25. Bölüm

21.Bölüm : Bazı Vazgeçişler ve Yeşeren Dostluklar

giz_ece
giz_ece

Görsel : Cordis

 

Bu aralar gelen yorumların güzelliği için teşekkür ederim 🥰 Beni inanılmaz motive ediyor ✨️

 

Herkese iyi okumalar ✨️❤️

 

 

Gök geceyi inleterek bir şimşekle aydınlattı. Yağmur hız kesmeden yağmaya devam ediyordu.

Tino eve doğru bir adım atarak Marina’nın da gerilemesine sebep oldu.

Marina kalbi kendisinden çok Tino için korkuyla atarken ne düşüneceğini bilemedi. Yaşam enerjisinde gördüğü ve neye yoracağını bilemediği o ân zaten oldukça korkunçken şimdi de yamacın altında ki kurtlar kalbini korku ile doldurmuştu.

Zihninden o ürkünç şarkıyı ve beyaz kurdu atmaya çalıştı. Yaşam enerjisindeki her şey zihninin ona oynadığı bir oyun olmalıydı.

Kurtlar dişleri dışarıda yavaş ve temkinli adımlar ile onlara doğru ilerlerken Marina bakışlarının Tino’da değil kendisinde olduğunu fark etti.

Buradaki tehlike kendisi miydi ?

Marina önüne siper olmuş Tino’yu da eve doğru çekmeye çalıştı. Tino’nun sırtı yay gibi gerilmişti ama bakışlarını kurtlardan ayırmadan hafifçe Marina’ya doğru dönerek konuştuğunda sesi sakin ve yatıştırıcıydı.

“Onları tanıyorum sorun yok. Cardenas sürüsündenler.”

Marina Tino’nun sakin sesi ile paniklememesi gerektiğini düşündü ama Tino’nun gergin çene hattı sanki ortada bir sorun olduğunu ortaya koyuyordu.

Tino birkaç adım daha geri atarak Marina’yı eve yaklaştırırken Marina yamacı insan formunda tırmanan orta yaşlı adamı tanıdı.

Cordis... Döngü gölünde onu bulan ve cadılıkla suçlayan kurt.

Marina Tino’nun Cordis’i görmesi ile biraz rahatladığını ama yine temkini elden bırakmadığını fark etti.

Adam yaklaşırken ilk konuşan Tino oldu.

“Bu ziyaretini neye borçluyuz ihtiyar ?” Sesi alaycıydı.

Yaşlı adamın bakışları önce düşmanca Marina'yı bulurken hemen sonrasında sevecence Tino’ya çevrildi.

“Kuşları Tiana’ya Teraliman’ında başınızı derde soktuğunuzu fısıldamış, abine haber gönderdi.”

Marina evden ne zaman çıktığını fark etmediği Arcelio’nun hemen arkasından konuşması ile irkildi. Kurtların hassas kulaklarını hafife alıyordu.

“Anneme casusları orada başımızın dertte olduğunu fısıldadıysa şuanda iyi olduğumuzu da fısıldamış olsa gerek Cordis.” Arcelio’nun bakışları kendi sürüsüne yöneldi ve tüm kurtlar alfanın oğlu karşısında başlarını eğerek bir adım geriledi.

“Korsanlar muhatap olmak isteyeceğimiz son insanlar Arcelio biliyorsun. Annen ve Reto onlara daha fazla kayıp vermek istemiyor.”

Marina yanında duran iki çocuğun babasının da korsanlar tarafından öldürülmüş olduğunu hatırlayınca kalbi sızladı.

“Tiana ve Reto’dan, sizi ve başınızı derde sokan yanınızdaki kızı sağ salim Cardenas yerleşkesine götürmek üzere emir aldım. İşleri zorlaştırmayın çocuklar.”

Tino hafifçe güldü.

“Zorlaştırırsak ne yapacaksın Cordis ? Bana mı salıdıracaksın ?” Başıyla Arcelio’yu işaret etti. “Arcelio Cardenas’ların bir sonraki alfası olacak, kendi sürüsü ona mı saldıracak ?”

Cordis’in bakışları ciddileşti.

“Eğer beni zor durumda bırakırsanız, evet buna mecbur kalacağım. Sizi canlı bir şekilde götürme sözü verdim, yaralı olmanız sözümü etkilemez.”

Tino bakışlarını yumuşatırken alttan alarak konuştu.

“Reto’ya ve Tiana’ya buradaki işimiz biter bitmez geleceğimizi söyle Cordis, burada birbirimize girmek hiç birimiz için hoş olmaz.”

Yaşlı adamın bakışları imkansızlıkla parladı.

“Alfaların emri böyle evlat, onların sözünden çıkmam. Ayrıca...” Bakışları Marina ile buluştu. “denizkızını canlı bir şekilde yerleşkede istiyorlar.”

Marina ağır çekimde tek tek Tino’nun tüm gerilen kaslarını izler gibi oldu.

“Bunun imkanı yok.”

“Bana başka yol bırakmıyorsun Tino.”

Ortam biranda buz keserken göz ucuyla Marina evin kapısından çıkarak yanlarına doğru gelen Arvilla'yı gördü. Yayı elinde, kılıcı belinde savaşmaya hazır duruyordu.

“Eğer kızı zorla götürmeye kalkarsanız beni de karşınızda bulursunuz Cordis ve ayrıca hatırlatmama gerek var mı bilmem ama kardeşimi ölüme terk ettiğinizden beri sizden özellikle nefret ediyorum.”

Arvilla’nın güçlü sesi azalan yağmuru keserken Tino’da gülerek ekledi.

“Ve de attığı oku ıskalamaz bilesin.”

Marina kalbi pır pır atarken Tino'ya bakarak konuştu. En son isteyeceği şey Tino’nun kendisi için sevdiklerini karşısına alması olurdu ve şuanda yanında duran üç kişinin de yüzüne baktığında olası bir sorunda geri çekilmeyeceklerini görebiliyordu.

“Tino gidelim. Önemli değil.”

Tino’nun yumuşacık, sevgiyle parlayan bakışları onu buldu ve Marina bu parlamanın sadece ona özgü olduğunu Tino’nun Cordis’e geri dönen sert bakışlarından anladı.

“Sana buradaki işimiz bittikten sonra özgür olacağına dair bir söz verdim ve sözümü tutacağım.”

Marina çaresizlikle bu sefer Arcelio'nun tarafına döndü. Kendi sürüsü ile savaşmak istemezdi herhalde.

“Arcelio lütfen, herkes biraz sakin olsun ve anlaşmak için konuşun. Eminim orta bir yol bulursunuz.”

Arcelio'nun göğsü derin bir nefesle kalkıp indi. Tino’ya döndüğünde yüzünde daha ılımlı ve soğukkanlı bir ifade vardı.

“Marina haklı Tino, kendi dostlarımız ile savaşamayız. Konuşalım.”

Tino arkadaşına ters bir bakış attı.

“Eğer buradan bir denizkızı ile ayrılmak istiyorlarsa savaşırım Arcelio ama sen savaşmak istemezsen de anlarım.”

Arcelio yılgınca omuzlarını düşürdü ve Cordis’e döndü.

“Konuşalım Cordis, eminim bir orta yol buluruz. Sende bizle karşı karşıya gelmek istemezsin.”

Adamın bakışları Tino ve Marina arasında gidip geldikten sonra arkasındaki alfanın oğlu ile pekte dönüşmeye gönüllü durmayan kurtlara kaydı ve hafifçe kafa salladı. Başıyla arkadaki evi işaret etti.

“Biraz sakinleşip konuşalım Tino, hem kuru bir ortamda olmak hepimizi biraz sakinleştirir.”

Marina yumuşayan ortamı fırsat bilerek Tino’ya bir adım yaklaştı.

“Bence de en iyisi konuşmanız olur, sonuçta Cordis senin düşmanın değil dimi mi ? Bana da zarar vermez.”

Tino gözlerinde kararsız bir bakış ile Marina’ya dönerek durumu tarttı ve Cordis’e dönerek konuşmayı kabul etti.

Cordis ön önde Arcelio onun arkasında olmak üzere eve yönelirlerken Cordis evin kapısına geldiklerinde sert bakışlar ile kızları işaret etti.

“Onlar içeri gelemez, sürü meseleleri sürü içinde halledilir.”

Marina Tino’nun elini tutan elinin gerildiğini hissetti. Evin etrafını sarmaya başlayan kurtlara bakarak olumsuz anlamda kafa salladı.

“Onu burada yalnız bırakmam.”

Arcelio tekrardan yatıştırıcı görevi görerek müdahele etti.

“Sürümü tanıyorsun Tino, bir sorun olmayacak.” Arcelio hemen kaşları çatık bir şekilde dik dik yaşlı adama bakan Arvilla'ya döndü. “Sende kardeşin için endişelenme, içeride uyuyor ve onu uyandırmayacak kadar ölçülü konuşacağız.”

Marina elini Tino’nun elinin içinden çekti ve bakışları onu bulan çocuğa güven verici bir şekilde gülümsedi.

“Sorun yok, ben burada Arvilla ile olacağım.” Marina’da aynı Tino gibi Tino şuan tam tersi şekilde davransa da ortamı yumuşatmak için muzipliğe başvurdu. “Hem bir sorun çıksa bile eminim ki Arvilla üzerindeki silah teçhizatı ile ikimizi de korur.”

Tino’nun gözlerine kendini kopyaladığını fark ettiği Marina ile birlikte gerçek bir gülümseme yayıldı ve içeri girdi.

Yağmur bulutları yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Son yağmur damlaları da üzerlerine düşerek zaten sırılsıklam olmuş kıyafetlerine yapışırken Marina ve Arvilla evin hemen birkaç adım ötesinde bulunan ıslak taşlara oturdular. Kurtlar sessiz adımlar ile evi çevreleyerek neredeyse görünmez olmuştu.

Marina başını kaldırarak yıldızlarla bezeli gökyüzüne baktı. Acaba Marissa şuan nerede ve ne yapıyordu ? En yakın arkadaşı ve sırdaşının başının kendisi gibi belada olmamasını umdu. Marissa her zaman çok kırılgan ve nazik olmuştu. Marina ne zaman arkadaşına baksa o solgun yüzü ve cılız bedeni ile hastalanmasından korkardı.

Marina’ya yaşam enerjisinde gördüğü andan şuanda sıyrılmak daha kolay ve mantıklı geldi. Belki de orada gördüğü her şey kendi korkularının su yüzüne çıkmış haliydi ama bir yanı da biliyordu ki en son apaçık ortada olan sorunları görmezden geldiğinde kendisini Elektra tarafından döngüden itilerken bulmuştu.

Marina kendi düşünceleri içinde savrulurken Arvilla’nın sesi ile irkildi.

“İyi misin ? Evden çıktığında kötü gözüküyordun.”

Arvilla’nın mavi büyük gözleri Marina’yı inceliyordu.

“İyiyim, sadece aklıma takılan bazı şeyler var.”

Arvilla hafifçe umursamazca omuz silkti.

“Kimin yok ki ?” Oturuşunu düzeltirken yüzüne daha samimi bir ifade yayıldı, oysa dışarıdan hep soğuk ve güçlüydü. “Teşekkür ederim. Kardeşimi kurtardığın için.”

Marina bakışlarını gökyüzünden çekerek Arvilla’ya çevirdi, dudaklarında nazik bir gülümseme yeşermişti ve önemsiz bir şey olduğunu belli etmek için biraz önce Arvilla'nın yaptığı gibi hafifçe omuz silkti.

“Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun ?”

Marina merak ve panikle biran ne diyeceğini bilemedi. Tino ona her şeyi anlatmış olabilir miydi ? Üstelik çocukluk arkadaşı olan Arcelio’ya bile anlatmamışken.

“Tino sana hakkımda ne anlattı ki ?”

“Cordis’le avcı yakalarken gölün yakınlarında sana rastladıklarını. Bana anlatması gereken başka bir şey daha mı vardı ?”

Marina beceriksizce güldü.

“Hayır sadece merak ettim. Şimdi herhalde her denizkızının yapacağı gibi okyanusa geri dönerim.”

Arvilla düşünceli bir şekilde kafa salladı.

“Bakalım okyanusa en güvenli nasıl gidebilirsin, Kızılfıçı ve Teralimanı korsanların hakimiyetinde oradan yakalanmadan diğer denizkızlarının yanına gitmen zor olur. Diğer kıyılarında çoğu kayalık ama belki doğu tarafındaki sahiller olabilir. O taraflardaki korsan gemileri şu sıralar insan kasabaları yağmalamakla meşgul. Ya da en güvenlisi burun kısımlarından gitmen olur ama oraya da yol nereden bakarsan bak iki ay sürer.” Arvilla derin bir nefes alarak başını öne eğdi. Konuştuğunda sesinde hem bir teslimiyet hem de küçük bir jest vardı.

“Ama en güvenlisi seni Tino’nun burun kısmına bırakması olur. Hem birbiriniz ile de iyi anlaşıyorsunuz, uzun bir yolculuk size fayda sağlar.”

Marina hafiften pembeleşerek Arvilla’nın jesti karşısında etkilendi. Tino ile ondan daha fazla mazisi olmasına rağmen kibarca aradan çekildiğini kabul ediyordu ama Arvilla zaten dışarıdan da bir erkek için kavga edecek biri gibi gözükmüyordu.

Marina içinin ferahladığını ve Arvilla’nın yanında hissettiği gerilimin biraz azaldığını hissetse de hemen sonrasında gelen kendisinin gidecek olmasının verdiği sıkıntı ruhuna yapıştı.

Tino’yu burada herkesle arası bozuk ve mutsuz bir halde terk etmek istemiyordu.

“Aramızda senin sandığın gibi bir şey yok.” Biraz önce neredeyse Tino’yu öpüyor olduğu gerçeğini göz ardı etti. Yaptığı büyük bir hataydı. “Siz ikiniz dışarıdan bakıldığında gerçekten çok yakışıyorsunuz.”

Arvilla’nın biçimli kaşları sorgular biçimde havalandı.

“Beni teselli etmene ihtiyacım yok Marina. Tino’nun sana nasıl baktığını gördüm, bana hiçbir zaman öyle bakmadı. Ayrıca şuanda senin için bu dünyada en sevdiği insanlardan biri olan Cordis’i bile karşısına almaya hazır. Abisi ve Cardenas’lar beni Cardea ile kapı dışarı ederken izlemek ve itiraz etmek dışında bir şey yapmamıştı o yüzden merak etme Tino’nun arkasından ağlayarak ağıtlar yakmayacağım.”

Arvilla yanlış anlamıştı.

“Demek istediğim o değildi. Ben okyanusa döndükten sonra zaten bir daha Tino’yu göremeyeceğim.”

Marina kalbindeki yoğun sızıyı beklemiyordu. Acı ilmek ilmek tüm vücuduna yayıldı. Tino’yu bir daha göremeyecek olmak, demek böyle hissettirecekti.

Arvilla Marina sanki çokta imkansız bir şeyden bahsetmiyormuş gibi kafasını iki yana salladı.

“Merak etme Tino seni görmek için bir sahil kasabasına bile yerleşir. Sevdikleri konusunda dur durağı yoktur, belki tek sorunu abisi çıkarır ki yine merak etme Tino onu da halletmenin bir yolunu bulacaktır.”

Marina yüzüne şapşal bir gülümsemenin yayıldığını fark ederek hemen kendisini durdurdu. Burada Tino ile gelecek hayalleri kurmaması ve hatta artık bundan sonra Tino Ortiz'in yanına bile yaklaşmaması gerekiyordu. Tino istemeden bile olsa Marina’nın aklını ve kalbini karıştırarak bu zamanda kalmasını istemesine yol açıyordu.

Marina bu kararı pekte uygulayamayacağının farkında kendini rahatlatmaya çalıştı ve söze yine Arvilla devam etti.

“Kardeşimi kurtardığın için sana bir can borcum var.”

Marina hızla itiraz edecekken Arvilla onun konuşmasına bile fırsat vermeden ters bir bakış ile onu susturdu.

“Sana bunu borçlu olarak gitmek istemiyorum ama buradaki tüm köy kardeşimin hasta olduğunu ve iyileşmesinin bir mucize gerektirdiğini biliyor. Birkaç gün sonra Cardea’yı dışarıda oynarken görünce sorular sormaya başlayacaklardır ve aralarından birkaçı bu mucizeyi sadece bir denizkızının yapabileceğini anlayacaktır. O yüzden beni ve kardeşimi hiç kimsenin tanımadığı bir yere gitmem herkes için daha güvenli olur.”

Uzanarak Marina’nın elini tuttu. Bakışları korkusuz ve cesur bir kızın ışıltısını taşıyordu.

“Doğu da sahilden uzak bir kasaba varmış, Çalıporsuk. Korsanların yağmalamakla uğraşmayacakları kadar denizden uzak ama kendi kendine de yetebilecek kadar bereketliymiş.”

İki kızın birleşen bakışlarında yeşeren dostluk kalıcıydı.

“Eğer yardımıma ihtiyaç duyarsan beni orada bulabilirsin. Ne olursa olsun yardım ederim. Sen benim hayatta kalan tek ailemin, kardeşimin mucizesisin.”

Marina dolan gözlerine rağmen yüzünde sıcak ve ışıltılı bir gülümseme ile Arvilla’ya bakarken bir anda arkasından ağzına kapanan bir bez ile ne olduğunu bile anlayamadan bilincinin kapanmak üzere olduğunu hissetti. Gözleri kapanmadan önce son gördüğü şey Arvilla’nın da aynı kendisi gibi bayılmak üzere olduğuydu ve tüm dünyası karardı.

 

 

 

Bölüm : 18.05.2025 16:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...