
Yeni bölüm geldiiiii
Nasılsınız, görüşmeyeli?
Efendim sebebi ziyaretimiz belli. Gençler birbirini görmüş beğenmiş bize de aracı olmak düşer. Allah'ın emri peygamberin kavliyle oy ve yorumlarınızı bölümüme istiyorum.
Oy ve yorumlarınızı çoooook az. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
KEYİFLİ OKUMALAR
▪️▪️▪️▪️▪️
Göz kapaklarının üzerinde binlerce ağırlık varmış gibi hissediyordu, Günçiçek. Etrafında dönen sohbeti duyabiliyordu ama gözlerini bir türlü açamıyordu.
Gözlerini açmaya çalıştı ama göz kapakları birbirine yapışmış gibiydi. Durup kafasını toparlamaya çalıştı. En son ne yapmıştı? En son dışarı çıkmıştı. Evet, evet dışarı çıkmıştı ama neden çıkmıştı. Ferhat! Evet, evet Ferhat'a bakacaktı. Peki sonra ne olmuştu. Birilerini konuşurken duymuştu. Ne duymuştu?
"Fırat Bey tarlada çıkan arbedede kolundan vurulmuş..."
Az önce birbirine yapışmış zannettiği göz kapakları anında açıldı. Yataktan doğrulmaya çalışırken bir kol uzanıp engel oldu. Başını anında onu durduran kolun sahibine çevirdi.
"Otur kızım," dedi Sakine Hanım.
Günçiçek'in gözleri doldu. "Fırat," diye mırıldandı.
Sakine hanım gelinin yanına oturup açık saçlarını okşadı. "Fırat iyi kızım, yolda geliyor."
"Ama an-" diye konuşmaya çalıştı Gülçiçek ama Sakine Hanım hemen engel oldu. "Kızım, Fırat iyi. Kurşun sıyırmış yalnız. Çoktan yola çıktılar, birazdan burada olurlar."
Günçiçek hiç istemese de başını sallamak zorunda kaldı. Şu an kalksa da hiçbir şey yapamayacağını biliyordu.
Odanın dışında bağırış sesi gelmeye başladığında Günçiçek, Sakine hanıma döndü. "Ne oluyor ana?"
Sakine hanım kapıya doğru giderken, "Ferhat, görmüş bayıldığını. Seni öyle görünce çok korkuttu. Zor tutuyoruz. Açayım kapıyı da gelsin," dedi. Kapıyı açtığı an Ferhat içeri girdi.
Annesi gibi olan masmavi gözleri ve küçük burnu ağlamaktan kızarmıştı. Annesi gördüğü an gözleri yine doldu. "Anne..." dedi kısık bir sesle. Annesine sıkıca sarılmak istiyordu ama annesinin kollarını açmasını bekledi.
Oğlunu böyle gördüğü an Günçiçek'in de gözleri doldu. "Annem," dedi kollarını açarken. Ferhat anında annesinin kollarında yerini alırken burnunu annesinin saçlarına gömdü.
Günçiçek oğlunun siyah saçlarını okşayıp öptü. "Aşkım, niye bu kadar ağladın?"
Ferhat annesinin boynunda olan kollarını daha da sıkılaştırdı. "Gitme," diye fısıldadı.
Günçiçek'in gözlerinde bir damla yaş akıp dudaklarına karıştı. Oğlunu tekrar içine saklamak ister gibi sarıldı. "Şşh korkma, gitmiyorum." Oğlunun saçlarını defalarca öptü, Günçiçek.
Anne oğlu dakikalarca öyle durdu. Ne Günçiçek ayrıldı oğlundan ne de Ferhat ayrıldı annesinden.
Günçiçek kucağında oğlu varken sırtını duvara yasladı. Elini yavaşça oğlunun sırtında gezdirdi. "Aşkım," dedi oğlunun saçlarını öperken.
"Hmm," diye bir ses çıktı Ferhat'dan.
"Bırakacak mısın, beni?"
Bu sefer, "Iıı-ııı," dedi Ferhat.
Günçiçek gülümseyerek dudaklarını oğlunun toplum yanaklarına bastırdı. Ferhat gülümseyerek annesini tekrarladı. Annesinin kucağında yükselip annesinin yanaklarını öptü. Başını annesinin boynuna gömüp küçük elinin Günçiçek'in yanağına yerleştirdi. Küçük eli annesinin yanağını usul usul okşarken gözlerini kapattı.
Korku, küçük bedenine ağır gelmiş olmalıydı ki kısa sürede uykuya kaldı.
Günçiçek dakikalarca oğlunu izleyip saçlarından öptü.
Kapı yavaşca aralandığında Günçiçek'in eli bir an durmuş olsa da gelen kişiyi görünce devam etti.
Melek, gelip Günçiçek'in yanında otururken bakışlarını kısa bir an Ferhat'a çevirdi. "Çok mu korkmuş?"
Günçiçek başını sallayarak cevap verdi. "Çok korkmuş. Bi' tanem, nasıl korkmasın?"
Melek söylemenin tam zamanı olduğunu düşünerek, "Yakında iki tenen olacak?" dedi.
Günçiçek'in oğlunun saçlarını okşayan eli durdu. Başını aniden Melek'e çevirip ne demek istiyorsun dercesine gözlerine baktı.
Melek'in yüzünde ima dolu bir gülüş belirdi. "Hayırlı olsun Günçiçek, gebesin."
"Ne?" diye bir kelime kaçtı dudaklarından. Başını eğip düşündü. Hamile olabilir miydi? En son ne zaman adet olmuştu. Düşündü, düşündü ama aklına gelmedi. Kahretsin bu kadar uzun zamandır olmamış mıydı? Nasıl fark etmezdi?
Başını hızla kaldırıp "Emin misin, Melek?" dedi.
"Ben mi emin olacağım Günçiçek? Düşün; günlerdir miden bulanıyor aynı zamanda bayıldın. Sanırım günün de geçmiş, eee daha ne olsun? Ebe kadında söyledi gebe olduğunu."
Günçiçek'in eli istemsizce karnına gitti. Şimdi burada bir can mı vardı? Hemde sevdiği adamdan bir parça. İkinci hamile oluşuydu ama sanki ilk kez hamile olmuş gibi hissediyordu.
Ferhat'ta olduğu içi tarifsiz bir mutlulukla doldu. Tekrar anne olacak, sevdiği adam tekrar baba olacaktı. Ferhat! Ferhat abi olacaktı. Bundan daha güzel bir haber olabilir mi?
Gözlerinden bir damla yaş akıp yüzüne karıştı. Bir an bunu Fırat'a söylediğini hayal etti. Acaba mutlu olur muydu? Ah, saçma bir düşünceydi bu! Elbette mutlu olurdu. Zaten ilk hamileliği yediği kurşundan dolayı riskli geçmişti. Her an bir şey olur korkusuyla doğru düzgün geçmemişti günü. Ama bu sefer güzel olacaktı. Hissediyordu.
Elini karnında gezdirdi. Kız mıydı yoksa erkek? Anne, hisseder derler. Günçiçek oğlu doğmadan önce erkek olacağını hissediyordu. Sürekli ekşi yediği için kaynanası kız olacağını söylese de o hep erkek olacağını hissediyordu.
Yine içindeki ses fısıldadı. Yine cinsiyetini hissediyordu ama dile getirmedi, Günçiçek. Hayırlısı olsun dedi içinden. Hayırlısı ne ise o olsun.
"Anne," oğlunun sesini duyduğunda daldığı düşüncelerden sıyrıldı Günçiçek. Bakışlarını oğluna çevirip gülümsedi. Şimdi oğlu şuncaacık boyuyla abi mi olmuştu?
"Anne, niye ağlıyon?"
Günçiçek ancak o an gözlerinden yaşlar aktığını fark etti. Melek odada değildi. Çıkmış olmalıydı ama Günçiçek bunu fark etmeyecek kadar dalmıştı.
"Boşver anneciğim. Sen niye uyandın? Ben mi ses ettim?"
Ferhat başını iki yana salladı ve tekrar başını annesinin göğsüne yatırdı. Annesinin saçlarıyla oynamaya başladı.
"Anne."
"Söyle anneciğim."
"Halam dedi ki sana kardeşi geliyor. Gerçekten gelecek mi?"
Günçiçek elini alnına atıp sakinleşmeye çalıştı. Ferhat'a hamileyken de tüm eve yayan yine Ayşegüldü. İki dakika çenesini tutamıyordu.
Oğlunu cevapsız bırakmamak adına, "Evet gelecek oğlum," dedi. Saklamaya gerek yoktu. Karnı belli olduktan sonra zaten bir açıklama yapması gerekecekti.
"Ne zaman?" diye sordu Ferhat heyecanla.
