2. Bölüm

Unutuldum Ama Ölmedim

Tuana Yokuş
gizemli_okur

Sırtımdaki tarif edilemez acıyla uyandın o kadar sızlıyordu ki her tarafım yatağımda oturur hale gelip başımı sıvazladım ve babamın dün söylediği sözler geldi aklıma ne yani ben onun kızı değil miyim?

16 yıldır canımdan can gitti benim almadığım yara kalmadı bana bunları yaşatan bir yabancımıydı yani ben onca şeyi boşu boşuna mı yaşadım kaç kere ölüp dirildim ben boşunamıydı . Kapının aniden açılmasıyla hızla ayağa kalktım.

"Hazırlan bakalım küçük ucube hastaneye gidiyoruz kurtuluyorum senden 5 dakika içinde aşağı inmessen olacaklarda ben sorumlu değilim bilmiş ol" diyip odamın kapısını çarparak dışarı çıktı. Onun çıkmasıyla gözümden bir damla yaş firar etti sonra devamı geldi hıçkırarak ağlarken aynı zamanda da üstümü aceleyle giyiniyordum.

Altıma siyah bol bir eşofman giydim üstünede sırtıma olabildiğince az temas eden bir sweatshirt giydim

-yaz sıcağında ne sweatshirt-diyceksiniz biliyorum ama babam bana hiç bişey almaz bir fondoten de almadı aldırmadı okul varken görünen yerlerine çok vurmazdı ama yaz tatilinde işler aynı olmazdı bu yüzden kollarımı kapatmam gerekiyordu. Üstümü giyindikten sonra kafama siyah bir şapka alıp kafama geçirdim ve olabildiğince hızlı bir şekilde aşağı indim ve hemen arabaya bindim babam"eğer 1 dakika daha gelmeseydin seni pataklamaya geliyordum ne uyuşuk bir şeysin sen iyiki benim kızım değilsin "diyip arabayı çalıştırdı ve hastaneye doğru ilerlemeye başladı.

Ben artık bu hitaplara dayanamıyordum 'uyuşuk, uğursuz, ucube, iğrenç varlık' babam bu kelimelerle ruhumu çürüttü benim o an aklıma düşen şeyle bedenim buz kesti ben neden yaşıyorum benim bir sebebim yok benim tutunacak bir dalım yok ben neden son vermedim ki bu yaşıma kadar hayatıma aptalım gerçekten tam bir aptalım

-Aptal değilsin Gece'm sadece sevilme ihtimalin uğruna yaşadın ve pişmansın çünkü sevilme ihtimalinin hiç olmadığını düşünüyosun çünkü sen sevgiyi hiç tatmadın.

Ben sevildim Muzo(iç ses) abim beni çok sevmişti ama gelicek bu bahar olmadı ama önümüzdeki bahar incir açacak çiçek açıcak Muzo

-Gece incir ağaçlar çi-

Sus muzo abim bana bir umut verdi onu almayın elimden

-Geldiniz Gece aç gözlerini şimdilik gidiyorum ben

 

 

 

Muzodan sonra gözlerimi açtım ve akan göz yaşlarımı sildim şapkamı iyice kafama indirip arabadan çıktım yüzümde yara bere yoktu ben çok çirkindim beni kimsenin görmesini istemiyordum babam(şüpheli) önden ben arkadan hastaneye giriş yaptık ÖZEL KARAGÜN HASTANESİ burda doğmuş ve muhtemelen burda karıştırılmıştım.

 

 

 

 

Danışmadan odanın yerini öğrendik ve odaya çıktık babam kapıyı tıklamadan önce sırtıma elini koydu ve hafifçe bastırdı "En ufak bişeyi belli edersen neler olucağını biliyorsun dimi kızım" Hızla başımı salladım ve pençesini sırtımdan çekti pençesini çekmesiyle titrek bir nefes verdim babam kapıyı çaldı ve içeri adımladık kimseye bakmadan babamın yanına geçtim onun yanına geçmemi belirten hareketler yapmıştı çünkü bende el mecbur oraya oturdum.

