2. Bölüm

1. Bölüm

Birbeyazgül
geceninisigiiiii

"Doktor askerim içeri de elinden gelenin fazlasını yap" İşte bundan nefret ediyorum benim işim bu zaten elimden gelenin fazlasını yapıcam.

"Lütfen işime karışmayın beyfendi" Cevabını dahi beklemeden ameliyathaneye ilerledim. ve antiseptikli solüsyün ile kollarımı ve ellerimi yıkayıp hava da tutarak önlüğümü giydim. "Eldivenler "

"Burda hocam" Giydikten sonra içeriye girdim "durumu nedir yağmur"

"Hocam ekg çekildi, mr çekildi, sonuçlar burda kurşun göğüs kafesinin çok az altın da eğer 1cm daha kaymış olsaydı kalbe denk gelebilirdi ama hala çok riskli bir yerde "

"Ne kadar vaktimiz var" Diye sordum çünkü görevli doktor değilim. Mesaim bitti hasta ex olursa sorumlusu benim. "En az 10 -15 dakika fazla dayanamaz"

"Bülent hoca ne zamana gelir"

"Yarım saate ordayım dedi" Hasta yarım saate dayanmaz "hocam nabız düşüyor " Monitörden gelen ses ile ya ameliyatı yapıcaktım, ya da bekleyecektim.

"Yapıyoruz ameliyatı"

3 saat sonra...

"nabız normal durum stabil hocam " "Hocam baş hekim ameliyatı sizin yaptığınızı duymuş" Diyen yağmura baktım ben biliyorum başıma bunun geleceğini.Önlüğü ve eldivenleri çıkarıp, ameliyathane'den çıktım

"Yağmur bana derhal bülenti bul." Dedim. Sesim sandığımdan yüksek çıktı sanırım.Çünkü ezginin kaş göz hareketi ile sustum yağmur başını sallayıp yanımdan ayrılınca ezgi

"Ne bu gerginlik herkes sana bakıyor" Hiç fark etmemiştim kafamı kaldırınca Asker olduklarını düşündüğüm o kalabalığın bana baktığını gördüm.

"Bülent gerizekalısını bul bana baş hekime gelip elisanın bir suçu yok bütün aptallık bende diyecek." Ezginin bana bakmasını umursamadan yürümeye başladım ki dev cüssesi ile tekrar önümü kesen adam ile durdum. Şuan bu sinirle bir de onu çekemem ne olur ki yani yol verse ve gitsem.

"Evet " Dedim

"Ne evet"

"Evlenme teklifi etmedin mi?"

"Ne " Anlamayan gözlerle bana baktı.

"Evet noldu diyorum ne diye önüme geçtiniz bir sorun mu vardı"

"Evet"

"Ne evet"

"Bir sorum var?"

"Bekliyorum"

 

"Askerim nasıl " "iyi " Dedim. "İyi" sağ tarafından geçeceğim sıra da bir ıslaklık gördüm. kolun da.

Kan.  

"Sen yaralanmışssın" Diye söylendim "ufak bi sıyırık" Bu askerler de acı yok mu ya? "Baktır ona mikrop kapmasın" " Hayır" Diye cevap verdi nasıl cevap bu insanın canı acır.

"Baktırmazssan baktırma çattık ya"

Yürüyeceğim sıra da karşıdan gelen bülenti gördüm. "BÜLENT!" Diye bağırıp yanına gidip yakasınından tuttum.

"ne oluyor elis" Elis mi bana sadece yakınlarım elis der. " Bana elis deme adım elisa" Dedim ve üstüne yürüdüm İşaret parmağımı yüzüne doğru sallayıp "senin yüzünden doktorluğum yanarsa bende seni yakarım Bülent soydere şimdi derhal benimle baş hekimin yanına gelip baş hekimim ben barlar da sürtüyordum. O yüzden mesaime geç kaldım. Suçlu olan benim. Elisa zor durum da kalmış diyiceksin " Dediğim de bülent güldü ve burnuma iğrenç içki kokusu geldi, aptal içmiş bir de.

"Oldu canım başka bu halde asla çıkmam karşısına" Bu adam benimle dalga mı geçiyor.

"Hayır efendim geliceksin" Diyip yürümeye başladığım sırada kolumu tuttu ve yüzüme doğru " Sen bi güzel olmuşssun bugün he elis" Derken vücudumu süzdü Bu adam cidden dalga geçiyor benimle.

Yüzüne bir tokat attım. " Kendine gel bülent yoks- Daha cümlemi tamamlamamışken kolumu daha sıkı kavradı.

Tam o sıra bülent yüzüne atılan yumruk ile sersemledi. Bunu O yaptı.

"sana ne oluyor " Diye carladım "Bıraksaydım da kırsamıydı kolunu"

"kendimi savunabilirim" Dedim "gördük nasıl savunduğunu" Birdi iki oldu bugün ne zaman biticek. Dik dik bakmaya başladım.

o esna da "komutanım gelseniz mi acaba buraya" Diyen sese kafamı kaldırdım genç tatlı bebek suratlı bir askerdi.

" Sen bana emir mi veriyorsun taşkıran" Dedi gür bir sesle adının taşkıran olduğunu öğrendiğim adam " Estağfurullah komutanım o nasıl söz " Göz devirip bana baktı.

Bende ona baktım.

Tam ağzımı açıcakken

Ezgi ,yağmur ve kumsalı karşıdan gelirken gördüm ve ellerin de pasta var.. Yağmur gülerek "iyi ki doğdunuz hocam" Dedi buruk bir şekil de gülümsedim..

Ezgi ve kumsal da dolu gözlerle bana bakıyordu ben de onlara.

Yağmur pastayı bana doğru getirirken yutkundum.

Boğazım düğümlendi.

Meyveli pasta..

Anılarım canlandı. Gözümün önüne geldi. Ne yapıcağımı bilmez bir halde ezgi ve kumsala baktım.. Haberleri yok gibiydi

Gözlerim dolunca ezgi "yağmur onları gidip çömezleree versene yesinler doya doya"

Yağmur "elisa hocam da yesin ama o kadar aldım" Diyince tekrar yutkundum. Üstün de yanan mum ile pastayı biraz daha bana yaklaştırdı " Hocam bari mum üfleyin dilek tutun" Sesler çok uzaklaşdı başım dönmeye başladı ezginin yağmuru tutup götürdüğünü gördüm.

Kumsalın beni sarsması ile kendime geldim. Bir anda kumsala sarıldım ve gözümü kapattım. Bu durumlar da asla konuşmazdık sadece sarılırdık.anlık bir şekilde toparladım kendimi şuan burda olmaz.

Arkamı döndüm ve komutan ile göz göze geldim ve "komutan askerinin adı ne" Dedim bana tek kaşını kaldırıp "hangisinin " Dedi cidden bu adam bu akılla nasıl asker oldu.

"Şu kahve gözlü olan çok güzel bakıyor ,o da olur ama vurulan askeri soruyorum" Kahve göz de severim ama renkli göz her zaman tercihimdir sadece tekpisini test ediyorum.

"Aytekin kaç tur istersin " İsmini aytekin olduğunu öğrendiğim asker

"Komutanım ben bir şey yapmadım " " Bu bir şey yapmamış halin mi lan pezev- diyeceği sıra da boğazımı temizledim. O esna da sözünü yarı da kesti. Arkadan kıkırdamalar duydum. "Gizlilik var ismini söyleyemem" Az önce aytekin ve taşkıran dedi ama

"Komutanım " Diyen kadına yöneldim bu sefer de " Evet " " İsimleri söylediniz " Ohh en azından biri akıllıı " Komutan uzatma söyle işim gücüm var" Sabrım da bir yere kadar ama " Ne yapıcaksın doktor" Ezgiyi göstererek " Bu kıza alıcam" Ezgi şok olmuş gözlerle bana bakarken napiyim bakışı attım. "Kuzey şanlı" Şükür yani

"Ezgi kuzey şanlıyı normal odaya alın takip gözlemci sensin" Ezgi yeter ama der gibi gözünü devirdi "tamam hocam" Diyerek ayrıldı.

Bende geçmiş olsun diyip yürümeye başladım ki karşıdan sinirli bir şekil de gelen kumsalı gördüm bu pamuk gibi kızı da gerdilerse ben daha bir şey demem.

Bir dakika kumsalın önünde ki o leke ne?

"Kumi noldu sana"

"Bir devenin saldırısına uğradım" Bunu söylerken çok tatlıydı. Kendimi gülmemek için zorlarken "hangi deve kumi"

"Şu dalyan gibi uzun boylu ketum adam ile çarpıştık daha doğrusu o dev gibi cüssesi ile üstüme çıktı resmen" Diye tatlı tatlı konuşunca kimden bahsettiğini asla anlamadım.

"Resmen yaktı adam beni"

"Var mı kızarıklık falan baktın mı " Diye sordum. Karşıdan gelen adamı görünce kaşlarını çattı sanırım dalyan,deve,ketum denilen şahıs bu.

"Kusura bakmayın benim hatam" Dedi yani çok da bi ketum değil bence.

"Önemli değil alt tarafı yanıyorum "önemli değil mi az önce saydırmadığını duysam inanıcam. Ayrıca Kumsal yandım desen daha makuldu.

"Yanıyor musunuz" gülmemek için yanaklarımın içini ısırdım.

Bi dakika baş hekime gidiceksin elis oyalan sen daha burda. "Benim gitmem lazım sonra konuşuruz " Kumsala baş selamı verip yürümeye başladım bir türlü gidemedim şuraya.

Baş hekimin odasının önüne gelince kapıyı tıklattım ve "gel" Sesini duyunca girdim içeri nermin hanım bana yumuşak bir şekilde bakıyor ve ben şaşkınım.

" Hoş Geldin. Elisa tuna" İnşallah hoş gelmişimdir.

"Hoş Buldum. Baş hekimim."

"Olanları anlat" Tabi hemen anlatayım. "Mesaim bitmişti benim ama son dakika hemşirelerden biri beni çağırdı bülent hocayı sordum çünkü onun sırasıydı gelmediğini söylediler bende hemşireye durumu stabil tutmalarını geleceğimi söyledim gittiğim de kurşun hala içerideydi burcu hoca başka bir ameliyatdaydı tek doktor bendim." "Bülent hoca o sıra gelmiş devredebilirdin çok büyük bir riske girdin elisa" Çok haklı daha geleli ne kadar olmuş ilk ameliyat da kurşun çıkarttım.

"Aradım fakat yarım saate gelebileceğini söyledi hasta yarım saate dayanmaz dı." Gerçekden de dayanmazdı.

"Öncelikle iyi bir iş çıkardın tebrik ediyorum çok değerli aslerlerimizden biri kuzey şanlı"

" Görevim " Dedim ama bu bakış hiç hayra alamet değil.

" Bu gece eve git. Yarın acildesin" Ne! Biliyordum başıma geliceğini onaylayıp odadan çıktım.

kariyer düşkünleri 😝 grubuna girdim. Ve kötü haberi kızlara verdim.

 

 

 

 

yarın acildeyim.

ezgiis yazıyor... ezgiis:geçmiş olsun.

saol.

ezgiis çevrim dışı.

kumi: eve mi geçiyorsun elis beni de al.

 

 

 

 

hastane kapısına çık geliyorum.

ezgi?

ezgiis çevrim içi

kumi yazıyor...

ezgiis size cevap verdi NÖBETTEYİM. VE SENİN SUÇUN.

kumi: geliyorum.

 

 

 

 

ezgiii üzgünüm...

ezgiis: DEF OL.

kumi:ebe olduğuma şükür ediyorum.

fldlfldlflelrdşdş Gruba random atıp çıktım sohbetten.

Ve hastane çıkışına doğru yürümeye başlım saate baktığım da 23:02 olduğunu gördüm. 25 yaşıma girmeme çok az kaldı üzülsem mi, sevinsem mi bilmiyorum. Yürümeye başladım çıkışa geldiğim de kumsalın o adamla konuştuğunu gördüm. Saydırmamış mıydı bu adama?

"Kumsal " Diye ima yaptım.

"Elis" Utanarak yaptığım imayı anladı.

Karşımda ki adam elini uzatıp

"Sizinle tanışamadık ben üsteğmen ediz korkut" Askermiş. Karşılık verip bende elimi uzattım."elisa tuna"

"Memnun oldum" "Bende" Ama hala kumsal ile sohbet etme amacınızı anlayamadım yani burnuma farklı kokular geliyor.

"Üsteğmen korkut" Diye bağıran ses ile ediz hazır ola geçip "emredin komutanım " "Rahat asker" Diyince ediz rahata geçti bu o adam. Yanımıza gelip noluyo burda der gibi kaşını kaldırdı.

"Elisa ben " Diyip elimi uzattım artık ismini öğrenmem lazım dı. ilk baş bana baktı sadece elini uzatır umarım uzatmazssa gururum yerle bir olur.

"Elini uzatıcak mısın"

"Uzatmamı mı istiyorsun" Bu komutan nasıl oldu çok merak ediyorum acaba rütbesi ne yüzbaşı falan mı?

Elini uzatıp "Kıdemli Üsteğmen Göktuğ Kara" Üsteğmen mi şaşırdım.

Elimi tutmuş hala bakıyor bu adamın sorunu ne? Koca elinin için de benim elimin küçücük kalması da ayrı bir ironi. Daha fazla dayanamayıp "elimi alabilir miyim" Dediğim an elimi bıraktı. Ve " Sen yeni misin burda"

"Evet" Demek ki her doktoru takip ediyor.

"Neden burası"

"Çünkü ailem burda" evet ailem burdaydı. Kumsal ve ezgi.

"Babanlar mı buralı" Aile diyince tabi anne baba anlayacak.

"Hayır" Konunun beni sıktığını gören kumsal " Eve mi geçsek artık saat çok geç oldu elis" Bence de gitmeliydik.

"Bırakalım sizi " Diyen edize "gerek yok " Dedim. Kumsal telefonunun çalması ile yanımdan ayrıldı. Ve iki adamın yanın da öylece kaldım.

Ortam çok sessiz. Yada onlar konuşmuyor ama ben de konuşmadan duramıyorum şuan çok gerildim.

"Yanağında ki ben " Diyen göktuğa baktım

Ben..

Annem ile aynı olan ben.

De ben kapatmıştım onu nasıl göz varsa gördü.

"Evet ben" "Neden kapatmaya çalışıyorsun" Sanane be adam. Cevap vericekken kumsal ile ezginin yanıma doğru geldiğini gördüm.

"Senin nöbet de olman gerekmiyor mu ezgi "

"Hocam canım hocam yağmur nöbet aşerdi bende verdim." Yağmur hamile mi? Sevgilisi olduğunu duymuştum ama.

"Evet hamile hatta kumi kontollerini yaptı nur topu gibi bir oğlu olucak" Kumsal anlamayan gözlerle ezgiye baktı. Aynı şekilde bende.

Edizin " Ebe misin" Sorusu şuan çok mu önemliydi.

"Ebeyim" Dedi kumsal ama ben hala ezgi de kaldım.

"Yağmur hamile mi ezgi"

"Of elis çok şapşalsın ne hamilesi" Şuan tek istediğim eve gidip yatmak.

Ezgi elinde ki çikolatalı küçük pastayı bana doğru uzattı ve " İyi ki doğdun elisiim " "İyi ki doğdun elis" Dedi kumsal da çikolatalı ve mumsuz olması beni mutlu etti.

" Teşekkür ederiim" Dedim.

Ediz "doğum günün kutlu olsun" Dedi ona da teşekkür ettim ve kızlara sarıldım gerçekten en büyük şanslarımdan biriydiler. saate baktım ve saatin 23:59 olduğunu gördüm 25 olmama bir dakika kaldı. Tam çift sıfır olunca "iyi ki doğdun" Sesini işittim.. Ve o esna da çalan bir telefon ile uzaklaştı tekrar geldiğin de edize bakarak ATAK TİMİNİ TOPLA gidiyoruz. Dedi ve gitti..

 

.

.

yeni kurgumdur yazım hatası kelime hatası vb. Olabilir baştan kusura bakmayın.

şimdiden desteğiniz için teşekkürler.

💜

 

 

 

 

Bölüm : 03.02.2025 22:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...