46. Bölüm
Ahu267 / Benim Türkiyem'de çakalların işi ne ! / 46. Bölüm

46. Bölüm

Ahu267
geceninbuyusu

MERHABA YENİ BÖLÜME HOŞGELDİNİZ

BU KİTABIN GERÇEK HAYATLA BİR İLGİSİ YOKTUR

DİKKAT ŞİDDET VE KÜFÜR İÇERİR

⭐ Lütfen yorum yapın, teşekkürler.

🤍🤍🤍 Düğünden 15 saat önce .

Fulya gözlerini sabaha kadar kırpmamıştı, heyecanı onu esir etmiş uyukuyu ona haram kılmıştı adeta, fulya daha fazla dayanamadı, öfkeyle kalktı yattığı yatağından, saatine baktığında sabah namazının vaktinin girğini görerek rahatlamış odasında ki banyoda abdestini aldıktan sonra namaz elbisesini giyerek seccadesini sermişti.

Fulya sadece namaz kılmayı bilen bir kızdı, Kur'an okumayı henüz öğrenmemişti, Ramazan'da oruç tutardı evet ama bilgisi bukadardı, diğer insanların görüşlerini çok zorbaca bulurdu mesela, kapalı birisini gördüklerinde, onun cahil ve işe yaramaz olduğunu düşünüyor olmaları fulya'yı kızdırıyordu, fulya Hatay'da ki karargahta görev yaparken, tesettürlü bir albayı vardı, çok saygı duyuyordu fulya ona, hem insan olarak hemde görünüş olarak,

Namazını bitiren fulya uzun uzun dertleşti rabbiyle, yavaşça kalkıp seccadesini toplayıp elbiseyi çıkarttı,

Odasından çıkıp mutfağa girdi, biraz çay demledikten sonra pamuğa bandırıp soğuyan çalı pamukla gözlerine pansuman yaptı, şimdiden rahatladığını hissediyordu. Öyle nekadar kaldı bilinmez fulya uyumuştu,

Saatin 11 olduğunu gören Birgül hızla kalktı yataktan, " Mehmet kalk hemen geç kalacağız" mehmet homurdanıp diğer tarafa döndü " daha iyi ya kızımız bizle kalır.

Birgül kocasına kulak asmayarak fulya'nın odasına girdi ama kızı yoktu, bütün evi gezdikten sonra mutfak masasında oturmuş başını duvara yasladığını görmüştü," günaydın" dedi Birgül ama kızından ses yoktu, panikle yanına gitti eliyle nefesini kontrol ettiğimde düzenli nefeslerinden uyuduğunu anlamıştı.

Hemen kahvaltı hazırladı,kızının yanağından öptü, "uyan hadi anneciğim geç kalacaksın " fulya pamukları çekti gözlerinden, "mutfağa girdiğin andan beri uyanığım annecim.

Annesi kızına sıkıca sarılıp başına öpücükler bıraktı, burnunun direği sızlıyordu, yeni kavuştuğu kızıyla 1 yıl bile geçiremeden evlenmesi birgülü üzüyor olsada, kızı için mutluydu,

Baran çok iyi bir çocuktu, kızını üzmeyeceğine garanti verirdi, baranın annesi daha baran bebekken ölmüştü,babası göreve gittikçe baranı birgüle getiriyordu, baran ona uzun yıllar anne demişti, gerçeği öğrenince bir gülle konuşmuş anneme saygısızlık olmasın diye size anne diyemiyorum artık demişti, Birgül anlayışla karşıladı, elinde büyüdüğü oğluydu baran onun, ve baran ona tekrar anne diyeceği güne kadar sabırla bekleyecekti.

Kahvaltı edildikten sonra saat epey olmuştu, düğünün yapılacağı yere geçtiler hemen, gelinlik ve herşey orada hazır bekliyordu, fulya'nın makyajı yapıldıktan sonra saçlarını da yapmışlar, gelinliği giymesine yardımcı olup gitmişlerdi.

​​​​​Fulya odada tek kalmış camdan dışarıyı izlemeye başlamıştı , çok güzel bir alana sahipti burası, denizin kenarında yeşilliklerin arasında çok güzel bir mekan tutmuşlardı، Fulya burayı tutarken çok hevesliydi düğün salonlarındaki kapalılık ve kasvettense açık havada yapılan güzel bir düğün her zaman hayaliydi Fulya'nın, en büyük hayali ise bundan sonra yaşayacağı hayatta mutlu olmaktı, çok zorluklar çekmişti çok acılar yaşamıştı, doğru düzgün sevilmeyi bilmediği için her gördüğü sevgiyi gerçek sanmıştı Fulya, ama bazı sevgiler insana sadece zarar verirdi ve bu zararı köküne kadar yaşamıştı Fulya, çok seviyorum dediği kişi tarafından çok acı çekmişti kalbi paramparça olmuş bir daha toparlanmaz dediği yerde Baran çıka gelmişti karşısına, bir daha sevmem diyordu Fulya bir daha kimseyi sevmem, sözler vermişti kendine sevmeyeceğine dair, ama Baran onu öyle güzel sevdi ki Baran ona öyle güzel yaklaştı ki Fulya'nın bütün sözleri toz duman olup dağıldı, kalbinin paramparça hali bir anda bir bütün oluşturdu, Fulya o zaman anladı gerçekten sevilmenin ne olduğunu, gerçekten sevilmeyi baranla tattı, gerçekten sevilmeyi anne babası ile öğrendi, mazi bazen çok can yaksa da insana çok şeyler öğretiyordu, çok ders çıkartmıştı Fulya yaşadıklarından, ne kadar acı çekerse çeksin büyük dersler almıştı sonucunda ve bu dersler ona büyük bir hayat tecrübesiydi.

açılan kapıyla baranın geldiğini düşündü fulya arkasını döner dönmez savaşla karşı karşıya gelmek, fulya'yı korkutmuştu, neden her yerden çıkıyordu bu, " hayallerimden bile güzelsin"

"Savaş neden geldin çık git buradan hemen,

"Birşey öğrendim, babam gerçekten hasta değilmiş biliyor musun? Beni kandırmışlar, ben onlar yüzünden sevdiğimden oldum, savaş deli gibi dönüp duruyordu, fulya'nın telefonu bu dağınıklıkta nerede bilmiyor korkuyla etrafa bakıyordu,

" Olabilir savaş, çocuğun var git buradan, yaptığın çok yanlış, ben senden 7 ay önce vazgeçtim, beraber gittiğimiz son görevde kazdığım mezara seni de gömdüm ben "

Savaş deli gibi başını iki yana salladı, kan çanağı gözlerini fulya'ya dikti" o sür,,,ük kadın başkasından yapmış, çocuk benim değil, test yaptım, aldatmış beni, bende aptal gibi ona inandım,derince nefes aldı savaş ,"sen seen beni seviyorsun, sen benden vazgeçemezsin, benim senden veçemediğim gibi, hadi gel fulyam gidelim, benim gelinim ol, benimle yaşa.

Fulya başını iki yana salladı,kafayı yemiş olmalıydı," lütfen git sana vatanım ve bayrağımın üzerine yemin ediyorum ki ben baranı seviyorum, git savaş uzak dur benden, geri gelme istemiyorum seni, en başından hataydın sen benim için, korkaktın ve ben korkak insanlardan nefret ederim.

Konuşmayı başından beri sabırla dinleyen baranın sabrı buraya kadardı, gizlendiği yerden çıkıp savaşı ensesinden tutup yumruğunu suratına geçirdikten sonra kapının önünde bekleyen Atillaya vermişti. Savaş odaya girdiği andan beri atilla ve baran tetikte bekliyorlardı.

Baran fulya'nın yanına döndü, bakışları yüzünde gezindi uzunca, yeşilin en güzel tonu olan gözleri korkudan koyulaşmıştı, baran ne yapacağını bilemiyordu, " iyimisin meleğim"

Fulya kendine gelmiş baran çevirmişti bakışlarını, " özür dilerim benim yüzümden en güzel günümüz mahvoldu, ben geleceğini düşünmemiştim, yemim ederim geleceği aklıma bile gelmemişti,

Baran sevdiği kadına yaklaştı, ellerini tutup üstüne öpücük bıraktı, " önemi yok, savaşın gelmiş olması hiçbir şeyi değiştirmeyecek, biz birazdan seninle beraber çok mutlu bir gün geçireceğiz, ve bundan sonra ömrümüzün kalanında mutlulukla geçecek, ben sana meftunum biliyorsun", dedi muzipçe gülerek, Fulya hala kendinde değil gibiydi anın şokunu hala üzerinden atlatamamış, bir vaziyette baran'ın yüzüne bile bakamıyordu utancından, en güzel gününü Savaş denen herifin gelip baltalaması baran'a karşı kendini çok mahcup hissettirdi fulya'ya.

Baran sevdiği kadını baştan aşağıya inceledi gelinliğin içinde tahmininden çok çok güzel bir kadın vardı, bebekliğinden beri çok güzel bir kız olacağı aşikardi ama Baran bu kadarını beklemiyordu doğrusu.

" Bu güzellikle beni terk etmezsin değil mi "? diye sordu muzipçe,

Fulya'nın dakikalar sonra yüzünde hafif bir gülüş oluştu,"sen beni terk etmezsen ben seni neden terk edeyim ki, sonuçta insanlar kocalarını durup dururken terk etmez. Nekadar yakışıklısın görmüyor musun?

Baran ilk defa bütün cesaretini toplayarak sevdiği kadına yaklaştı, iki gün önce İmam nikahları kıyılmıştı artık Allah katında da Fulya onun karısıydı, Fulya'nın parıldayan pembe dudaklarına yaklaşarak uzunca bir öpücük aldı, Fulya heyecanla karşılık veremese de Baran için sorun değil di. Böyle tarifsiz öyle güzel bir hisdi ki baran için hayatında ilk defa böyle güzel bir an yaşıyordu, ilk defa bir kadını sevmiş ve ilk defa bir kadının dudaklarından hayat bulmuştu Baran.

Sevdiği kadının elini sıkıca tutarak düğün alanına giriş yaptılar, alkışlar kıyametler havada uçuşurken Baran ve Fulya ilk danslarını yaptılar, Fulya o kadar mutluydu ki Bu yaşına kadar yaşadığı bütün sahte sevgilerden sonra şu anda gerçek sevgiyi bulmak Fulya için paha biçilemez bir şeydi، gerçekten sevmek ve gerçekten sevilmek çok değerliydi bu hayatta, ama Fulya bunu çok geç yaşta çok yanlış kararlar alarak tatmıştı ve aldığı yanlış kararlardan da en zararlı çıkan kişi yine Fulya olmuştu, çok canı yanmıştı çok acı çekmişti ama sonunda gerçek aşkını ve gerçek mutluluğunu elde eden Fulya bundan sonra ölse de gam yemeyeceğini düşündü.

Çok güzel geçen düğün sonrası Fulya çiçeğini attığında çiçeğini Selin yakalamıştı, Fulya arkadaşı atilla'ya imalı bir bakış attıktan sonra sevdiği adamla beraber evlerine doğru yola çıktılar, her detayında bu ikilinin emeği vardı, her yerini özenle dizayn eden iki sevgilinin mutluluğu ömür boyu daim olacaktı, kötü günler geride kalmış iyi günlere doğru yolculuğa başlamışlardı, bundan sonrası mutluluktu, bundan sonrası aşklarına aşk katacaktı.

​​​​​​

 

Bölüm sonu

 

Bölüm : 07.01.2025 13:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...