
Asena
Elimdeki kumandaya basmak üzereyken duyduğum patlama sesleriyle o tarafa döndüm galiba destek ekip gelmişti. Şehit olamamıştım "Bir dahakine artık" diyip elimde kalan son bombayıda itlere doğru atıp yaralı askerin yanına gittim.
Durumu hiç iyi değildi hemen telsizle karargahı aradım zaten albay hatta bekliyordu "albayım destek ekip şuan burda beş dakikaya temizlenmiş olur burası ama askerin durumu çok kötü direk hastahaneye insek daha iyi olur." Albay da beni onaylayıp bağlantıyı kapattı.
Bize doğru yaklaşan kamuflajlı askerle telsizi kulağımdan çekip çantaya koydum " Yüzbaşı Erdem Ay iyimisiniz " benim kurt olduğumu biliyor olmalıydı çünkü ismimle seslenmemişti "ben iyiyim ama askerin durumu kötü burdan hemen çıkmamız lazım" itlerin sayısı çoğunluk olarak azalmıştı geri kalan ise geri çekişiyordu zaten "tamam" diyip kulaklığına basıp " Arif hızlı olun yaralının durumu ağır" demişti karşı tarafta onu onaylamış olmalı ki kulaklığı tekrar kapattı. Başım dönüyordu ama bu çokta önemli değildi zaten acı hissetmiyordum vücudumun dayanabildiği yere kadar dayanacaktım.
Silah seslerinin azalmasıyla desteğe gelen askerlerin itleri temizlediğini anladım. Zaten bir süre sonrada askerler yanımıza gelmişti. Burda durmanın risk yarattığını düşünüp "burdan hemen uzaklaşalım kan kokusunu alan leşçilerin gelmesi yakındır." Onlarda beni onaylayıp yaralı askeri sedye tarzı yatağa yatırdılar.
Kısa bir tanışmadan sonra yola çıktık. Altı kişilik bir timdi ve barut timiymiş. Tim; yaralı askeri taşıyan dört üsteğmenden ,benim yanımda olan yüzbaşı birde bir adım arkamızda olan kıdemli üsteğmen den oluşuyordu. Sakin bir timdi.
Uzun yürüyüşümüzü buluşma alanına gelmemizle sonlandırıp. Timle vedalaştım çünkü onların görevi devam ediyormuş.
Helikopterin gelmesiyle yaralı askerle beraber zorda olsa helikoptere binmiştim pilotun sesiyle ona baktım. " komutanım kalkış izni istiyorum" "izin verilmiştir teğmenim"
Çok yorgun ve bitkin hissediyordum yaram kanıyordu ve fazlasıyla kan kaybetmiştim. Barut timi yaralandığımı anlamamıştı Buda benim işime gelmişti şimdi hiç uğraşamazdım. Helikopterin inişe geçmesiyle görüş alanıma hastane girdi. Ama daha fazlası bende yoktu çünkü en son hatırladığım bilincimin gitmediydi.
Ateş
Hastahane nin çatısında Asena'nın olduğu helikopterin gelmesini bekliyorduk. İçimdeki sıkıntı onu görmeden geçmiycek gibiydi
Bomba seslerini duyduğumda onu gerçekten kaybettiğimi düşünmüştüm.
Asena'nın olduğu bölgede bulunan barut timi çatışmayı farkedip destek vermişler.
Ondan sonrası zaten çok hızlı gerçekleşmişti Asena arayıp albaydan acil helikopter istedi. Bizde onların helikoptere binmesiyle hastahaneye doğru yola çıkmış ve şuan burdaydık.
Görünen helikopterle düşüncelerimden sıyrıldım.
Duran helikopterle herkes helikoptere yöneldi önce yaralı askeri çıkarıp sedyeye yatırdılar Asena'nın helikopterden inmemesi beni telaşlandırırken
" bir yaralı daha var sedye getirin" diye bağıran doktorla yerimde sendeledim ne demişti o yaralımı
ateş timiyle beraber helikoptere koşmamızla herkesin bakışı bize döndü ama şuan bunu önemsemiyordum zamanım yoktu ne demişti o doktor yaralı
Helikopterin kapısından içeriye baktığımda yerde yatan kadın benim canımdı nolmuştu ona böyle tam ona uzanacakken gelen sedyeyle kenara çekilip doktorlara yol verdik
"durumu nasıl iyimi" diye soran Fatih'le doktora döndüm ama o bize bakmayıp Asena'yla ilgileniyordu yüzünden anladığım kadarıyla birşeyler ters gidiyordu doktorun söylediğiyle hislerimde yanılmadığımı anladım "nabız yok hızlı olun" ne demişti o "ne demek nabız yok Asena kendine gel kardeşim biz bırakma" diye bağıran Can çok kötü görünüyordu.
