22. Bölüm

22.BÖLÜM.

Gece`nin Siması.
gezegendekiokur_

3

2

1

 

GOO

 

"İntikam almanın hayalini kurarken,gerçeklerin acısı her geçen gün daha derindi. Ama anladım ki,başkalarından aldığın her yara,bir gün seni de savunmasız bırakır. İntikam almak,aslında sadece daha fazla kayıp demekti. O yüzden, zamanla ruhumdan daha çok şey kaybettim."

 

"Ya abla uyan artık,kış uykusuna mı yattın?" Diye başımda bağıran velede baktım tek gözümü açarak. Ne var aq sabah sabah?

 

"Velet,defol odamdan!" Dedim gözümü tekrar kapatarak. Git babasını satayım!

 

"Abla okul var bugün,unuttun mu? Uyan artık!" Dediğinde sağ gözümü açtım. Hassiktir. Okul vardı!

 

Yatakta doğruldum ve gözlerim kapalı şekilde,"Tamam çık sen,hazırlanıp geliyorum!" Dediğimde inanmasa da çıktı. Ergen velet.

 

Hızla yataktan kalkarak banyoya ilerledim,ılık bir duş aldıktan sonra eşofman-sweet ikilisi olan formamı giydim. Çok yakışıyor be!

 

Saçlarımın iki tutamını alarak küçük bir toka ile arkada sabitledim. Aşırı güzelim lan. Erkek olsam kendime yürürdüm. Göz damlamı sıkıp lensimi de taktıktan sonra bir iki fıs parfüm sıkıp çantamı ve emekli olan telefonumu alıp aşağı indim. Elimde tuttuğum astım ilacımı cebime attım.

 

Başıma belaydı!

 

Kaçak cinimin takmamı gerektiği fuları bileğime bağlamıştım. Ortadan kaybolduktan sonra biraz daha sorgulamıştım ancak sonra siktir ederek eve gelmiştim.

Aşağı inince baydemir family hep beraber salonda oturuyordu. Aman ne güzel!

Plan değişti a dostlar!

Kimseye soğuk yapmayacaktım, tam tersini hepsini kendime bağlayacak ardından gidecektim burdan. Olmayan sikimde bile değiller! Saçımı keserek başıma birde cin musallat ettiler!1

"Günaydın baydemir family!" Dedim sesimi yükselterek.

Hepsi koro halinde Günaydın deyince içimden küfrettim. Olmaz öyle aq!

"Çağıl birader,sana bütün küfürlerimi itinayla teslim ediyorum!" Dediğimde herkes gülerken çağıl somurtmuştu.

Lodos ve kartal yan yana oturuyordu. İkisi arasını açıp beni oraya çağırdılar.

Lodos hemen kolunu bana sararak saçlarımı öptü.

"Günaydın küçüğüm." Dediğinde sıcacık oldum. İstisnasız en sevdiğim lodostu ardından kartal. Başımı sallayarak karşılık verdim.

"Günaydın güzelim." Dedi kartal gülümseyerek.

"Günaydın daktır civanım!" Dedim. Dediğime herkes gülmüştü. İçeri giren gece ile ters bakışlarım onu buldu. Öldüresim var şuan aq!

"Günaydın herkese." Dedi sakin bir şekilde. Sonra kuzeyin boş olan yanına oturdu.

"Efendim,kahvaltı hazır." Diyen abla ile hepimiz ayaklandık,gamzelim beni kolunun altına almıştı. Eriyorum hocam.

Masaya oturunca peder beyin afiyet olsun demesiyle yemeye başladık. Tabi ben pek birşey yiyemiyordum. Sadece iki tane poğaça almıştım tabağıma. Yemeğimi bitirip diğer aç ayıları beklemeye başladım. Ne çok yemek yiyorlar öyle?1

"Biriciğim." Diyen peder bey ile ona döndüm. Gece de dönmüştü. Ancak fark edilen tek şey,peder beyin sadece bana biriciğim diyor olmasıydı.

"Efendim peder bey?" Dedim merakla. Peder Dediğimde gözleri parlamış bey Dediğimde ise homurdanmıştı.

"Babamlar artık seni görmek istediğini söylüyor. Bu akşam gelecekler sorun olmaz değil mi?" Diye sordu. Sorun değil canım,ne sorun olacak?

"Sorun değil. Gelsinler." Dedim sakince.1

"Haftaya da bizimkiler gelecek kızım." Diyen efsan hanımı başımla onayladım. Abi tayfası ve gece konuşmuyordu sadece dinliyorlardı.

"Gelsinler efsan hanım." Dedim.

Gerisi sessizlik içinde geçmişti. Benim için daha iyiydi. Kaçak cin ne zaman ortaya çıkar bilmiyordum,yada sadece zihnimin bana bir oyunuydu. Delirmiş olabilirdim.

🎭

Sırtımda binlerce yara taşıyorum;her biri,içinde yüzlerce anıyı saklayan bir mühür gibi. Her adımda o anılar yeniden kanıyor,yeniden yakıyor içimi. Zihnimin derinliklerine çöreklenen bir karanlık var artık. Öyle bir karanlık ki, zamanla bana herkese her şeyi,gözümü kırpmadan yapabilecek bir kudret bahşediyor. Umursamazlığın, acının ve öfkenin yoğurduğu bir güç bu.

Bazen içimde yükselen o duyguya kapılıp gitsem,ardıma bile bakmadan herkesin cezasını verebilirim. Öyle sinsi,öyle sessiz bir hançer gibi hissediyorum kendimi;kimsenin görmediği yerden saplanan,ama herkesin canını yakabilecek kadar keskin. Ve evet,bana yapılan hiçbir şeyi unutmuyorum. Ne bir sözü, ne bir bakışı, ne de bir ihaneti...Hepsi sırayla kazılı içime.

İntikam...Adı bile soğuk,adı bile keskin. Belki de onunla bir bütün olmayı düşündüğüm gecelerim oldu. Haksızlıklarıma,kayıplarıma, içimdeki kırılmış çocuğa tek bir cevap verebilirmiş gibi hissettirdiği anlar...Ama sonra kendime döndüm. Çünkü ben asla o kadar aşağılık biri olmadım. Hiçbir zaman karanlığa teslim olamadım. Belki içimde taşıdım o nefreti,ama ellerim kirlenmedi. Ruhum,ellerimden daha temiz kalabildi.1

Bana her şeyi yapabilecek bir kudret yüklediler belki,ama ben o gücü,Onları affedemeyecek kadar kullanmadım. Çünkü bazen en büyük intikam,insan kalabilmektir.

Şeref ve Akif Ersoy intikamımın en keskin ucunu tadacaktı.1

İnsanlar ne kadar acımasızdı değil mi?

Dünya kirli veya kötü değildi. Dünya,kirli zihniyetli insanlarla dolu olduğu için kötü biliniyordu. Asıl kirli ve kötü olanlar insanlardı.

Bugün çok edebiyat yaptın be. Fabrika ayarlarına döner misin lütfen kaylacım?

İyi tamam be,dememdim birşey.

Neyse neyse.

Öyle işte dostlar!

Şuan ne mi yapıyorduk? Okul bahçesinde durmuş birbirimize tuhaf tuhaf bakışlar atıyorduk. Acaba niye? Mal olduğumuz kessin ama konumuz o değil!

"Ben sınıfıma gidiyorum,ne halin varsa gör!" Dedi kuzey ve güneyi yanına alarak okula ilerledi.

Buda ergen aq.

"Dersim başladı ve ilk dersimiz çok katı bir hocaya. Gitmem lazım,üzgünüm bebeğim." Diyen geceye göz devirmemek için zor duruyordum. İyi be gidin,kendim bulurum!

"Tamam,görüşürüz." Dedim. El sallayarak okul kapısına doğru ilerledi.

Yüzsüz gibi birde samimi olmaya çalışıyor,aptal ikizim.

Kurt uyur,düşman uyumaz!

O ne alaka be?

​​​​​Ne bileyim,içimden geldi. Neyse konumuz pezevenk düşmanlar değil.

Bende kendimle olan saçma sapan konuşmama son verip girişe yöneldim. Kapıda duran güvenliğe doğru yaklaştım,beni görünce oturduğu yerden kalktı.

"Buyur kızım,ne istemiştin?" Diye sordu. Ellili yaşlarda gibi görünüyordu bey amca. Tontiş ihtiyar.

Amca ne diye çalışıyorsun? Evlatların baksın sana. Sen yıllarca büyütmüşsündür şimdi! Nankör evlatlar.

Belki adamın çocuğu yok? Belki de evli bile değildir anasını satayım.

Salak mısın cemile? Anasını satayım değil,babasını satayım olacak! Vallahi senin aboneliğini kapatırım kızım,sus!

"Ben yeni öğrenciyim amca,müdürün odasını soracaktım." Dedim hafif gülümseyerek. Adamda gülümseyip,

"Hoşgeldin kızım,müdürün odası ikinci katın girişinde soldan ikinci kapı." Dediğinde teşekkür ederek merdivenlere yöneldim. Niye her yerde merdiven var aq? Hiç mi üşenmediniz yaparken?

Bazen ciddi ciddi düşünüyorum bunu biliyor musun?

Valla bende.

İkinci kata geldiğimde soldan ikinci kapıyı çaldım,içeriden gir onayını alınca kapıyı açıp içeri girdim.

"Sen yeni öğrenci olmalısın?" Diye sorarcasına konuşan müdürü başımla onayladım.

20 dakikadır okul kurallarını anlatıyor babasını satayım! Ulan zaten yarısını unuttum. Unutmasam bile uygulamazdım,net.

"Sınıfın,11/A. İyi dersler." Diyen müdüre başımı salladım ve kaçarcasına çıktım odadan.

5 dakika boyunca da sınıfı aramıştım. Okula girdim gireli bir sınıfa ulaşamadım aq. Leyla ve mecnun gibiyiz şuan sınıfla.1

Sınıfı bulunca kapıyı çaldım ve sınıfa girdim. Onay vermesini beklemeye ne gerek vardı? İngiltere kralı mı bu hoca?

"Sen yeni öğrenci olmalısın?" Diye soran hocayı başımla onayladım. Taş gibi maşallah. Taş çatlasa 26 yaşındaydı. Genç,bekar ve yakışıklı öğretmen!

Ona 'salak mısın cemile?' bakışlarımı atıyordum ama o anlıyor muydu orası meçhuldu.

"Ordan bakınca eskiye benzer bir halim mi var hocam?" Diye sordum. Hafifçe gülerek başını iki yana salladı. Anlamadım ama neyse,anlamış gibi yapıyoruz.

Gülüşü güzelmiş be. Zalımın oğlu.

Kızım sen kimlere gönül kaptırıyorsun? Bizim kaçak cinimiz var kendine gel!

"Tanıt kendini bakalım." Dedi Taş hoca bana bakarak. Memnuniyetile prens hazretleri.

"Adım Asi falan. 17 yaşındayım işte gereksiz bilgiler boş verin ne yapacaksınız? Yaşımın size bir faydası olmaz diye düşünüyorum." Dedim. Hepsi güldü bu dediğime,parazitler!2

Fark ettim de Gece de burdaydı.

Ulan peder bey!

Neyse.

Serseri tipli bir çocuğun yanı boştu. Şerefsize benziyordu çocuk. Neyse bir yanlışı olursa tahtalı kötü ziyarete gönderirdik bir kaç günlüğüne. Bedava tatil,tüm masraflar benden!

Sen çok fenasın kızım. Bazen ben bile yetişemiyorum sana.

Ona içten içe göz devirdim. Sen benim içimdesin ve sen bile bana yetişemiyorsun! Öyle bir zeka,öyle bir sinsilik işte. Neyse.

Çantamı oraya fırlatıp kendimde sakince oturdum.

Hoca kendini tanıttı,

"Adım Kutay. 26 yaşındayım,matematik hocasıyım memnun oldum Asi." Diyerek gülümsedi. Samimi birine benziyordu.1

"Bende hocam." Dedim.

Hoca pek bir şey işlememişti. Zil çalınca kimseye görünmeden direkt tuvalete yürüdüm. Bunu neden yaptım bilmiyorum ama içimden bir his oraya gitmem gerektiğini haykırıyordu sanki.

Geceyi sonra da görebilirdim. Ayrıca aynı evde de yaşıyoruz aq. Neyse konumuz gece değil!

Tuvalete girince karşımda bir adet kaçak cin görmeyi beklemiyordum.2

Şuan tuhaf tuhaf bakışıyorduk.

"Naber lan,kaçak cin?" Diye sordum sırıtarak.1

🎭

Of selam aq. Dün bölüm atmadım sorun bakalım niye.

NİYE??

Bölümü yazarken uyumuşum ve bir uayndım sabah olmuş. Nasıl oldu bende anlamadım. Ve bugün uzun bir bölüm yazmıştım,baya uzundu,iki bölüm denebilecek şekilde uzun. Tam bölümü yayınla butonuna basacaktım ki çekmedi birden. Tekrae girdiğimde silindiğini gördüm. Sadece 876 kelime kalmıştı. Diğer bölümlerin aksine bu bölümün yedeği de yoktu. Üzüldüm. Keşke diğerleri gibi yedeği de olsaydı. Neyse olmuşa çare yok bugünde bu kısa ile idare edin zaten artık bölümler uzun uzun olacak.1

Nasılsınız iyi misini? Umarım iyisinizdir.

(En başta sormam gerekiyordu sanki?)

neyse oy verip yorum yapmayı unutmayın.

 

 

 

 

 

Bölüm : 09.04.2025 22:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...