Yazar gelincik
@gelincikbulut
HAKKINDA
Ez te wisa hez bikim, wê min bidarve bikin.
YAZDIĞI KİTAPLAR
devam ediyor 7a önce güncellendi Töreden mi Adetten mi Seni Benden Solduran Neydi
@gelincikbulut
Okuma
1.83k
Oy
135
Takip
36
Yorum
8
Bölüm
18
Mardin Midyat`ın tozlu topraklarında, kendi halinde ninesiyle yaşayan on iki yaşındaki Çisem, hayatın zorluklarına rağmen tarlada çalışıp arkadaşlarıyla oyunlar oynayarak günlerini geçirir. Bir gün, Midyat`ın en nüfuzlu ağası Cihat Affan, Çisem`i arkadaşlarıyla oynarken görür ve o an küçük kıza tarifsiz bir hayranlık duyar. Ninesine gidip Çisem`i ister ancak yaşlı kadın, kızın yaşının küçüklüğü nedeniyle bu isteği reddeder. Ağanın öfkesi korkunç olur. Adamlarına yaşlı kadını ortadan kaldırma emri verir. Cihat Affan`ın adamları, Çisem ve ninesinin yaşadığı evi ateşe verir. Yaşlı kadın komalık bir halde hastaneye kaldırılırken, Ağa Çisem`i yanına alır ve ona, "Bundan sonra senin abin benim," der. Ancak Cihat Affan`ın asıl amacı farklıdır: Çisem`i gelecekteki karısı olarak yetiştirmektir. Yıllar sonra Çisem, güzelliği ve zekasıyla Midyat`ın gözdesi haline gelir. Ancak kalbi, hiç beklemediği bir anda, Mardin`e atanan yakışıklı ve idealist komutan Rüstem Beyazıt`a kayar. İki genç arasında filizlenen aşk, Cihat Affan`ı adeta deliye döndürür. Çisem`i kaybetme düşüncesiyle gözü dönen Ağa, bu aşkı engellemek için her şeyi yapmaya hazırdır. Midyat`ın kadim töreleri ve acımasız adetleri, Çisem ve Rüstem`in aşkının önünde aşılmaz engeller oluştururken, Cihat Affan`ın karanlık planları da devreye girer. Aşk ve intikamın kol kola gezdiği bu topraklarda, Çisem ve Rüstem, imkansız bir aşkın savaşını vermek zorunda kalır. Acaba töre ve adetlerin acımasızlığı mı galip gelecek, yoksa kalplerin fısıltısı her engeli aşmayı başarabilecek midir?
devam ediyor 7a önce güncellendi "Kefaretin Adı Aşk: Kaldığın Yerden Öl"
@gelincikbulut
Okuma
25
Oy
0
Takip
4
Yorum
1
Bölüm
1
Bir mafya babası, karısı ve kızını kaybettiği o korkunç trafik kazasından sonra, hem geçmişinin hem de kaybının kefaretini ödemek zorunda kalır. Kazaya sebep olan genç avukat, hayatının en büyük hatasını yapmıştır ve şimdi yalnızca mesleki değil, kişisel hayatında da tüm yükü taşımaktadır. Öfke, acı ve intikam arasında sıkışmış bu adam, karısının ölümüne sebep olan avukatı mahkemede değil, evinde, gözleri önünde diz çökmeye zorlar. Otizmli kızıyla birlikte, bu savaşın en acımasız kurbanı olmamak için avukat, yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgide kalır. Aşk burada bir ödül değil, bir kefaret olur. Zoraki bir bağ kurulur. Ve o bağ, hem yaşamın hem de ölümün anlamını değiştirecek kadar güçlüdür. Aşk ve nefretin iç içe geçtiği, geçmişin ve suçun silinmez izlerini taşıyan bir hikâye... Burada kalan sadece bir şey vardır: Ödeyeceksin. Yaşayacaksın. Ama öldüğün yerden devam edeceksin.
devam ediyor 7a önce güncellendi Bir Gece, Bir Soy: Ağanın Düşüşü
@gelincikbulut
Okuma
44
Oy
0
Takip
6
Yorum
0
Bölüm
1
Yakışıklı, karizmatik, kudretiyle Midyat’ta sözü geçen bir ağa… Ve bir gecede çöken itibar, sarsılan soy, delip geçen ihanet. Ağa Mirza Turhan, kadınların hayalini, erkeklerin korkusunu temsil eden bir adamdı. Ancak dayısının kumar borcu, onu karanlık bir pazarlığın ortasına sürükledi. Mirza`nın en büyük düşmanı, bir kadını silah gibi kullandı. O gece olanlar sadece bir tutku değildi—bir imparatorluğun çöküşünün başlangıcıydı. Görüntüler yayıldı. Aşiret ayaklandı. Şeref yere düştü. Mirza, intikam için kadını bulduğunda... karnında kendi kanını taşıdığını öğrendi. Aşk mıydı bu, yoksa soyun laneti mi? Ağa olmak kolaydı... Ya adam kalmak? Tutku, şiddet, ihanet ve kaderin iç içe geçtiği bu roman, sınırları zorlayan bir aşkın ve bedeli kanla ödenen bir gecenin hikâyesini anlatıyor.
devam ediyor 7a önce güncellendi Agirê Dil – Çendî Dijwar e *(Kalbin Ateşi – Ne Kadar da Zordur)
@gelincikbulut
Okuma
45
Oy
4
Takip
8
Yorum
0
Bölüm
3
Sivas’tan Nusaybin’e uzanan, ateşle yoğrulmuş bir aşkın hikâyesi bu. Güneydoğu’nun güçlü ve korkusuz ağası, herkesin önünde diz çöktüğü, merhametiyle değil, kudretiyle anılan bir adam... Bir nişan için Sivas’a gelir ama o gece her şey değişir. Düşmanlar pusudadır, kurşunlar nişanı kana bularken ağanın abisi gözlerinin önünde can verir. Kendisi ise ağır yaralı halde hastaneye kaldırılır. O hastane… Yaralı bedeninden çok, kalbindeki derin boşluğu dolduran biriyle tanıştırır onu. Lösemili çocukların yanında, umutla gülümseyen, şarkılar söyleyen, adını bilmediği bir kızla... O kız, onun hayattaki en büyük umudu olur. Yedi yıl sonra, yollar yeniden kesişir. Bu kez bir moda şirketinde, başarılı bir stilist olarak çıkar karşısına o kız. Ağa, şirketi satın alır, onu kişisel asistanı yapar. Ama bu aşk, masum bir karşılaşmadan ibaret değildir artık. Kızın hasta ve yatalak kardeşinin tedavisini üstlenir. Karşılığında ise altı ay ister. Altı ayda ya ona âşık olacak, evlenecek ve çocuk yapacak… Ya da her şey bitecek ve bir daha asla onun peşine düşmeyecektir. Zorla değil… Aşkla, sabırla, yavaşça… Agirê Dil; kayıpların, arayışların, acıların ve beklenmedik bir tutkunun romanı. Bu, bir adamın kalbinde kavrulan kadın için yandığı ateşin ve bir kadının zamanla aşka inandığı hikâyedir.
Loading...