38. Bölüm

34.Bölüm: Masal Bitti

giz_ece
giz_ece

 

İyi Okumalar ✨️❤️

 

Marina hayatında daha önce hiç olmadığı kadar mutluydu. Tino’yla birlikte kalabalıkta kahkahalar içinde yürürken kalbi bir çocuk neşesinde atıyordu. Başına gelmiş olan ve bir bilinmeze gidecek olan her şey bu gece ona çok uzaktı. Sanki hikayesi burada Tino ile burada başlamış ve burada devam edecekmiş gibi hissediyordu. Kalbi ilk kez burada atmayı öğrenmişti.

Tino’nun ela gözleri aşkla ona bakarken, ilgisi her daim onun üstündeyken Marina nefes aldığını hissediyordu. İçinde dur durak bilmeyen bir kıpırtı durmadan yer değiştiriyordu.

Parmağında hissettiği yüzük, ruhunu gören gözler, kalabalıkta onları görse bile dokunmadan geçen bakışlar, çalan müzik ve aitlik hissi her yeri kaplamıştı.

Ruhundaki yabancılık, kim olduğunu bilememe hissi, korku ve öfke bu gece yoktu. Marina kafasını kaldırıp yanında yürüyen sarı dalgalı saçlı çocuğa baktığında bundan sonra tek hissedebileceği duygunun aşk ve sevgi olacağını düşünüyordu. Sonsuz bir aşk dehlizinde kaybolmuştu.

Küçük bir içki masasının önüne geldiklerinde Tino içi sarı bir sıvı ile dolu olan bakır bardaklardan birini Marina’ya uzattı.

“Denemek ister misin ?”

Marina’nın kaşları kararsızlık ile havalandı.

“Tadı güzel mi ?”

“Doğruyu mu söyleyeyim ?” Tino’nun yüzüne muzip bir gülümseme yayılırken gamzeleri ortaya çıktı. Gözlerinin içi ışıl ışıl parlıyordu. “Hayır değil.”

İkisi birlikte gülerken Marina yine de denemek için elini uzattı. Hafif ama keskin bir kokusu vardı. Marina bakışları Tino’da küçük bir yudum aldı ve alır almaz yüzünü buruşturarak bardağı Tino’ya geri uzattı. Tino gülerek bardağı alıp tek dikişte bitirdi.

Marina şakayla karışık ciddiyetle sitem etti.

“Çok kötüsün.”

Tino sevimli bir şekilde gülümsedi ve ben sana demiştim dercesine omuz silkti.

Kalabalığın içinde el ele ilerlemeye devam ettiler. Herkes şen şakrak ve neşe doluydu. Geceyi kahkaha sesleri doldururken Marina’nın bakışları hareketli bir oyun tezgahına kaydı. Orta yaşlı, esmer tenli, iri yarı ve saçları örgülü bir kurt kadını tezgahın önünde birbirleri ile yarışan iki kurda elinde yelpazesi ile gözcülük ediyordu. Etraflarını küçük, hareketli ve biraz da sarhoş görünen küçük bir topluluk sarmıştı. Tezahüratlar ve destek sözleri havada uçuşuyordu.

Tino’nun bakışları Marina’nın üzerinde olduğundan hemen baktığı yeri gördü.

“Oynamak ister misin ?”

Marina küçük bir çocuk gibi hemen hevesle kafa salladı. Oyun çok zor gözükmüyordu. Su dolu iki kapın içine kalın büyükçe yapraklar konmuştu, yaprağın üzerine yaprağı batırmadan ortada duran taşlardan en çok koyan kişi kazanıyordu.

Oynayanların oyunu bitip de sıra onlara geldiğinde kadın Tino’yu kafasıyla selamladı ve bakışları Marina’yı bulduğunda başta özensizce sonra birden tanımanın verdiği heyecanla neşeyle parladı.

“Denizkızı ?”

Kadının ansız neşesi karşısında Marina’da gülerek kafa salladı. Bu gece mutsuz olmak için hiçbir nedeni yoktu.

Kadın da biraz içmiş olmalıydı ki gereğinden fazla bir heyecanla Marina’yı izleyici kalabalığına büyük bir coşku ile takdim etti.

“Vee... Gecenin onur konuğu... Denizkızı...” Gözleri gururla parladı ve hemen öne Marina’ya doğru eğilerek diğerlerine çaktırmamaya çalışarak fısıldadı.

“İsminiz neydi ?”

“Marina.”

Marina kadına ciddiyet ile cevap verirken yan tarafta Tino’nun gülmemeye çalıştığını görerek ondan tarafa şakayla karışık kötü kötü baktı ama dudaklarındaki gülücük onu ele veriyordu.

Kadın anonsuna devam etti.

