

✨merhabalar hoşgeldiniz
emeğe saygı için beğenmeyi yorum yapmayı unutmayın lütfen
iyi okumalar diliyorum
🪷🪷🪷 Yazarın anlatımı
Fulya'nın acı çekmesini istemeyen annesi serumuna uyuması için iğne yapmıştı, bütün gece başından ayrılmayan anne babası kızlarının yapılan iğneye rağmen inleyerek ağlamasına şahitlik ettiler,
Canı yandığı için değil, kurtaramadığı arkadaşlarının acısını çekiyordu, sabah kardeşim dediği dostunu akşama Albayrağa sarılıp şehit oluşunu izlemişti, geride kalan olmak yakıyordu canını, o da şehit olsaydı da can dostlarını kayıp etmeseydi.
Sabah yüzüne vuran güneşle birlikte fulya gözlerini açtı yattığı sedye'den yavaşça doğruldu, anne babası koltukta uyuya kalmış fulya'nın uyandığını görmemişlerdi.
Fulya buz gibi olmuş koluna baktı, bütün kanı çekilmişti sanki, parmaklarını açıp kapattığın'da parmaklarının titrediğini gördü, herşey olabilirdi ama parmaklarına zeval gelmezdi, korkuyla annesine seslendi, " "birgül hanım"
Zaten tetikte uyuyan annesi kızının sesine hemen uyanmıştı, koşarak yanına yaklaştı, " neyin var meleğim, canın mı yanıyor?
Fulya başını iki yana salladı, gözlerinden yaş akmaya başlamıştı, annesi iyice korktu, "neden parmaklarım titriyor, daha öncede kolumdan ameliyat oldum ama hiç birinde böyle bişey olmamıştı, mesleğim'den men edilmek istemiyorum ben"
seslere uyanan babası ağlayan kızının başını göğsüne yaslayıp şefkatle saçlarını sevdi, karısına dudaklarını oynatıp" ne oldu diye sordu?
"Korkma meleğim, sadece fazla kan kaybettiğin için parmakların titriyor, bir kaç güne toparlanırsın, mesleğine mani olacak bir durum yok.
Fulya inanmak ister gibi baktı annesine doğru söylüyordu, bakışlarında anlamıştı, neden hemen göz yaşı döktüğüne bir anlam veremedi, sanırım regle olacaktı.
Gözlerini parmaklarıyla kuruladı, babası yüzünde tebessümle kızını inceliyordu, şuan karşısında 3 yaşında ki minik kızı Aybüke vardı, gerçek adıydı ama fulya'ya bunu henüz söylememişler'di
Fulya başını kaldırıp etrafa göz attı babasına dönüp " telefonum nerede" diye sordu, babası yanından kalkıp telefonu kızına verdi.
Fulya telefonu incelemiş ne bir arama nede bir mesaj görmemişti, vurulduğunun haberi karargaha çoktan ulaşmış olmalıydı, savaşın duymama ihtimali yoktu, neden onu merak bile etmemişti, yoksa dediği kadar sevmiyor muydu? İnsanın aklına herşey geliyordu, belki de göreve gitmiştirler diyerek çok üstünde durmamaya çalıştı.
Ailecek kahvaltıya oturdular Mehmet kızının yanına oturmuş tabağına peynir zeytin yumurta ne varsa koymuştu, büyük bir ameliyat olmadığı için istediğini yiyebiliyordu,
Fulya tam çatalı alıp yiyecekken babası izin vermeden Çatalı alıp kızına kendisi yedirmeye başladı, fulya'nın gözleri dolmuş hüzün kalbine çöreklenmişti, o bilmezdi ki böyle şeyleri, çok vurulmuş çok yara almıştı ama hepsinde yalnızdı.
Atilla göreve gitmediyse gelip ilgilenirdi o kadar. Kızının gözlerininin dolduğunu gören babası da ağırca yutkundu, aklından geçen herşeyi biliyordu mesleki deformasyon'du işte.
Kahvaltısını bitiren ailesine baktı fulya, "ben eve geçeceğim"
"Gidemezsin küçük hanım daha akşam vuruldun , oluk oluk kan kaybettin, gözümüzün önünde olacaksın.
"Benimle emrivaki konuşmak istediğinize Emin misiniz Mehmet bey?
"Yok öyle mehmet bey falan, bir kere baba dedin, bundan sonra mehmet bey diye bağırsan'da umrumda değil.
HasbinAllah ya fulya sinirlenmişti, bağırıp çağırmak bütün yalnız zamanlarının acısını çıkartmak istedi, ama kendini tutmak zorundaydı, duygularını karıştıramazdı .
Mehmet fulya'nın gözlerinde ki öfkeyi görmüştü, gerekirse bağırabilir kırılabilirdi mehmet hayatında ilk defa kızı için bencil olmak istiyordu,
"Eve gideceğim ! Diyerek ayağa kalktı fulya, babası da hemen önünü kesti, " araban yok alacak birşeylerin varsa gidip alalım,
Fulya sabrının sonlarına gelmişti, aklını delirmek üzre olan kız öfkeyle ona verilen odaya çıktı, üzerinde ki kolu kesik kıyafeti zorla çıkarttı, annesi kapıyı çalmış girmek için müsade istemişti.fulya nedense bu kadına kıyamıyordu.
Annesi içeri girince kızına yeni ve kolay giyebileceği bir kıyafet getirdi koluna dikkat ederek üzerine giydirdi, önünde ki düğmeleri ilikledikten sonra çıkarttığı kıyafetleri eline alarak odadan çıktı, fulya'da aşağı inip dışarı çıkınca babası hemen arabanın kapısını açmıştı,
Birlikte yola çıkıp eve geldiler, fulya her zaman yaptığı gibi merdivenlerden çıkarken gördüğü manzaraya şokla baktı,
savaş yanında ki kızla dudak dudağa öpüşüyordu, Fulya'nın gözleri doldu kalbi yerinden sökülüp bir kenara atıldı sanki, savaş geri çekilince fulyayla göz göze geldi, ellerini havaya kaldırıp "açıklayabilirim" diyebildi sadece
Fulya gözyaşlarını geri plana atıp bütün öfkesiyle savaşın üstüne uçup yakasına yapışıp duvara çarptı, " ulan şerefsiz seni adam sandım lan ben, savaş başını iki yana salladı,
"Beni dinle fulya yanlış anladın, o beni zorla öptü. Fulya yakasından çekip sertçe duvara vurdu savaşı
" Sen bordobereli değil misin amk yavşağı, düşmanın yaptığı yapacağı hamleyi tahmin etmek bizim yaşam stilimiz haline gelmedi mi,? sana o kıdemi hangi akla hizmet verdiler anlamıyorum, ben kurşun yemişim," dedi zorla nefes alarak
"gözlerimi açar açmaz telefonuma bakıp senden bir arama mesaj beklerken beyefendi burda elin karılarıyla öpüşüyor.
"Yapma fulya beni tanımıyor musun? Aradım, defalarca mesaj attım, baban açtı, kızımdan uzak dur dedi!
"Babam uzak dur dedi diye, sende fırsat bu fırsat kızı öptün öyle mi !
"O beni öptü diyorum sana!
" Bende sana hayatımdan siktirip git diyorum
Fulya'nın affı yoktu, hayatını yine sevdikleri başına yıkmıştı işte, bu kadardı buraya kadardı, bundan sonra fulya'ya yanlış yapan kimse ondan iyilik bulamayacaktı.
Fulya arkasını döndü, babası ona üzgünce bakıyordu, ama fulya'nın umrunda bile değildi, savaşın ailesi ve o kız kapıda fulya'nın ne yapacağına bakıyordu,
"Oğlumuz dan uzak dur, biz oğlumuzun canını sokakta bulmadık,bundan sonra seni onun yanında görmek istemiyoruz,artık o sözlü bir adam Sepille evlenecek.
Fulya'nın başı dönüyordu artık, duydukları o kadar ağırdı ki hayatı başına yıkılmış fulya altında kalmıştı.
Arkasını dönüp herkesi karşısına aldı " bundan sonra hiçbirinizi hayatımda istemiyorum, özellikle savaş ve seni baba, savaşın annesine döndü bu defa "alın oğlunuzu hayrını görmeyin inşallah.
Fulya öfkeyle evine çıktı kapısını açıp içeri girdikten sonra arkadan kapısını kilitledi.
Fazla nezaket nankörlük doğuruyordu.
Bölüm sonu
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 84.1k Okunma |
6.86k Oy |
0 Takip |
46 Bölümlü Kitap |