6. Bölüm

5.Bölüm

Birbeyazgül
geceninisigiiiii

Odaya dan diye daldığım için karşımda ki kız bana "bu gerizekalı ne ayak" Der gibi bakıyor. Şimdi ne diyeceğim ben acaba? İyi halt ettin yani elisa.

"Buyrun bir sorun mu vardı" Dedi kuşkulu kuşkulu 'evet sorun sensin' demek istesem de diyemedim tabiki. "Kime pasmuana gidicektin sen" Diye sordum. Yani ne deseydim 'şey ben seni yeni gelen hemşire sandım. Çünkü biraz salaklık var bende bizim ezgi var tam bir laf makinası onu aradım seni yani yeni gelen hemşireyi nasıl bana söylemez diye ,ama tabi sen yeni geleni geç hemşire değilmişssin. Yani bilmiyorum olduğun işte belki öylesindir. Ama daha önce pasmuana giderken yanın'da silah götüren bir hemşire görmedim. Belki fantazin silah ile pasmuan yapmaktır bilmiyorum. Ama güven vermedin bu yüzden seni tim gelene kadar oyalamam lazım. Ama timi de üsteğmenin odasına yolladım. Çünkü dediğim gibi salaklık var bende ne kadar haz etmesem de üsteğmeni koruma altına aldım. Ve şuan seninle burda tekim. Acaba rica etsem beni öldürmez misin. Ha bu arada üsteğmeni çok sevdiğimden korumuyorum sadece sen benim bi nevi cici annemin adamı olabilirsin sonrasın da vicdan azabı çekmek istemediğimden' sıkıysa de şimdi bunu ona.

"Asker varmış da onun pasmuanına" Dedi. Sanırım o Askerin doktoru olduğumu bilmiyor. Söylesem mi acaba. Söyle de tek kurşunla beynini dağıtsın elisa.

"O askerin pasmuanı yapıldı " Dedim.

"Bi bakmam gerekiyor doktor hanım çekilir misiniz" Dedi hemşire kılıklı her ne iş yapıyorsa artık katil bile olabilir.

"ÇEKİLEMEM" dedim. Yani sanırım bağırdım. Evet evet bağırdım yoksa neden beni şu anda burda kurşuna dizicek gibi baksın.

Hiç beklemediğim anda yani bekliyordum ama cidden şuan hiç beklemiyordum. Silahı karnıma doğru tuttu.

"Çekil doktor" Dedi. Anlaşabiliriz aslın da hem kadın kadının yuvasıdır bence.

"Hayır" Bu özgüven nerden geliyor bilmiyorum.

Silahı kendine çekti ardından yine hiç beklemediğim anda dizini karın boşluğuma geçirdi. Ne vicdansız bir kadın bu. Acı için de inlerken kapıyı açıp çıktı. Umarım tim varmıştır.

Ardından hızlıca çıktım odadan ve ortalıkda hiç insan yoktu şuan beni bu koridor da vursa asla kimsenin ruhu duymaz. Artık aldığım derslerin hakkını vermem lazım bence, kadın ayazın kapısını hızla açtı silahı odaya doğru tuttu sırada arkadan dizine vurmam ile dengesi bozuldu.

Ardından silahı bana çevirdi. Çok ani gelişti ama silah tuttuğu eline tekme attığım da silahı yere düştü. Ayağım ile ittirdim. Silahı uzak bir yere doğru kadın yumruk atacağı sırada kafamı eğdim. Bu ayaz vuruldu falan ama bence yardım etse bir şey olmaz. Dikişi bunu için patlasa cidden kızmam. Tim varmadı mı acaba? Yada ayazı alıp gittiler mi bilmiyorum ama şuan aşırı zordayım.

Kadın ardından saçlarıma yapıştı. Cidden kaşınıyor bu olmadı şuan saçım travmam var diyorum. Saçlarımı kökünden koparmak istercesine çekti.. acı içinde kıvrandım. Hadi elisa her ufak şeyde aklına gelmemeli. Güçlü dur.

Dizimi karın boşluğuna geçirdim saçımı çekmemeliydi. Ardından kadın yere düşünce üstüne çıktım. Kızmıştım saçımı çekmemesi lazımdı. Ayrıca bu tim nerde nasıl bordo bere bunlar? Hani hızlılar dı?

Üstüne çıktığım sırada yine saçıma asıldı. Bu kadın hiç akıllanmıyor. Suratına tokadı geçirip "SAÇIMA DOKUNMA İNSAN DÖVMEYİ SEVMİYORUM ŞİDDET SEVMİYORUM BENİ NEDEN SINIYORSUN BİR DAHA SAÇIMI ÇEKERSEN ELİNİ KIRMAK ZORUN DA KALICAM" dedim. Bağırdım. Ardından yine tokat attığım sırada

Koşarak gelen umaya bakıp " NERDE KALDINIZ" Diye bağırdım.

"Abimi yani komutanımı güvenli bir yere aldık da" Hepsi mi?

"HEPİNİZ Mİ BURDA NE ZORLUK ÇEKİYORUM BEN KIDEMLİ DEĞİLİM ASKER HİÇ DEĞİLİM İNSAN BİR YARDIM EDER" diye söylendim. Haklıydım ayrıca bir haber verseler di odada değil diye bende burda kavga etmezdim.elisa nerde olduğunu bile söylemedin.

"Kusura bakma " Dedi gülmemeye çalışarak umay komik mi?

"Elisa kadının üstünden kalkar mısın" Diyen ezgiye baktım. Ardından son kez kadının yüzüne doğru "Senin yüzünden ne hallere düştüm " Diyip tükürdüm suratına. Ardından kalkıp önlüğümü düzelttim. Ve karşımda ki kişilere baktım.

"Benim görevim değil bu sizin görevinizdi" Diye söylendim. Yürüyeceğim sıra da kardım sızladı sert vurdu vicdansız kadın. Ardından senem yanıma doğru gelip "iyi misin" Diye sordu enişeyle

"İyiyim sert vurdu biraz" Dedim.

"Özür dileriz biz senin orda olduğunu bilmiyorduk son anda aklımıza geldi" Dedi senem. Haklıydı. Söylememiştim çünkü,direkt ayazın yanına göndermiştim hepsini. İyi halt etmiştin.

"Önemli değil iyi mi komutanınız"

"Sayen de. Fark etmeseydin belki kötü şeyler olurdu" Dedi senem.

Tebessüm ettim ve yürümeye başladım. Ezginin arkamdan geldiğini biliyordum.

"Acıdı mı saçın" Diye sordu biliyordu çünkü.

"Acıdı ama geçti " Dedim.

"Yalancısın. Ama bi o kadar da havalısın" Dedi gülerek.

"Havalı mı " Diye sordum.

"Hıı havalı aşırı iyi dövüştün" Dedi.

"Gördünüz yani dövüştüğü mü " Dedim tek kaşım hava da.

"Silaha tekme attığın andan itibaren" Dedi.

"Saol ya cidden orda dayak yerden izledin mi " Dedim küskün bir şekilde.

"Altta kalmayacağını biliyordum" Dedi.

Gülümsedim.

"Ayaz hangi odada" Diye sordum. Gidip görmeli ve o kadının kime çalıştığını öğrenmek zorundaydım.

"4. Kat 377. Oda" Dedi. Kafam ile onaylayıp asansöre doğru gittim. Asansöre bineceğim sıra da çelebi de bindi. Bir süre ikimiz de konuşmadık.

"Baya iyidin" Diye sessizliği ilk bozan kişi tabi ki çelebiydi.

"Orda izlemek yerine yardım etseydiniz daha iyi olabilirdim" Dedim ters bir şekilde.

"Pek yardıma muhtaç gibi durmuyordun" Dedi gülerek. Cevap vermeden gözlerimi devirdim.

"Komutanımın yanına mı " Diye sordu.

"Evet" Dedim.

"Hesap falan mı sorucaksın senin yüzünden dövüştüm diye ya da bir posta da ona mı vursan acaba seni lanet olası pislik gibisine" Diyince gülmeye başladım. Bu adam nasıl bordo bereli?

"Heh gül kız şöyle çatık çatık bakıyorsun. Komutanım da böyle bakar hep relax olucaksın sal gitsin" Dediğin de yine güldüm.

"Senin komutanın gülmeyi bilmiyor bence duvar gibi biraz yani en azından duvar boyanınca falan tatlı oluyo o ketum da sıfır sıfır sıfır " Dediğim de oda güldü.

"Lütfen benim yanım da şöyle konuşma güldüğümü görürse ebemi si- " Diyeceği sırada sustu hemen.

"Tamam konuşmam" dedim. O sıra da asansör açılmıştı. Bende odaya doğru yürümeye başladım Çelebi de yanımdaydı. Odanın önüne geldiğimizde durdum. Neden geldim? Ne diyeceğim? Hiç bilmiyorum cidden.

"Girecek miyiz doktor hanım" Dedi çelebi. Hanıma ne gerek varki?

"Elisa demen yeterli " Dedim.

"Tamam elisa" Dedi gevşek gevşek hala bu adamın nasıl bordo bere olduğuna inanamıyorum.

İçeri girdiğim de tim hepsi ordaydı.

