

✨merhabalar
yeni bölüme hoşgeldiniz sefalar getirdiniz
yazım yanlışı olabilir, dikkat etmeye çalışsam da maalesef gözden kaçıyor
iyi okumalar diliyorum
yorum yapmayı yıldıza basmayı unutmayın lütfen
⭐⭐⭐
Yemeğimi yedikten sonra savaşla beraber kahve içtik, telefonu çalınca hazır olda konuşuyordu, albay aramış olmalıydı,
"Emredersiniz Komutanım
Bakışları yüzümde gezindi derince iç çekti, birşey söyleyecekti belli ama söylemek istemiyor gibiydi," benim karargaha gitmem gerekiyor, görev emri var!
Başımı usulca salladım, gitmesini istemiyordum, daha ben geleli çok az olmuştu,( sen adamı bırakıp giderken iyiydi şimdi de sen bekle bakalım, susar mısın iç sesim )
"Geri döndüğüm zaman benden uzak durmazsın değil mi? Adamı nasıl korkuttuysam artık.
"Bilemiyorum yüzbaşı bunu geri dönünce düşünürüz, dalga geçtiğimi anlamış, çarpık bir gülüş sunmuştu.
Hesabı ödeyip kalktık arabaya binip karargaha geldiğimizde ben buradan eve gidecektim, beni gören albayın kaşları dehşetle çatıldı, eliyle gel buraya işareti yapınca elektrik yemiş gibi titreyip gerildim.
Yanına gelip selam durduğumda ciddiyetle beni süzdü "kızım ben sana karargahtan uzak duracaksın demedim mi 3 saat geçti yine buradasın.
"Komutanım şöyle ki arkadaşlarımın göreve gideceğini öğrendim,vedalaşmak istedim sadece .
Bakışları ciddiyetini koruyordu, savaş halimden keyif aldığını belli eder gibi gülümsüyordu, ulan savaş bizim burada sırtımızdan ter aksın sen gül, hain insan.
"Görüş sonra kaybol, görmeyeceğim seni burada .
"EMREDERSİNİZ albayım ,diyerek yüksek sesle bağırdım .
Albay time emirler yağdırdıktan sonra gitmişti, bende time dönünce hepsi bana özlem ve neşeyle bakıyordu özellikle bir kişi,
"Ablammm kurban olduğum, atilla sıkı sıkı sarılmış bedenimi sağa sola yatırıp hareket ediyordu, "dur lan kemiklerim sızlıyor zaten,
" Dönünce dibinden ayrılmayacağım abla, senin yüzünden ömrümden 25 gün gitti, gözlerimi tabi ki de devirdim.
Sırasıyla tim üyeleriyle görüştüm, selin, ve elife sıkı sıkı sarıldım hemcinslerimi çok seviyordum.
Onlarla ayrılınca savaşın emriyle hepsi techizat odasına gittiler, savaş beni elimden tutarak karargahın en tenha yerine götürmüş bir köşeye çekmişti.
"Fulya sana bir kere sayılabilir miyim?
Tatlı tatlı gözlerimi kırpıştırdım, kollarımı kaldırıp savaşın uzun boyuna yetişmek için parmak uçlarımda durarak sıkıca sarıldım, kokusunu içime uzun uzun çektim, bu kokuyla uyumak istiyordum delirmiş olmalıyım, savaşın kulağına başımı çevirdim,
"Savaşşş tişörtünü bana bırakır mısın?.
Savaş sarılmaya son verip yüzümü iki avcunun içine aldı," bütün tişörtlerimi sana verirsem ben ne giyeceğim güzelim.
Cilveli bir edayla salındım, savaş bu halime hem şaşkınlık hemde hayranlıkla bakıyordu, " ben sana yenilerini alacağım sözz"
Anlıma bir öpücük bıraktı, burnunu saçlarıma değdirip derince nefes aldı," bir şartım var, sende bana tokanı vereceksin,"
Kabul etmesinin heyecanıyla hızla başımı salladım, çantamda duran tokamı savaşın bileğine taktım," bekle beni hemen geleceğim "
Allah'ım ben ne yaşıyorum, anlam veremedim,içimde ki heyecan ne böyle, savaşı beklerken etrafı incelemeye başladım, burası benim odamdan görünen bir kısımdı, bunu öğrendiğim iyi olmuştu yeni çiftler basardım belki .
Savaş yanıma gelip tişörtünü elime bırakıp gidecekken onu yakasından tutup yanağından öptüm, yüzü yumuşacıktı yüzüme batan hafif çıkmış sakalları tuhaf gelmişti ama olsundu değerdi.
Savaş benden böyle birşey beklemediği için donup kalmıştı, bende bunu fırsat bilip kaçarak kapıya geldim, telefonu çıkartıp taksi çağırdım, dakikalar sonra gelen taksiye binip evime geldim.
Üzerimi değiştirip mısır patlatarak kendime güzel bir film seçtim, romantik komediy'di, Aşk duvarın ötesinde, filmin ana fikrini oldukça beğendim, birbirlerini hiç görmeden aşık olan çift farklı ve ilgi çekiciydi, herşeyin ten teması olması gerekmediğine vurgu yapıyor oluşunu sevmiştim.
Saat geç olunca odama geçip yatağıma girdim savaştan aldığım tişörtü yanıma bıraktım,buram buram savaş kokuyordu, umarım bu gece güzel bir uyku uyuya bilirdim.
Verilen iki günlük tatilim bitmiş karargaha dönmüştüm, timim olmadığı için boş boş gezinmekten sıkılmıştım, yeni gelen teğmenleri gözüme kestirdim, işte eğlenebileceğim çaylaklar.
Dışarda yağan yağmur ve muhteşem kokusu eşliğinde eğitim yapacaktım benden mutlusunu asla bulamazsınız şuanda , gözüme kestirdiğim erin yanına gittim, hemen hazır ola geçti.
*Asker arkadaşlarını topla bahçeye çıkın.
"Emredersiniz Komutanım.
Ben bahçede onları beklerken hepsi gelmiş hazır ola geçmişti, "asker 500 şınavla başlıyoruz", hepsi şaşkın şaşkın birbirine bakıyordu, ne diyor bu kadın der gibi.
*Asker 500 şınav başla diye bağırınca hepsi yere eğildi bende eğilince tekrar bir birlerine baktılar, off hint dizisi mi çekiyoruz amk, kardeşim kesin bakışmayı yaww.
*BAŞLA
hep beraber yapmaya başladık," bir iki üç kaç oldu askerr? "
"Üç oldu komutanım,
"Yanlış, hiç oldu asker .
Yere düşen yağmur damlaları bizi de sırıl sıklam ıslattı, çok güzel bir ortam'dı şuan, keşke bütün eğitimler yağmurda yapılsaydı, ıslanan kıyafetleri ağırlaşan askerler zorlanmaya başladı .
"Yoruldunuz mu asker?
Hep bir ağızdan cevapladılar," yorulmadık komutanım.
Yerimden kalkıp onlarında kalkmasını söyledim, koşuya başlamak için en önlerine geçtim, yüksek sesle bağırdım.
"VATAN SANA CANIM FEDA" askerlerde benim peşimden yüksek sesle karargahı inletircesine bağırdı,
"VATAN SANA CANIM FEDA.
nefesleri sıklaşmış teğmenler benim peşimden koşmaya çalışıyordu, büyüyünce kıdem mi alacaksınız siz diye sevesim geldi.
"ŞEHİTLER, ÖLMEZ ,VATAN BÖLÜNMEZ"
"ŞEHİTLER ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ."
Karargahın etrafında 20 tur attıktan sonra hepsini hizaya soktum, "asker herkes üstünü başını değiştirip kendini kurutsun, 1 kişi bile hasta olursa yakarım çırasını.
*Emredersiniz komutanım*
Hepsi koşarak içeri geçince binanın içine girdim albayın beni izlediğini görünce hemen karşısında hazır ola geçtim," bu eğitim sana yetmemiştir değil mi kızım," albayın gülerek söylediği şeyle ciddiyetle cevap verdim.
"Az olsun ama olsun komutanım"
Albay gururla omuzlarını dikleştirdi. "Aferin asker"
"Sağolun komutanım "
Senin timin gelinceye kadar teğmenlerin eğitimi sende yüzbaşı,
bugün olduğundan biraz daha zorlu olsun, onları yormamı istiyordu, haklıydı da eğitimde ter dökmeyen savaşta kan dökerdi bizim felsefemiz buydu.
"Emredersiniz" albay gidince bende odama dönüp üzerimi değiştirdim, masama oturup evrak işleriyle cebelleşirken bir taraftan da söyleniyordum,
Saate baktığımda eve gitme vaktimin geldiğini fark ederek ayağa kalkıp eşyalarımı aldım, arbaya gelip eşyalarımı içine koydum kapıda ki asker yanıma gelip selam durdu, "komutanım gidiyor musunuz?"
"Evet karlı " soy ismini göğüsün'den okumuştum.
"Komutanım yarın annem gelecekte sizden çok bahsettim acaba beş dakika onunla tanışır mısınız? "
Ciddiyetle yüzüne bakınca bi an ben ne bok yedim der gibi korktu" olur asker haber ver gelince" mutlulukla selam verdi " emredin komutanım "
Evime geldim , ellerimi yıkayıp dolabımı açtım, içi bomboştu telefonumdan pizza siparişi verip gelmesini beklemeye başladım, dakikalar sonra gelen pizzamı büyük bir iştahla yedim, acaba savaş ve atilla nasıldı, ne yemişler di ,uyku uyuya bilmişler miydi?
Bölüm sonu
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 84.1k Okunma |
6.86k Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |