
Herkese iyi okumalar öncelikle, bu bölüm bir şeyi düzeltmek istedim. Önceki bölümlerde küçük bir hata yapmışım ve Arvilla ile Lockwood'ların yerini doğu olarak yazmışım ama aslen kuzeyde olacaklardı. Eski bölümlerde bu detayı düzelteceğim. Okuyan herkesten çok özür dilerim, aslında hep kuzeyi düşünerek yazmıştım ama nasıl olduysa doğu diye yazmışım 😅
Bir de küçük bir soru 🥰
Uzun ve geç gelen bölümler mi yoksa kısa ve sık mı ?
“Ne olduğunu anlatmak ister misin ?”
Marina ona sonsuzluk gibi gelen huzur dolu dakikalardan sonra kollarını Tino’dan çekti. Aralarında bir adımlık bile mesafe yokken Tino Marina’nın ellerini avucunun içine aldı ve bakışları usulca birbirine kenetlendi.
Marina ne olursa olsun artık karşısındaki çocuğa güvendiğini biliyordu, ve bir yanı Tino’ya Marissa’dan bile fazla güvendiğini söyleyerek onu rahatsız ediyordu.
Tino’nun iç ısıtan gözlerine bakarken ruhunda neşeli ezgiler dolaşsa da Marina bir adım uzaklaştı ve ciddi bir ifade ile yatağa oturdu. Tino’da peşinden hemen yanına ilişmişti bile.
Marina bakışlarını kaçırma gereği duymadan direkt Tino’nun gözlerinin içine baktı.
“Bugün solmuş bir çiçeğe istemeden can verdim.”
Tino’nun kaşları anlamamanın verdiği bir ifadeyle havalandı.
“Yapmaman mı gerekiyordu ?”
“Hayır, sadece yapamamam gerekiyordu. Daha önce hiç yapmamıştım.”
Tino sorun olan kısmın cümleler ile gelmesini bekledi ve Marina devam etti.
“İstemeden oldu, camın önünde duruyordum ve elim çiçeğe gitti sonra bir baktım canlanmış.”
Marina derince iç çekti ve ayağa kalkarak camın önünden çiçeği getirdi.
“Odadan çıkıp geri geldiğimde bu haldeydi.”
Tino saksıyı aldı. Kaşları çatılmıştı ama bakışları tekrardan Marina’ya uzandığında ifadesi anında değişerek yumuşadı.
“Belki de ilk kez yaptığın için bir şeyler yanlış gitmiştir. Olamaz mı ?”
Marina korkuyla tırnakları ile oynamaya başladı.
“Bilmiyorum, daha önceki iki seferde de bir şeye can vermek için yaşam enerjime gitmiştim bu sefer öyle olmadı. Hatta istemeden enerjiyi dışarı çıkardım.”
Marina telaşlı gözler ile Tino’ya baktı.
"Sence daha önceki iki seferde de benden sonra böyle bir şey olmuş mudur ?”
Tino Marina’nın ellerine uzanarak tırnaklarına zarar vermesini engelledi.
“İlk defa yaptığında yanında yoktum ama ikincisinde Cardea çok sağlıklı gözüküyordu. İlk yapışında sana ters gelen bir şeyler olmuş muydu ?”
Marina olumsuz anlamda kafa salladı.
“Hayır her şey çok normaldi, hatta sonra döngü yolculuğuna çıktık. Bir sorun yoktu. Belki de sadece yaşam enerjisi ile ilgilidir, enerjiyi nasıl aktardığımla.”
Tino ilgiyle kafa salladı.
“İstersen bu gece Arvilla’ya bir mektup yollayayım. Cardea’nın durumunu da öğrenmiş oluruz.”
Marina olumlu anlamda kafa salladı. Küçük kızın iyi olduğunu bilmek onu rahatlatırdı.
Tino sıkıntı ile yüzünü buruşturdu.
“Önce nereye gittiğini Arcelio’dan öğrenmem gerekecek tabi.”
Marina utangaçça gülümsedi.
“Ben galiba biliyorum. Bayıltılmadan önce Çalıporsuk diye bir yerden bahsetmişti.”
Tino muzip bir şekilde güldü.
“Bu kadar iyi arkadaş olacağınızı düşünmemiştim ama galiba insanlar üzerindeki etkin bu, göz kamaştırıyorsun.”
Marina içten bir şekilde ışıl ışıl güldü. Tino iltifat etmeyi iyi biliyordu. Elleri Tino’nun avucunda Tino’nun baş parmağı usulca bileğinde dolaşırken her şey yolundaymış gibi geliyordu. Her şey düzelebilirmiş gibi.
“Sen daha fazla endişelenme. Eminim ki bu sefer istemeden yaptığın için böyle sonuçlanmıştır. Ayrıca belki de bu zamanda yolculuk yapmanın bir yan etkisidir. Daha önce döngü kapısından hiçbir denizkızının geçtiğini sanmıyorum.”
Marina rahatlamak için derin bir nefes verdi ve olumlu anlamda kafa salladı. Aslında düşününce hayatında her şey yavaş yavaş yerine oturuyordu. Artık bir tutsak değildi, Tino ona okyanusa kadar eşlik edecek ve Marina’da sonrasında Mgelika’yı bularak ondan yardım isteyecekti. Mgelika kudretli ve güçlü bir denizkızı olarak anlatılmıştı hep, Marina onun kendisine yardım edebileceğinden emindi. Marissa’yı bulacak, neden buraya geldiklerini öğrenecek ve bir sonraki döngü ile geri gideceklerdi. Planı gayet basitti.
Marina Tino ile karşılıklı göz göze otururken onu bir daha göremeyecek olmanın verdiği sinsi endişe içine oturdu. Yanında ondan bir şey götürmek ya da ömür boyu unutulmayacak bir anı oluşturmak istiyordu.
Bakışları birbirlerinin gözlerinde ahenkle gezinirken Marina çekingence alt dudağını kemirdi ve ilk adımı Tino’ya o attı. Daha önce hayatında ilk öpücüğünü vermek isteyeceği kimse olmamıştı.
Marina kalbi küt küt atarken midesinde yine o garip duyguyu hissetti. Heyecan ve mutluluk. Tino’nun eli beline kayarak onu nazikçe kendine çekerken Marina kalbine söz geçirmeye çalıştı ve dudakları arasında santimler kala odanın kapısı öflemeler eşliğinde Luceria tarafından sonuna kadar açıldı. Elinde koca bir ibrik taşıyordu. Yüzünde ibriği merdivenlerden yukarı taşırken zorlandığını belli edecek bir ifade vardı ama odaya girer girmez bakışları Tino ve Marina’yı bulunca bu ifade dalga ve eğlenceye dönüştü.
“Gerçekten çok hızlısın Ortiz, söz konusu çapkınlık olunca inan hiç birinci katmış ikinci katmış dinlemiyorsun.”
Marina utançla kızararak geri çekilirken Tino güven veren bir şekilde hafifçe Marina’nın elini sıktı. Luceria’ya döndüğünde her zamanki gibi rahat ve vurdumduymazdı.
“Bunca zaman Arcelio’dan öğrendim bir şeyler. Ne de olsa yanınızda az takılmadım.”
Luceria Tino’nun taklidini çeker gibi yüzünü buruşturdu.
“Eğer sevgilimden bir şeyler öğrenseydin sevgililer buluştuğunda yanlarında pek kalmaman gerektiğini de bilirdin.”
Tino eğlenen gözler ile güldü.
“Madem bu kadar bilgilisin bundan sonra sende kapıyı çalmadan odaya girmezsin Luci. Bende sevdiğim kişiyle yalnız kalmak istiyor olabilirim.”
Luceria’nın imalı gülümsemesi gözlerine ulaştı ve Marina mutlulukla karışık utançla bakışlarını yere eğdi. Kalbi göğüs kafesinden çıkacak kadar hızlı atıyordu. Biraz önce Tino Ortiz onu sevdiğini mi ima etmişti ?
Tino Luceria’nın cevap vermesini beklemeden ve kıvrak bir hareketle saksıyı de görmesini engelleyerek elinde saksıyla ayağa kalktı ve Luceria’ya fark ettirmeden saksıyı geri eski yerine koydu.
Yüzünü geri Marina’ya döndüğünde gözlerinde yine o flörtöz nazik çocuğun bakışları vardı.
“Hiçbir şey için endişelenme. Bir sorun olursa bile birlikte hallederiz.”
Marina gülümsedi ve Tino pencereyi açıp dışarı çıkarak gözden kayboldu.
Marina hala kalbi hızlıca atarken ve yüzünde mutlu bir gülümseme varken bakışlarını yerden kaldırmaya utandı. Yanaklarının kızardığını biliyordu.
Luceria ibrikteki suyu küvete boşalttıktan sonra samimi bir gülümseme ile Marina’nın yanına geldi.
“Tino ile dalga geçmeme alınmıyorsun değil mi ? Asıl amacım asla seni utandırmak değil çünkü, yanlış anlıyorsan bir daha yapmayabilirim.”
Marina dostane bir şekilde elini Luceria’nın dizine koydu.
“Kötü bir amacın olmadığını biliyorum. Merak etme aksine Tino ile atışmalarınız kulağa eğlenceli geliyor.”
Luceria’nın gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı.
“Tino senin gibi birini bulduğu için çok şanslı. Arvilla’yı da severdim ama fazla soğuk ve sert bir mizacı vardı. Üstelik bizden de pek haz ettiği söylenmezdi. Gerçi senin de bizi sevmek için pek fazla nedenin yok ama olsun. Aslında düşününce bizden nefret ediyor bile olabilirsin. Tino seni zorla alıkoymasa avcılar tarafından yakalanıp korsanların eline düşmezdin. Bir de zorla gücünü kullandın tabi...”
Luceria Marina’ya söz hakkı tanımadan kendi kendine hızlı hızlı konuşurken Marina gülerek “Luceria.” dedi ve bu uyarı Luceria’nın tatlı bir pişmanlık ile durmasına sebep oldu.
“Çok konuştum değil mi ? Tino hep yakınır, Arcelio ise konuşmama bayılır.” Arcelio’dan bahsederken sesinde aşk vardı.
Luceria ayaklandı.
“Seni banyo yapman için yalnız bırakayım. Birazdan tekrar gelir ve yiyecek bir şeyler getiririm.”
Marina minnettarca gülümsedi ve o da küvete doğru ilerledi.
“Her şey için teşekkür ederim Luceria ve ayrıca söylemem gerekirse sizden nefret etmiyorum. Hatta o gün ormanda Tino ile karşılaştığım için çok mutluyum.”
Luceria tereddütle eteğiyle oynadı.
“Peki Tino ile görüşmeye devam edecek misin ?”
“Anlamadım.”
“Okyanusa geri döndükten sonra onu görmeye devam edecek misin ?”
Marina kalbine bir ok saplanmış gibi hissetti ve yüzündeki gülümseme usulca silindi.
“Nasıl görüşmeye devam edebiliriz ki ? Çok farklı yerlerde yaşıyoruz.” İçinden ekledi ve farklı zamanlarda.
Luceria’nın tatlı bakışları donuklaştı.
“Tino sevdikleri için her şeyi yapar. Eminim ki sen istersen seninle görüşmenin bir yolunu da bulur ama sen istemiyorsun ?”
Son kelimeleri bir soruydu. Marina hüzünle elleriyle oynadı.
“İstemiyor değilim ama görüşemeyiz. Bu imkansız olur.”
Luceria usulca ama samimi bir olmayan bir şekilde gülümsedi.
“Tino imkansızı mümkün kılmayı bilir ama ben seni anladım merak etme.”
Luceria odanın çıkışına doğru ilerlerken Marina kırık kalbi ile öylece kaldı.
Luceria kapıyı açmak için elini kulpa uzattıktan sonra ani bir kararla kapıyı açmadan geri Marina’nın yanına döndü. İki kız odanın ortasında karşılıklı dururken Luceria konuşmadan önce derin bir nefes alıp verdi.
“Seninle arama Tino ile senin aranda olan sebeplerden dolayı mesafe koymayacağım ama eğer Tino’yu bir daha görmeyeceksin lütfen araya biraz mesafe koy. Bu ikiniz için de daha iyi olur.”
Luceria uzanarak Marina’nın ellerini tuttu.
“Ve seninle gerçekten dost olmayı isterim. Ne kadar bu süre kısa da olacak olsa bana güvenebileceğini bilebilirsin. Ağzım pek sıkı gibi durmasa da iyi sır saklarım.”
Marina gözlerinde biriken yaşlar ile Luceria’ya sarıldı.
“Teşekkür ederim Luceria.”
Luceria’da aynı şekilde karşılık verdi.
“Aynı zamanda bilmen gereken bir şey daha var. Tüm dostlarım bana Luci der.”
Marina gözlerinden yavaş yavaş akan yaşlara rağmen güldü. Luceria Marissa haricindeki ilk kız arkadaşıydı.
Luceria ve Marina yavaşça ayrıldılar.
“Senin için o kadar su ısıtıp getirdim, soğutmasan iyi olur. Biraz önce de dediğim gibi biraz sonra yemek bırakmak için tekrar uğrarım.”
Marina hafifçe kafa salladı ve merakla alt dudağını ısırdıktan sonra konuştu.
“Yarın festivalde ne olacak ? Maryi neden o kadar gergindi.”
Luceria sıradan bir şey anlatır gibi omuz silkti.
“Cardenas sürüsüne resmi olarak katılacak genç kurtlar için bir eğlence, aynı zamanda kendilerini sürüye kanıtlamaları için de bir fırsat. Maryi gergin çünkü annesi alfa ve Arcelio’da geçen yıllarda büyük bir başarı gösterdi. Herkes ondan üstün bir başarı bekliyor ve belki fark ettiysen Maryi de başarılı olarak konseye katılabilme şansı elde etme peşinde.”
Marina’nın aklına helsmalp geldi. Kurtların birbiri ile ölümüne dövüştüğü o yer onu hala dehşete sürüklüyordu.
“Birbirleri ile dövüşecekler mi ?”
Luceria’nın şaşkınlıkla gözleri büyüdü.
“Tabi ki hayır böyle çılgın bir fikri nereden edindin ! Önce avlanmak için ormana girecekler ve en büyük en başarılı avı getirenler sonrasında konseye katılabilme şansı için konsey binasına girecek ve konseyin onları tabii tuttuğu sınava katılacak.”
Luceria şüpheyle anlayıp anlamadığını anlamak için Marina’ya baktı.
“Biraz karışık mı oldu ? Özetle önce ormanda avlanacaklar. Konsey için büyük bir hayvan avlamak önemli ama mesela ben bir tavşan getirmiştim çünkü konseye girebilmek gibi bir hayalim yoktu.”
Luceria umursamazca omuz silkti.
“Ama Maryi konseye girmek istiyor değil mi ?”
Luceria kafa salladı.
“Avda başarılı olması gerek ve ailesi de daha öncesinde büyük avlar ile döndü. Söylenene göre Tiana koca bir siyah panter avlamış, Arcelio ise büyük bir boz ayı ile döndü. Maryi daha azını yapamaz ve asıl önemli olan sınavı da geçmesi gerek.”
Marina düşünceli bir şekilde kafa salladı. Bu durum birbirleri ile dövüşmelerinden daha iyi olsa da yine de vahşiceydi.
“Tamam artık ben gidiyorum, sen de rahat rahat banyonu yap.” Luceria’nın birden gözleri ışıldadı. “Dönüşte de hatta sana festival için giyecek yeni bir elbise getireyim.”
Marina’ya bir şey diyecek zamanı vermeden odadan ayrılacakken odanın kapısı çalınarak açıldı ve suratsız gardiyan ortaya çıktı.
Bakışları çok kısa Luceria’ya uğradı ve hemen sonra Marina’ya çevrildi.
“Tiana ve Reto, deniz kızı ile konuşmak istiyor. Aşağıda büyük salondalar.”
Luceria konuştu, Marina panik duygusunun arttığını hissediyordu. Vanko da bir alfaydı ve alfalar ile konuşmak Vanko yüzünden hep zor geçecek bir şeymiş gibi duruyordu.
“Teşekkürler Dennis. Onu aşağıya ben indiririm sen gidebilirsin.”
Dennis umursamazca omuz silkip odadan ayrılmadan önce ekledi.
“Galiba kötü bir haber aldılar, biraz gerginler.”
“Tekrardan bu güzel haber için teşekkürler Dennis.”
Luceria kinayeli bir şekilde konuştuktan sonra hızlıca giderek gardiyanın arkasından kapıyı kapadı.
Yüzünü geri Marina’ya döndüğünde Marina’nın telaşı yüzünden okunuyor olacak ki sakinleştirici bir sesle söze başladı.
“Endişelenmene gerek yok, konseyde senin gitmene için oy verdiler bunu geri alamazlar.”
Marina sakinleşmeye çalışarak kafa salladı.
“Büyük ihtimalle tanışmak için öylesine çağırıyorlar. Burada olmana rağmen Tiana ile tanışmasan saçma olurdu. Ayrıca morallerinin bozuk olmasını da takma büyük ihtimalle kuzeyden istemedikleri bir haber aldılar. Arcelio bir süredir kuzeydeki casuslardan haber alınamadığını söylüyordu. Eminim ki o konu ile ilgilidir.”
Marina kendine güvenmeye çalışarak derin bir nefes aldı. Ne kadar korkutucu olabilirlerdi ki, o Vanko ile görüşmeye çıkmış, hatta tüm kurtların ortasında gücünü kullanarak birini kurtarmıştı. Yavaş yavaş kalbinin atışı normale dönerken Luceria’ya olumlu anlamda kafa salladı.
“Gidelim mi ?”
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 5.15k Okunma |
1.51k Oy |
0 Takip |
40 Bölümlü Kitap |