Hastahaneye girmiştik herkesin gözü bizdeydi beş koca adamı neyin bukadar mahvettiği merak ediyorlardı büyük ihtimalle hiç kimseyi umursamadan sedyenin peşinden gittik sedyeyi ameliyathaneye almalarıyla bizi kapıdan içeri almadılar.
Yazar
Hepsinin içinde aynı korku vardı kaybetme korkusu Bekir yanındaki sandalyeye otururken Fatih ayakta bir sağa bir sola dönüp duruyordu Can ve Ömer de yan yana oturup dua etmeye başlamışlardı tek yapabileceklerinde buydu.
Ateş kapının yanında yere çökmüş şekilde oturuyordu içindeki korku gittikçe büyürken napması gerektiğini bilmiyor herzaman yaptığı gibi dua ediyordu.
Beş koca adamda aynı şeyi istiyordu içerde mücadele eden kadının yaşamasını.
Ameliyathanede durumlar pekte iyi değildi Asena'nın yarası doktoru fazlasıyla zorluyordu.
Ama başarmak zorundaydı bu güçlü kadını hayata döndürmeliydi .
2 saat sonra
Geçen zaman iki taraf içinde zordu dışarda bekleyenlere beklemek zor gelirken ameliyattakilere de kadını hayatta tutmak zorluyordu. İki defa kalbi durmuştu Asena'nın ama her seferinde yine söndürmüşlerdi kadın güçlüydü bunu anlamak zor değildi.
Ameliyathanenin açılan kapısıyla herkes çıkan doktordan iyi bir haber bekliyordu "nasıl Asena iyi dimi " sessizliğe dayanamayan Bekir konuştu doktor beş adama bakıp Bekir'e döndü "Asena hanımın kalbi iki defa durdu ama hayata döndürdük şuanlık durumu stabil hayati riski devam ediyor şuanlık uyutuyoruz geçmiş olsun" dedi. "Görebilirmiyiz" bunu soran Ateş'le tüm bakışlar ona döndü ateş timi farkındaydı birbirlerine karşı birşeyler hissettiklerinin sadece Asena'nın gelip anlatmasını bekliyorlardı.
"maalesef şuan yoğun bakımda" diyince herkesin bir anlık umudu söndü. "geçmiş olsun tekrardan ben sabah kontrole gelirim" doktorun gitmesiyle herkes ayaklanıp yoğun bakım katına ilerledi Asena'nın odasının camının önüne dizilen beş adam bir süre durup onu izledi en sonunda sessizliği fatihin sesi bozdu.
"Eğer onu üzer veya kırarsan seni öldürürüm" Ateş Asena daki gözlerini bir an Fatih'e çevirip sonra tekrardan Asena ya döndü "onu üzdüğüm gün zaten ölmüşümdür" ne demek istediğini anlayan ateş timi sessizce Asena'yı izlemeye devam etti.
Saatler böyle geçerken Can ve Ömer sandalyede uyuyup kalmış Fatih kantine kahve almaya gitmişti. Ateş ile Bekir yanyana oturuyordu.
"Asena güçlüdür serttir ama dışardan öyle olduğu kadar içi kırılgandır yalanı ihaneti affetmez" biraz soluklanıp devam etti Bekir "eğer ciddi değilsen ve Asena mı üzersen nerde olursan ol seni yaşayamıycak hale getiririm" dedi.
Bekir'in konuşmasının bittiğini anlayan Ateş " ona karşı hissettiklerimi ilk başta anlayamamıştım çünkü ilk defa böyle bir şey hissediyordum yanımda olmadığı zamanlar sanki ruhum yokmuş gibi içim daralıyor. Sonra bana bir bakıyor nefes alıyorum ben onunla yaşadığımı hissediyorum"
ikiside sustu saatler geçti Can uyandı Fatih geldi Ömer hâlâ uyuyordu mesainin başlamasıyla etraf kalabalıklaşmaya başladı. Doktor gelip Asena'yı kontrol etmek için odaya girdi.
Bir süre sonra odadan çıkan doktorla ayaklanan beş adamla doktor konuşmaya başladı "Asena hanımın durumu daha iyi bir saate uyandırıcaz" bunu duyan Ömer ve Can birbirine sarılırken diğerlerinin yüzünde tebessüm oluştu "Allah beee demiştim ben zaten ablam bizi bırakmaz diye" onun bu dediğine hepsi güldü
Bir saat hızlı geçti doktorlar gelip çıktı hiç birşey demiyorlardı. En son giren doktorunda çıkmasıyla ateş daha fazla dayanamadı "biriniz artık bilgi verecekmisiniz" "Asena hanım uyandı normal odaya geçiriyoruz sizde orda görebilirsiniz geçmiş olsun" diyip yanlarından ayrıldı.
Hepsi hızlı bir şekilde toplanıp hemşire den öğrendikleri odaya ilerlediler kapıyı çalıp gel sesini duymalarıyla içeriye dalanlarla şaşıran Asena bir an ne diyeceğini şaşırmıştı.
Asena
Vücudumdaki ağrıyla gözlerimi araladım hastahanede olduğumu anlamam kısa sürdü başımdaki doktor kontrollerimi yapıp bana döndü "nasıl hissediyorsunuz kendinizi" "hafif ağrım var ama iyiyim" dedim beni onaylayıp yanındaki hemşireye döndü "hastayı normal odaya alın" hemşire onu onaylayınca doktor odadan çıktı.
Normal odaya alınmış uzanıyordum kapımın çalınmasıyla "gel" dedim. Kapı bir anda sertçe açıldı ve bizimkileri gördüm yanlarında bir adet Ateşle beraber bir an ne diyeceğimi bilemedim. Zaten benim konuşmama gerek kalmadan Ömer bana sarıldı "bizi bırakacaksın sandım" bu dediğiyle gülüp kafasına hafif bir tane geçirdim "saçmalama daha benden çekiçeğin var" onlar bu dediğime gülerken hepsi sırayla bana sarıldı ateş hariç en son sarılan Bekir abim anlını öpüp "biz çıkalım sizin konuşacaklarınız vardı" diyip tekrar anlımı öptü ve ayaklanıp diğerleriyle beraber dışarıya çıktı.
Odada sadece ateşle kalmam heyecanlanmamak neden oluyordu.
Ateş yanıma gelip yatağa oturdu. Bir anda beni kendine çekmesiyle şaşırmamda bende hemen ona karşılık verip sarıldım. Kafası boynuma yaslıyken nefesini hissetmek içimdeki kovılcımı arttırıyordu.
"çok korktum seni de kaybedicem sandım" ona daha çok sarılıp "burdayım ,yanındayım bırakmadım seni" içindeki korkuyu geçirmeye çalışıyordum. Bir süre sarılmış şekilde durduk ne o ayrılmak için hareketlendi nede ben en sonunda ayrılan ben olmuştum.
"konuşmamız gereken bir konu vardı sanki yüzbaşım" hitabıyla bir an gülsemde bende ona uyup "hangi konuymuş o binbaşım" bana biraz daha yaklaşıp tekrardan konuşmaya başladı "sen ve ben yüzbaşım çok güzel olmazmıyız" bu dediğine bir yandan gülerken bir yandan da cevap verdim " bilmem olurmuyuz ki" beni kafasıyla onayladı. Dudaklarımdaki bakışı gözlerime çıkınca izin istediğini anladım onu onaylamamla dudaklarında hissettiğim dudakları kalbimin hızını arttırdı.
Sakin ilerleye öpüşmemiz kısa sürüp arzuya dönüşürken bir anda kapının açılmasıyla ateşi kendimden ittim.
"ben birşey görmedim vallahi" diye arkası dönük olan Ömer'le ben bir anda gülmeye başladım.
Benim gülmemle Ömer bana dönüp odaya girdi arkasındanda bizimkiler geldi. Yorucu geçen günün ardından kendimi uykuya bıraktım.
Bölüm bittiiii
nasıl gidiyor sizce
oyları ve yorumları unutmayalım lütfennnnnnnnnnnnn
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |