40. Bölüm

Biz birbirimize herşey oluruz çakma abi sen hiç merak etme

" Ben seninle muhattap değilim Binbaşı Yiğit , Alevle konuşuyorum farkındaysan "

" Sen anlamıyorsun herhalde nazik dilden " diyerek Buluta yaklaştı Yiğit

" Şimdi şurdan güzel bir şekilde siktir olup gidiyorsun bende hasret gidereyim "

" Alev hale birşey demedi Binbaşı kendini çok kaptırma "

" Binbaşım haklı Bulut Yüzbaşı , bak dakikada saymış ama o dakika biraz daha uzarsa gördüğün adam seni parçalamaktan çekinmez "

" Yapma Alev konuşuyoruz "

" Benim konuşmam bitti izninle Binbaşımdan çok uzak kaldım onunda söylediği gibi hasret gidermem gerek "

" Sana söylediklerimi iyi düşün Alev hata yapıyorsun . "

" Ben hata yapmam hele konu Yiğitse o bir hata değildir . "

" Peki ama dikkatli ol kimin nereden nasıl vuracağı belli olmaz " diyerek ayaklandı . Kapıya doğru adım atarken onu bir ses durdurdu

" Burada Yüzbaşı Bulut biz Ahuyla düşündük şöyle çift çift bir yemeğe gidelim "

" Ahu derken "

" Baya Ahu , sende al Gizemi gidelim "

" Öyle olsun gideriz konum atarsınız " diyerek odadan ayrıldı . Telefonu cebinden çıkartarak bir numrayı aradı

" Nerdesin , bu can acıtma planı düşündüğümden daha erken olacak "

" Neden , birşey mi oldu Bulut "

" Yiğit canımı fazlasıyla sıkıyor birazda ben onunkini sıkacağım " diyerek sırıttı

" Peki , ne zaman geliyorum "

" Akşam sana attığım konumda ol , büyük bir zevkle bekliyorum seni"

" Peki kardeşim "

" Görüşürüz " diyerek telefonu kapattı .

" Akşam göreceğim seni Yiğit , bakalım bu durumda da rütben seni artist yapabilicek mi " diyerek karagahtan ayrıldı

...

" Ne dedi bu lavuk sana Ahu "

" Hiç birşey boş boş konuştu "

" Ne hakkında konuştu Ahu anlat "

" Hiç senden benden öyle . Oda seni bırakıcak falan dedi "

" Sen ne dedin "

" Haklısın kimseye güven olmaz dikkat ederim dedim " benim bunu söylememle Yiğitin gözlerine hüzün çoktu.

" Sen cidden böyle mi düşünüyorsun Ahu "

" Evet kimseye güvenemem "

" Yapma Ahu sen yapma " diyerek sinirle kapıya yürümeye başlamıştı Yiğit fakat benim sesimle durdu

" Sence ben senin hakkında böyle düşünebilir miyim Yiğit "

" Düşünmedin mi "

" Hayır otur ayrıca şuraya " dememle sandalyeye oturmuştu

" Sen ne dedin peki "

" Sen bırak o beni bırakmayı ne bir adım önümde nede bir adım gerimde durur o hep yanımda olur dedim "

" Sen ciddi misin "

" Evet neden " dememle yüzünde bir sırıtış belirdi

" Ona aynı kelimeleri bende kullanladım . Bak aynı şeyleri bile düşünüyoruz . Biz kesinlikle birbirimiz için yaratılmışız sen dersin Ahu "

" Sen her mevzunun sonunda bana yavşamayı nasıl beceriyorsun Binbaşım "

" Konu sensen her konu sana döner yavrum "

" Yavrum derken ? "

" Ne o diyemez miyim "

" Dersin canım birşey mi dedik "

" Diyemezsin zaten "

" Neyse akşama mekan nerede "

" Yakın çok uzak değil "

" Mekan nasıl ona göre giyinmem gerek "

" Sen onları takma güzelim ben hallettim "

" Hallettim derken Yiğit , neyi hallettin "

