

Görsel : Arcelio
İyi okumalar ✨️❤️
Marina Tino’nun güven veren kollarında zamanın nasıl geçtiğini bile bilmeden bir süre ağladı. Ginger’ın yanlarından ayrılmadan önce söylediği tekrar görüşeceğiz sözü de kendisini daha kötü hissetmesine sebep olmuştu.
Gözünde tek bir damla göz yaşı kalmayana ve karmaşık duyguları sakinleşene kadar yüzünü Tino’nun göğsünde saklarken sonraya da ortaya çıkmaya utandığından bir süre daha orada kalmaya karar verdi.
Tino’nun nefesini saçlarında hissetmek, kolları tarafından çepeçevre sarıldığını bilmek Marina’da yüzünü daha çok onun kaslı göğsüne bastırarak ortadan yok olma isteği uyandırıyordu ama aynı zamanda şuanda bile zaten utançtan kıpkırmızıydı.
Birinin adım sesleri hızla koşarak onların bulunduğu çıkmaz sokağa girdiğinde ancak Tino Marina’nın yüzünü ellerinin arasına alarak gözlerinde hala asılı kalan damlaları sildi ve aynı yaramaz gülüşü ile gamzelerini ortaya serdi. Yüzünde inanılmaz bir anlayış kol geziyordu.
“Bir gün anlatmak istersen dinlerim.”
Tino arkasını dönerek sokağa giren kişiye baktığında Marina birden Tino’nun kendine sarılan bedeni olmadan üşüdüğünü hissetti. Tino’nun bedeninin arkasından bir adım yana kayarak gelen kişiye baktı.
Uzun boyluydu. Kavruk esmer bir teni, kahverengi hafif dalgalı saçları, atletik bir vücudu ve aşırı düzgün uzun bir burnu vardı. Marina nasıl Ocnus’un babasına baktığında aralarındaki benzerliği gördüyse şimdi de karşısındaki çocuk ile hepsinin birbirini andırdığını görebiliyordu. Cardenas ismi zihninde yanıp sönmeye başlamıştı.
“Gelmeye zahmet etmeseydin Arcelio, mezarımıza çiçek bırakırdın.”
Tino her zamanki gibi alaycı ve dostaneydi. Tino’ya karşı göz deviren çocuğun meraklı ama sıcak bakışları Marina’yı bulurken Marina kendisini istemsiz olarak Tino’ya doğru bir adım yaklaşmış olarak buldu ve bunu yaptığı anda pişman olarak Tino’nun bu güven ifade eden hareketini anlamamasını umdu ama anlamış gibi duruyordu.
Arcelio Marina’ya doğru hafif bir baş hareketi ile reverans yapar gibi eğilerek selam verdi. Hareketlerinde soylu ve asil bir hava vardı. Marina ona baktığında sanki helsmalp gecesinde ölüme terk ettiği Ocnus'u karşısında görür gibi olduğundan titremeden edemedi.
“Sana kendimi takdim edeyim, ismim Arcelio Cardenas ve şüphen olmasın ki sana zarar vermek gibi bir niyetim asla yok. Senden isteğimiz olan ricamızı yerine getirdikten sonra özgür bir şekilde gidebilirsin.”
Marina nasıl Ocnus’u ilk gördüğünde kendini rahat hissettiyse yine öyle hissetti. Arcelio'nun selamını konuşmadan bir baş hareketi ile karşıladı ve Arcelio konuşmasını Tino’ya bakarak sürdürdü.
“Senecta adında bir korsanı mürettebatından biri öldürüp kaçmış, tüm yolları tutmuşlardı.”
Marina kalp atışının hızlandığını hissetti. Senecta adını Rastus’u teslim ederlerken duymuştu. O olabilir miydi ? Marina Rastus'un kapıdaki Hadrod ile kavgaya başladıktan sonra kolunda hissettiği soğukluğu hatırladı. Ormanda ona verdiği hançer. Kaçmış mıydı ?
“Siz kimseye yakalanmadan çıkmayı başarabilmişsiniz ama neyseki.”
Tino bu söz üstüne alaycı bir şekilde güldü.
“Evet başardık, peşimizde bir Raveneye ve bir cadı ile.”
Arcelio’nun kaşları çatıldı.
“Rex ile Ginger mı?” Yüzü hoşnutsuzluğunu ele veriyordu. “Nasıl kurtuldunuz ?”
Marina gerildi. Tino duyduklarını anlatır mıydı ? Anlatırsa şuanda olduğundan daha tehlikeli bir durumun içine girer miydi ?
Tino'nun berrak sesi duyuldu. Kendinden emin ve umursamazdı.
“Benim karşımda adi bir korsanın şansı yoktur.” Omzunun üstünden Marina’ya bakarak çapkınca göz kırptı. “Hele de yanımda güzel bir kadın varsa.”
Marina utanarak bakışlarını kaçırdı. Arcelio’nun yapılan açıklamayı tatmin edici bulmadığı aşikardı ama fazla sorgulamadı, onun yerine konuyu değiştirmeyi tercih etti.
“Hanın önünde atlar hazır bekliyor. Hemen yola çıkalım.”
“Marina’nın dinlenmeye ihtiyacı var. Ginger ona zarar verdi, geceyi handa geçirelim yola yarın sabah erkenden çıkarız.”
Arcelio’nun koyu kahverengi gözleri kısa bir süre Marina’nın üzerinde gezindi ve hemen kolundaki yaraya takıldı.
“Tino dinlenmesi gerekebilir ama durumun aciliyeti göz önüne alındığında...”
“Arcelio. Lütfen.”
Arcelio’nun saniyelik bakışları Marina ve Tino arasında gidip geldikten sonra durumu kabullenerek centilmence boyun eğdi. Giderken verdiği baş selamı yine bir soyluya aitmişçesine asildi.
Marina çıkmaz sokakta Tino ile baş başa kaldığını fark ederek derince yutkundu ama Tino yine her zamanki gibi güven verici ve kibardı.
Tino’nun Marina ile buluşan bakışları sıcak ve içtendi. Marina kendisine uzatılan eli gördüğünde aslında konuşmaya bile gerek olmadan tutacağını biliyordu. Tino Ortiz hiç tanımadığı bir yabancı olabilirdi ama asla güvenilmeyecek biri değildi.
“Issız bir koy biliyorum. Orada rahatça denize girebilirsin.”
Marina’nın ilk aklına gelen denize girdiği gibi kaçarak Mgelika’yı bulmak oldu, ama karşısındaki bakışlar tarafından o kadar etki altına alınmıştı ki bunu yapamayacağını aslında bu fikri düşündüğünde bile biliyordu.
Elini usulca Tino’nun avucunun içine kaydırırken kendini merakla dudaklarını kemirirken buldu.
Sokağın sonuna doğru adımlamaya başladıklarında ise merakına yenik düştü.
“Bana neden ihtiyacınız var ?”
Kısa bir sessizlikten sonra Marina tam da Tino'un cevaplamayacağını düşündüğü anda Tino konuştu ve Marina biraz panikle sözünü kesti.
“Aslında o kadar da karışık bir konu değ...”
“Sordum diye kendini anlatmak zorunda hissetme sakın !” Kelimler ağzından panikle peşi sıra çıkmıştı.
Tino’nun gamzeleri ortaya çıktı.
“Bunlar benim sözlerimin farklı versiyonu mu ?” Bakışları muzipti.
Marina kendini utangaçça gülerken buldu ve Tino konunun çokta abartılmayacak bir şey olduğunu göstermek için omuz silkerek devam etti.
“Bir süre önce doğu bölgesindeki köyler korsanlar tarafından saldırıya uğradı. Oradan kaçan insanlar mecburen yerleşkelerimize sığınmak istedi ama sürü kuralları gereği onları kısa süreliğine misafir etmekten başka bir şey yapamadık.”
Marina Tino’nun bu durumdan rahatsız olduğunu hissetti.
“Oradan gelenler arasında bir kızla kardeşi de vardı. Ailelerini saldırı sırasında kaybetmişlerdi ve küçük kız da ağır bir şekilde yaralıydı. Abim Reto ile bir süre bizimle kalmaları için konuştum ama alfa olarak kuralları bozamayacağını söyledi.” Tino kaşları hafifçe çatık abisinin kötü biri olmadığını Marina'yı ikna etmeye çalışırcasına ekledi.
“Onun da zorlandığını biliyorum. İyi bir alfa olmaya çalışıyor, hiçbir şey onun için de kolay olmadı. Tüm aileyi kaybettikten sonra tüm sorumluluklar onun üzerine kaldı.”
Marina hüzünle kendini Tino’nun elini destek vermek için hafifçe sıkarken buldu. Tino’yu daima neşeli görmeye alıştığından bu yeni durum kalbine bir ateş düşürmüştü.
“Kısacası senden yerleşkeden apar topar kovduğumuz küçük kızı iyileştirmeni istiyoruz. Arcelio’nun annesi Tiana’da alfa olarak kuralları esnetmediğinden o da en az benim kadar huzursuz ve kardeşinin festivali yakın olmasına rağmen burada.” Tino son cümlelerini umursamaz bir tonda söylemeye çalışmıştı ama bunun yapmacık bir çaba olduğu belliydi.
Marina kendini Tino’yu teselli etmek isterken buldu.
“Olanlar senin hatan değil gibi duruyor. Hatta ne abin ne de Tiana onları isteyerek göndermiştir.” Marina son cümlesi için ağzını açtığı anda ne kadar salakça konuştuğunun farkına vardı, hayatında hiç görmediği insanlar hakkında sanki onları tanıyormuş gibi yorum yapıyordu.
Tino gözlerinde zayıf bir ışık ile Marina’ya gülümsedi, bu sefer gamzeleri bunun gerçek bir gülümseme olmadığını ortaya koyarcasına ortaya saçılmamıştı.
“Merak etme, yaptığım hataların sorumluluğunu alabilirim. Arvilla ve Cardea’yı o şekilde göndermemeliydim.”
Marina Arvilla ismini Luceria’nın ağzından sanki bir günahmışçasına duyduğu zamanı hatırladı. Demek ki sorun onları yerleşkeden kovarak ölüme terk etmeleriydi. Bu durum hepsinin vicdanını rahatsız etmişti.
“Sürünün kararı bu yöndeyse senin yapabileceğin pek bir şey yok gibi duruyor. Bence kendine fazla yükleniyorsun. Ayrıca yaranın ağır olduğunu sen söyledin, sizin elinizden bir şey gelmezdi.”
Marina Tino’nun pişmanlık dolan yüzünden yine yanlış bir şey söylediğini anladı. Galiba insanları teselli etmek konusunda pek iyi değildi.
“Bize geldiklerinde Cardea’nın durumu o kadar kötü değildi. İyileşme şansı vardı ama sonra tekrar gitmeleri gerektiğinde yol şartları ve havayla birlikte tekrardan kötüleşmiş. Arvilla daha güvenli bir köye yerleştiğinde onları görmeye birkaç kez köye gittik, Arvilla ilk seferinde pek hoş karşılamasa da.”
Marina kararlılıkla konuştu. Sesinde kendisinden beklemediği bir cesaret ve özgüven vardı.
“Ama şimdi yanınızda ben varım, o küçük kızı kurtarabiliriz.”
Marina Tino’nun kendisine bakan sıcak bakışları karşısında ona gülümserken bir yandan da içini bir korku sardı. Bu kadar büyük bir özgüvenle konuşmasına bakılırsa Tino onu bu konularda usta sanacaktı ama daha sadece bir kere suyun gücü ile birinin hayatını kurtarmıştı. Tekrar yapıp yapamayacağı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.
Marina içindeki kaosu durdurmaya çalışırken Tino’nun huzur veren sesi ile az da olsa ferahladığını hissetti.
“Elinden geleni yapacağına inanıyorum.”
“Yapacağım.”
Bir süre sessizlik içinde yürürlerken Marina denize yaklaştıklarını ruhunda hissetti. İçini kıpır kıpır dayanılmaz bir heyecan kaplamıştı, her zerresi suya girebilmek için kıvranıyordu ama aynı zamanda ruhu başka bir merakın daha pençesindeydi.
Marina hafifçe dudaklarını yalayarak cesaretini topladı.
“Aileni... Aileni nasıl kaybettin ?”
Marina kendini olumsuz bir yanıta hazırlamışken sadece Tino’nun yüz hatları gerildi. Konuştuğunda sesi sakin ama fırtınalıydı.
“Annemin sürüsü sahil kenarında bir yerleşkeye sahipti. Bir gün annemle oradayken sürü korsanlar tarafından saldırıya uğradı.” Tino yine hafifçe omuz silkti. “Sürü küçüktü ve savaşçı değillerdi, her şey çok çabuk oldu.”
Tino Marina’nın üzgün gözleri üzerine yüzüne bir gülümseme kondurdu.
“Dokuz yıl önceydi, üzerinden uzun zaman geçti.”
“Babanı da aynı yerde mi kaybettin ?”
Tino şimdi bakışlarını kaçırmıştı.
“Babam korsan baskınından sonra Arcelio’nun babası ile korsanların peşine düştü. Diğer sürülerden de destek aldı, büyük bir savaş sonucunda korsanların birçok donanması yok oldu ama babam ve Arcelio’nun da babası da son savaşta hayatını kaybetti. Tiana hem ölen kocasının hem de annemin intikamı için tekrardan sürüleri toplamaya başlayacakken cadılar konseyi daha büyük bir savaşın çıkmasını önlemek için anlaşma önerdi, o zamandan itibaren korsanlar ve sürüler birbirlerinin işlerine pek karışmamaya çalışıyor.”
Tino üzerindeki hüzünden kurtulmak için sıcacık gülümseyerek Marina’ya baktı.
“Bugünkü gibi istisnalar hariç.”
“Çok üzüldüm, keşke senin için her şey başka olabilseydi.”
“Üzülmene değmez, ben bu durumu uzun zaman önce kabullendim. Rex’i gördüğümde bile o kadar etkilenmiyorum.”
“Rex mi ?”
“Annemi ve babalarımızı Rex’in babası öldürdü. Uzun zamandır Yangın Kulelerinde cadı büyüsüyle tutsak.”
Marina derince yutkunmaktan kendini alamadı. Boynundaki kuzgun lekesi sızlamaya başlamıştı.
“Çok zor günler geçirmiş olmalısın.”
“Aslında ben o kadar zorlanmadım. Yükün büyük kısmı abimin omuzlarına kaldı. Sürünün başına geçerek babamdan sonraki alfa olması aynı zamanda benimle uğraşması ve hep doğru kararlar vermesi beklendi. Benim işim kolaydı, abimin ayağının altında pek dolanmadan istediğim her şeyi yapmakta özgürdüm.”
“Kendini böyle küçümseme, kimsenin içindeki acının büyüklüğünü bilemezsin.”
Tino minnetle gülümserken çekingen bir şekilde konuştu bir yandan da sakince yürümeye devam ediyorlardı.
“Senin ailen de seni çok merak ediyordur ?” Sesi daha çok soru içeriyordu.
Marina ani gelen soru ile birden gerilerek istemsiz olarak elini Tino'nun elinden çekti ve bunu yaptığı anda pişman oldu. Tino’da paniklemiş görünüyordu.
“Daha önce de dediğim gibi anlatmak istemezsen sorun değil, sen kendini nasıl iyi hissedeceksen.”
Marina verdiği büyük tepkiden utanarak yüzünü yere eğdi.
“Anlatmak istemediğimden değil sadece... Sadece...pek bir şey yok. Annem ben küçükken beni terk edip bir daha da dönmemiş, babam ise...”
Marina vereceği tepkiyi merak ederek başını Tino’ya çevirdi.
“Babam ise korsan adalarından bir korsanmış. Onunla hiç tanışmadım ama...” Eli boynundaki lekeye gitti.
“...doğum lekem yüzümden galiba kim olduğunu biliyorum.”
Marina yavaşlayarak durdu ve tepkisinden çekinerek doğum lekesini Tino’nun görebileceği şekilde açtı.
Kalbi şiddetle atıyordu, şuana kadar onu sevdiyse bile bir Raveneye olduğunu öğrendikten sonra bu fikri hızla değişerek ondan nefret edecekti. Hüzün içini kapladı, Tino ondan hoşlansın istiyordu.
Tino’nun parmağını boynunda hissettiğinde ürperdi. Tino doğum lekesinin üzerinde parmağını usulca gezdirdikten sonra muzip bir şekilde tebessüm etti. Gözlerinin içi ışık dolu sıcacıktı.
“ Sana yakışmış, bir denizkızı için fazla belalı olmuşsun. Bu lekeyi gören hiç kimse sana dokunamaz.”
Bakışları birbirine kenetlenirken ikisinin de kalbi hızlıca çarptı. Marina yanaklarının pembeleştiğini hissetti, midesinde güçlü bir duygu kol geziyordu. Heyecan verici ve aynı zamanda sarhoş edici, daha önce hiç hissetmediği bir duygu.
Kendini “Senin için önemli değil mi ?” derken buldu.
Tino’nun omuzları yine aynı şekilde umursamazca indi kalktı.
“Ailelerimiz asla bizim seçimimiz değildir. Ben karşımdaki kişi ile ilgilenirim ve şuan gördüğüm kişi çok güzel.”
Marina gözlerinin içinin parladığını hissetti, kalbi hızlanmıştı. Yüzüne geniş bir gülümseme yayılırken suya olan ihtiyacının bile azaldığını hissetti.
Güneş Tino’nun sarı saçlarına vururken kalbinde ona güvenebileceğini hissetti. Bu dünyada yalnızdı ve tek güvenebileceği kişi tam karşısında duruyordu.
Marina döngü boyunca yolunda gitmeyen ve onu buraya getiren tüm aksilikleri işte o anda Tino’ya anlatmaya karar verdi. Geri dönmek istiyorsa bu zamanda Marissa hariç güvenebileceği birine daha ihtiyacı vardı ve işte tam karşısında ona bakıyordu.
Tino onu kimsenin daha önce ayak bile basmadığı bir koya götürdüğünde Marina ilk önce suya dönmüş, aklında kaçma fikri bile olmadan yaralarını iyileştirdikten sonra da sahilde kumların üzerinde batmak üzere olan akşam güneşi ile tüm yolculuğunu ona anlatmıştı.
Gece için hana döndüklerinde ve Marina tek kişilik eski yıkılmak üzere gibi duran odasında tek kaldığında yüreği ilk defa biraz hafiflemiş ve sorunları gözüne çözülebilir gelmişti. Ve hatta belki de kendine bile itiraf edemese de ruhunun bir kısmı geri dönmek yerine burada Tino ile kalmak istiyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 5.15k Okunma |
1.51k Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |