35. Bölüm

35. Bölüm

Ahu267
geceninbuyusu

MERHABA YENİ BÖLÜME HOŞGELDİNİZ

BU KİTABIN GERÇEK HAYATLA BİR İLGİSİ YOKTUR

DİKKAT ŞİDDET VE KÜFÜR İÇERİR

⭐⭐⭐

Fulya gözlerini araladı,bir kaç kere gözlerini açıp kirpiklerini kırpıştırdı, bulanık görüşü düzelince yavaşça doğruldu, çadırda savaş dışında neden kimse yoktu, tam kalkıp gidecekti ki

" Lütfen bir kere düzgünce konuşalım, fulya " Demişti savaş ,Fulya bıkkınlıkla başını salladı,onun bilmediği ne anlatacaktı acaba, Savaş fulya'nın yakınına oturdu,

" Gözünde nasıl bir adam haline geldim bilmiyorum,sana en başından anlatacağım herşeyi, lütfen dinle beni, seni gerçekten sevdim, ama bu evliliği yapmaya mecburdum.

bi gün annemler serpili istemeye gitmişler, çok kızdım nasıl istedilerse gidip vazgeçtik diyin dedim, hatta evimden gidin dedim, ama onlar ısrar etmeye devam ettiler,sen bize geldiğin gün öpmüştüm ya seni, derince yutkundu savaş,o ana gitti birden, sen bana yumruk attın, sonra havaya kurşun sıktın, bunların hepsini duymuşlar ve seni gelin olarak istemediklerini her fırsatta bana söylediler. Ben kulak asmamaya çalıştım, sana hiçbir şey söylemedim çünkü üzülmeni istemedim.

Senin vurulduğun gün yanına gelmek için evden çıktım tam merdivenlerden inecekken serpil konuşmak istediğini söyledi, " sen istemiyorum diyorsun ama ben çocukluğumdan beri sana aşığım dedi, olmaz dedim, başkasını seviyorum dedim, " beni de seversin, hem siz olamazsınız ailen onunla evlenirsen sana haklarını helal etmeyecekler biliyorsun dedi, bir kadın için aileni karşına almaya değmez dedi, ben ne olduğunu anlamadan öptü beni,

sonra sen geldin, beni deinlemedin yargıladın, " savaşa inanıyorum demen gerekirken sen bana şerefsiz dedin, kadınların ilgisi hoşuna gidiyor senin dedin, o zaman yanlış karar olduğunu düşündüm fulya, en başından başlamamamız gerektiğini düşündüm , içimde sana karşı büyük bir öfke ve kin oluştu.

fulya bezgince nefes verdi , sonra ne oldu fulya beni haklı görmedi, bana inanmadı, babası bana karşı , ailem fulya'ya karşı en iyisi ben serpille evleneyim mi dedin.

"Babam hastaymış! benden gizlemişler, o gece fenalaştı hastaneye götürdüm kanserin son evresinde dediler, ölecekmiş fulya! Yapamazdım babamın ahıyla yaşayamazdım." Fulya üzülmüştü, babasını kaybetmesini istemezdi ne olursa olsun, kafası allak bullak oldu, evli olmasaydı belki içinde bir yerlerde onu affederdi ama savaş evli bir adamdı artık .

serpille evlenmezsen babalık hakkımı helal etmem dedi,3 gün içinde evleneceksin, ölmeden senin yuvanı kurduğunu göreceğim dedi. mecburdum babamın vebali üzerine yuva kuramazdım.

Fulya anlayışla başını salladı,"en azından bundan sonra belki arkadaş kalırız, sen en iyisini yaptın,ömrümüzün sonuna kadar bu ahla yaşayamazdık. ​​​​​​diyecek hiçbir şey kalmamıştı, artık kırgında hissetmiyordu fulya, anlayışla karşıladı savaşı, aynı durumda olsa belki savaş gibi vazgeçmezdi ama o fulyay'dı işte, babasını kaybetme korkusu yaşaması çok normaldi ona hak verdi fulya, .

Ayağa kalkıp çadırdan çıktı, göçebeler yemek yiyorlardı, kimisi elinde tabak boğazların'dan lokma geçmeyerek ölülerine ağlıyor ağaxına tek lokma koyamıyordu, hayat bukadar kısaydı işte, ölüm etrafımızda kol geziyordu, ama biz bunun farkında değildik,

Fulya'ya doğru gelen atilla yüzünü inceledi kollarını açıp sıkıca sarıldı, gözyaşları aktı yine fulya'nın, savaşı dinledikten sonra kendini suçlu hissetmeye başlamıştı, düzgünce konuşup ayrılsalardı da canları bukadar yanmasaydı keşke,

"Fuşyaa ablaaa fulya başını gömdüğü yerden kaldırdı," efendim prenses.

"Şana hediye yaptık bissss.

Fulya şaşkınca minik kızın yanına eğildi merak etmişti bu yoklukta ne yapmıştı ki, minik kız elindeki papatyalar'dan yapılmış tacı Fulya'nın başına parmak uçlarında yükselip taktı. Fulya minik kıza sıkıca sarıldı bir taraftan da ağlıyordu, bu şerefsiz gözyaşları durmadan akmaya başlamıştı bu aralar,

"Teşekkür ederim miniğim çok sevdim, göz yaşlarını silip minik kızın başına öpücükler kondurdu, sevmek sevilmek çok güzel şeydi, minik kız koşarak baranın yanına gitti, " işimin başına dönmem gerekiyor bu hallerinin hesabını fena soracağım abla haberin olsun

Fulya'nın gücü yoktu sadece başını sallamakla yetindi,bütün sorunları acılarını bir kenara bırakıp tim arkadaşlarına yardım etmeye başladı, bütün sorunlar şimdilik halledilmiş kimin nöbet tutacağı konuşuluyordu, " her timden iki kişi nöbet tutsun" demişti baran, haklıydı alan büyüktü 6 kişi ancak yeterli gelirdi.

"Bizim timden ben gönüllüyüm dedi fulya

"Ziya: bende gönüllüyüm komutanım.

"Siz pek iyi değilsiniz dinlenin yerinize başkası tutar" demişti baran ama fulya zaten uyuyamayacaktı.

"İyiyim kıdemli yüzbaşım, sorun değil benim için,

Zemheri : den fulya ve ziya

Gök börü: den baran ve ahmet

Al bayrak" dan savaş ve atilla

Diğerleri çadırlara dönünce bizde silahlarımızı alarak alana dağıldık, gece görüşlü gözlüklerimi takıp etrafı iyice inceledim, hareketlilik yoktu.

Başı zonkluyordu fulya'nın gözlerinin içi cayır cayır yanıyordu, uzaklara daldı, ne yapacaktı şimdi, babasını da savaş gibi dinlememişti, oda kendince haklıydı aslında oda kızına zarar gelsin istememişti, herkes haklıydı amk yerinde sadece fulya suçluydu, sen bana vurunca kurşun sıkınca seni istemediler demişti savaş, hâlbuki fulya'nın ozaman'da içi acıyordu, aldatılmıştı en yakın arkadaşıyla hemde.

Bilemiyordu fulya artık ne yapacağını nasıl davranacağını bilemiyordu, acı çekmekten bıkmış usanmıştı, acı çektireceğim dedikçe yine iğnenin ucu fulya'nın kalbine saplanıyordu.

​​​​"Hiçbir şey yemedin, fulya başını barana çevirdi elinde iki konserve vardı .

"Canım istemiyor yemeyeceğim teşekkür ederim.

"Kendine acı çektirmeyi bırak artık, bugün fazla acı yükledin yüreğine,

"Elimde değil ki, ne yaşanırsa yaşasın bana göre herkes kendince haklı, ama ben en çok acı çeken olarak hep haksız hissediyorum kendimi.

"Yapma fulya herkesin haklı olması senin haksız olduğun anlamına gelmez, ye şu yemeği, tim komutanısın sen ayılıp bayılma lüksün yok.

İşte Baran'da haklıydı, elindeki konserveyi aldım açıp ağzıma bir lokma attım, o küçük lokma ağzımda kocaman oldu, boğazımda öyle bir yumru vardı ki taş gibi oturmuştu yutkunamadım.

Zorladıkça canım yandı, oturduğum yerden kalkıp arkamı dönerek ilerledim, bir elimde konserve bir elimde kaşık nereye yürüdüğümü bilmeden bir kayanın önüne gelip oturdum elimdekileri taşın üstüne koydum, ağzımda tuttuğum lokmayı zorla yutkundum, gözlerimden yaşlar boşaldı,

Bugün son defa ağlayacaktım, yarından sonra ağlamayacağıma söz verdim Kendime.

Bölüm sonu

Bölüm : 27.12.2024 11:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...