

✨merhabalar hoşgeldiniz
emeğe saygı için beğenmeyi yorum yapmayı unutmayın lütfen
iyi okumalar diliyorum
🖤🖤🖤
Fulya'dan
Boğazımdaki yumru gittikçe büyüdü artık nefes alamamaya başladım, neredeyse kendimi tutamayıp bağıra çağıra ağlayacak hale gelmiş olmak iki katı rahatsız olmamı sağlıyordu,
halbuki ben yıllar boyunca duygusuz ve ifadesiz olmak için eğitim almış bir askerdim, ama şu an öyle bir araftaydım ki canım yanıyor ve sanki derim yüzülüyormuş gibi hissediyordum.
Ne diyeceğimi ne söyleyeceğimi bilmez bir vaziyette başımı ellerimi eğerek parmaklarımla oynamaya başladım, çalan kapıyla herkesin dikkati bir anda gelen kişiye kaydı, Atilla gelmişti hayatım boyunca ailem diye sahiplendiğim tek arkadaşım, annem babam can yoldaşım Atilla gelmişti .
Yanımda hiç tanımadığı insanları gören Atilla'nın şaşkınlığı görülmeye değerdi kimsenin konuşmasına fırsat vermeden ona "Abi" diye seslendim.
Tuğgeneral ve eşi şaşkınlıkla atillaya bakmaya başladılar, Atilla odadaki insanları bir kenara bırakarak hızla gelip boynuma sıkıca sarıldı, "ablam iyi misin? beni çok korkuttun!
"Yemin ediyorum hayatımdan 10 seneyi senin için feda ettim."
Normalde onunla atışır şakalaşmaya başlardım ama içinde bulunduğum durum o kadar zor ve çetrefilliydi ki atilla'ya sarılarak sessiz kalmayı tercih ettim.
"Atilla benden ayrılınca siz kimsiniz diye bir soru yöneltti. " Hiçbir şey diyemedim, ne diyecektim ki ailem mi? O kadar kolay mıydı.
🇹🇷"Tuğgeneral Mehmet aktürk' fulya'nın babasıyım. Atilla önce rütbeyi duyup korkuyla hazır ola geçmiş, babasıyım kısmını duyuncada gözleri şokla büyümüştü. Atillayı hazır olda gören tuğgeneral merakla rütbesini sordu.
"Tekmil ver asker!
"🇹🇷Üsteğmen Atilla Başar
Birgül hanım daha fazla sesiz kalamamamış olacak ki benimle konuşmaya çalışıyordu." Bir şey demeyecek misin Fulya? istiyorsan bağırıp çağır, bize kız bizi suçla ama lütfen bir şey söyle.
Zar zor kalan son gücümü toplayarak konuşmaya çalıştım "şu anda kafam çok karışık ve hiçbir şey konuşmak istemiyorum, lütfen beni biraz yalnız bırakın.
İkisinin de kırıldığı belli oluyordu ancak hiçbir şey demeyerek beraber kalkıp odadan çıktılar.
Atilla hemen konuşmaya başladı " bu Allah'ın cezası yerde neler oluyor fulya hemen açıkla,"
Baştan sona her şeyi atilla'ya anlattım Atilla da benim gibi ne diyeceğini bilemedi.
*Yazardan *
Oda'dan çıkan anne baba birbirilerine üzgünce baktılar, Birgül kocasına yaklaşıp sıkıca sarıldı göz yaşlarını tutamıyor tutmakta istemiyordu, kocası kapının önünde bekleyen adama sebepsiz yere neden huy kapmıştı bilmiyordu , kimdi ki neden kızının başında bekleyip duruyordu,
Aklına gelen şeyin olmaması için içinden dualar etti, daha kızına kavuşmadan elin herifine kaptırılacak kızı yoktu, gerekirse kıdemini devreye sokup kızını çekip alırdı, karısıyla beraber doktor odasına girdiler,
kapının önünde dakikalarca bekleyen savaş bir telefon almıştı, gizli görev emri gelmiş gitmesi gerekiyordu, ama sevdiğini doya doya göremeden, koynunda uyuyamadan gitmek istemiyordu
Odaya giren savaş Atillaya göz devirdi ne zaman gelmişti bu çocuk telefonla konuşurken fark etmemiş olmalıydı, iyi çocuktu iyi olmasına ama savaş fulyaya yakın olamadıkça etrafında ki herkes de uzak dursun istiyordu,
Sevdiğinin yanına oturup atilla'yı odadan kovmuştu, bu yaptığına fulya çatık kaşlarla baksa da savaş umursamamıştı, savaşın derdi başkaydı çünkü, günlerdir uykusuz kalan gözleri sızım sızım sızlıyordu, yatakta uzanan fulya'nın bacağına başını koydu, fulya şaşkın şaşkın bakmayı bırakıp eliyle yüzünü ve yumuşacık saçlarını sevdi
*Savaş"tan devam*
Sevdiğim kadın ne kadar belli etmemeye çalışsa da yüzünde ki ifadeden hiç hoşlanmamıştım, tuğgeneralin fulyayala ne işi vardı, hadi onun vardı ya kadın doktor neden benimle beraber odadan çıkartılmadı kafamda buna benzer bir sürü soru vardı ancak, bunları görevden dönünce kurcalamak istiyordum, vedalaşmak için zamanım kalmalıydı, görevin fazla uzun sürmeyeceğini düşünüyordum, ama belli olmazdı.
"ne oldu yüzbaşım? Diye soran orman gözlü sevdiğimin yüzüne baktım.
"Görev emri geldi ! şuan senden ayrılmak istemiyorum ama görev beklemez.
Fulya'nın yüzünde bir gülümseme meydana geldi, kesin bana takılacak diye içimden geçirmemle sevdiğim kadın konuşmaya başladı.
"Yoksa sen benimle uyuyamayacaksın diye mi böyle üzgün duruyorsun ?
Yüzünde ki gülümseme büyüdü, yanakları söylediği şeyle pembeleşen kadına tutulmamak elde değildi ki.
"Nerden anladın güzelim, herkes sevdiğine doydu bir ben vuslata eremedim,
" Geç olsun güç olmasın yüzbaşım, belki de hayal ettiğinden fazlasını yaşarız." Bugün karşımda normalde görmeye alışık olmadığım cüretkar bir fulya duruyordu, onun bu cesareti içimde ki dingin denizi dalgalandırmıştı.
"Hayal ettiğim fazlasını vaad ediyorsan ben koşa koşa giderim, başımı okşayan elini tutup uzunca öptüm, yanan Yerde hala iz belli oluyordu, o gece gözünden akan yaşla beraber pişmanlık duygusu kalbimi cayır cayır yakmıştı .olan olmuştu işte olana çare yoktu.
Fulyayla vedalaşıp karargaha gelerek albayın odasına girdim
" Savaş bu gece bir davete katılacaksın, "zülal erbudak" adında ki terörist yanlısı kadınla yakınlaşıp onun ağzından bilgi almaya çalışacaksın.
Ne yakınlaşması amk ya, albay Allah için beni bui sal, ya fulya duyarsa var ya beni gebertir, zaten aldatılma korkusu var kadının sıçayım ben böyle işin ta içine .
"Albayım yakınlaşmasam olmaz mı?
"Nedenmiş evladım, sevgilin mi var? Karın mı var? Ne kaybedersin, ayrıca görev sorgulanmaz yüzbaşı emre itaat edeceksin, diye çıkışıp bağırıp durmuştu.
Albayın yanından çıkarak telefonu elime aldım.
"Gönderilen" ben göreve gidecektim ya güzelim .
Gelen" evet, ne oldu kötü bir durum mu var?
"Gönderilen" şeyyy davete katılacağım ve ordaki terörist yanlısı kadını biraz etklemem gerekiyor, ama görev güzel gözlüm, vallaha mesafeme dikkat edeceğim.
"Gelen" tamam.
Hassiktir ben böyle işin gelmişini geçmişini sikeyim" tamam ne " kız zaten hastanede küfür etse daha az hasar bırakırdı.
Bölüm sonu
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 84.1k Okunma |
6.86k Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |