0.9

Baya uzun bir aradan sonra hellooo, diğer kitabımı final yapacağım içinn ona bölüm yükledim bölüm şimdi Atlas beyin planını kafamda oturttum o yüzden bölüm geliyorr saçmaladım kajdka neyse başlayalımm.

***

Ezgi

Kuşların cıvıltıları, perdenin arasından sızan güneş ışıkları...Ne güzel bir gün- Dememe kalmadan aniden odama girip kafam terlik atan canım(!) arkadaşım Arzu sayesinde ayıldım.

"Kızım sen sorunlu musun? Terlik niye fırlatıyorsun!" Dedi ayağa kalkarken. "Sus be camış gibi yatıyorsun ben ne yapayım!" Dedi annem gibi perdeleri ve camları açarak. "Farkındaysan ben dün ölümden döndüm azıcık insaf yani." Dedim lavaboya doğru yürürken. "Fark ettiysen o dündü sen için Kaan'a katlandım hem."

"Aa neden öyle dedin sen demiyor muydun? Kaan taş gibi ayarla bana diye." Dedim yüzümü havlu ile silerken. "Ay yok kız bi sarhoş oldu dün bu görmen lazım tüm siccilini döktü olmaz bunla." Dedi sonda yüzünü buruşturmayı ihmal etmemişti. "Ne kadar detaya girdi?" Diye sordum korkarak. "Kız arkadaşı ile ayrılmadan önce yaptıkları-" Durdurdum onu aynı anda kusma sesi çıkardık.

"Bugün planın var mı?" Dedi Arzu, "Hm sanırım Karan'ı süründüreceğim." Dedim kahvaltı masasına geçmiş iken. "Oo işi zor gibi." Dedi, "Öyle" Diyerek karşılık verdim.

"Yani ben tek kalıyorum bugün." Dedi dudak büzüp, "Öyle olacak." Dedim bende onun gibi.

***

Kocam Mafya: Günaydın sevgilim.(10.21)

Sen: Günaydın(11.29)

Kocam mafya: Uykucu seni, nabıyorsun bakim.

Siz: İyi kahvaltı yapıyorum.

Kocam mafya: Trip mi yiyiyorum? Dün halletiğimizi düşünmüştüm.

Siz: Yo ne alaka.

Kocam mafya: Emin ol yapacağım sürprizi bilsen trip atmazdın:)

Siz: Sürpriz mi?

Kocam mafya: Evet sürpriz hazırlan alacağım seni 7 gibi.

Siz: İstediğimi nereden biliyorsun?

Kocam mafya: Naz yapma güzelim geliyorsun hazırlanmaya başlasan iyi olur :D (görüldü)

***

"Kızım hazırlansana o zaman."

"Ya bilmiyorum...

"Neyi bilmiyorsun bak adam belki özür dileyecek."

"Öyle mi dersin?"

"Ee yani."

"İyi hazırlanmaya gidiyorum ben 3 saat var zaten daha."

Arzu ile konuşmamızdan sonra odama hazırlanmaya gittim. Saçlarımı salık dalgalı yapacaktım öncelikle duşa girdim.

*

Her şeyim tamamdı tek elbise kalmıştı makyajım saçım olmuştu(görsel koydum)

Elbisemi de giydikten sonra beklemeye başladım...

"Kızımm efsosun yaa!"

"Harbi mi güzel oldum mu? Yoksa abartılı mı olmuş he? Makyaj olmadı dimi sileyim." Dedim telaşla. O da kızarak " Eğer böyle bir şey yaparsan suratına tokadı basarım Ezgi, kızım çok güzelsin yaa."

"Sağol aşkocum ama vakit geldi sanırım." Dedim saate son bir kez bakarken. "Geldi...Aha dur hatta gelmiş kız kapının önünde."

Tam zamanlama diye geçirdim içimden tam o sırada bildirim geldi,

Kocam mafya: Ben geldim yavrum. (Görüldü)

Kapıyı açarak arabaya doğru yürümeye başladım arabanın önüne yaslanmış hayranca beni izliyordu yanına ulaştığımda doğruldu. "Yavrum...Sen..Sen çok güzel olmuşsun." Dedi dili tutulmuş gibiydi. Onunda benden az kalır yanı yoktu şık bir takım elbise vardı farklı olarak gömleği siyah ve mat seçmişti. Bu onun karizmasını son derece arttırmıştı hele ki heybetli vücuduna yapışmıştı gömlek kasları belli oluyordu.

Kızım oha yani yedin bitirdin adamı.

