25. Bölüm

25.BÖLÜM.

Gece`nin Siması.
gezegendekiokur_

3

2

1

GOO

"Geçmişim,unutmam gereken gerçeklerle dolu. Her hatırlayışımda içimde bir şeyler eksiliyor. Bazı anılar silinmiyor,sadece daha sessiz bağırıyor. Ve en acı olanı da,o sessizlikte kenimi kaybediyor oluşum."1

 

 

 

 

... MARVİN TALAY'IN AĞZINDAN.

Öfkeliydim,içimde her şeyi yakıp yıkacak bir öfke vardı. Her insanın içinde öfke vardır,bazılarında bastırılmış bazılarında dışa vurulmuş. Tıpkı hepimizin beyninin sorunlu olması gibi,hiçbir insan normal değildi,her büyüyen insanın zihni deliriyordu. Bazıları bastırılmış,bazıları dışa vurulmuş. Dünya tozpembe değildi ve hepimiz bunu biliyorduk,sadece bazıları buna kanmayı seçiyordu.

Vahşet hakimdi dünyaya,el kadar bebeklerin öldüğü,güçlünün ve kötünün her zaman kazandığı,barbarca bir savaşın içindeydik. Belki en masumumuz bile.

Bunu yapan dünyaydı,bu pis dünya. Her saniye görüp artık normal karşıladığımız vahşet dolu ölüm haberleri,büyük savaşlar,açlık,hastalıklar ve daha nicesi. İşte bu yüzden hepimiz deliydik,normal bir insanın kaldırabileceği bir gezegen değildi dünya.

Çok saf,temiz ve masum insanlar tanımıştım hayatım boyunca. Ve onlar da bu pis dünyanın zulmüne dayanamamış güzel insanlardı. Deli diye geçirdiklerimiz aslında deli değildi,daha az delilerin delirttiği masum insanlardı. Dünya acı ve keder dolu bir gezegendi. Bazılarımız bunu kaldırabilecek kadar kötülük barındırıyordu sadece içinde, bazılarımız da dayanamıyordu.

Asi'mde onlardandı işte. Bu pis dünyanın,kirliliğine dayanamamıştı masum ruhu. Küçük yaşta annesi sandığı kadını gözlerinin önünde kaybetmişti,babası sandığı adam hiçbir zaman olması gerektiği gibi bir baba olamamıştı.

Küçük bebeğim,dayanmıştı bu acıya,kedere. Onunla gurur duyuyordum. Henüz 17 yaşında olmasına rağmen çok güçlüydü,hayat onu erken olgunlaştırmıştı.

Onu deliler gibi seviyordum. İçime saklamak istiyordum,kimse zarar vermesin istiyordum ancak alacağı en büyük yarayı almıştı ve ben bu lanet evrende tıkılıp kaldığım için yardım edememiştim!

En çokta bu yüzden nefret ediyordum Davin'den.

Çok güzeldi Asi. Fazla güzel. Onu her şeyiyle kabul ediyordum ben,elbet kalbini kazanacaktım bir gün.

Bahsederken gülüşünden...

Bakma papatyalar da biliyordu sana kavuşamayacağımı. Bende biliyordum üzülmemi istemedikleri için solduklarını. Papatya masum,ben masum,oturduk senin masum gülüşünden bahsettik.

Bahsederken gülüşünden, papatya güzelleşti ben ise umutlandım. Umut,güzel olan şeylerin yaşanması için sebep değil miydi? Ben umut ediyordum. Onunla güzel bir geleceğim vardı. Emindim. Umudum tazeydi.

Karşısındaki davine bakıyordu. Okyanus gözlerine hüzün çökmüştü. Ama yine de dik duruşundan ödün vermedi.

 

 

 

 

Asi Kayla'nın Anlatımından.

Bana öylece bakan kadına baktım. Birşey hissetmiyordum. Hayır,ona kızmıyorum. Çünkü o gerçek bir insan bile değildi.

"Asi kızım," Diye fısıldadı. Umurumda değilsin meltem. Veya davin mi demeliydim?

Sen mi gerçek ismini söylemek istersin meltem-1

Sus be başlama yine.

"Gidelim marvin." Dedim hala ona bakarken.

"Konuşabilir miyiz?" Diye sordu gözleri dolu dolu. Konuşmayız bacım.

"Hayır!"Dedim net bir sesle.

Ve marvini kolundan tutarak peşimden sürükledim.

"Kendi dünyamıza dönebilir miyiz artık?" Diye sordum ona.

Kafasını salladı ve buraya gelmeden önce yaptığımız şeyi yaptık. Gözlerimi açtığımda yine sahildeydik. O anları düşünmek istemiyordum. Karanlık ormanda gördüğüm gözler geldi aklıma,tenim ürperdi.

Bu işleri başıma saranın da sol götünü sikeyim.

O nasıl küfür lan?

Çok yaratıcıyım sus!

Bu lanet cin bana aşık olmasaydı belki de herşey daha kolay olurdu!

"Bana biraz daha anlatsana." Dedim marvine doğru dönerek.

"Neyi?" Diye sordu. Harbi gerizekalısın kardeş!

"Şu kuralları falan." Dediğimde anladığına dair sesler çıkarmıştı.

"Lanetliler için tek bir kural var,partnerine aşık olma."Deyince gözlerim marvini buldu.

Daha da emin olmak için tekrar sordum.

"Umarım bana aşık olmamışsındır marvin." Dediğimde,başını sallayarak,

"Oldum."

"Seni lanet olası cin! Ola ola bana mı aşık oldun?"

"Öyle deme,kalbime girmeyi başardığın için mutlu olman lazımdı." Dedi. O evrene göre o şuan 254 yaşındaydı. Vay amına koyayım,yaşa bak.1

Gülerek,"Senin yaşta şimdiye ölmen,kalbinin de olmaması lazımdı. Maalesef dedeler ilgimi çekmiyor."

"Dede diyip geçme. Hala işlev görüyo-" lafını kesip,1

"Hiçbir şekilde ilgimi çekmiyorsun lütfen bana aşık olmamaya çalış." Dedim. Gözlerinde oluşan kırgınlığı gördüm. Napayım yani? Ölelim mi?

"Bence ikimizin çok güzel çocukları olur!" Dedi arsızca sırıtırken. Ulan!4

"Sapık cin! Çıkar o düşünceleri olmayan kafandan. Daha 17 yaşındayım ben!" Dedim yüzümü buruşturup.2

Arsızca gülmeye devam ederken,"Güzelim ben şimdi demedim ki,ilerde belki." Dedi. Ve bir gerçek daha yüzüme tokat misali çarptı.

Benim çocuğum olamazdı. Anne olma hakkım elimden alınmıştı.

"Bence deney-" cümlesini bitirmesine izin vermeden ben başladım konuşmaya,"Benim çocuğum olamaz marvin. O hakkım elimden alındı!" Dediğime yeni hatırlamış gibi bakışlarını kaçırdı. Onun suçu değildi zaten,10 dakikalığına herşeyi unutup normal bir sohbet etmiştik en azından.

Ya ne sohbet,çocuk yapma yolunda ilerliyordunuz. Edepli gençler sizi.3

Göz devirme emojisi! Neyse artık eve gideyim babasını satayım,herşeyi anlatıp çıkıp geldik. Merak etmişlerdir belki.

"Neyse lan,siktir et. Hadi beni eve ışınla yakışıklı." Dedim göz kırparak.

Gülerek beni yine göğsüne çekti.

Alışırım,yapma.

Burayı sevmiştim. Gözlerimi açtığımda evde olduğumu gördüm. Bu ışınlanma özelliği bende olacaktı varya!

"Görüşürüz aybalam." Diyen marvine el salladım. Kapıyı çaldım ve içeri girdim. Hepsi bıraktığım gibi oturuyordu. Hepsinin gözleri kızarmıştı. Geldiğimi gördüklerinde hepsinin yüzünde bir rahatlama ifadesi oluştu. Peder bey yavaşça ayağı kalktı ve yanıma geldi,

"Konuşalım mı biraz biriciğim?" Diye sordu çatallı çıkan sesi ile. Başımı salladım,beraber odama çıktık. Yatakta karşılıklı oturduk. Gözlerimin içine baktı.1

"Seninle ilk kez göz göze geliyorum...Ama bu kalp,seni yıllardır tanıyormuş gibi atıyor. Ne söylesem az,ne desem geç kalmışım. Keşke büyürken yanında olsaydım...İlk adımını,ilk düşüşünü,ilk gülüşünü görebilseydim." Dedi gözleri dolarken.

"Hep babam tarafından sevilmek isterdim. Bir gün düşünürdüm, beni sevse 'Acaba nasıl severdi?' diye çok düşündüm. Şimdi karşımda gerçek babam var...ama içimdeki kırgın çocuk hala orda duruyor." Dedim.

"Haklısın. Sana vereceğim sevgiyi yıllarca diğer çocuklarıma verdim. Her doğum gününde,her göz yaşında yoktum. Ve bu yokluk beni içten içe bitirdi. Ama şimdi burdayım. Eksik kalan ne varsa,tek tek tamamlamak istiyorum." Dedi titreyen sesiyle.

"Geç kaldın baba...ama yine de geldin. Bu kalp kırık olsa da hala sıcak. Belki sarılamayız,ama birlikte yaraları sarmayı öğrenebiliriz." Dedim titrek bir nefes alarak.

"Sana 'kızım' demek bile boğazımı düğümlüyor. Ama eğer izin verirsen...hiç bir şey için geç kalmayacağım." Dedi ve devam etti,

"Biliyor musun,adını ilk kez duyduğumda...sadece bir isim değildi. Sanki içimde unuttuğum sandığım bir his yeninden canlandı. Yıllarca elimden kayıp giden zamanın bir ismi vardı artık. Senin ismin." Dedi.

"Ben yıllarca baba sevgisi bekledim. 'Baba' dedikleri o şeyin nasıl hissettirdiğini hep merak ettim. Bir gün karşıma çıkacağını hiç düşünmemiştim...Ama şimdi burdasın ve ben ne hissedeceğimi bilmiyorum." Dedim.

"Bilmeni isterim...seni hiç unutmadım kaybolduktan sonra. O kadar çok gece oldu ki,sadece bir an bile olsa,sesini duymayı,'baba' dediğini hayal etmeyi istedim. Ama cesaretim yoktu. Sen büyürken ben bir yabancı oldum. Hem sana,hem kendime." Dedi gözünden bir damla yaş akarken.

"Geceleri penceremin önüne oturur,'Babam neden sevmiyor?' Diye sorardım kendime. Herkesin babası vardı,seviyordu. Benimki neden sevmiyordu? Bu sorularla büyüdüm. Ve her cevapsız gece beni biraz daha eksiltti." Dedim gözlerim dolarken.

"Hayat bazen yanlış insanları haklı sebeplerle susturur. Ama hiçbir sustuğum şey,seni sevmediğim anlamına gelmez." Dedi.

Kafamı kaldırıp gözlerinin içine baktım,

"Sevgiyi duymadığım yerden hissetmeye çalıştım. Bu kalbim hala çocuk...korkuyor,kırık ama bir yanım hala seni tanımak istiyor. Çünkü sen tanımadan özlediğim tek kişisin." Dedim.

Titreyen elini titreyen elimin üzerine koydu.

"Eğer istersen...belki sıfırdan başlayamayız ama, kaldığımız yerden yürüyebiliriz. Her doğum gününü,her üzüntünü yaşayamasam da...bugünden sonrasını kaçırmak istemiyorum. Bu kez yanındayım. Gerçekten." Dedi elimi sıkarak.

Sol gözümden iki yaş ardı arında firar etti.

"Yaraları sarar mıyız bilmiyorum ama...belki artık birlikte kanamasına izin vermeyiz." Dedim. Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Bir saniye bile tereddüt etmeden kollarımı ona doladım. Babamın kolları güven vericiydi. O sevgiyi hissediyordum.

Ben babamı kabul etmiştim.

🎭

Selam selamm nasılsınız?? İyisinizdir umarım,hep iyi olunnnn3

Bölün nasıldı??

Oy verip yorum yapmayı unutmayın!

Dilenci değilim ama oy verir misin? Lütfennnn😔1

Görüşürüz1

 

 

 

Bölüm : 12.04.2025 21:43 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...