
Seni mutlu eden şeyleri yap , seni gülümsetenle birlikte ol , nefes aldığın kadar gül ve yaşadığın sürece sev .
- Rachel Ann Nunes
Kardeşimlerimin neredeyse hepsi hain çıkmıştı . Ben dağlarda sırtımı onlara dayayıp , canımı onlara emanet etmiştim. Kardeş kardeşin sığınaymış , korunağıymış . Gönül alanılmış , gönül yapanıymış . İhtiyaç duyduğunda kapını çalanmış . Peki biz kardeş değil miydik . Onlar neden böyle yapmıştı . Gözüm yanımda oturan Efeye kaymıştı oda benim gibi boş duvarı ifadesiz izliyordu . Bilirdim o da benim gibi kaldıramıyor, konduramıyor kardeşim dediğimiz insanların bize devletimize , vatanımıza yaptıklarını konduramıyordu . Pemcereden dışaraya baktım iki tim orada öylece duruyordu . sahi onlar bizden daha güzel kardeş olmuşlardı değil mi ? Onların hala birbirine güveni vardı hala birden çok sığınakları vardı . İçeriye Alevin girmesiyle gözümü pencereden çekip ona baktım .
" Selçuk ve Efe biliyorum ikiniz içinde zor bir durum ama sorguyu katılmak ister misiniz "
" Hayır Alev Binbaşım katılmak istemiyoruz " demesiyle ilk cevabı veren Efe olmuştu . Bende onun kelimelerini destekleyerek .
" Hayır komutanım "
" Peki gençler sizi zorlmıyacağım ama izlemek isterseniz gelin benimle "
" İzleyelim komutanım bizi nasıl kandırdıklarını öğrenelim "
" Tamam Selçuk gelin benimle " demesiyle odadan çıkmış sorgu odasına gidiyorduk . Ayaklarım gitmek isteme bile gerçekleri öğrenmeye hakkım vardı . Hakkımız vardı , sorgu odasına girmemle kafam içeride olan kişilere kaydı . İki tim komutanı ve Yüzbaşıları buradaydı . Yiğit , Umay , Defne , Alev hepsi bize hüzünle bakıyordu . Acıyarak değil hüzünle işte bu herşeyden daha iyiydi . Yiğitin konuşmasıyla düşüncelerimden ayrıldım .
" Beyler yaşanan herşey için üzgünüm bende böyle birşey olmasını asla istemezdim "
" Haklısın komutanım bende beklemezdim kardeşim dediğim adamların hain çıkmasını " diyerek sorgu odasının camından içeride oturan Bulut ve Gizeme baktım
" Biliyorum kardeşim biliyorum gel buraya " diyerek bana sarıldı Yiğit . Gözlerim dolmaya başlamıştı hissediyordum ama onun verdiği güven bana yetiyordu . Bir süre sarıldıktan sonra Alevin sesiyle ayrılmıştık
" Ben giriyorum gelmek isterseniz gelirsiniz " diyerek sorgu odasına girdi . Bizlerde camın önünde yerlerimizi almıştık . Efeyle ben diğerlerinden daha tuhaf duygular hissediyorduk biliyordum . Yanımdaki hateketle yanıma döndüm hiç beklemediğim kişi yanımdaydı . Defne benim yanıma gelmişti . Omuzuma dokunarak
" Burda ağlama biliyorum zor ama sonra seninle konuşuruz tamam mı "
" Tamam Yüzbaşım " dedim ve sorguyu izleme başladık . Alev ise daha yeni konuşmaya başlamıştı . Oda askeriyeden bir kişinin bile hain olmasını kaldıramıyordu . Ne kadar Bulut ve Gizemden nefret etsede
" Bulut ve Gizem nasıl buranın havası beğendiniz mi" diyerek sandalyeye oturmuştum
" Yanlış yapıyorsun Alev hemde çok yanlış " demesiyle gözüm Gizeme döndü
" Neyi , ülkeme , milletime , bu vatanın tek bir toz tanesi için canını feda etmiş askerlerime hainlik yapan kişileri sorguluyor olmam mı yanlış . "
" Biz hain falan değiliz Alev "
" Nasıl daha yarım saat önce yemekte itiraf etmediniz mi Bulut "
" Bizi tehtid ettiler Alev "
" Yeme beni Bulut yeme beni . Ve beni uğraştırmadan anlatmaya başlayın yoksa ben farklı yöntemler uygulayacağım "
" Herşey ortada Alevcim , Bulutun buraya gelmeside bu plan dahilindeydi . "
" Derken Gizem açık konuş "
" Hedef sendin Alev , Bulutla bir geçmişin olduğu için kendini affettirecekti sana sonrada teröre teslim edecektik seni . Ama olmadı sen aksine ondan nefret ettin . Ama bulut buna rağmen denedi fakat bu seferde Yiğit Binbaşı ortaya çıktı . Her dakika her saniye senin yanında durdu . "
" Bizde Gizemle nişanlanmaya karar verdik , sana daha yakın olabilmek için . Gizemi belki arkadaş sayarsın ordan ilerleriz diye düşündük ama oda olmadı . Bu sefer defne önümüze çıktı . Sanki herşeyi anlamış gibi senin yanında bir saniye bile ayrılmadı . Sen zaten Gizemden haz etmedin bu planda suya düştü . "
" Hedef bendim yani öyle mi anladım "
" Evet Alevcim hadef sendin ama olmadı . "
" O cimi alırım senin bir tarafına monte ederim Gizem "
" Ov tamam sakin , sakin "
" Devam edin dinliyorum " diyerek geriye yaslandım .
" Yiğitin gittiği görevde deşifre olmasının sebebi bendim . Sana yakınlaşmak için onu gözden çıkarmam gerekiyordu ama olmadı . Bu sefer ölmüş bildiğimiz timi ortaya çıktı , ne hikmetse bizden öncede oraya vardılar ve Yiğiti aldılar bu planımızda suyu düştü . "
" Sen ne dedin Bulut ne dedin " dememle çoktan yakasına yapışmıştım . Ne demek deşifre olmasının sebebi oydu
" Baya ben söyledim ben ilettim onlara " diyerek gülmeye başladı. Ama gülüşü benden yediği kafayla susmak zorunda kaldı
" Lan adi şerefsiz , madem hedef bendim niye Yiğite oynadınız . "
" Sana ulaşmak için onu ezip geçmemiz gerekiyordu Alev "
" Lan Gizem , Yiğit görevdeyken biz o kadar yakın değildik neden o neden "
" Sen anlamasan bile ben anladım Alev . O adam seni deli gibi seviyordu bakışlarından anlamıştım . Biz her ne yparsak yapalım her ne olursa olsun , sen onu ne kadar istemesen bile o hep senin yanında dururdu bunu anlamıştım . O yüzden ilk onu elememiz gerekti . "
" Gizem haklı , Yiğit seni o kadar çok seviyordu ki erkek sinekten bile koruyacak haldeydi . Buda seni almamızda en büyük engeldi . Seninle ne kadar yaklaşmaya çalışsam o anlıyor gibi yanımızda bitiyordu . Seninle sevgili olduğumuz dönemde bile bana yakın durmuyordun , beni yanında tutmuyordun . Ama o adam senin yanından ayrılmıyordu "
" Sana dedim Bulut , ben her ne kadar yanımda istemesem bile o hep benim yanımda . Fiziken yanımda değilse bile bedenen benimle . Sana daha öncede dediğim gibi ne ben ne de o bu saatten sonra ne birbirimizin bir adım önünde , ne de bir andım gerisinde oluruz . Biz artık birbirimizin yanındayız , daha öncede olduğu gibi ama şimdi daha kuvvetli bağlarla. Şimdi diğer tim arkadaşlarınız nasıl sizde dahil oldu . "
" Onlar hep benimleydi , en başından beri . Benim timimim en masumları Selçuk ve Efeydi . Onlar yalan bir hikayeye inandı. Ve ben Seluğa en büyük acıları yaşattım "
" Sen neyden bahsediyorsun lan "
" İlk önce onun güvenini kazandım Alev , sonra ailesine girdim onlarında güvenini kazandım . Sonrası çabuk basit gelişti ."
" Sonrası ne lan sonrası ne "
" O basit bir trafik kazasıyla ailesini kaybettiğini sanıyor ama ben yaptım . Ben öldürdüm onları herşeyi ben yaptım . Ondan en değer verdiği şeyleri aldım . " demesiyle beynimden vurulmuşa döndüm . Kafam hemen sorgu odasının camına döndü biliyordum Selçuk şuan yıkama uğramıştı hemde en büyüğünden . En yakını bildiği adam ailesi katletmişti . Kapının sertçe açılmasıyla kafam oraya döndü . Beklediğim gibi Selçuk gelmişti, geldiği gibide Bulutun boğazına yapılmıştı
" Lan ben sana kardeşim dedim , aileme aldım seni lan ailem bildim seni "
" Neymiş Selçuk Yüzbaşı herkese güvenmemek gerekiyormuş . Ve sana bir gerçek daha söyleyeyim mi "
" Neyi lan neyi daha ne var "
" Hani kardeşin taciz edildikten sonra intihar etmişti ya Yüzbaşı Selçuk . Onu yapanda Fuattı"
" Ne , lan ben sizin çıktığınızı , soyunuzu sopunuzu , yolunuzu yordamınızı sikim . Ne istediniz lan ne istediniz gencecik kızdan " diyerek vuruyordu Selçuk . Ayırmam gerekirdi ama yapamazdım Selçuğa yapılanlar çok ağırdı . Hatta en kötüsünü yapmışlardı . Hayat kısa demiştik en başında da ummadığımız insanlar , en güvendiğimiz insanlar bizi ağır yerlerden vurabiliyordu . Bunu bir kez daha anlamıştım . Defnenin odaya girmesiyle Selçuğu alıp pdadan çıkmıştı . Bense yerde yüzü gözü yara olmuş Buluta baktım
" Bu burada bitmedi , en ağır cezayı almanız için elimden gelen herşeyi yapacağım emin olun " diyerek odadan çıktım . Koşar adımlarla Yiğitlerin olduğu yere gittim ve ona sarıldım .
" Yiğit çok çok kötü şeyler bunlar "
" Biliyorum Alev biliyorum . "
" Selçuk nerede , kendine birşey yapabilir " diyerek Yiğitten ayrıldım ve odadan çıkmaya denedim ama olmadı Yiğit beni kolumdan tutup durdurmuştu
" Şimdi değil Alev , Defne onun yanında ve eminim ki şuan Selçuğa iyi gelecek tek kişi o "
" Haklısın hadi Albayın yanına gidelim "
" Tamam gidelim "
" Umay , Efe sana emanet gidip geleceğiz hemen , bizim odaya geçin "
" Emredersiniz komutanım " demesiyle odadan ayrıldık . Selçuğun yanına gitmek istiyordum ama Yiğit haklıydı . Yüzbaşı Selçuk Türkoğluna iyi gelecek tek kişi Yüzbaşı Defne Ülgendi .
" Selçuk iyi misin "
" Nasıl iyi olmamı bekliyorsun Defne nasıl söylesene bir bana . Lan kardeşim dediğim adamlar neler neler yapmış . Ben onların acısı onlara anlattım lan nasıl bilmemezlik geldiler nasıl "
" Kayıp nedir çok iyi bilirim ben Selçuk merak etme . Ama sakin ol biraz " dememle Selçuk bana dönmüştü
" Nasıl bilirsin desene bir bana Defne de bir bana "
" Evladımı kaybettim ben Selçuk . Bir annenin en son istiyeceği şeyi ben yaşadım . Evladımım kokusunu içime dahi çekemeden , bir kere sesini duyumadan , onu bir kere öpemeden ben evladımı kaybettim . Acı nedir iyi bilirim hatta en iyi ben bilirim . "
" Defne ben özür dilerim aklımdan tamamen çıkmıştı gerçekten özür dilerim " dedi kırgın bir sesle Selçuk
" Seni tanıyorum ben Selçuk o yüzden özür dileme . Sen insanlarını bilerek kırmazsın "
" Bana bunu nasıl yaptılar Defne nasıl hala aklım almıyor " demesiyle derin bir nefes aldım . Ve konuşmaya başladım .
" Çok güzel bir söz var ; Yılına bin yıl bal içirmişler yinede zehir kusmuş . Nankör insan sen ne yaparsan yap yinede nankör insandır . Sevgini , emeğini , değerini , insanlığını her şeyini sunduğun bu insanlar içinceki zehri yinede sana kusurlar . Şunu asla unutma , verdiklerinle herkesi değiştiremez , herkesi iyileştiremezsin Selçuk . "
" Ben bunu hak etmedim Defne hiçbirini hak etmedim . Sadece onlara güvendim , sevdim , kardeşim saydım . "
" Asıl hikaye burada başlar zaten Selçuk , sen birine güvendikten sonra başlar herşey "
" Düşün mü , konuş mu , sus mu , unut mu ? . Nuradan insan mı çıkar , tabut bu Defne ? "
" Tabut kendimden biliyorum " dememle Selçuğun bakışları bana dönmüştü
" Neden "
" Bende senin gibi güvendim , senin kadar ağır şeyler yaşatmadı belki ama bende ağır şeyler kaldırdım . İlk hata yaptığında silmem gerekirdi "
" Sen ne yaptın " dedi ağlarken Selçuk , benimde balışlarım ona döndü
" Affettim , affedersem canım çok yanar diye korkuyordum . O gün geldi , bi solukta affettim dedim . Belli ki artık hazırdım sonra içim ferahladı , nefes almayı hatırladım , affettim . Ben aslında ne yapıyorsam , kendime yaptım . Zarar veriyordu gitmesin diye göz yumdum , gözüme bakmıyordu yalnızlık korkumdan görmezden geldim . Zehrin tadını aldım ama göz göre göre yuttum . İnandığım yalanları , idare ettiğim zamanları , susturduğum soruları hep hatırlıyorum. Onsuz yok olacağımdan korkutuğum için , onun beni yok etmesine göz yumdum . Öyle öğrenmişim , kendi boşluğumda kaybolmamak için başkasının hapishanesini güvenli zannetmeyi öğrenmişim . Beni sevme ihtimali olanlar gitmesin diye kendimi hiçe saymayı , onu iyileştiririm zannedip , kendimi hasta etmeyi öğrenmişim . Ben kimsesiz kalmaktan korktukça onu kahramanım yapmışım . Ben düşmekten korktukça , onu kurtarıcım zannetmişim . O duvarlarımı yıktı ama baltayı ben verdim . O kalbimi kırdı ama yolu ben gösterdim . " ( alıntı )
" Onun hiç mi suçu yoktu peki ? "
" Olmaz mı ama ben onun vicdanının bekçisi değilim . Kendi hikayemizse , tek sorumlusuyum ben ne yapıyorsam kendime yaptım . Anlayınca affettim kendimi . Hemen olmadı tabi , ömrümden bazı ömürler gitti affetmek öyle söylendiği kadar kolay olmuyor çümkü . Canım yanmaya devam ederken olmuyor , senin canını yakanlara nasıl izin verdiğini anlamazsan , kendini de affetmenin bir anlamı olmuyor. Kendinle kavganı bitirmeden kimseyle barış sağlanmıyor . Zamanı gelince kendini affetmeyi , kendini kabul etmeyi , kendini var etmeği öğreniyor insan . İşte o zaman affettim diyor kendisine . ( alıntı )
" Peki kendimizi affedemezsek ne olacak Defne "
" İşte o zaman hayat daha zor olacak . O yüzden kendini affetmeyi öğren ve savaş herkese ve herşeye rağmen "
" Savaşmaya gücüm kalmazsa Defne "
" İşte o zaman beraber savaşırız Selçuk . Herkese ve herşeye rağmen "
" Defne biraz dizine uzanabilir miyim "
" Elbette gel " dememle kendimi biraz yana aldım . Selçuğa uzanması için biraz daha yer ayırdım . O ise uzandı , yaşadığı herşey çok zordu . Ailesini en değer verdiği insanlar yok etmişti sonrada ailesini yok etmiş insanları ailesi zannetmişti . Onun canınıda en çok bu yakıyordu biliyordum . Ama olmuşla ölmüşe çare yoktu bunu ikimizde çok iyi biliyorduk . Kendiyle olan savaşıda zor olacaktı ama o bunu en iyi şekilde atlatacak eminim . Ne demiş Oğuz Atay ; gülümseyeceksin , bekleyeceksin ama hiçbir zaman ümide kapılmıyacaksın . Gözüm dizemde masum bir çocuk gibi dinlenmeye , dertlerinden kaçınmaya çalışan Selçuğa döndü . İçimde ki his birbirimize çok iyi geleceğimizi söylüyordu . Zor olacaktı belki bizim için ama olacaktı emindim . Ben onun içinde ki yaralı ruhu iyileştirmeye çalışacaktım , o ise benim içimde ki yaralı ruhu . Ona artık engeller koymayacaktım, o engelleri zaten aşmıştı orası ayrı bir konu . Doğru kişilerdik ve doğru zamanını bekleyecektik . Biz diğer insanlar gibi acele edip , yanlış zamanın doğru insanları olmayacaktık . Bekleyip doğru zamanın doğru insanları olcaktık .
İki yaralı ruh birbirlerinde dinlenmeye çoktan başlamışlardı bile . Onları izleyen iki kişide bunu çok iyi anlamıştı . Onlar birbirleri için var olmuş insanlardı. Yüzbaşı Selçuk Türkoğlunu iyileştirecek tek kişi Yüzbaşı Defne Ülgendi . Yüzbaşı Defne Ülgeni iyileştirecek tek kişinin Yüzbaşı Selçuk Türkoğlu olduğu gibi .
" Sence de birbirlerine çok yakışmıyorlar mı " dedim Yiğite dönerken
" Kesinlikle sana demiştim Selçuğa iyi gelecek tek kişi Defneydi " dedi gözü Defne ve Selçuğu izlerken Yiğit
" Sen nereden anladın bunu "
" İkisi de yaralı bir ruh taşıyor güzelim , ikisinin de yarası fazla . Onlarını dilini ancak onlar anlardı zaten . Onlardan başka birşey beklenemezdi . "
" Ama Defnenin büyük duvarları var Yiğit ve bu duvarlar çok zorlu "dememle Yiğit bana döndü
" O duvarlar ne kadar büyük olursa olsun Selçuk o duvarları yıkmaya hazır ama ben eminim ki bunu Selçuğun yapmasına gerek kalmayacak . Defne o duvarları kendisi kaldıracak "
" Nasıl bu kadar eminsin Yiğit "
" İki aşık iki yaralı ruh güzelim . Onlarda biliyorki sadece kendilerine ihtiyaçları var . " demsiyle gözüm yeniden Defne ve Selçuğa döndü . Yiğit haklıydı ancak onlar birbirine iyi gelebilirdi . Tekrar konuşmaya başladım
" Kendileri arasındaki bu savaş onları çok yoracak ve bir çok kişiyi kaybedecekler . "
" Onlar ateş ve su gibiler Ahu , her ne olursa olsun ne zorluk yaşarlarsa yaşasınlar o yürekleri birbirleri için atacak "
" Nasıl yani sevgilim " dememle Yiğit konuşmaya başladı o zaman anladım ki Yiğitin her durum için bir hikayesi vardı
" Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında , sevdalanmış onun deli dalgalarına . Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğinde ki duruluğa . Demiş ki suya ; gel sevdalım ol , hayatıma anlam veren mucizem ol . Su dayanamamıış ateşin gözlerinde ki sıcaklığa al demiş ; yüreğim sana armağan . Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca , kopmamacasına . Zamanla su , buhar olmaya , ateş kül olmaya başlamış . Ya kendisi yok olacakmış , ya aşkı... Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğinde ki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su . Ateş kızmış , ateş yakmış ormanları . Aramış suyu diyarlar boyu , günler boyu, geceler boyu . Bir gün gelmiş , suya varmış yolu bakmış o duru gözlerine suyun , biraz kırgın , biraz hırçın... Ve o an anlamış ; aşkın bazen gitmek olduğunu , ama gitmenin yitirmek olmadığını ... Ateş durmuş , susmuş , sönmüş aşkıyla . İşte o zamandan beridir ki : Ateş sudan , su ateşten kaçar olmuş . Ateşin yüreğini sadece su , suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş . "
" Ama uzaktan sevmeye devam etmişler "
" Evet önemli olanda odur zaten , uzaktan sevebiliyorsa bir insan yakınken destan yazar . "
" Sence onlar kavuşabilicekler mi Yiğit . " dedim gözlerimle Defne ve Selçuğu gösterirken .
" Zor olacak elbette ikisinin de büyük yarası var ama emin ol onların aşkı herkesinden aşkından daha güzel olacak . Çünkü onlar birbirlerine kavuşmak için büyük savaştan geçmiş iki insan olcaklar . İşte bu savaşlarda onları birbirine daha çok bağlayacak , dillere destan bir sevda hikayesi olcak "
" Anladım sevgilim "
" Ben Albayın yanına gidiyorum son durum ne onu öğrenmek için sende sigaranı iç gel hemen . Hava soğuk üşütme "
" Tamam " dememle Yiğit yanımda ayrıldı . Bende sigaramı yakıp Defne ve Selçuğu izlemeye devam ettim . Evet çok zor olacaktı ama en güzel onların ki olcaktı . Anlamak zor değildi artık . Ne Defne Selçuktan kaçacaktı ne de Selçuk Defneden bir adım uzak durucaktı . Yüzüme gülümseme yayılırken sigaramdan bir duman çektim . O sırada Defnenin bakışları bana döndü . İlk defa yüzünde mutlu bir his vardı herşeye ve herkese rağmen . Bende ona bir gülümse sundum ve oradan ayrıldım . Onlara sevda çok güzel yakışaktı . Defne Selçuk için Selçuk ise Defne için yaşayacaktı artık bu hayatı . Zaman ve durumlarlar onlara ne yaşatırsa yaşatsın . Az önce olduğu gibi yine birbirlerinin dizlerinde dinleneceklerdi . Evi olmayan iki gençti onlar , onları tanıyordum . Ama onlar artık birbirlerin evi ve en güvendileri liman olmuşlardı . Hepimizinde bildiği gibi ev bazen dört duvarı ve bir çatısı olan tuğla yığınları değildi . Ev bazen insanlardır , bir eve en yakın hissettiren bazen insanlardı . Son kez arkamı dönüp arkamda duran kişilere baktım onlar birbirine ev olabilecek en doğru insanlardı. Onların evleri yıkılmıştı ama onlar kendilerine yeni bir ev yapmışlardı bile en azından o evin temelleri atılmıştı . Hemde en güçlü en sağlam temel atılmıştı.
Sizce nasıl giidyor bebeklerim :)
Burada bazı yerleri yazarken ağladım , bazı yaşanmışlıklar var içerisinde . Kendi gözlerimle görmüş olduğum .
İyi geceler birtanelerim :)
Sizlere sayısızca (...)
Sizleri seven biricik yazarınız :)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 44.13k Okunma |
2.79k Oy |
0 Takip |
44 Bölümlü Kitap |