"Sende çok karizmatiksin Karan, söylemeden edemedim." Dedim yarım gülüş. "Şimdi dudaklarına yapışmak varda...Tutuyorum kendimi güzelim." Deyince kızardım.

"Hadi geç üşüme." Dedi kapımı açarak. Yerlerimize yerleştikten sonra sürmeye başladı arabayı o an geldi aklıma ben nereye diye sormamıştım. "BU arada nereye gidiyoruz." Dedim ona dönerek. O ise dikiz aynasından çapkın bir gülümseme gönderip "Sürpriz." Demeyi seçti. Açıkçası merak ediyordum nereye gideceğimizi.

***

Sonunda varmıştık arabayı valeye verip indik, lüks bir otele benziyordu.

Ayy kız yoksa bu-

Sus iç ses.

otelin restorant katına doğru çıkmaya başladık bu süreç botunca ellerimizi kenetlemiş bir daha ayırmamıştı. Normalde trip atardım fakat bu anı bozmak istemiyordum. Ben sesli kalabalık bir ortam beklerken şaşırdım, kimsecikler yoktu neredeyse sanırım restorantı kapattırmıştı.

"Eee burada kimse yok ki?" Dedim saf saf

"Zaten güzelim kapattırdım burayı." Dedi sandalyemi çekerken. Şaşırmıştım açıkçası beklemiyordum çünkü.

"Evet, ne yemek ister benim yavrum?" Dedi gülümsyerek. Elimi çeneme koyup düşünür gibi yaptım, "Şimdi ne istesem yaptıracak mısın?" Diye sordum merakla. O da onaylayarak kafasını salladı. "Hmm o zaman...Karar veremedim ya benim yerime sen seçer misin?" Dedim cilveli cilveli. "Hm peki o zaman ben masayı donatıyorum."

"Donat!"

***

Salatasından, etine yemeğinden tatlısına kadar her şeyi söylemişti gerçekten.

"Beğendin mi güzelim?" Dedi peçeteyle ağzımın kenarını silerken. "Beğenmek ne kelime bayıldım, özellikle zeytinyağlı sarma kısmı baya iyiydi." Dedi gülerek. "Bir kadeh şaraba yerin var mı peki?" Diye sordu. Biraz düşünüp neden olmasın dedim. "Kırmızı lütfen."

Derince gülümseyerek, "Bende beyaz alayım o zaman." Dedi.

"Bize beyaz ve kırmızı şarap lütfen." Dedim ondan önce davranarak.

Gece böyle böyle uzadı...

***

"Bak dinle(kıkırdama) sona annem geldi üstüne o da bir parti dövdü terlikle beni (kahkaha)"

"Ya güzelim ha ha da sen çok sarhoşsun bence kalkalım artık."

"Yaa gitmeyelim ben seninle kalmak istiyorum hem daha market kavgamı anlatmadımm." Dedim küskünce.

"Ayrılmayacağız zaten yavrum, bugün burada kalacağız."

"Hii gerçekten mii?"

"Gerçekten." Dedi tatlı tatlı gülümseyerek.

Gerçekten sarhoştum, alkol yaramıyordu bana.

Ben gitmemek için nazlanıyorken bir anda havlandım.

"Ayy!" Kucağına almıştı beni.

"Ya hayvan herif öyle kucağa mı alınır? Alp daha nazikti." Dedim küsmüş gibi kollarımı birleştirip önüme dönerek. Anında durmuştu. "Alp mi? Yavrum Alp kim?"

Sessizlik...

"Tamam ayılınca konuşacağız Ezgi." Bana Ezgi dediğine göre iş ciddiydi ama oh olsun ona. Ağzımı tutamadım, "Alp benim ismimle seslenmezdi bi kere bana hep gülüm derdi." Dedi evet canıma susamıştım. Adımlarını hızlandırdı, "Seni bu gece ayıltmak farz oldu..."

***

"Al iç şunu da kendine gel." Dedi kahveyi uzatarak. Başım çok ağrıdığından itiraz etmeden aldım. "Başın mı ağrıyor? İlaç vereyim mi?" Deyince şaşkınlıkla ona baktım. Suratını asıp, "Alp de bunu bilebilir miydi?" Dedi, trip yemiştim.

Anlık bu kıskançlık meselesi komik geldi gülmeye başladım. "Kızım noluyor ne gülüyorsun be." Korkarak bakıyordu bana. Yüksek sesle şehadet getirmesiyle daha fazla gülmeye başladım. Bir şey oldu.. Hiç beklemediğim anda.

Dudakları dudaklarıma deydi.

Öpüştünüz işte.

Uzun ve tutkulu öpücüğümüzden sonra nefes nefese baktım ona, istiyordu.

İzin almak amaçlı baktı sonrası belli zaten.

Bir takım +18'ler...

"Dur Karan."

"Neden istemiyor musun?"

"Evli değiliz."

"Ama-"

"Karan!"

"Tamam."

***

Sabaha doğruydu, Karandan önce kalkmıştım ilk gecemizi yaşamıştık onunla. Kalkıp duş almıştım, kahvaltı hazırlamak istemiştim ki hazırlamıştım bile sıra uyandırmaktı.

"Karan..." Omzundan dürttüm. İçimde kötü bir his vardı. Sonunda uyanmıştı, yüzüme bile bakmadan ayağa kalkıp lavaboya yürüdü. İşte o anda bende bir şeylerin kırıldığını hissettim. Kaşlarımı çattım.

Hayır...Hayır...Ezgi hayır sadece...Yorgun olabilir.

Moralimi yükse tutmaya çalışıyordum. Lavabodan çıkınca yalnızca bana kısa bir bakış atmakla yetindi. Resmen aldatılmış hissediyordum.

"Sana da günaydın." Dedim bozularak. Direkt sofraya oturmuştu, derin bir nefes alıp gelen yaşları geri gönderdim. Bende karşısına oturarak kahvaltı etmeye çalıştım. Gerginlik dolar gibi artıyordu. Ta ki telefonuma gelen bildirime kadar...Bildirim ile hissetmiş gibi çatalı düşürmüştüm. Kısa bir an göz göze geldik sonrasındahemen bakışlarını kaçırmıştı.

Korka korka elime aldım o telefonu bilinmeyen birinden gelmişti...Açtım bir fotoğraf vardı görmemle boştaki elim düştü. Nefes alamadığımı hissediyordum...Bunu yapmış mıydı?

"Ne.." Diye bir ses çıktı ağzımdan. "Ama..nasıl?" Göz yaşlarım çoktan gelmişti bile. Yere düştü telefon hafiften kaldırdı başını göz göze geldik fakat bu sefer kinle bakıyordum. Bozmadık bu sefer göz temasını bir damla akınca ancak ben kaçırdım gözlerimi. Hüngür hüngür ağlayarak çantamı alarak çıktım o odadan.

Bu hayatta bazı şeyleri geç de anlamıştım, dediğim gibi geç de olsa...Hayatımda toplasan 3-5 erkek olmuştu aralarından biri babamdı tabii ki, ilk defa bir erkeğe güvenmemem gerektiğini o öğretmişti pardon öğrenmek zorunda bırakmıştı fakat ben hiç bir zaman buna inanmamıştım eninde sonunda bir erkek tarafından sevileceğimi düşünmüştüm bu yüzden hiç pes etmemiştim. İlk ilişkim Emre idi üniversitenin ilk yılları...Hayatımın düzene girdiğini sandığım dönem her zaman olduğu gibi okulun popüler çocuğuna aşık olmuştum. Sonra bir gün bir şey oldu bunun yalan olduğunu bildiğim halde onun benimle sevgili olmasına izin verdim:) Kaybeden ben oldum yere batmak değil çöküştü benimki, eminim Osmanlı böyle çökmemişti. Ondan sonra yine pes etmemiş yeni bir ilişkiye girmiştim tabii ki hiçbiri fiziksel olarak Karanla olduğu kadar ileri gitmemiştim. En uzun süren ilişkim Alp'ti Karandan öncesi 3 yıl kadardı ve biz evlenmeyi bile düşünmüştük hatta o ki nişanlanıyorduk ki gelene o mesaj hayatımı karartmıştı. Alp beni 1 seneye kadar yakın aldatıyordu ve hatta en yakın arkadaşım ile. Bir süre psikolojim iyi olmadı en son çareyi psikoloğa gitmekte buldum. Psikoloğ sayesinde onları affetmiş ve göndermiştim. O yüzden hiç birine karşı kin tutmuyordum. Hatta öyle ki benden ayrıldıktan 2 ay sonra kızın hamile haberi gelmişti hayırlı olsuna gitmiş, "Allah analı babalı büyütsün." Diyerek dönmüştüm benimle konuşmaya çalışmıştı fakat izin vermemiştim...İşte sonrasında ise Karan çok seviyordum fakat artık bitmişti anlamıştım hiç bir zaman sevilmeyecektim. Daha doğrusu bedenimi değil ruhumu seven bir adamla karşılaşmayacaktım.

Son

Nasıldııı?

Bana kızmayın lütfen aynı zamanda Karana daa, onun da kendince sebebleri vardııı😢

Oy vermeyi unutmayalımmm.