Odada kaç kişi vardı bilmiyordum ama kalabalık olduğu kesindi Doktorun "Burada 2 hafta önce işe başladım ve hastanenin geçmiş dosyalarına bakarken böyle bir karışıklık olabileceğini fark ettim ve hemen size haber verdim hastanemiz adına gerçekten çok özür diliyorum isterseniz ilk olarak Gece Uysal'dan ve Ayça Karagün'den DNA örneklerini alalım" Hızla başımla onayladım ve hemşirenin peşinden gittim benden hızla kan aldılar ve ben yerime geçtim sıra ayçaya gelmişti ki bir çığlık koptu hızla ayçanın yanına gidip"iyimisin çok mu acıdı "dedim endişeyle ve ayçanın eline baktım ama onun alını tutan biri vardı. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdım ve karşımda babamı gördüm bana iğrenç bir şekilde sırıtıyordu. Sonra ayça tiz sesiyle kahkaha attı ve bana dönerek " Ayyy babacımmm bu senin ex kız amma saf salak bişey çıktı kızım salak mısın sen çok mu vurdular kafana ay ben şoke "(lan gıcık oldum yazarken şaka gibi) diye bağırdı ve babam ona tebessüm etti " Kızım onun genetiğinde var küçükkende böyleydi bu her ağlayanın yanında biter sanki bir bok yapabilecekte"diyip kahkaha attı dolu gözlerle yerime geri oturdum ve sakinleşmeyi bekledim zar zor sakinleştim ben sakinleşene kadar babalarda kan vermişti ve sonuçların 30 dk sonra açıklanacağı söylenmişti ve denilene göre 5 dk sonra sonuçlar açıklanacaktı(daha hızlısı mezarda sjsjsjs) ve ben hala diğer ailenin hiç bir üyesine bakmamıştım ayça hariç gerçi o, o aileden değildi doğru Ayçanın sesiyle ortamdaki sessizlik son buldu "Kız Gece çok mu çirkinsin suratını kapatıyorsun gerçi anan belli baban belli sende haklısın ama ben merak ediyorum ya nasıl bir çirkinliğe sahipsin babacım açta şu çirkin suratın yüzünü görelim dimi yaaa" Bu söyledikleriyle gözlerim doldu Mehmet yani eski babam gibi konuşmuştu Mehmet "prensesim isterde açmazmıyım" Diyip şapkamı çıkardı ve ben hızla kafamı Mehmet'e çevirdim ve hayal kırıklığı ve dolmuş gözlerle ona baktım .

Aslında çirkin olduğuma inanmak istemiyordum simsiyah saçlara ölü gibi beyaz bir tane ve mavi gözlere sahiptim ama Mehmet hep bana çirkinsin derdi benine çirkin olduğuma inandırmıştı en sonunda sol gözümde bir damla yaş düştü ve muhtemelen biyolojik olan aileme çevirdim kafamı çevirmemle şok oldum kadın ve adam yaşlı ve özlem dolu gözlerle bana bakıyorlardı ve kadın sanki benim yaşlanmış halim gibiydi sadece beni biraz daha kötüydüm benden yanlarında de benden küçük olduğu belli olan bir çocuk vardı muhtemelen kardeşimdi ama o bana dünyanın en iğrenç şeyiymişim gibi bakıyordu bu bakışlar çok tanıdıktı. Doktor'un içeri girmesiyle herkes dikkatini doktara verdi ve söylenenleri dinledi Doktor "Evet ne yazıkki tahminlerimiz doğru çıktı Ayça Karagün %98,5 oranıyla Mehmet Uysalın kızı, Gece Uysal da %97,2 oranıyla Murat Karagün'ün kızı çok özür dileriz gerçekten" Diyip çıktı Mehmet hemen "herkes kendi kızını alısın " Dedi ve bana yaklaşarak " İzleri unutma tamammı ucube unutamayacağın hediyeler bıraktım sana " Dedi ve kızını alıp çıktı odada sadece ben biyo anne biyo baba ve çocuk kalmıştı çocuk bu ucubeye benziyo ya diyip çıktı Murat bey yanıma çöküp "Kızım bizimle gel lütfen bir şans ver bize bak annende bende çok heyecanlıyız senin için " Dedi kızım demişti bana bir umut doğdu içimde ve lafa kadın girdi sahi adı neydi bu kadının "Ben annenim gülüm adım Güler bize bir şans ver gel bizimle " Dedi benim gözlerim tekrar doldu ve şöyle cevap verdim " Size bir şans ise vericem zaten gidicek başka bir yerim yok yani sizinle gelicem" dedim ve Güler hanın bana sarıldı.

Sarılmasıyla sessizce inledim sırtım gerçekten acımıştı ama çok belli etmemeye çalışıp ondan ayrıldım ve oradan çıktık. Hastaneden çıktığımızda derin bir nefes aldım ve bunun etkisiyle hapşurdum eyvah şimdi çok kötü olucak ve aceleyle onlara dönüp " Özür dilerim gerçekten yanlışlıkla oldu özür dilerim " Güler hanım "Sorun yok bebeğim niye telaş yaptın ki bu kadar " Dedi 7 yaşında hapşurduğu için 3 gün aç bırakılan küçük Gece buna güldü.

Murat bey " Hadi hanımlar arabaya gidelim bir an önce eve gidelim " dedi ve bana döndü ve hadi dedi hızla arabay bindik ve yola çıktık kardeşim olan çocuğun adı egeymiş. Ve şuan yanımda oturuyordu arada bana bakıp kırıcı kelimeler söylüyodu.

Peki ya neden?

Eve varmıştık sonunda

-Sence burası ev mi Gece'm SARAY BURASI SARAY

Muzo kuzum suscanmı

-Tama be bişey demedim hem sana sesleniyorlar bak istersen

Bana seslenen Güler Hanıma çevirdim "kızım duyuyor musun " Cevap vermeme izin vermeden bir ses duyuldu "Hem çirkin hem sağır anne biz bu kızı niye getirdik buraya ya abimler hiç sevinmeyecek bu işe" Dedi ona döndüm ve buruk bir tebessümle "teşekkür ederim " Dedim ve Güler hanıma döndüm, ege belliki afallamıştı böyle bir cevap beklemiyordu tabi Güler hanım bana sıcacık gülümsedi ve "Kızım sen bakma kardeşine sen bizim çok önemli ve değerlisin sakın kendini bu şekilde tanımlama sen bizim prensesimizsin" Şuan şurada AĞLIYACAĞIM ama,Murat bey de güler hanımı onayladı ve eve doğru ilerlemeye başladık kapıyı al yanaklı tombik bir teyze açtı "Hoşgeldiniz Murt Bey hoş geldiniz Güler Hanım hoş geldiniz Ege Bey buyrun" dedi ve kenara çekildi "Hoşbulduk Hatice abla " dedi Güler Hanım ve içeri girdik onlar önde ben arkada salon olduğunu düşündüğüm odaya giriş yaptık .

İçeri girmemizle 5 tane göz bana çevrildi tırsıp bir adım geri attım ege hemen diğer adamların yaynına geçmişti bile bense hala ayaktaydım çünkü bunlardan gerçekten korkuyordum eğer bana nasıl baktıklarını görseydiniz hak verirdiniz Güler Hanım'ın " Gece gel böyle otur abilerine tanıştırayım seni " Demesiyle hep bir ağızdan "" O benim kardeşim değil ""dediler açıkçası üzülmüştüm neden bilmiyorum sanırım mutlu olabileceğim düşüncesi ellerimden kayıp gittiğinden dolayı böyle hissediyordum onlara döndüm ve yine her zaman ki gibi" Teşekkür ederim"dedim ve Güler hanımın yanına oturdum ve Güler Hanım"kızım sen bakma bunlara ben seni tanıştırıyım bu en büyük abin Karan 30 yaşında babanla birlikte şirkette çalışıyor, bu ikinci abin Esat 28 yaşında oda şirkette çalışıyor, bu 3. Abin Emre 25 yaşında mimar, buda en küçük abin Berk 19 yaşında avukat olmak istiyorve son olarak ikizin Aytaç 16 yaşında " Hepsine teker teker çok kısa baktım Berk ve Karan kumral mavi gözlüydü Esat esmerken Emre sarışın mavi gözlüydü Aytaç ise benim gibi siyah saçlı beyaz tenliydi ama gözleri yeşilimsi grimsi bir renkti.

"Bunlarda kardeşlerin Bu Mert 15 yaşında yani senden 1 yaş küçük, buda en küçükleriniz Ege 12 yaşında oh benden anlattım şimdi sen tanıt bakalım kendini"

Güler Hanımı onaylarım ve vücüdumu tamamen ona çevirdim şayet beni dinlemeyecek insanlara kendimi anlatamazdım "Ben Gece biliyorsunuz zaten 10. Sınıfa gidiyorum yani bu kadar aslında pek anlatıcak bişey yok"

Murat Bey sordu bu sefer"Bir hobin falan yok mu" bu sefer ona döndüm "Aslında var ben gitar çalmaya baylırım ama çok uzun zamandır çalmıyorum hani baya oldu bundan sonrada çalamam muhtemelem" Güler Hanım merakla sordu bu sefer "En son ne zaman çaldın ve neden bir daha çalmayacağını söylüyorsun peki?" Aklıma gelen anılarla hem gözlerim doldu hemde hafif bir tebessüm belirdi dudaklarımda ve soruyu yanıtladım"En son abimle 8 yaşlarındayken çaldım yani daha doğrusu abim bana öğretmeye çalışıyordu tabi bende abimin sesine bayılırdım rahatlatırdı beni güvende hissettirirdi tekrar tekrar söylesin diye bilerek hata yapardım abim anlamış olucak ki bana şey demişti madem bu kadar çok seviyorsun sesimi ben yokken hiç çalma bize özel kalsın olur mu demişti bende o günden beri elime gitar almadım işte" Gözlerimi odakladığım halıdan çektim ve Güler Hanıma baktım tebessümle dinlemişti beni sol gözümden bir damla yaş aktı hemen sildim o yaşı şayet görürlerse çok kızabilirlerdi belki onlarda sevmezler diye ağlayan insanı Güler Hanım dilimin lal olmasına sebep olan o soruyu sordu "Abin nerde kızım" Gözlerime yaşlar hızla firar etti ama ağlamadım göz yaşı düşmemesi için çabaladım ve tekrar yere odaklanıp hızla cevap verdim sorusuna "Abim gelicek gelicem dedi bana benim abim sözünü tutar abim çok sever beni ben üzülmeyim diye her şeyi yapar tutar dimi sözünü neden tutmasın saçmalama abim söz verdi bi kere gelir ' gözlerimi Güler Hanıma çevirdim 'gelir dimi? " Güler Hanımında gözleri dolmuştu "Sana ne zaman geliceğini söyledi abin kızım? " yüzüme zorla bir gülümseme kondurdum ama sesimin titremesine engel olamadım"İncir ağacı çiçek açınca gelicek abim söz verdi bana ama güçlü bir kız olduğunda gelicem dedi sanırım ben hala yeterince güçlü değilim"bu sefer Berk konuştu"iyide incir ağacı çiçek aç-'hızla lafını böldüm "biliyorum" dedim ve suratına baktım sol gözümden yine bir damla yaş düştü bu sefer silmekle uğraşmadım

(Evi şöyle hayal edin kapıdan gırıyorsunuz bir yukarı doğru merdivenler var birde aşağı doğru 2 basamak, aşağı geldiğinde salon ve salon duvar yerine camla kaplı ve dışarıda korumalar var)

Kafamı bir iç güdüyle arkamı çevirdim ve abımı gördüm kanlı canlı ordaydı bana bakıyordu "ABİ" Diye haykırıp hemen kapıdan çıktım kapıdan dışarıya adımı atamadan bir kurşun sesi geldi kulaklarıma zorlanarak "ABİ IYIMISIN UMUT ABİ" diye haykırdım ve elimi karnıma atmamla elime gelen sıcak sıvıya baktım hayır vurulan bendim yere düşmeden önce duyduğum ses umut abimin sesiydi "geldim kardeşim buldum seni ama şimdi benden gidemezsin dayan abicim AMBULANSI ARAYIN" sonrası karanlık derin ve tatlı bir uykuya bıraktım kendimi...

 

 

 

ÇOKKK YORULDUM VALLA UZUN BİR BÖLÜM OLDU BENCE EĞER MANTIK HATASI FALAN OLDUĞUNUN DÜŞÜNÜYORSANız LÜTFEN SÖYLEYİN BİR BÖLÜMÜN DAHA SONUNA GELDİK DEDİĞİM GİBİ AKŞAM YAYINLIYORUM İYİ GECELERRR 💥💥💥🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️🧚🏼‍♀️

Çok fazla yazım yanlışı vardı düzelttim

 

Hatırlatma:oy vermek ücretsizdir🧚🏼‍♀️💥

Bölüm : 02.09.2024 22:16 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...