47. Bölüm
Ahu267 / Benim Türkiyem'de çakalların işi ne ! / FİNAL

FİNAL

Ahu267
geceninbuyusu

 

MERHABA SON BÖLÜME HOŞGELDİNİZ

 

BU KİTABIN GERÇEK HAYATLA BİR İLGİSİ YOKTUR

 

@laros

 

@asel_çetin

 

Teşekkürler 💜💜💜

 

⭐ OKUMA ORANI ÇOK DÜŞÜK, O YÜZDEN DAHA FAZLA EMEK VERİP ZAMAN AYIRARAK KENDİMİ YORMAK İSTEMEDİĞİM İÇİN FİNALİ YAZMAYA KARAR VERDİM,

 

NORMALDE EVLİLİK SONRASININ YAZILDIĞI BİR KİTAP OLSUN İSTİYORDUM AMA MAALESEF OLMADI, ŞİMDİYE KADAR YORUM YAPAN BEĞENEN VE İLK BÖLÜMDEN BERİ DESTEĞİNİ ESİRGEMEYEN BÜTÜN OKURLARIMA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM, DİĞER KİTAPLARIM'DA SİZİ GÖRMEKTEN ONUR DUYARIM, İYİ OKUMALAR.

 

🩷🩷🩷

 

Düğünün ertesi sabahı, fulya ve baran güzeşli ve güzel bir güne uyandı, gözlerini ilk açan baran'dı dakikalarca sevdiği yarini izlemişti baran, uyandığından beri sayısız şükürler etmişti, Allah baran'dan aldığı Aybükesini geri vermişti ona, dünyalar güzeli karısı gözlerini açınca baranın yüzünde Güler açtı, yemyeşil gözlerinde huzur vardı.

 

" Günaydın karıcım

 

"Günaydın kocacım

 

Fulya elini sevdiği adamın yüzüne yasladı,parmak ucuyla usul usul sevdi yüzünü, artık evliydi, ve çok iyi bir kocası vardı, " sana Aybüke dememi ister misin? Diye sordu baran.

 

Fulya şaşkındı, neden aybüke diyecekti ki, " neden aybüke diyesin ki?

 

"Özür dilerim ben bildiğini sanıyordum.

 

"Neyi bilmiyorum baran lütfen söyle" dedi yerinden doğrulup.

 

"Gerçek adın fulya değil, aybüke, babam söylemiştir diye ben diyi verdim işte,

 

"Hayır söylemedi, Aybüke çok yabancı geldi fulya'ya, peki fulya'yı kim koymuştu ona, neden fulya da başka isim değildi mesela merak etmişti şimdi.

 

" Madem gerçek ismim Aybüke o halde sen bana öyle seslen, sonuçta kocamsın, dedi gülerek

 

"Senin nazını yerim ben, öyle güzelsin ki ben rüyada olduğumu düşünüyorum hala,

 

"Rüya olamayacak kadar gerçeğim, dedi dizlerinin üzerinde yükselip kocasının dudaklarına uzunca öpücük bıraktı, anın rehavetiyle gözlerini kapattı baran

 

Gözlerini açtığında göz bebeklerinde büyük bir ihtiras barındırıyordu."akşam ben sana doyamadım acaba tekrarlasak mı?

 

"Baran ben acıktım hadi kalk artık, kahvaltımızı yapalım sonra da birlikte gezelim .

 

​​​​​​Baran yüzünde muhteşem bir gülümseme ile yataktan kalkarak banyoya girdi, kısa bir duşun ardından banyodan çıkıp üzerine pantolon ve bir tişört giyerek karısının hazırlanmasını beklemeye başladı,

 

fulya'da duş almış üzerine fuşya rengi bir elbise giymişti, çok tatlı görünüyordu Fulya, evlilik ona yaramıştı yüzünde farklı bir parlaklık vardı ruhundaysa asla çocuk olamamış küçük Aybüke mutluluk içinde onları izliyordu.

 

Baran sevdiği kadının elini sıkı sıkı tutarak kaldıkları odadan dışarıya çıktılar burası denizin kenarında bungalovlar olan bir yerdi, masmavi denize yansıyan güneşin parlaklığı Fulya'nın içini kıpır kıpır yaptı.

 

Birlikte baş başa bir kahvaltı ettiler, kahvaltı bitinceye kadar Baran sevdiği kadından gözlerini bir an bile ayırmadı, ekmeğinin üzerine bal kaymak tereyağı ne bulduysa sürüp karısı doyuncaya kadar tıka basa onu yedirmişti , Fulya her ne kadar durumdan şikayet olsa da sesini çıkartmıyordu, çünkü baran'ın ona olan ilgisi hoşuna gidiyordu

 

​​​​Kahvaltıdan sonra güzel güzel gezmiş eğlenmişlerdi birlikte tekne turu yapmış akşam da baş başa romantik bir yemek yemişlerdi günler böylece geçip gitmiş Baran ve Fulya tekrardan işlerinin başına dönmüşlerdi,

 

Fulya'nın hala alınması gereken bir intikamı vardı, onu ailesinden ayıran terör örgütünü gebertecekti ne olursa olsun bunu çok önceden planlamış ve kafasına yazmıştı , ancak bunu yaptıktan sonra mesleğinden men edilme korkusu vardı içinde Fulya'nın, O yüzden bunca zaman beklemişti ve hala o yüzden bir çekincesi vardı , her şeye dayanabilirdi Fulya, ama mesleğini ve baran'ı kaybetmeye dayanamazdı.

 

Fulya herkesten gizli o şerefsizin yanına gitti, kapısının önüne gelip askere parmaklıklarını açmasını emretti,

 

Asker komutanım bana kızarlar dese de Fulya ısrar edince mecburen emre itaat etmesi gerekmşti ve kapıyı aralayarak korkuyla Fulya'nın ne yapacağını izlemeye başladı, daha önce sorgudayken inim inleyen teröristlerin seslerini koridordan dinlemişti ne olacağını çok iyi biliyordu,

 

Fulya sakince içeriye girdi terörist korkuyla Fulya'nın yüzüne bakıyordu, ama Fulya buna daha çok kızmıştı, hangi cesaretle Fulya'nın yüzüne bakabiliyordu ki, Fulya karşısındaki teröristi öyle bir dövmüştü ki adamın ağzında tek bir tane diş kalmamış, iki gözünden kanlar boşalmış kırılmadık kemiği kalmamış neredeyse ölmek üzere yerde debelenen adama Fulya hala içi soğumayarak baktı, çalınan hayatının bedeli bir dayakla geçecek gibi değildi çünkü.

 

Askere Emir vererek doktorun gelip asker gözetiminde tedavi etmesini söyledi, askere korkuyla Emre uyarak doktora alıp gelmiş ve Fulya ile beraber tedavi edilişini izlemeye başlamışlardı.

 

Karargahtaki bu telaşı fark eden Baran ne olduğunu anlamayarak hemen hücrelerin bulunduğu yere gelmiş ve olan biteni gözleriyle görünce hayretle bakakalmıştı.

 

"Aybükem ne yaptın sen karıcığım"

 

"Hiçbir şey yapamadım baran ,hiçbir şey yapamadım, içim bir türlü soğumadı.

 

Baran karısını hemen kolunun altına alarak hızlıca odasına yöneldi, albay durumu öğrenince çok sinirlenecek ve belki de meslekten men edileceksin, ama bunu sen yapmadın , bunu yapan bendim, tamam mı anlaştık mı?

 

Hayır Baran hayır böyle bir şey olmayacak, kendi intikamım için senin başını yakmayacağım, özür dilerim düşüncesizlik ettim, içim soğur sandım, olmadı.

 

Baran karısına sıkı sıkı sarıldı, albay durumu öğrendiğinde fulya'ya azar atmıştı, ama onun gibi kabiliyetli bir Türk askerini kaybetmeyi gözü kesmemişti

 

Bu durumu rapor etmeyeceğini ve konunun burada kapanıp gideceğini teröristin tedavi edilip eski haline döndürüleceğini söylemişti.

 

3 yıl sonra

 

Fulya hissettiği yoğun acıyla inledi, doğum acısının kötü olduğunu söylerlerdi hep, ama Fulya bu kadarını tahmin etmiyordu ,onca kurşun yemişim buna da sabrederim diye düşünüyordu içten içe ,ama bu acı çok farklıydı.

 

5 saat sonra Fulya'nın çektiği acı son bulmuştu dünyalar güzeli kızını kucağına alan Fulya çektiği bütün acıları bir anda unuttu, Baran canından çok sevdiği karısının ve kızının yanına gelip karısının alnından öperek minik kızının da kokusunu içine çekmişti.

 

sevgili karıcığım kızımızın ismi ne olacak? Aylardır Bir türlü karar verememişlerdi,

 

Fulya gülümsedi, Derince içecekti kızının güzelliği karşısında Fulya hala ne isim koyacağında kararsızdı, kocasına çevirdi bakışlarını "sence adını ne koyalım kocacığım" aylardır asla Fikri sorulmayan Baran şaşkınlıkla sevdiği kadının yüzüne baktı, yüzünde de kocaman bir gülümseme oluştu, "karıcığım ben yanlış hatırlamıyorsam aylardır kız benim kızım ben doğuruyorum ve isim hakkı bana ait deyip duruyordun.

 

Fulya söylediği kelimeleri hatırlayınca gülmeye başladı, cidden öyle demişti ama aklına gerçekten hiçbir şey gelmiyordu.

 

"Bigem:" (Bilgili, çok bilen, sevilen, el üstünde tutulan, iyi ahlaklı, olgun ve örnek kişi.)

 

"Bigem Olsun mu? Diye sordu baran, karısıda sevmişti bu ismi,

 

Aradan uzun yıllar geçmiş, fulya ve baranın bir çocukları daha olmuştu, ismini de aziz koymuşlardı,

 

bigem ve aziz büyümüş, bigem TSK da savaş pilotuy'ken Aziz 'de TSK 'da üsteğmen olmuştu,

 

Onlar mutlulukla hayatlarına devam ettiler, fulya binbaşı rütbesine ulaşmış, baran albay olmuştu,

 

fulya adını çoktan değiştirmiş Aybüke olarak hayatına devam etmişti,

 

Fulya'nın babası Mehmet orgeneral olmuş annesi bir gülde Profesör doktor olmuştu.

 

Atilla ve selin evlenmiş, 2 erkek çocukları olmuştu isimleriyse Kaya ve alaz'dı,

 

 

​​​​​Kalabalık ve mutlu bir aile olarak hayatlarına devam ettiler.

 

​​​​​FİNAL

 

​​​​

 

 

 

Diğer kitaplarıma da göz atmanızı rica ediyorum, teşekkürler.

Bölüm : 07.01.2025 16:29 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...