"Geçmiş olsun" Lafı çıktı ağzımdan. Dudaklarını dişliyordu gülmemek için bana mı gülücekti o?

"Size de geçmiş olsun doktor" Dedi ayaz. Cidden bi bunların ağzına laf vermediğim kalmıştı.

"Saol çok düşüncelisin" Dedim.

"Öyleyimdir" Dedi. Ve tekrar konuşmaya başladı " Dövüş eğtimin olduğunu bilmiyordum" Dedi. Ayaz.

"Bilmeniz mi lazım dı " Diye sordum.

"Doğru" Dedi. O sustu. Ben de sustum. Tim de sustu.

Dikişlerine baktıktan sonra geçmiş olsunlarımı dile getirip çıktım odadan.

Cidden çok farklı bir gündü. Kumsalı bugün hiç görmemiştim.

 

 

kariyer düşkünleri

 

 

'nerdesiniz?'

ezgiis:ben acilde geçtim

 

 

'Kumi?'

ezgiis: tuğba teyzeler gelmiş

şimdi anlaşıldı kumsalın ortadan kaybolduğu. Tuğba teyze çok iyi bir kadın. Yani kumsalın kime çektiği cidden çok belli.

Msjına tepki bırakıp sohbetten çıktım. Bende acile doğru yol aldım.

Acil bugün bir tık daha sakindi. Masaya oturmuş çayımı içiyordum. Ardından ilerde kuzey ve ezgiyi gördüm. Kuzey ezgiye gülerek bir şeyler anlatırken ezgi kaşlarını çatmış kuzeye bakıyordu. Daha fazla bakmak istemediğimden kafamı çevirdim. Boş boş telefon bakıyordum.

Karşıdan gelen küçük çekirdek bir aileyi gördüm.Küçük bir Kızı annesi babası. Annesi kızının kafasını öpüyordu. Saçını okşuyordu. Sanırım iğne vurdurmak için gelmişlerdi. Yağmur onları karşılamış sedyenin oraya getirmişti. Kız ağlıyor annesi babası ona bir şeyler söylüyordu. İğne vurulcağı zaman kız ağlamaya başlamıştı,sanırım canı çok acıdı. Annesi saçların okşamaya devam ediyordu. Benim neden burun direğim sızladı ki şu anda? Kendine gel elisa kaç yıl olmuş şuan mı tazeleniyor acın.

Ama yapabileceğim bir şey yoktu çoktan göz yaşlarım benden habersin süzülmeye başlamıştı. Arkamdan bir elin omzuma değmesi ile sıçradım.

"Ağlıyor musun sen" Diye sordu ayaz. Onun burda ne işi vardı?

"Hayır.senin burda ne işin var odan da olmaz lazım" Dedim. Ama sesim neden titremişti 'salak saçma ortamlar da neden ağlıyorsun ki '

"ee basbaya ağlıyorsun işte" Dedi ayaz.

"Gözüm şey oldu alerji " Başka yalan mı kalmamıştı ne deseydim? 'şey ben annesizlikten babasızlıktan sürünüyorum yıllardır karşımda aile görünce ne kadar yanlız olduğum geliyor aklıma ' mı deseydim?

"Alerji anladım " Dedi. Bence anladı elisa.

"Senin ne işin var burda" Diye sordum ikinci kez.

"Hava almaya çıkıcaktım da seni gördüm ağlıyordun bi bakayım dedim" Israrla ağladığımı neden söylüyor?

"AĞLAMIYORDUM" Dedim. Bağırdım.

"Dövüşmeyi nerden öğrendin" Dedi ayaz. Buda taktı cidden.

"Öyle bi ara ders almıştım" Dedim.

"Anladım." Dedi. Ardından tekrar konuşmaya başladı.

"Özür dilerim yani benim yüzümden zor durumda kaldın. Bir de teşekkür ederim senin sayende farkına vardık herşeyin"dedi.

Bu adam benden hem özür dileyip hem de teşekkür mü etti?

" Hiç önemli değil biraz hırpalandım ama kim olsa aynı şeyi yapar" Dedim gülerek.

"Kim olsa kendini de korur ama sen sadece beni korudun" Dedi. Anlamış.

"O an öyle denk geldi yoksa neden kendimi tehlikeye atayım" Dedim.

"Haklısın." Dedi. Konuşssana be adam biraz daha ne diye susuyorsun.

"Sen iyi misin nasıl oldu bacağın" Diye sordum. Çünkü onun konuşcağı yoktu öküzün trene baktığı gibi yüzüme bakıyor.

"İyi. Senin hakkın da merak ettiğim iki şey var " Diye sordu. Haydi bismillah.

"Ney" Dedim .

"Ben'ini neden sevmediğin ve meyveli pasta görünce gözlerinin neden dolduğu" Dedi ayaz.

Yutkundum.

Yüzüne baktım. Ve konuşmaya başladım.

"Belki bir gün anlatırım üsteğmen" Dedim.

"O günü bekliyorum" Dedi.

"Elisa" Dedi. Evet geliyor bende ne zaman açılıcaktı diyorum. Kafamı kaldırıp baktım.

"Açelya konusun da bana inanıyor musun" Dedi.

"Seni daha az bi zamandır tanıyorum. Evet açelya ablayı uzun zamandır tanıyorum. " Dedim.

Yani der gibi baktı suratıma.

"Evet bu konu hakkında da konuşucaktım yani belki bir şey görmüşssündür yapmışssındır" Dedi. Ne demeye çalışıyor bu? elis sakin mi olsan. nasıl olayım yani?

"Ne demeye çalışıyorsun üsteğmen." Dedim. Ters bir şekilde.

"Bir şey demeye çalışmıyorum sadece bende seni tanımıyorum daha" Dedi. Haklı ama yine de of bilmiyorum.

"Bak ordan nasıl gözüküyor bilmiyorum. Ama babası ya da cici annesi ile her gün görüşüp konuşan. Öz annemmiş gibi bana sahip çıkan anne kız geceleri yapıp dertleşen. Her anımızı birbirimiz ile paylaşan bir aile değiliz. Yani en azından ben babamla ya da cici annem ile öyle değilim. " Bir çırpıda söylediklerimden sonra yüzüme bakmaya devam etti. 'elis bu adam saha hep dalıp dalıp gidiyor farkında mısın ' ayy kafamı karıştırma şimdi.

"Neden" Dedi. Onca şey söyledim neden mi dedi bu adam bana.

"Ne neden" Dedim .

"Neden samimi değilsin" Dedi. Ooffff ama bu konular beni çok geriyor.

"Konumuz benim ailevi meselelerim değil üsteğmen. Samimi değilim görüşmüyorum. Hafta da bazen bir kere araşırım oda babamın sesini duymak için. Sadece şunu diyeceğim yurt içindeler yani buralardalar.Başka da bir şey bilmiyorum." Dedim.

"Hızlı hızlı konuşurken neden sürekli ellerini hareket ettiriyorsun" Dedi. 'elis adam ellerine kadar dikkat etmiş'

"Ne biliyim ben Allah Allah bumu konu yani" Dedim sağa sola bakarak. Bu adam beni çok geriyor.

Ufak bir kahkaha attı. Komik bir şey mi var?

"Sağol yine de bir şey öğrenirsen de ulaşırsın" Dedi. Nerden ulaşıcam ki?telefonumu çıkartıp telefon kısmına girdim ve yüzüne baktım.

"Noldu" Dedi tek kaşı hava da bir şekilde.

"E numaranı söylemeni bekliyorum" Dedim. Pat diye 'biraz alıştıra alıştıra söyleseydin be kızım' aman be.

"numaramı mı istiyorsun" Dedi. Adamın anlama kıtlığı var sanırım.

"hayır üsteğmenim TC'nizi istiyorum" Dedim gülerek. Kaşları havalanmış bir şekilde bana baktı. Ardından telefonu elimden aldı. Sonra yaklaştı iyice yaklaştı telefonu geri verdi. numarasını yazmıştı. Adama hala bakıyordum. Bu kadar dibime girmesine ne gerek vardı? Ve bu adam ne kokuyor?

Güldü.

"Kolay gelsin doktor " Dedi. Ve gitti.

'elis adam seni iki saniye de sarhoş etti 'cidden.

Akşama nöbetim olmadığından mutluydum ki zaten kızlarla akşama planımız vardı. Kumsal annesini babasını havaalanına götürmüşdü. Ben ise koltuğa yayılmış. Ezgi ile boş boş sohbet ediyorduk.

"Ay kumsal gelse de çıksak artık" Dedi ezgi. Ve demesi ile kapının açılması bir oldu.

"Bak geldi " Dedim.

"Eee hadi kızlar çıkalım" Diye bağırdı ezgi neşeli bir şekilde.

Hemen hazırlanıp arabaya bindik. Ardından en yakın bir bara geldik.

"Kızlar burası pek tekin değil gibi " Dedim.

"Kesinlikle katılıyorum" Dedi kumsal.

"Aman boşverin iki eğlenip çıkacağız" Dedi ezgi. Uyduk ezginin aklına bismillah.

Ben ve kumsal alkolsüz kokteyl söylemiştik.ezgi şimdiye çok kez votka içmiş sarhoş olmaya başlamıştı.

"Kızlar şu adam bana mı asılıyor" Dedi. Ezgi yayık yayık.

"Hayır ezgicim o bir adam değil" Dedi kumsal. Ufak bir kahkaha attık hepimiz.

Şu anda kulüp'de şarkısı çalıyordu.

"şu anda kulüpte. keyfim yerinde. Arasan da seni duymuyorum."

Diye bağırıyor bir yandan da votkasını içiyordu.

"sanma çekilirim bir kenara " derken bize yani ya da etrafına cilve yapıyordu. "pistin ortasın da oynuyorum" Derken elleri ile kendini gösteriyordu. Bu kız cidden deli.

Telefonun ekranın da üsteğmen yazısını görünce bi şok oldum.neden arıyor beni?

"Efendim" Dedim telefonu açıp.

Arkadan da 'ah hiç durulmuyor , orda bi dur, geri de dur .vermiyosun ki sen bana huzur' diye bağırıyordu ezgi kulağımım dibin de ekstra müzik sesi de var tabi.

"Müsait bir zaman da aramadım galiba" Dedi üsteğmen.

'Komuşmadan bir dinlesen ,biraz sussan çok güzel olur , evde sen otur da kendi kendine kudur.' yani gerçekten şu kısmamı denk geldin.

"Yo- yok müsaitim gibi yani değilim sanırım sen neden aradın" Diye bağırdım.

"Nerdesin ki sen " Dedi. Ne yapıcaktı nerdeysem nerdeyim.

"Öyle bir barda kızlarla eğlenmek için şey etmiştik de " Dedim. Ve çok alakasız bi şarkı denk geldi. Yine mi.

'mavişim mavilendim kapına kilitlendim. Mavişim mavilendim.kapına kilitlendim. Pas tutmuşdu yüreğim. Seninle geleyim'

telefondan bir kahkaha sesi duydum.

"Bana mı gülüyorsun sen" Diye bağırdım.

"Hayır şarkıya gülüyorum" Dedi.

Ezgi bağıra bağıra yanıma gelerek "ELİSS MAVİŞ SEVERSİN SENN GEL HADİ DANS EDELİİMM"

'göz bebeğim mavişim. Tek dileğim mavişim. Sensizlikten mavişim öleceğim' diye bağırmaya devam ediyordu ezgi. "ELİS ŞURDA BİR MAVİŞ GÖRDÜM GEL SEN ÇOK SEVERSİN" ezgi cidden mi.

"Şey ben müsait değilmişim sanırım sonra konuşalım" Diyip cevabını beklemeden kapattım telefonu. İkinci kez rezil oldum adama. Aynı şarkı. Ah ezgi ah şuan yolasım var seni.

Kumsala döndüğüm de gülüyordu.

"Neye gülüyorsun sen" Dedim.

"Üsteğmen ile anlaşma şeklinize acaba diyorum elis bu şarkı ile düet falan mı yapsanız" Dedi. Kahkaha atarak.

"Kumi seni de yolucam şimdi" Dedim.

Yaklaşık bir saat sonra eve gelmiştik. Ve oturuyorduk.

"Ben annemi özledim " Diye ağlamaya başladı ezgi birden. Evet ezginin annesi bir kaç yıl önce Vefat etmişti.

Hiç birşey demeden ezgiye sarıldık hıçkırıklar için de ağlaya ağlaya uyumuştu. Kumsal ile koltuğa yatırıp üstünü örtmüştük. Ardından kumsal ile birbirimize bakınca tebessüm ettik ikimiz de ağlamıştık.

Kumsal ile balkona çıktık. Biraz oturduk hiç konuşmadık sadece oturduk. Çünkü konuşursak ben de tutamazdım kendimi. Ama kumsal konuşmak için kıvranıyordu.

"Söyle söyle" Dedim gülerek.

"1hafta sonra yardıma gidilcek ya hani sen de gel benimle" Dedi. Ben çok istiyorum ama korkuyorum .

"Bilmiyorum ki " Dedim.

"Sende var birşeyler ama çıkar kokusu yakında " Dedi. Sadece tebessüm etmiştim.

"Ben gidiyorum soğuk burası sende odana geç hadi üstünü de değiş uyuma böyle." Dedi kumsal.

"Tamam annecim " Dedim gülerek.

Gideceği sırada arkasını döndü tekrar yanıma gelip sarıldı. "Burdayım hep tamam mı " Dedi.

"Biliyorum" Dedi. Ardından gitti. Bir süre sonra bende kalkıp odama geçtim üstümü değiştirmiş siyah pijama takımımı giymiştim. Yatağa geçip oturduğum da boş boş etrafı izliyordum. Düşünmekten artık kafayı yiyecek gibiyim. Telefonumu elime alıp babamı aradım.

çalıyor..

"efendim elisa" Diye açtı babam.

"Nasılsın baba " Dedim.

"İyi bu saatte hayırdır." Dedi şüpheci bir şekilde. Saat kaçtı ki. Telefon kulağımdan çekip saate baktığım da 02:45 di oha o kadar oldumu.

"Baba beni iznimi kullanıp yanınıza gelmek istiyorum yarın nerdesiniz" Dedim. Yalandı. İzin falan kullanmayacaktım.

"Neden bir sorun mu var hiç gelmek istememiştin " Dedi. Haklıydı.

"Evet ama bu sıralar sanırım bir aileye ihtiyacım var kötü hissediyorum" Dedim. Yalandı. Yani kötü hissettiğim doğru ama aile olarak babamı ve cici annemi kast etmiyorum.

"Bir sorun olmadığına emin misin elisa" Dedi babam şüphelenmiş olabilir mi?

"Ne gibi bir sorun olucak ki " Dedim.

"Yani bilmiyorum şu sıralar iş ile ilgili sorunlarımız var. Ve düşmanlar da çok malum biri seni tehdit falan edip yerimizi öğrenmeye çalışıyor olabilir" Dedi. SorunlarıMIZ dedi elisa. Demek ki baban da işin içinde.

"Bana iş falan bilmiyorum ben kimse de beni tehdit falan edemez öyle bir kız mıyım ben kimseye boyun eğmem. Sadece biraz baba ve anne sevgisine ihtiyacım var" Yalandı. Bir süre ses gelmedi büyük ihtimalle açelyaya soruyor.

"Biz çukurcadayız kızım" Dedi. Çukurca mı yani burdalar mı? Hakkarideler miydi?

" Baba cidden mi ne kadar yakınız bilsem aramak yerine hemen gelirdim." Dedim neşeli çıkartmaya çalıştığım sesimle.

Babamda gülmüştü.

"Orda bir fabrika var bir tane onun arkasın da küçük bir kulübe gibi bir yer var ordayız" Dedi.

"Neden ordasınız ki baba" Dedim. Çaktırmamam lazım.

"Öyle biraz kafa dinleyelim dedik kızım " Dedi babam.

"Tamamdır babacım gelicem yarın istediğiniz bir şey varmı" Dedim.

"Yok güzel kızım sen gel yeter ki bende seni özledim" Diyen açelyaya ablanın sesi. Bu kadın nasıl masum insan öldürüyor bana çok güzel oynuyor.

" Aa açelya abla nasılsın " Dedim neşeli çıkartmaya çalıştığım sesimle.

"İyiyim kuzum sen nasılsın" Dedi çok içten bşr şekilde.

"İyiyim bende" Dedim.

"İstediğin bir şey var mı yarın hazırlayalım" Dedi. Açelya abla.

"Yok teşekkürler sadece sizi göreceğim." Dedim.

"Tamam o zaman tutmayalım biz seni saat de geç oldu yarın görüşmek üzere " Dedi. Babama da görüşürüz diyip telefonu kapatmıştım.

Ardından üsteğmenin sayfasına tıkladım.

 

 

selam. Uyudun mu?

yazıp gönderdim. Sadece bir kaç dakika için de cevap gelmişti.

Üsteğmen :hayır sen neden uyumadın?

 

 

uyku tutmadı.

Üsteğmen:anladım bir şey mi vardı?

Evet.

Üsteğmen:evet.

 

 

ne evet?

Üsteğmen:dinliyorum doktor bu saatte bu kadar önemli olan şeyi.

bu da bi değişik.

 

 

paskal kim?

Öyle pat diye sorulur mu elisa.

Üsteğmen:ne yapıcaksın?

 

 

paskalın kim olduğunu söylersen sana önemli bir bilgi vereceğim.

emin olmam lazımdı paskalı tanıyor babamlar paskalın kim olduğunu öğrenmem lazım ki tam anlamıyla emin olayım babamların kötü işlerle uğraştıklarına.

Üsteğmen:kötü biri.

 

 

baya açıklayıcı oldu sağol.

Üsteğmen:rica ederim.ne söyleyeceksin?

 

 

PASKAL KİM.!

Üsteğmen:bu sinirlenğin anlamına mı geliyor?

ney?

Üsteğmen:büyük harf ile yazman.

evet.

Üsteğmen: yasa dışı işler ile uğraşıyor. Uyuşturucu kaçakcısı, katil,sapık,örgüt bağlantılı bir **

 

 

***sansür mü?

Üsteğmen:evet.

 

Anladım.

Üsteğmen:sıra sende

 

 

babama zarar vermeyeceksin ama

Üsteğmen: yerlerini mi biliyorsun

 

 

evet az önce yalan söyleyip öğrenmek durumunda kaldım.

Üsteğmen: neden yalan söyledin

 

 

Ne deseydim baba askerler peşin de sen kötü birisiymişssin yerini söyle de yakalasınlar mı deseydim???

Üsteğmen: evet

 

Sabır.

Üsteğmen:babana zarar vermem ama teslim ederim.

 

 

benim görmeme izin var mı?

Üsteğmen:bakarız

 

 

tamam bende bakarız belki söylerim.yerlerini

Üsteğmen:doktor telefonuna girip arama kaydını dinlemem bir kaç saniyemi alır ama özel alanın olduğu için bunu yapmak istemiyorum.

Adam bordo bere elisa haklı.

 

 

tamam . Çukurcadalar bir fabrikanın arkasın da ki kulübedelermiş.


Üsteğmen: tamam sağol

 

 

babama zarar verme. Lütfen

Üsteğmen: umarım

 

lütfen tek o var.

Üsteğmen: tamam söz.

 

 

ÇOOK TEŞEKKÜRLER İYİ GECELER ÜSTEĞMENİM.

Üsteğmen: buda mutlu olduğun için miydi büyük yazman yani?

evet.

Üsteğmen: iyi geceler doktor.

 

Sabah kalktığım da benim de başım ağrıyordu. Üsteğmen ile konuştuktan sonra ne zaman uyudum bilmiyorum. Kalkıp bir duş aldım ardından altıma lacivert palazzo, üstüme de beyaz askılı bir buluz giydim. Saçlarımıda at kuyruğu yapıp odamdan çıktım. Kumsal ile ezgi büyük ihtimalle hala uyuyor ezginin zaten izin günü bugün. Kumsal da ne zaman gider bilmiyordum.

Portmanto' dan trençkotu' mu aldım. Spor ayakkabılarımı da giyip çıktım evden. Kırmızı jeep'imin yanına doğru ilerledim. Bu araba'da o kadının parası ile. Binip binmemek arasında kaldığım da gözümün önüne o masum insanlar geldi benim bu arabaya binmeye hakkım yok.

Durağa doğru ilerledim. Yol üstü fırına girip kendime zeytinli poğaça aldım. Durakğa geldiğim de tam zamanın da otobüs de geldi planlasam böyle denk gelmez. Otobüste en arka cam kenarına yerleştiğim de yine düşünmeye başladım. Bugün babamlar onların yanına gideceğimi düşünüyor. Peki gidicek miyim? Tabi ya Üsteğmene söyledim bunu. Hemen telefonu çıkarıp Üsteğmeni aradım.

çalıyor..

3.kez aradığım da yine açmamıştı. Babama umarım zarar vermez. Ailemden bir tek o var. Hem babam tehdit ediliyor bile olabilir. Belki zorla yapıyor bu işi.

Yol boyu düşündüm. O kadar dalmışım ki ne ara hastaneye geldik onu bile bilmiyorum.

 

"Yağmur sen yap iğneyi ekstra bir de genel kontrol yap olur mu benim bi işim var." Arkama bakmadan yürümeye başladım üsteğmeni bulmam lazım.

Odanın içine girdiğim de kimse yoktu. Sekreterlerin olduğu yere doğru gittim. "Tuğçe 337. Numaralı odada ki hasta hakkın da bilgin var mı" Diye sordum umarım çıkmamıştır.

"Gitti hocam o " Dedi. Hayır nasıl ulaşıcam şimdi. Ben adama derken telefonum çaldı ve arayan babam. Başıma geleceğini biliyordum.

"Aloo baba" Dedim uzata uzata ve neşeli bir şekilde.

"Kızım nerde kaldın geliyor musun" Dedi babam.

"Hastane de ufak bir işim çıktı geleceğim baba" Yalan.

"Tamam merak ettim ondan aradım" Dedi .

"Geleceğim baba" Dedim.

Onaylayıp kapattıktan sonra telefonu kumsalı arama fikri geldi aklıma edizin numarası var onda ne de olsa.

çalıyor..

"efendim kuzum " Diye uyku halin de konuştu kumsal.

"Bana çok acil edizin numarası lazım" Dediğim de bir anda.

"Ne ediz mi" Diye bağırması bir oldu. Bu kızda ismini bile duyunca heyecanlanıyor şuan yanaklarının bile kıpkırmızı olduğuna çok eminim.

"Atıyorum eve gelince anlat ne olduğunu şuan anlatma uyumak istiyorum çünkü" Dedi kumsal.

Telefonu kapattım ve kumsalın attığı numarayı tuşladım.

çalıyor..

çalıyor..

çalıyor..

açmıyor.

Nasıl ulaşıcam yani şuan.

Baş hekimin odasına gelip iznimi kullanacağımı söyledim 1 günlüğüne. Arıza çıkarsa da izin verdi. Taksi bulup babamın attığı konuma doğru gitmeye başladım. Yaklaşık 50 dakika sonra vardım. Parayı ödeyip fabrikanın arkasına doğru yürümeye başladım.

Kafa dinleme yalanı için çok eski bir yer burası.

Ağaçların arasından yürürken bir elin ağzımı kapatması ile ufak bir çığılık atıp ayağımı bacak arasına geçirdim refleks ile, acı içinde inleme sesine doğru döndüğüm de bu kişinin çelebi olduğunu gördüm.

" Komutanın nerde senin " Dedim. 'bir özür dileseydin elisa' komutanı lazım şuan bana.

"Önemli değil elisa" dedi kıvranırken Çelebi.

"Hak ettin ne diye ağzımı kapatıyorsun bi ıslık çalsan bakarım zaten dönüp" Haklı bir isyan.

"Islık çalsaydım babanız da bi dönüp bakardı " Dedi Çelebi.

"Komutanın nerde niye telefonlarımı açmıyor " Dedim.

"Burdayım da sen neden burdasın doktor ve elisa ne lan puş- diyeceği sırada bana bakıp yine sustu.

" Komutanım elisa yani hanım eli-

"Kapa çeneni çelebi"

"Emredersiniz komutanım" Dedi ayaz. Ardından bana döndü.

"Açsaydın telefonu burda olmazdım ayrıca sen vurulmadın mı ne işin var burda" Dediğim de yine tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

"Sence şuan telefon kullanıcak gibi miyim neden geldin" Dedi daha tok bir sesle.

"Operasyona katılıcam " Dedim gülerek. Sabır dilercesine eli ile ilk ensesini daha sonra yeni yeni çıkmaya başlamış olan sakallarını kaşıdı.

"Dalgamı geçiyorsun sen benimle " Dedi.

"Yeni mi anladın" Dedim yine gülerek.

Ani refleksle kolumu tutup yani koparmak istersecise sıktı.

"Sen kimsin de şuan beni çekiştiriyorsun" Ona dönüp bacak arasına geçirdim dizimi. O da hak etti. Yani bence vurucağımı biliyordu. Bordo bere sonuç da izin verdi sadece.

"Komutanım ne zaman giriyoruz" Diyen edize baktım.

"Sen niye açmıyorsun telefonu mu " Dedim kızarcasına.

"Elisa hanım sizce şuan telefon mu konumuz " Dedi. Haklı ama olsun.

Ayaza döndüğüm de hala bakıyordu ama bu sefer farklı bakıyordu bana.

"Niye öyle bakıyorsun " Dedim.

"Nasıl bakıyorum" Dedi tek kaşını kaldırıp.

"Boğcak gibi" Dediğim de güldü.

Bir anda silah sesi duymam ile ufak bir çığılık attım.

Ayazın küfür ettiğini duydum.

"Komutanım anlamışlar tuzak bu " Diye bağırdı Aytekin abi.

" ATAK. ÜÇ GÖREVİMİZ VAR BİR AÇELYAYI SAĞ ALACAĞIZ. İKİ ADAMA ZARAR VERMEK YOK." diye kükredi resmen. Bana kısa bir bakış atıp tekrar konuşmaya başladı.

"ÜÇ İSE NE OLURSA OLSUN CANINIZ PAHASINA ELİSAYI KORUYORSUNUZ O BİR SİVİL" Dedi.

Hep bir ağızdan "EMREDERSİNİZ KOMUTANIM" Dediler.

"Ayaz ne oluyor" Diye sordum. 'sanki bilmiyorsun elisa'

"Pusuya düştük." Dedi. Ve beni büyük bir ağacın arkasında olan beton duvara doğru çekiştirdi.

"Korkma ve burdan asla çıkma ben gelene kadar " Dedi. Titriyordum ama korkmuyordum.

"Korkmuyorum " Dediğim de güldü. Gideceği sırada "geleceğine söz ver" Dedim.

"Söz ama burdan kafanı bile çıkartma" Göz kırpıp gitti.

İkinci silah vakam. Ama bu sefer daha şiddetlisi. Resmen çatışmanın içindeyim.

 

.

.

YENİ KURGUM YAZIM HATASI VB. OLABİLİR. YORUM VE BEĞENİ ATARSANIZ ÇOK SEVİNİRİM.

💜

 

 

 

 

Bölüm : 26.02.2025 00:45 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...