İkinci silah vakam. Ama bu sefer daha şiddetlisi. Resmen çatışmanın içindeyim.
Ayazın beni bıraktığı yerde silah sesleri eşliğin de oturuyordum.
Ayaz Göktuğ elisayı orda bıraktıktan sonra kendi noktasına gelmişti. Bu kadının buraya geleceğini hesaba katmadığı için planı birazcık bozulmuştu. Açelya geldiklerine dair haber alınca bunu fırsat bilip hemen pusuya çekmişti timi.
"Kaç kişiler korkut" Dedi göktuğ.
"Bu tarafta en az 21 var komutanım" Diye cevap verdi ediz.
"Temizleyin orayı ediz " Dedi göktuğ.
"Emredersiniz komutanım" Dedi ediz.
"Şanlı görüş alanına gireni ser yere koçum" Dedi gür bir sesle Göktuğ.
"Seve seve komutanım" Dedi kuzey.
"Umay ne durumdasınız" Dedi göktuğ.
"Şu boş tenekeyi yanıma vermeseydiniz daha iyi olabilirdim" Dedi umay bıkkın bir şekilde.
"Öyle mi olduk şimdi umay hanım hayatını kurtardım hatırlatırım" Dedi çelebi.
"Silah arkadaşınım tabi ki kurtarıcaksın çelebi" Dedi umay.
"Sen kurtarmazdın bir kurşun da sen sıkardın" Dedi çelebi.
"Evet " Dedi umay hiç tereddüt etmeden.
Telsizlerden ufak bir kahkaha koptu.
"Çelebi burdan sonra bi rakı balık yapar mıyız kardeşim" Dedi kuzey gülerek.
"Hay hay efendim siz isteyin kulunuz köpeğiniz bile olurum" Dedi çelebi gülerek.
"Yanımda konuşup durma ne bu dırdır susmak nedir bilmez misin sen kes sesini de işimizi yapalım" Dedi umay ters ters.
"Karadenizliler de bu genetik galiba fazla hırçın oluyorlar" Dedi çelebi.
"Senu ha o karadenuz dalgalarinda boğarum çelebi az daha lak lak edersen"diye şive ile konuşmaya çalıştı umay.
" Komutanım fark ettiniz mi karadenizliler hırçın dedi çelebi komutanım size laf çarptı" Dedi aybars.
"Karargahta ağzına sıçıcam oğlum senin " Dedi çelebi.
"Asıl ben senin ağzına sıçıcam şimdi çelebi az sus " Dedi göktuğ.
"Kuzey komutanım açelya ile faruk görüş alanında var mı" Dedi senem.
Bir kaç dakika sonra tekrar konuşmaya başladı kuzey.
"Komutanım açelya duvara doğru gidiyor doktor orda indirebilirim açelyayı " Dedi.
"Açelya sağ lazım kuzey yakın olan kim varsa doktorun tarafına gitmeye çalışssın doktora bir şey olmayacak anlaşıldı mı" Dedi göktuğ.
Hep bir ağızdan "Emredersiniz komutanım" Dediler.
"Ben geçerim komutanım ama korumanız lazım beni bu taraf kalabalık" Dedi umay.
"Umayı koruyun 3 diyince koş umay " Dedi göktuğ. Talimatı alınca koşmaya başladı umay bir yandan da güvenli bir yere geçip ateş ediyordu.
"Komutanım yeni gelenler var bu tarafa destek lazım " Dedi aytekin.
"Şanlı o tarafta yerini al boranın yardıma ihtiyacı var" Dedi göktuğ.
"Tamamdır" Dedi kuzey. Ve olduğu yerden başka bir yere geçiş yaptı. Kuzeyin nişancılığı üstüne yoktu. Asla ıskalamaz alnının çatından vururdu önüne geleni. Şuanda da gözüne kestirdiğinin leşini seriyordu yere. "Ulan puştlar o silahlar öyle mi tutulur " Diye söylendi kuzey.
"Bir kaç tane kaldı onları da hallet aytekincim" Dedi kuzey gevşek gevşek.
"Eyvallah komutanım" Dedi aytekin.
"Şu adam da rütbe için de söv eyvallah komutanım der " Dedi çelebi gülerek.
"Dua et rütbe için de ebeni sikerdi yoksa taşkıran aytekin yapma da demezdim" Dedi Göktuğ.
"Herşeyi öğrendiniz şu ebelere karşı saygıyı öğrenemediniz" Dedi ediz isyan edercesine.
"Hay ben senin eb- " Diyeceği sırada çelebi. Umayın sesi ile durdu.
"Abi elisa açelyaya silah doğrulttu adam da elisaya doğrultuyor" Dedi umay.
Oturduğum yerde şu silah seslerinin kesilmesi bekliyordum. Aşırı korkmam silahlardan yani korkarım ama öyle bağırıp çağırmam. Her neyse işte Ayaz aramalarıma yada msjlarıma cevap verseydi burda olmazdım. Ama bir yandan da iyi oldu çünkü açelya ve babam ile konuşmam gereken şeyler vardı ama asla bu şartlar altında değil.
Karşıdan koşarak gelen kadın ve Adama baktım. Sevgili cici annem ve babam acaba yerlerini benim söylediğimi bilmiyorlar mı? 'bilseler kim bilir ne yaparlar' nefes nefese gelen kişilere baktım. Babam endişe dolu sesi ile "iyi misin elisa" Dedi. İyiyim manasın da kafamı salladım.
"Lanet olsun türk askerleri nasıl buldu yerimizi" Diye söylendi açelya. Ben söyledim.
"Bilmiyorum. Açelya ama derhal gitmemiz lazım burdan" Dedi babam korku dolu bir sesle. Açelya elinde olan telefon ile birini aradı. "Bizi hemen çıkışta karşılayın. Şimdilik onları pusuya düşürdük ama fazla zamanımız yok. Evde kalan malları da bir şekilde yok etsinler" Dedi hızlı bir şekilde mal? Yok etme? Cidden ordan gelen para ile mi okudum ben?
"Hepsini vurun bombalayın bir şey yapın burdan çıkmamız lazım... Hayır hiç biri umrum da değil öldür gitsin... Tamam hızlı " Dedi ve kapattı telefonu ne kadar iğrenç bir kadın bu. Elinde olan silah ile saçlarının arasını karıştırdı.
"Tek bir şey sorucam" Dedim aslın da inanıyordum ama yine ufak bşr umut kırıntısı vardı içim de belki yapmamışlardır. Konuşmam ile ikisi de bana döndü.
"O masum insanların canını siz mi yaktınız" Dedim.
"Onlar sandığın kadar masum değil" Dedi babam.
"ÇOCUK ONLAR ÇOCUKLARIN NE GİBİ BİR KÖTÜLÜĞÜ OLABİLİR" diye bağırdım.
"Elisa kapa şu çeneni. Bana bağırmaya hakkın yok seni buralara ben getirdim. Olmasaydım bok gibi sürünür giderdin. Şimdi ya bizimle gelirsin ya da" Dediği sırada sözünü kestim.
"Yada ne sevgili cici annem bana ne tür bir işgence yaparsın yakar mısın? Direkt silah ile mi vurursun?" Dedim gülerek. Sinirlerim bozulmuştu.
"SANA KES SESİNİ DİYORUM. BU ŞEKİLDE DEVAM EDERSE ZATEN SONUN DA GEBERİCEKSİN " diye adeta kükredi. Babama doğru baktım. Oda açelya ile aynı fikirde gibi bakıyordu.
"Sende mi böyle düşünüyorsun. Ben hissediyordum inanıyordum sana " Dedim.
"Kızım bak çulsuzun önde gideniydim. Şuan yediğim önüm de yemediğim arkam da senin de aynı şekilde baksana mesleğini eline aldın" Dedi samimi ama bana göre samimiyetsiz bir şekilde.
"Bu pis para ile buralara geleceğimi bilseydim asla sana ,size muhtaç olmazdım" Dedim.
" Ne o vicdan mı yapıyorsun. Elisa yediğin o paralar ile ne malzeme alındı ve insanlar öldü. " Dedi dalga geçercesine bir yerden bomba sesi yükseldiğin de ufak bi çığılık attım.
Açelyanın elinde ki silahı yere düşürdüğünü gördüğüm de fırsat bilip yerden aldım. Ve ona doğrulttum.
"Askerlere yerininizi ben söyledim" Dediğim de ikisi de şok olmuş bir şekilde bana baktı.
"Neden aralarından biri ile yattın da aşık mı oldun. Sonra yine vicdan yapıp yardım mı ettin ona" Dedi açelya gülerek. Katil olmam için zorluyordu beni.
"kes sesini " Dedim sakin bir tavırla.
"Beni vurursan baban hiç düşünmeden seni vurur" Dedi. Babama döndüğüm de silahını bana doğrulttuğunu gördüm. babam bana silah doğrultmuştu.
"Kendi kızını mı vurucaksın " Dedim.
"Karımı vurursan yapmak zorunda kalıcam" Dedi.
Silah sesleri yaklaşmaya başlamıştı.
Babamın elinde ki silaha tekme atınca yere düşmüştü.
"Bence deneme bunu zararlı çıkarsın kızım" Dedi babam.
"Sen ne kadar iğrenç birisin" Dedim iğrenerek.
"O yardım da bulunduğun askerlere masum insanların kanları, organları,sayesin de doktor olduğunu söylersem sende iğrenç insan konumuna düşersin" Dedi açelya.
"Nefret ediyorum sizden. O kadar iğrençsiniz ki" Dedim.
"Annen de bu cümleyi kurmuştu bize." Dedi açelya. Annem ne alaka şuan.
"Aslın da annene benziyorsun elisa" Dedi tekrardan. seni kışkırtmaya çalışıyor.
"Ben annem değilim." Dedim dişlerimi sıkarak.
"Öfke problemin var elisa. Annen de öyleydi hatırla ani öfkelenmelerin de hep senden çıkarırdı sinirini" Dedi gülerek.
"SANA SUS DİYORUM" Diye bağırdım. Ardından kolundan vurdum açelyayı. Benimle ilgilenen kadın ile uzaltan yakından alakası yoktu resmen bşr canavar olmuştu.
"Faruk koş geliyorlar. Gitmemiz lazım kalsın bu burda sonra bakarız ona " Dedi. Babamı da tutup koşmaya başladılar. Yakınımdan gelen silah sesine çevirdim kafamı.
Umay ateş ediyordu. Kaç el ateş etti bilmiyorum. Orda kala kalmıştım.
"İyi misin " Dedi umay yanıma gelip. Kafamı aşşağı yukarı salladım. Umay telsize doğru "güvende" Dedi.
"Ne durumdasınız" Diye ses geldş telsizden bu Ayazın sesiydi. Neden bilmiyorum ama bu adamın sesini duyunca güvende hissediyordum. Güvende hissettiren bir sesi vardı. Sert ama bi o kadar da şefkatli.
"Neye gülüyorsun sen" Dedi umay. O demese güldüğümün farkın da bile değildim.
"Açelyayı kolundan vurdum." Dedim dan diye.
"Oha amına koyim" Diye bir ses yükseldi telsizden. O ses elbette çelebiydi.
"Asıl ben sana koyim " Diyen Ayazın sesi ile yine güldüm.
"Sen abimin sesine mi gülüyorsun" Diye sordu umay.
"Ne alakası var ne alaka abin şuan o adamın sesine niye güleyim ben. Farkında mısın bilmiyorum ama ben sivilim ve bir çatışmanın ortasındayım. Cici annemi vurdum. Daha önce öyle silah kullanmadım. Omzum çıkmış olabilir" Diye saçmaladım.
"Nefes al elisa nefes al " Diye bir ses yükseldi telsizden.
"Kapatır mısın şu telsizi" Dediğim de umay kahkaha attı. çatışmanın ortasın da adamın sesinden de etkilenmezssin elisa .
Umay ile arabaların olduğu yere gelmiştik tim de geliyordu işleri bitmişti.
Yanımıza yaklaşmaya başladıkların da bu insanlara daha çok hayran kalıyordum. Gerçeği öğrenseler acaba iğrenirler mi benden? Ben bilerek yapmadım ki ama.
Ayaz ile karşı karşıya geldiğimiz de "iyi misin" Diye sordu kafamı sallamakla yetindim. Şuan neden bilmiyorum ama sarılmak istiyordum. Acaba dan diye sarılsam kızar mı?
"Bir şey sorabilir miyim" Dedim tatlı olmaya çalışarak.
"Sor bakalım" Dedi. Yorgun olduğu her halinden belliydi. Ama bir çatışma daha olsa savaşıcak oluşu gözlerinden okunuyordu.
"Sarılabilir miyim" Dedim. Yine tatlı olmaya çalışarak.
"Öyle herkese sarıldırtmam kendimi ben " Dediğin de kaşlarımı çattım ne olur yani sarılsam yanlız hissediyordum burda. Moralimin bozulduğunu görünce "gel gel" Diyip beni kendisine çekti. Kollarımı beline sardım. Bu adam cidden ne kokuyor? Tabi buldum bir dakika bu adam sandal ağacı gibi kokuyor.
Evet sandal ağacı gibi, huzurlu, insanı rahatlatan türden. Kokusu , insana huzur verip sakinleştirici etkisi bırakıyor, sesi ise güven veriyor. elisa bir hoşlanıyor gibisin g? Adam dengemi bozuyor. Ama hoşlanıyor muyum bilmiyorum..
Beni evime bıraktıklarından sonra uyumuş kalmışım. Kalktığım da saat gece 01:14'dü açtım. Mutfağa gitmek için ayaklandım. Buzdolabına baktığım da tencere de biber dolması görmüştüm. Isıtmaya Üşendiğim için soğuk soğuk yemiş. Tekrar odama gelmiştim. Ertesi gün hastaneye gitmiş görevimi yapmıştım. Gayet sakin geçmişti günüm. Eve geldiğim de ezgi nöbetteydi. Kumsal ile biraz oturup konuşmuştuk. Bana edizden bahsedip duruyordu. Tekrar uyumaya gitmiştim. Sabah yine aynı saatim de kalkıp hazırlanmış evden çıkmıştım. Hastane de sadece bir tane ufak operasyona girmiştim onun dışın da yine pek bir şey yapmamıştım.gelen teyzelere ilaçlarını yszıp göndermiştim. Bugün yine nöbetim yoktu ve ezgi yine nöbetteydi. Eve gelmiş yemek yemiş oyslanıcak bir şeyler bulmuştum. Günlerden çarşamba yinr aynı saatte kalmış gitmiştim hastaneye ve kötü haber nöbetim var. Ezginin ise yok. Bugün bir bağırsak ameliyatı yapmıştım zordu. Gece nöbeti de çok zordu. Acil de bir şey olmasa bile havası yoruyordu. Sabaha karşı eve geldiğim de kıyafetlerimi bile çıkarmadan uyumuş kalmışım. Perşembe günü saatlerce duygusal film izlemiş ağlamıştım. Kızlar evde yoktu.
Ve evet o gün geldi tim ile yardıma gidilicekti. Kumsal bir şekilde beni ikna etmişti. Hatta kumsal o tatlı dili ile baş hekim ile konuşup ezginin gelmesini bile sağlamıştı. Ve 2 haftamız o köyde geçicekti.
Atak Timinin başı olan üsteğmen Ayaz Göktuğ kara ile...
.
.
.
Yeni kurgumdur yazım hatası vb. Olabilir şimdiden kusura bakmayın. Yorum yapıp oy verirseniz sevinirim..💜
Okur Yorumları | Yorum Ekle |