" Gerekli olan herşeyi güzelim , elbise , ayakkabı , çanta , aksesuar ne varsa işte "

" Ne zaman hallettin sen bunları "

" Meslek sırrı bebeğim "diyerek göz kırptı bana . Allah görüyor çok karizmatik, heleki şöyleki yapınca daha da karizmatik oluyor

" Ne düşünüyorsun sen "

" Hiç hadi çıkalım timler az önce çıktı . Selçuklarda birazdan çıkıcak " diyerek ayaklandım. Ama yürümeme engel olucak şekilde Yiğitin bedeni ödümde durdu . Kafamı yukarı doğru kaldırdım fakat beyefendinin boyu benden uzun olduğu için anca kalp hızzana gelebiliyordum .

" Nereye güzelim "

" Eve Yiğit nereye olcak hazırlanmam gerek ya "

" Sencede birşey unutmadın mı " dediğinde elim belime gitti silahım belimdeydi

" Hayır silahım belimde "

" Konu silahın değil o uyurken bile yanında güzelim sen başka birşey unuttun " diyerek belime sarıldı ve beni kendine çekti

" Ne unuttum söylesene Yiğit "

" Söyleyemem göstermem lazım "

" Göster o zaman Yiğit yoksa dayak yiyeceksin " dememle Yiğitin dudakları dudaklarıma kapanmıştı . Son günlerde bu olay fazla oluyordu . Hoşuma gidiyordu orası ayrı bir mevzu ama ben daha çıkma teklifi bile almamıştım . aklıma bunun gelmesiyle Yiğitten dudaklarımı ayırdım

" Noldu güzelim "

" Bana çıkma teklifi etmediniz beyefendi benden uzak durur musunuz " diyerek bir adım uzaklaştım

" Lan ne uzak durması , uzak durmak falan yok sinir etme beni "

" Vallahi bilemem Binbaşım , o çıkma teklifi gelmeden bana yaklaşamazsın "

" ciddi misin sen "

" Gayet ciddiyim ben şimdi izninle çıkıyorum şimdi sende çok geç kalma " diyerek odadan ayrıldım .Odadan çıktıktan sonra gülmeye başladım . Şuan eminim ki Yiğit hayalleri yıkılmış çocuklar gibi odada donupm kalmıştır .

Yiğit ise olayın şokunu yeni atlatmış Ahunun arkasından bakmakla yetindi .

" Madem öyle Binbaşım izle ve gör .Koskaca Yarbay Cengiz Altayın damadı Binbaşı Yiğit Arslan senin aklını nasıl alıyor "

"saatler 18.30'u geçmişti. Ben ise hala Yiğitin gelmesini bekliyordum . Bu düşüncelerimin arasında kapı çaldı. Yavaş adımlarla kapıyı açtım ama Yiğiti o halde görmeyi beklemiyordum . Elinde bir buket nergis çiçeği ile

"Yiğit bu ne "

" Çicek güzelim ama sana daha öenmli birşey sormam lazım " diyerek çiçeği bana uzattı

" Sor Binbaşım sor " diyerek güldüm . O ise önümde yere çökerek konuşmaya başladı

" Aslında aynıı şeyler bnuketin notunda da yazıyor ama sen ilk benden duy güzelim .

" Madem sensin o

Madem sevmeksim , gülmeksin , yaşamaksın .

Madem yüzün yüzümde , sesin sesimde

Yüreğin yüreğimde .

Madem milyarlarca ihtimal varken

Rastladık birbirimize .

Kal böyle değişme , gitme , bitme

Yaşlan benimle . Yani kısacası benimle bu yolda yürü Binbaşım .

" Yiğit , sen ciddi miisn "

" Evet kesinle ciddiyim senin cevabın ne "

" Yiğit , evet "

" Bak hayır dersen anlarım Ahu "

"Yiğit evet diyorum "

" Ne diyorsun ne "

" Evet diyorum Yiğit evet " diyerek dudaklarının üstüne kapandım . Daha bir saat önceye kadar uzak dur dediğim adamın dudaklarına bu kez ben kapandım .