“Yerleşkemizin medar-ı iftiharı, ismi Marinaa ! Benim oyun masamda ! Bol şans sana Marina !”

Kalabalıktan bir alkış koptu ve kadın biraz da geçiştirerek sözlerine devam etti.

“Ve karşısında da Tino !”

Tino oyunbaz ve flörtöz bir ifade ile kadına doğru eğildi.

“Bana bol şans yok mu ?”

Kadın elindeki yelpaze ile Tino’nun kafasına vuracakken Tino tam vaktinde gülerek geri çekilmeyi başardı.

“Git işine seni hayta !”

Marina gülmesini bastırmaya çalıştı ama dudaklarının arasından kaçan kıkırtıya engel olamadı.

Gülen gözleri buluşurken Marina oh olsun der gibi omuzlarını kaldırıp indirdi.

Oyun başlarken etraflarındaki kalabalıktan da tezahürat sesleri gelmeyi başlamıştı.

Marina hiç zorlanmadan taşları usulca yaprağın üzerine yerleştirirken suyun içindeki titreşimleri de hissedebiliyordu. Arada taşları koymaya çalışırken parmakları suya değiyordu ve bu kısacık anda bile vücudu yaşamla doluyordu.

Kalabalıktan Tino’yu destekleyen gruptan bir ah’lama sesi duyulurken Marina kafasını yana çevirdi ve Tino’nun yaprağını taşlarla birlikte dibe doğru battığını gördü. Dudaklarından küçük bir sevinç çığlığı çıkarken küçük kalabalığı da coşmuştu.

Marina onlarla birlikte küçük çapta bir sevinç gösterisi yaparken Tino dudaklarında bir tebessümle Marina’yı izledi.

Ancak sevinç gösterisi bitip de oyuna yeni yarışmacılar geldiği zaman kadın tezgahın arkasından küçük bir kutu çıkardı. İçinde çeşitli el yapımı ipten örülmüş bileklikler vardı.

“İçinden istediğini al canım, yarışmayı kazanının hakkı bu.”

Kadın yeni gelen yarışmacıları takdim etmeye dönerken Marina kutudan okyanus mavisi bir bileklik aldı. Düz ve basitti. İki ip birbirine dolanarak yapılmıştı.

Marina Tino’ya dönerek utangaçça gözlerine baktı ve yüzüğüyle oynadı.

“Senin hediyen kadar güzel ya da uğraşılmış değil ama benim için bunu kabul eder misin ?”

Tino’nun gözleri ışıl ışıl parladı.

“Sen değdiğin her şeye ayrı bir güzellik katıyorsun, senin yanında çirkin bir şey kalmıyor ki.”

Marina sevinçle bilekliği Tino’nun bileğine taktı ve meydana yakın bir yerden hareketli bir dans müziği yükselirken ikisinin de dikkati oraya kaydı ve Tino küçük bir reverans yaparak elini dans etmek üzere Marina’ya uzattı.

Marina çekingen bir şekilde elini uzatmadan önce alt dudağını kemirdi.

“Daha önce hiç dans etmedim.”

Tino’nun ışıltılı gülümsemesi tekrardan belirdi.

“Unutulmayacak bir an daha.” Elleri ve bakışları buluştu. “İstemiyorsan gitmek zorunda değiliz.”

Bu gece utanç ya da korku yoktu.

“Sen yanımda olacaksan, her şeyi denemeye hazırım.”

Dans eden kalabalığa karıştılar. Ritim, adımlar, buluşan eller ve Luceria’nın hareket ettikçe dalga dalga dalgalanan mavi elbisesi.

Açık havada hafifçe eserek onları okşayan rüzgarla birlikte dans eden bir sürü kurdun ortasında kahkahalar içinde Marina hiç olmadığı kadar özgürdü. Hiçbir bakış kimse de birkaç saniyeden fazla kalmazken bedeni istediği gibi sağa sola gidiyordu. Hareketleri doğru yapıp yapmadığı önemli değildi, kimsenin bunu umursadığı da yoktu zaten. Marina ve Tino’da tamamen bambaşka ama yine garip bir şekilde kalabalıkla uyum içerisinde dans ediyordu.

Bir süre dans etmezlerse dünya duracak gibi dans ettiler ve yavaşça müzik değişerek daha romantik bir hale geldiğinde Marina utanarak kollarını Tino'nun boynuna doladı, Tino’nun elleri ise onun belindeydi.

Aralarında bir adım var yok arasındaydı, Marina’nın kafası Tino’nun göğsüne denk geliyordu. Marina bu huzurlu anda sonsuza kadar kalmak istedi. Tino Ortiz aynı okyanus gibi kokuyordu.

“Marina...”

Marina Tino’nun sesini onunla konuşurken belki ilk kez bu kadar ciddi duydu.

Kafasını kaldırıp Tino’nun gözlerinin içine baktı. Ruhları birbirleri ile konuşmadan da derdini anlatabiliyordu. Marina’nın kalbi heyecanla çarptı. Tino’nun söylemek istediği şeyi söylemesi için ağzını açmasına bile gerek yoktu ama yine de sesli olarak da söyledi.

“Ben sana aşık oldum.”

Kelebekler artık özgürdü. Yüzlerce belki de binlercesi midesinden çıkmak için durmadan kanat çırpıyordu.

Marina ne cevap verirse versin yeterli gelmeyeceğini, duygularını anlatmaya yetmeyeceğini düşündü. Anlık bir karardı. Parmak ucunda yükseldi ve ilk öpücüğünü sarı bukleli muzip yakışıklı bir kurda verdi.

Tino’nun dudakları göründüğü kadar yumuşaktı, ve öpüşmek gerçekten de kalbinde ritim bozukluğuna yol açacak kadar romantikti.

Birkaç saniyeliğine müzik, dans ve hatta dünya durdu. Geriye bir tek ikisi kaldı.

Dudakları ayrıldığında ama ruhları sonsuza kadar mühürlendiğinde ilk Tino konuştu.

“Seninle gelmeme izin ver. Nereye gidersen peşinden gelirim. Sadece istediğini söylemen yeterli.”

Kelebekler kanat çırpmayı bıraktı ve gecenin büyüsü çatladı. Marina için uyanış sert ve acılı oldu. Bu gece başlı başına bir hataydı. Zihninde Reto, Arvilla ve Luceria’nın sözleri yankılandı. Gözbebekleri titrerken Tino’dan bir adım uzaklaştı ve tekrardan çalan müziği fark etti. Etraflarındaki herkes dans etmeye devam ediyordu.

“Tino...”

Marina devamını getirmeden kalabalığı yararak Spiro nefes nefese geldi.

“Marina...” Kararsızlık ve şüphe ile duraksadı. “Arkadaşın olduğunu söyleyen biri geldi. Yanında da bir Lockwood var.”

Sanki gelen kişinin yalan söylediğine kanaat getirmişçesine devam etti.

“Solgun, sarı saçlı bir kurt. Tanımıyorsun değil mi ?”

Belki de gece boyunca esen rüzgar sadece ilk defa o an esmedi ama Marina’nın tüyleri diken diken oldu. İçini büyük bir karanlık kapladı. Bu kadar büyük bir karanlıktı ki sanki bir daha hiç mutlu olamayacakmış gibi hissetti. Oysaki Marissa demek ev demekti.

Büyülü masal bitmişti ve şimdi sırada sadece korkunç günler vardı. Marina kuruntu yaptığını düşündü. Tino'nun söyledikleri yüzünden, ondan ayrılmak zorunda olduğu için ruhunu büyük bir karamsarlık kaplamıştı oysa sevinmesi gerekiyordu, Marissa buradaydı. Arkadaşı kendisini almak için gelmişti. Gülümsemeye çalıştı.

Ama Marina yine de biliyordu ki bundan sonra gülümsemek için bir sebebi olmayacaktı. Tüm kahkahaları bu gece sonsuza kadar onu terk etmişti.

 

Öylesine konuşacağım okumak istemeyen okumayabilir 🫶🏻

 

Herkese selam tekrardan ✨️

Eğer beğendiyseniz oy verip yorum yaparsanız çok sevinirim. En hızlı bölüm yazabildiğim zamanlar ne yazık ki en çok oyu alıp, okunmamın arttığı zamanlar 🥲

Zaten yorum yapmıyorsunuz onu yazmıyorum bile 😅

Ama şunun şurasında okuyan bir 20 kişi filansınız ben sizi ismen bile bilince mutlu oluyorum 🥰

Mesela kitabımı bu bölüme kadar getirmeme verdiği oyların etkisi çok büyük olan ilk okuyucum ya artık okumuyor ya da beğenmiyor 🥲 (Dipnot: Umarım sadece beğenmiyordur, okumaması daha çok üzer 🥹)

İsmini burada yazmayayım ama teşekkür etmeden de geçmek istemedim ❤️

Biraz da kitaptan konuşmam gerekirse şu son birkaç bölüm yazmakta en zorlandığım bölümler oldu. Ama neyseki bitti ve bundan sonra yeni bir dönem başlıyor.

Lockwood dönemi...

Bir süreliğine Cardenas ve Ortiz'lere veda ediyoruz 🙃

Neyse daha fazla konuşmayayım 😇

Herkese okuduğunuz ve takip ettiğiniz için teşekkür ederim 🤍

(Son Dipnot: Şarkıyı nasıl buldunuz ? Ben çok yakıştırdım 🤭)

Bölüm : 04.09.2025 02:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...