33. Bölüm

Biz neler olduğunu anlamaya çalışırken Gökçe konuşmaya devam etti. " Selahattin abi, program çalışıyor. Tek kullanımlık hat Ali ' nin telefonuna takılmış, görüşme yapıldıktan sonra kendi hattına geçilmiş" derken bir yandan da Ali ' yi vuran silahlı dronu kontrollü bir şekilde geri geri çekiyordu.

Aslan muhtmelen kırık olan ayağına ve Ali ' nin yaralı koluna rağmen üstün atlayarak Ali ' ye üst üste yumruk sallamaya başladı.

" Ben sana can emanet ettim lan. Kendi camını ekiptekilerin canını. Ben sana güvendim oğlum. Derdin neydi lan it?" derken yumruklamaya devam ediyordu.

Ali' nin hiç sesi çıkmadı. Ne bir söz ne bir ah döküldü dudaklarından. Yaptığının bedelini biliyordu. Bunu da kimsenin üstüne yıkmamak için kendi yapmak istemişti. Gökçe yetişmese kendini vuracaktı.

Aslan yeteri kadar dövdüğü kanısına mı vardı yoksa bacağının ağrısına mı dayanamadı bilmiyorum ama bir süre sonra bırakmıştı Ali ' yi.
Kendisini kenara attığında " Niye lan niye" derken sayıklıyor gibiydi.

İlk kez o zaman bir cümle kurdu Ali " Çocuğum ellerinde".

Ali evli bile değildi. Neler olduğunu kimse anlamazken herkes ona bakıyordu. " Benim bir kızım varmış Şampiyon. Bende iki ay önce öğrendim." dediğinde Aslan daha çok sinirlendi.

" Bana gelecektin şerefsiz. Hepsini anlatacaktın. Ben ne yapar ne eder alırdım kızını onların elinden. Şimdi çok mu iyi oldu"

Bu itiraf bile Aslan' ı biraz yatıştırmıştı. Para için değil başka bir can için di ihaneti.

Kahraman Ali' yi kaldırıp zırhlı aracın içine kafesli bölümdeki Celal 'in yanına koydu. Can için bile olsa ihanet etmişti.

Bütün bunlar olurken helikopter indi. Sağlık ekibi bizim yanımıza geliyordu hızlıca. Önce Aslan' a doğru koştular ama Aslan onlara benim daha kötü olduğumu söylemişti. Kendisini görmüyor gibiydi. Ekip ikiye ayrılıp bize müdahale etmeye başladı. Ben zorlayan tek şey kaburgamdaki ağrı idi. Aslan'ınsa ayağı kırılmış, sol omzu çıkmış ve oldukça fazla darbe almıştı. Biz helikopter ile dönecek iken Tuğrul' a baktığımda zırhlı aracı gösterdim. İşaretimi almıştı. Onun sorgusuna ben gidecektim.

Ekiple irtibatı koparmamak adına yanımıza aldığımız iletişim sisteminde sesler duymaya başladığımda pansumanım bitmişti. Neler olduğunu anlamak için daha da dikkat kesildiğimde Celal'in sesini net bir şekilde duymuştuk.

" İstanbul'da. Gebze' ye varmadan ana yol üzerindeki büyük villa sitesinde tutuyorlar kızını" dedi. " 23 numara".

Muhattabı Ali olmalıydı. Hepimiz onun ne dediğini anladığımızda hızlıca harekete geçmiştik. Bili yol haritasını oluştururken benden gelecek emiri bekliyordu.

Aslan'a döndüğümde uyuduğunu gördüm.
" Beni Adana hava alanından alın , Aslan Ankara'ya gidecek ben sizinle geliyorum" dediğimde bir kaç kısık itiraz yükselmişti. Tuğrul bunların pek faydası olmayacağını bildiği için Gökçe ile konuşmaya başladı.

" Minik bizim operasyon kitini İstanbul' a yolla acil. Eksiksiz olsun" dediğinde ise bu kez itiraz sesi daha yüksekti. Çünkü herkes beni onun vaz geçireceğini düşünmüştü. O ise benim söylediğimi yapacağımı biliyordu.

" O yaralı Keskin. Onu bu şekilde operasyona sokamazsın" diye carladığında Tuğrul kulaklığı kulağından uzaklaştırmış ve cümlesinin bitmesini beklemişti.

" Yapabilirsen bir saatin var minik. Hadi göreyim seni vaz geçir onu " derken ona meydan okuyor gibiydi.

" Gökçe " dediğimde tüm dikkat bana dönmüştü
" Kitin içerisine üst gövde korsesi koymayı unutma" dediğimde herkes için konu kapanmıştı.