Günçiçek oğlunun bu heyecanına gülümseyip, "Gelmesine çok var anneciğim," dedi.
"Çok gün sonra mı gelecek?" dedi Ferhat dudaklarını büzerek. Günçiçek oğlunun yanağını öpüp, "Evet anneciğim, çok gün sonra gelecek." dedi.
"Tamam, beklerim ben."
▪️▪️▪️
Günçiçek pencerenin dibinde bir sağa bir sola doğru gitmeye başladı. Sabahtan beri Fırat'a nasıl söyleyeceğini düşünüyor ama bir türlü bulamıyordu.
Oğluyla bir süre konuştuktan sonra Ferhat; Mihri ile oynamaya gitmiş, Günçiçek ise kendini biraz toparlamak için odasına çıkmıştı.
Duyduğu araba sesiyle Günçiçek hızla pencereye koştu. Kapının önünde Fırat'ın arabasını gördüğünde hışımla odadan çıktı.
Hamile olduğunu nasıl söyleyeceğini sonra düşünürdü.
Aşağı indiğinde Fırat salondaydı ve herkes etrafına toplanmıştı. Günçiçek hiç kimseyi önemsemeden kocasına doğru gidip boynuna sarıldı.
Gözleri yine dolmuştu. Dakikalar önce bedenini terk eden korku tekrar yerini almıştı. Hamileliğin de verdiği duygusallıkla ağlamaya başladı.
Fırat bir kolunu Günçiçek'in beline dolayıp kulağına doğru, "İyiyim Balkız," diye fısıldadı.
Günçiçek başını küçük bir çocuk gibi iki yana sallayıp daha sıkı sarıldı. Şu an kimseyi umursayacak durumda değildi
"Çok korktum," dedi ağlamaklı sesiyle.
"Korkma güzelim iyiyim," dedi. Yakın tarlada küçük bir kavga çıkmıştı. Kavga başta iki kişi arasında olsa da kısa süre içinde akrabaların da katılması ile fazlasıyla büyümüştü. Fırat ve birkaç kişi kavgayı ayırmak için araya dalmış, o sırada sıkılan bir kurşun Fırat'ın kolunu sıyırmıştı. Kısa sürede hastaneye gitmiş sıyrık olduğu için pansuman yapılmıştı sadece.
Aile, karı kocayı yalnız bırakmak adına tek tek çıkarken Günçiçek aklına gelenler ile telaşla Fırat'tan ayrılıp sarılı koluna uzandı. "Fırat ne olmuş? Bakayım mı? Çok acıyor mu?" dedi her an ağlamaya hazır yüzüyle.
Fırat Günçiçek'in koluna uzanan elini tutup öptü. "Acımıyor Balkız," dedi Günçiçek'in ağlamaktan kızarmış mavi gözlerine bakarken. Uzanıp dudaklarını sevdiği kadının tenine değdirip sıkıca sarıldı.
Fırat ve Günçiçek bir süre sıkıca sarıldı. Eğer Ferhat odaya dalmasaydı bu sarılma faslı biraz daha uzayabilirdi.
Günçiçek Fırat'tan ayrılırken Ferhat, "Baba!" diyerek babasının kucağına atladı. Ferhat'ın ani atlayışından dolayı Fırat'ın sol kolu acıyla sızladı. Dişlerini sıkarak derin bir nefes almaya çalıştı, Fırat. Kolu acısa da belli etmemek adına oğluna gülümsedi. Oğlunu kandırmış olsa da karısını kandırmayı becerememişti.
Günçiçek, "Oğlum yavaş," dedikten sonra bakışlarını kocasına çevirdi. Fırat gülümseyerek bakıyordu ama Günçiçek, canının acıdığının farkındaydı. Oğlunu korkutmamak adına ses etmedi ama gözleri yine dolu.
O kadar duygusaldı ki şu an oturup sabaha kadar ağlayabilirdi. Bu seferki hamileliği daha zor gelecek gibiydi.
"Baba bana kardeş geliyormuş!"
Ferhat'ın konuşması Fırat'ın beyninde bomba etkisi yarattı. Kardeş mi? Kardeş... Ferhat'ın kardeşi... Sevdiği kadından bir parça! Baba oluyordu!
Fırat'ın bakışları usulca Günçiçek'e döndü. "Balkız? Ne diyor bu çocuk. Sen... sen hamil-" durdu ve birkaç saniye avel avel Günçiçek'in yüzüne baktı. "Ben hiçbir şey anlamıyorum. Bir şeyler söylesene Balkız!"
Salak mısın? Niye anlamıyorsun? Hamileyim işte. Günçiçek içinden geçenleri söylemek istese de sesiz kaldı. Şu an ne söylemesi gerektiği konusunda hiçbir fikri yoktu.
Günçiçek'in anında gözleri doldu ve oturup ağlamaya başladı. Öyle içli içli ağlıyordu ki Fırat bir an neye uğradığını şaşırdı. Kucağında ki oğlunu bırakıp karısını yanına oturdu.
"Balkız ne oldu güzelim? Niye ağlıyorsun?" diye sordu endişeyle.
Günçiçek, neden aktığını bilmediği yaşlarını nazikçe sildi. "Bu haberi ben sana verecektim."
Fırat'ın dudaklarını paha biçilmez bir gülümsemebelirdi. Günçiçek'in yüzünü avuçlarının arasına aldı. "Hamile misin?"
"Ya salak mısın?" diye çıkıştı Günçiçek. Küçük bir çocuk gibi burnunu çekip, "Görmüyor musun sabahtan beri hamileyim? Kör müsün?" dedi.
Fırat kahkaha atarak Günçiçek kollarının arasına aldı.
"Off," diyerek sitemine devam etti Günçiçek. "Fırat biliyor musun ben dün de hamileydim. Yarın da hamile olacağım. Ya seneye de hamile olursam?" Daha fazla ağlamaya başladı Günçiçek. Her gün hamile mi olunurdu canım? Sadece bir gün hamile olsa olmaz mıydı?
Fırat Günçiçek'in yüzümü avuçlarının arasına alıp her milimine öpücük kondurdu. Gözyaşlarını tek tek silip kızarmış gözlerin defalarca öptü. Ama yaptığı hiçbir şey içindeki heyecanın dinmesine yardımcı olmuyor aksine daha da heyecanlanıyordu.
Sesi kısılana kadar herkes tekrar baba olacağını haykırmak istiyordu. İçindeki heyecanı zorlukla bastırıp Günçiçek'e sarıldı. Yüzünde güneşi bile kıskandıracak bir gülüş vardı. Gülüşü yavaş yavaş kahkahaya dönüştü. "Baba oluyorum dimi? Valla baba oluyorum. Balkız ben baba mı oluyorum?"
Günçiçek bu soruyu hiç duymamış gibi dudaklarını büktü. "Fırat ben her gün hamile olmak istemiyor. Bazen sen olur musun?"
"Olurum, olurum," dedi Fırat. Ama Günçiçek'in sorduğu sorunun tek bir kelimesini bile anlamamıştı.
"Ne oluyor burada?" Diyerek Ayşegül girdi salona. İçeri girdiğinde Günçiçek'i ağlamaktan kızarmış gözleriyle, abisini gülerken görmeyi beklemiyordu.
"Ve abi sen ne oluyorsun?" Ayşegül içeri girdiğinde abisinin olurum dediğini duymuştu.
"Hamile," diye atıldı Günçiçek.
Ayşegül uzaylı görmüş gibi açılan gözlerini abisine çevirdi. "Abi sen hamile mi oluyorsun?"
Fırat birkaç saniye durup olayları algılamaya çalıştı. "Saçmalama Ayşegül. Ben değil Günçiçek hamile."
"Hani sende hamile olacaktın Fırat? Bana yalan mı söyledin?" dedi Günçiçek. Hızla kocasının kollarından kurtulup ayağa kalktı ve salondan çıktı.
Fırat karısının ardından birkaç saniye göz kırpıştırdı. Ardından hızla yerinden kalkıp Gülçiçek in peşinden ilerledi.
Fırat'ı fazlasıyla zor bir dönem bekliyordu.
BÖLÜM SONU
Bölüm nasıldı bakalım?
En beğendiğiniz sahne?
İkinci bebeğimiz de geliyor. Size cinsiyeti ne? Kız ve erkek isim önerisinde bulunursanız çok mutlu olurum.
Bu bölüm biraz kısaydı kusura bakmayın
Bir başka konuya gelelim final 28. bölüm. En kısa sürede final verip diğer kurgularımla ilgilenmek istiyorum.
Neyse efendim bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın çiğköftelerim 🌮
WhatsApp kanalında sık sık alıntı paylaşıyorum. Oraya da beklerim😘
Allah'a emanet olun 🌼
INSTAGRAM: kara_gul_ _63
TİK-TOK: guullaarreess63
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |