
Selammm, oy vermeyi unutmayın
***
Karan
Alnımdan yerler akıyordu, saymamıştım kaç saattir buradaydım acaba. Son kez kum torbasına güçlü bir yumruk atıp elimde ki havluyla terimi sildim. Tüm sinir ve stresimi ondan çıkarıyordum.
İçeriye Oğuz'un girmesiyle bakışlarım ona çevrilmişti. En son ona o Ezgi güzelimin yanında ki lavuğun kim olduğunu araştırmasını istemiştim eğer bir şey bulamadıysa onu kendi ellerimle boğabilirdim.
"Eğer o lavuk hakkın da değilse boşuna konuş-"
"Abi, o adam Ezgi'nin üvey kuzeniymiş. "
Demesiyle gözlerim büyüdü, nasıl olurdu?
"Ne, nasıl? Ve ne demek üvey? "
"Biraz derin bir araştırma yaptım sanırım. Adam üveymiş abi, ha bide şey.. "
"Ney oğlum söylesene"
Yüzünü ekşitmişti, demek ki hoşuma gitmeyecek bir şeydi.
"O it bayadır Ezgiden hoşlanıyormuş, sürekli onun dibindeymiş. "
Damarlarım şişti, vücudum gerilmişti. "Ne demek hoşlanıyormuş lan! Ezgi biliyor mu? "
"Biliyor sanırım abi, fakat karşılık vermiyor. "
Sinirle soludum, korumalardan aldığım habere göre iyiymiş ve hastaneden taburcu olmuştu ve o it onun yanındaydı.
Buna ona kim yaptı belli değildi fakat bu işin ucunu bırakmayacaktım Oğuz ilgilenecekti.
"Şimdi o Lavuk benim güzelimin yanın da mı? "
"Maalesef abi.. "
Dişlerim gergince gıcırdadı, oturduğum deri koltuğu sıktım.
"Arabayı hazırla gidiyoruz. "
Ezgi
"Yav, iyiyim diyorum neden inan mıyorsunuz? Bakın turp gibiyim. "
"Çok konuşma da otur şuraya. " Dedi Arzu beni koltuğa oturtarak. Ardından Kaan, "Kendini yorma Ezgi! " Dedi uyarıcı tonda.
"Bu beşinci söyleyişin Kaan tamam anladım. " Dedim bıkkınca.
"Sen şimdiye otur ben sana kahve yapayım bir. " Diyerek mutfağa gitti Arzu. Kaan ile baş başa kalmıştık.
Yanıma oturdu, "İyisin gerçekten dimi Ezgi. " Yüzüne baktığım da gerçekten endişeli duruyordu. Anlayamıyordum neden bu kadar abartmıştı.
Sallama Ezgi, bal gibi de biliyorsun kızım. Senden hoşlanıyor, neden görmezden geliyorsun taş gibi işte (iç ses)
Bir tarafta haklıydı, gerçekten yakışımlıydıe fakat o benim kuzenimdi olmaz o, hayır!
"HAYIR! " Ayağa kalkıp bağırmamla ben bile kendime şaşırmıştım. Delirmişim gibi bana bakıyordu Kaan, "Ezgi iyi msiin sen?"
"Dinlenmek istiyorum. " Diyerek odama çıktım. Onu istiyordum, özlemiştim bile. Hem teşekkür etmem gerekiyordu değil mi sonuçta bahanem vardı.
Kapıyı kitleyip telefonumu elime aldım. Heyecan yapmıştım işte. Ne diyecektim?
Siz: İyi geceler:) (04.48)
Mafya kocam: Sabah oldu neredeyse?!
Sizde duydunuz mu? Kırılan kalbimin sesini...
Siz: Tamam, sadece teşekkür etmek istemiştim. Özür dilerim rahatsız ettim. (Görüldü)
Mafya kocam: Ezgi... Rahatsız etmediği biliyorsun, ben özür dilerim. Daha iyi misin?
Yok ben taktım, trip atıcaktım.
Siz: Özür dileme, düşün mantıklı davran ;') Ayrıca birileri beni ortada bırakmasaysı daha iyiydim...
Kocam mafya: Hmm, birileri bana trip atıyor sanırım..
Siz: Yoo, ne alaka hem konuyu değiştirme.
Kocam Mafya: Değiştirmiyorum yavrum ama sen bilirsin.
Yavrum muuu? Düştümm
Siz: Eh neyse, nerdesin nabıyorsun?
Kocam mafya: Uyumanı bekliyorum...
Siz: Ne? neden
Kocam mafya: Sen uyuduktan sonra yanına gelicem camı açık bırakmayı unutma :)
Yanıma mı gelecekti?!! Beraber mi uyuyacağız!!!
Kocam mafya: Evet güzelim beraber uyuyacağız daha doğrusu sen uyuyacaksın ben seni izleyeceğim.
Lan, nasıl yani düşüncelerimi okuyor?
Kocam mafya: Hayır yavrum, düşüncelerini okumuyorum sadece seni iyi tanıyorum..
Siz: Ben uyuyayım artık.
Siz: İyi geceler yakışıklım.
Kocam mafya: İyi geceler güzelim.
Kaan
"Ee Ezgi nerde? " Diye sordu Arzu
"Bir anda bağırdır odasına çıktı bende anlamadım. "
"Alla Alla neyse boşver içer misin kahve? " Dedi elinde ki kahveyi bana uzatırken.
"Yok gideyim ben. " Dedim ayaklanırken.
"Ne gitmesi yav, uyu burada sabah oldu bak zaten. "
"Onu reddedecek durumda değildim. "
"Peki."
"Gel yatak açayım. "
Karan
Yarım saat boyunca güzelimin uyumasını beklemiştim. Sonun da uykuya dalmıştı. Sessizce pencereye tırmandım. Açık bırakmıştı gerçekten...
Zor da olsa girdim içeri, sessizce yanına ilerledim. Bedenimi iyice küçükterek yanına kıvrıldım. Kafamı gögsüne gömdüm. Derin derin nefes çektim ciğerlerime saçlarınıe kokladım, öptüm sabahlara kadar. Minnacık gözüküyordu gögsümde...
Bir iki saatliğine de gözlerimi kapadım...
Atlas Avcı (Ezgi'nin babası)
"Halloldu mu her şey İsmail, bak çok önemli bu. "
"Meral etmeyin efendim, olan kusursuz bir şekilde işliyor. "
"Süper... Tamam çıkabilirsin şimdilik dokunmayalım sonrasında yeteri kadar acı çekicekler zaten. "
"HAHAHAHAHAHAHA (kötü adam kahkahası) "
Sonnn
Sizce Atlas ne işler çeviriyo (karar vermedim fikir verinnn)
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |