25. Bölüm
Ahu267 / Benim Türkiyem'de çakalların işi ne ! / 25. Bölüm

25. Bölüm

Ahu267
geceninbuyusu

merhabalar hoşgeldiniz

emeğe saygı için beğenmeyi yorum yapmayı unutmayın lütfen

iyi okumalar diliyorum

🎇🎇🎇

Fulya anne ve babasıyla ilk defa birlikte yemek yiyecekti, eve geldiklerinde fulya evin güzelliğine hayran kaldı, ormanın ortasında derenin kenarın yapılmış olan bu ev tam kafa dinlemek içindi,

Birgül hanım kızının ne sevdiğini bilmediği için çeşit çeşit yemekler hazırlamış masayı davet sofrası haline getirmişti.

Babası da kızını alıp çalışma odasına getirmiş, yüksek başarılarını plaketlerini gösteriyordu, tabi fulya bu manzaraya da hayranlıkla baktı, fulya'nın da vardı ancak babasının rütbesin'den dolayı çok fazlaydı.

Ailecek masaya oturdular beraber yemek yemeye başladıklarında fulya'nın içi çok tedirgindi, kendini hiç rahat hissetmiyordu, onca erkeğin arasında yaşamış onca zor şartlarda savaşmıştı ama hiçbirinde böyle mengene ye sıkışmış hissetmemişti.

Yinede onları üzmemek için çok çaba gösteriyordu, özellikle Birgül hanım çok duygusal bir kadındı, ve bade en çokta onun kırılmasın'dan korkuyordu.

Telefonuna gelen mesajla başı masada duran telefonuna döndü, eline alıp masanın altından baktı

" Barıştık mı gülüm, balım, çiçeğim

" Yıldızları evime doldursan da barışmayacağım .

" yavrum ilk defa beraber uyuyacaktık ama , beraber uyusak'da ertesi sabah sen bana trip atmaya devam etsen olmaz mı?

" Savaş sana soğuk yatağında mutluluklar diliyorum,

"Yemeğin soğuyor meleğim! , fulya mesajı almış telefonunu yerine koyarak tabağında ki mantarı didiklemeye başlamıştı, sevmiyordu, ağır kokuyordu ona.

Umutsuzca tabağına bakan fulyayı babası Mehmet yılların tecrübesiyle anlamıştı. " Hanım sen kızımıza bonfile den koy mantarla pek arası yok belli ki."

Fulya anlamasına şaşırmamıştı, yemeği biten aile üyeleri masadan kalkıp el birliğiyle sofrayı toparlanmışlardı.

Babası Mehmet fulya'ya görev anılarını anlatıyor fulya da mehmeti büyük Bir merakla dinliyordu, Mehmet karşısında ki kızın ilk defa huzurla oturduğunu görünce doğru yolda olduğunu anladı.

Babasının dişi kurduydu o başka hangi meseleden bahsederse etsin kızı sıkılacaktı, Mehmet gün içinde durumu çok çabuk kabullenmiş gibi dursa da geceleri saatlerce uyuyamayıp bu olayın şokunu yaşıyordu.

Annesi hala şoktan çıkamamış kızıyla düzgünce ilişki kuramamıştı,

Saatler sonra annesi sütlaçlarını getirip ikram edince fulya'nın ister istemez yüzü buruşmuştu, bu defa annesi de anlamış hemen sormuştu " sütlaç sevmez misin fulyam '

" Allah vermiş çok şükür, ama tercih etmiyorum, genelde benim sütlaç haklarımı atilla yer .

" Atilla'yı ne zamandır tanıyorsun?

Fulya annesinin sorusunu dürüstçe cevapladı, " ben kendimi bildim bileli atilla var , aynı yurtta kaldık, yan ranzam'da yatıyordu, kardeşten öte benim için.

Birgül ve Mehmet kızlarının bu kadar çok sevdiği Atilla'yı merak ediyorlardı, hastanede görmüşlerdi ama çok azdı ve o an çok zor bir durumun içindeydiler onu da bir gün davet edip tanışmayı düşündüler,

Fulya artık ayaklanmış eve gitmek için hazırlanmışken babası kızının omuzuna kolunu atıp göğüsüne yaslamıştı, " gel meleğim sana odanı göstereyim.

Fulya şaşkındı çünkü burada kalmayı düşünmemişti, hoş düşünür müydü onuda bilmiyordu. Beraber odaya giden baba kız kapının önüne gelince durdular. " Annen seni aramaktan hiç vazgeçmedi, yokluğunda odanla oyalanıp odana emek verdi, seni hayal ederek kıyafetler seçti, bunları söylüyorum çünkü girince şaşıracaksın.

Fulya daha odaya girmeden şaşırmıştı, kadın nasıl bir depresyon yaşadıysa kendini bu şekilde tedavi etmeye çalışmıştı. Odanın kapısı açılınca hep beraber içeri girdiler annesi büyük bir heyecanla fulya'nın vereceği tepkiyi bekliyordu, umarım kızı beğenirdi.

Fulya Beyaz dekore edilmiş odayı hyranlıkla inceledi cidden büyük bir emek vardı.

oda da dikkattini çeken en önemli şey baş ucunda duran pembe örgü minik tavşandı, eline alıp iyice inceledi nedense oyuncak onu mutlu etmişti sanki yıllar önce kaybetmiş de şimdi bulmuş gibiydi.

"Bebekken en sevdiğin oyuncağındı, hatta malum gecede elindeydi nasıl düştü bilmiyorum, ama sonrasında o oyıncakta hep senin kokunu aradım.

Fulya neredeyse ağlayacak olan kadına bakmak istemiyordu , Birgül acı çektikçe fulya'nın gözlerinde farklı farklı ateşler yanıyordu. "Onu bunu bırakta gülüm yarın kızımızın rütbesi yükselecek, Birgül çoşkuyla fulya'ya sıkıca sarıldı, kızar diye korkuyordu ama çok özlemişti kızının kokusunu.

Fulya'da Birgül daha fazla acı çeksin istemediği için elini sırtına koyup sıvazlamıştı, Birgül mutlulula kızından ayrıldı " ilk defa kızımın başarısıyla gururlanacağım Mehmet, birgül öyle mutluydu ki kocası Mehmete de sıkıca sarıldı.

"Ben herşey için teşekkür ederim, müsaadenizle artık evime geçeyim,

​​​​​​Mehmet ve birgül kızları gitsin istemiyorlardı, hatta Mehmet savaşı kızının kapısında gördüğü için hiç gitsin istemiyordu. " Bugün burada kalsan meleğim?

"Bilemiyorum yarın tören var kıyafetlerim evde, çokta kalmak istemiyorum, beni yanlış anlayıp kırılmayın ama burda kendimi huzursuz hissediyorum, bana şeyi hatırlatıyor, 2010 şırnağı.

Babası Mehmet hemen anladı neyi ima ettiğini ,çünkü kızıyla alakalı her detayı ince ince okuyup ezberlemişti, teröristler tarafından esir alındığı zamandan bahsediyordu.

" O kadar kötü mü hissediyorsun?

"Neden bahsediyorsunuz anlamadım ben .

Babası ve fulya konuyu bilse de Birgül bilmediği için merak ediyordu, ama kimse ona bunu anlatmayacaktı, görev bilgisi gizlilik gerektiriyordu.

"Burda rahat hissetmen için elimizden gelen herşeyi yapacağız, sana söz veriyorum meleğim, sadece bir kere dene şans ver,

Fulya bıkknlıkla başını aşağı yukarı olumlu anlamda salladı. Bu gece hiç uyumadığı bu evde kabuslar eşliğinde uyuyacaktı, korkmuyordu ama istemiyordu da

Akşam olmuş fulya annesinin onun için hazırladığı odanın içinde ki dolaptan pijama takımını çıkartıp giymiş yatağına girmişti, anne babası bir eksiği olup olmadığını sorup gitmişlerdi, fulya uyumak istemese de çok yorgun hissediyordu ve mecburen uyuyacaktı, eline aldığı tavşana sarıldı,1 saat kadar debelendikten sonra dalmıştı.

" Tuzak, Tuzak var, gitmeyin hayır hayır, gitmeyin ,

Etraf karanlık ve sisliydi, fulya tuzağa çekildiğini anlamıştı ama çok geçti, arkadaşlarını korumak için durmadan bağırıyordu, ama fulya'yı duyan yoktu.

"Tuzak var!

Diye bağırdı fulya, anne babası korkuyla odaya girdiklerinde ter kana batmış kızlarının inlemelerini görmüştü, Birgül kızının acı çekişini gördüğü için ağlarken Mehmet yavaşça yaklaşıp saçını sevdi. " Tuzak var kaçınn , saklanın, mayın! !! volkan.

Gözlerinden yaşlar süzüldü fulya'nın anne babasının yüreği acıdı, babası yanına yatıp kızının başını göğsüne yatırdı, bir taraftan da saçlarını seviyordu, annesi de yatağa oturup elini tuttu. Fulya'nın inlemesi kesildi hızlı nefesi düzene girdi, etrafında ki karanlık ve sis aydınlandı, ikinci defa huzurla uyudu fulya ,

O gün anne babası fulyayı ortalarına alıp ailecek uyudular

 

Bölüm sonu

Bölüm : 20.12.2024 00:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...