmişlerdi belki Asenayla bir ilgisi olabilirdi.

Albay ın içeriye girmesiyle herkes ayaklanırken albay teğmenin ekinden telefonu alıp" Albay Kara söyle asker" arayanın kurt olduğunu biliyordu albay ama içini korku salmıştı. Kurt görevdeyken çok telefonla aramazdı.

" Kom- ahhhh" diyip soluklanan kurtla durumun kötü olduğunu anladı albay bir şeyin yere bırakılma sesinden sonra kurttan ses geldi. " Kurt konuşuyor " " evet" diye cevapladı albay onu " görevi tamamladım ama uzun zaman dır esir tutulan bir asker şuan yanımda durumu ağır itler peşimizde ne kadar dayanırım bilmiyorum mühimatım az " derin bir soluk alıp konuşmaya devam etti " yaralıyım karın boşluğumdan yaralanmışım bayıldığımda fark ettim" onun susmasıyla albay yanında duran time baktı konuşulanları duymadıkları için merakla albayın suratına bakıyorlardı.

"Ne kadar dayana bilirsin" kurt derin nefes alıp. " etrafımızı sarıyolar burdan çıkışım yok hakkınızı helal edin komutanım" demesiyle sessizlik oluştu bir askeri bir evladı daha şehadete gidiyordu. Bir anda telefonden gelen sesler ve asenanın küfürleriyle telefon kapandı.

Ateş timi kötü haber olduğunu anlamıştı içlerinden dua ediyorlardı Asena olmasın diye en sonunda albay ateş timine dönüp " Asena gittiği görevi tamamlamış ama uzun zaman dır esir tutulan bir askerimizi de bulmuş askerin ağır yaralı ve durumunun ciddi olduğunu söyledi. Etrafları sarılmış mühimatı da azalmış ayrıca " diyip sertçe soluklanmıştı ateş timi donuk bir şekilde albaya bakarken albay devam etti konuşmasına " yaralıymış dayanamayız dedi" diyip ekrana döndü tekrardan

 

~~~~~~~~~~

 

Hiç birşeyden haberi olmayan Ateş odasında elindeki çayıyla pencereden dışarı izlerken uzun zaman dır olduğu gibi Asenayı düşünüyordu. Nerdeydi nasıldı yaralımıydı çok özlemişti orman gözlüsünü bir haber bile yoktu. Bir anda elindeki bardağın kırılmasıyla elinin yanması ve elinin yer yer kesilmesi bir oldu.

İçindeki sıkıntının büyümesiyle elini temizleyip odasından çıktı. Albayın harekat merkezinden olduğunu duyunca otarafa yöneldi. Odaya girmesiyle ateş timinin de orda olması içindeki korkuyu tetiklemişti. İçeriye girmesiyle bütün gözler ona döndü " noldu " diyerek herkese yönelik bir soru yöneltti. Cevaplamaya gerek kalmadan telsizden duyulan sesle Ateş yerinde sendeledi.

 

Bölüm bitti nasıl gidiyor sizce

 

Oyları ve yorumları bekliyorummmm

 

 

Bölüm : 04.09.2024 13:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...