7. Bölüm

Güneşten...

Arabaya bindiğimiz de Ali’ye döndüm.Araba usta manevralarla yola koyulurken minicik bir rica da bulundum.Az zamana ihtiyacım vardı.Kafamdakileri oturtmam için.

-Ali çok açım,karagaha gitmeden yemek yesek mi.Uzun birgün olacak.

Ali sakin ev yemekleri lokantasına sürerken.Kafamdaki tilkileri evirip çeviriyordum.Uygulacağım şeyi duysa Ali delirirdi.Yemekten sonra geçtiğimiz karargahta Karan karşıladı.

-Yenge hanım ayaklanmışsınız.Hoş geldin.isteğin var mı?

-Teşekkürler Karan.Toplantıyı yapıp dosyayı kapatalım.Sonrası farklı birimlerin işi.Dua edelimde hain ulaşabileceğim yerde olmasın.Sen nasılsın var mı ?Tim nasıl, ailen nasıl?

Karan elini kardeşçe omuzuma atarken iyidir Güneş .Bir sıkıntı yok.

Ali sabırsızca bana baktığında karanla vedalaştım.

Ali beni albayın odasına ilerletirken timde de dinlenme odasına geçiyordu.Hissettiğim ağrılardan kendimi yorgun hissediyordum.Taktığım beremin,yürüdüğüm amacın uğruna dişimi sıkıyordum.

-İçeri geçelim Güneş.Bizi beklerler.

Odaya girdiğimiz de kimseler yoktu.Aliyle karşılıklı sandalyelere otururken.Hakanla tekrar karşılaşıyor olmak beni sıkıyordu.Albayın gelmesiyle sırayla tekmil verdik. Hakanın ve ekibinin gelmesiyle odanın havası değişti.Verdiğin sınavları hatırla Güneş.Sakin güneş….

İki saatlik toplantı sonrası ,sorgu işi sadece bana kalmıştı.Hakan beye uyan ekiptede huysuz mırıltılar çıkarken albayın bakışıyla sustular.

Birim şefi Hakan beyin "dinleyeceğiz seni Güneş ,belki de alt görevlere verilmen daha iyi olmuştur senin için.

Görevlerim de yaşadığım onca şeyden daha zoruma gitmişti.Alışmam gerekiyordu ama alışamamıştım.Sabit yüz ifademi bozmadım.

-Siz daha bilirsiniz Hakan bey .İzninizle albayım.

Gergin başlayan toplantı nihayet bitmişti.Sorguya hazırlanmam lazımdı.Kamp ismi ,yeri öğrenirsek timler hızlıca operasyona başlardı.Biraz hazırlık yaptıktan sonra Ali'nin odasına girdim.Karısıydım sıkıntı olmazdı canım yarım saat uyusam yeterdi.Ağrım vardı.Anlatsam kimsenin anlamayacağı ağrılarım vardı.Alinin kokusu sinmiş yatağa uzandığımda kapıyı içten kilitlediğim içim rahattı .

Kapıdaki tıkırtılarla uyandım.Kapıyı açtığımda Aliyle timi görmeyi beklemiyordum.Sercanın bana bakıp tatlı bir ifadeyle konuşmasıyla“Güneş yenge nasılsın?Keşke Ali komutanımıda çağırsaydın.”

-Anlamadım.Neden çağırayım.Sorun mu var yüzbaşım?

Karanın telaşla o çok konuşur bakma ona.Ağrın mı var revire gidelim istersen.

-İyiyim Karan.Ali yüzbaşım özür dilerim odasınızı kullandığım için.Sorgu için dinlenmem lazımdı .Tam zamanında geldiniz .Gidelim mi?

Odaya geçtiğimde kelepçeli reşoyu görmek garipti."Güneş ,güneş sana anlatacağımı mı düşünüyorsun?Sen değil tüm karakol gelse konuşturamaz.

-Reşo biliyormusun konuşmayacağını söyleyen kaçıncı kişisin.Bu şarkıyı çok dinledim.Ama sana güzel haberim seni konuşturmak için burada değilim.Ben kan gölü sorgularımla bilinirim. Bilirmisin deli porsuk derler bana. Anlamadığım bir şekilde.İstihbarat yarasız beresiz istiyor seni.Bu yüzden Ali yüzbaşı senin sorguna girecek.Bu arada senin yokluğun fark edilmemiş ,belki de biz seni önemli zannediyoruz.Sen basit piyonsun reşo .fiyatın belli.Ederin belli.Konuşsan ne konuşmasan ne.Bildiklerin senin önemli zannettiklerin önemsizdir belli de.

Reşonun kararan gözleri doğru yolda olduğumu söylüyordu.Geriye çektiğim sandalyeyle "ben le Aliyi asafın yanına yerleştireceksin."Reşonun kahkahaları odayı sardı".Delisin.Biz seni gebertemedik asaf yapsın diye mi.Sızma haberini asaf verdi.Yanına yerleşmek imkansız."
-Anladım.Olmaz diyorsun.

Sandalyeyi ters çevirip yüzyüze gelecek şekilde oturdum.Kollarımı katlıyordum.Gözlerim reşodaydı.Titrek göz bebekleri ,terlemiş yüzü korktuğunun alenen belirtisiydi.

-Çabuk anladın.Keşke seni altıma alabilseydim.Asi duruşun ,sert bakışın.Yazık.Altımda inlerken sesini duymak inalmaz güzel olurdu.

-Yapabilirmiydin.İkimiz de yapamayacağını biliyoruz.Bu konuşmayı tat kaçırmak için yaptığını biliyorum.Alinin korkusundan yanımdan geçemedin.

-Seni adi orospu ,kim korkuyor Aliden.

Dikkate almadım konuştuklarını benim derdim asafın yanına yerleşmek.

-Asaf diyordum ,Aliyle beni yanına yerleştir.

-Davamıza ihanet etmeyeceğim.Senin ölünü vermeliydik Ali’ye.Üzerinden tüm kamp geçtikten sonra.

Benden bu kadardı sabır denen şey tükeniyordu bazen.Sakince kalktım yanından izleyen rütbeliler şimdiye kadar dokunmadığım için rahatlardı aynı şekilde reşo da.

Kapıyı kilitledim .Ellerim cebimde Reşonun yanına yaklaştım.

-Ben sana sordum hayır dedin reşocan. Belge imzaladım sana dokunmayacağım.Ben en çok neye sinirlenirim biliyormusun?

Reşo bir şeylerin ters gittiğini hissetmişcesine titrek bir nefes aldı.

-Hhhayırr.

-Sen sormadın ama ben söyleyeceğim reşocan.Ankarayı özledim.Ankara evim gibidir.Her sokağı ,her caddesi…Ankara da olmamak sinirlendirir.

Peçetenin içindeki tozu Reşonun üzerine döktüm.Uzun saçımın içine sakladığım çakmakla tutuşturdum.Kapının önünden gelen seslere kulaklarımı tıkadım.Reşonun çığlıkları odayı dolduruyordu.Geri sandalyeye oturdum. Reşoyu seyrettim ,toz azdı.Yanık sadece onu korkutacak kadardı.

-Kapıda ki sesleri duyuyor musun?Seni öldürmemem için geldiler.Girdiğim hiç sorgudan sağ çıkan olmadı.Neden sen ilk olasın?itcik.Ya dediğimi yaparsın ya dediğimi.

Reşo açıdan çatalmış sesiyle konuşmaya başlamasıyla bir adım attğımızı düşündüm .

-Asaf anlar. Eskiden sizdenmiş.İsmi soyadı farklı ölü görünüyor.Siz şehit diye dua ederken.Size dua edecek isimler buluyordu.

ASKERMİŞ .ASKERMİŞ.ASKERMİŞ.tahminimiz doğruymuş.

-Reşocan düşüneceğim ses çıkarma olur mu?Bak artık yanmıyorsun.

-Seni sürtük.Asla sana yardım etmeyeceğim.

-Tamam seninle hiç iddialaştık mı? Neden kızdın yine.Hayır deme hakkın var.Ama şunu unutma buradan çıkışın yok.Senin aldandığın yer sen artık önemli değilsin.Uyduruk davanız içinde bizim için de.

Derin bir nefes aldım Reşonun karşına geçtim.

- O zaman başka plan yapalım .Asafın yardımcısı varmış.Sarı Nedim.Bilirmisin?Bakışlarında ki korkuya göre biliyorsun ona haber uçurdum dedimki reşo can bana dört büyük kampın yerini söyledi.Asaf sinirlenmiş tabii.

-Yalan seni ,seni şeytan.Sen insan olamazsın.

-Tabii bunu senle ben biliyoruz.Arkadakiler görmedik duymadık derler.Kapıdakiler çekildi bak.Onlar için de önemin yok artık.Uzlaşıya kapalısın.Ben ihtar alırım.Konuşturamadım der çekilirim.Ali sorgulasa seni.Aliyi sorguda gördün mü.Ben gördüm.Kıyamet gibiBu arada biliyorsun Ali kocam..Bu arada içimizdeki rütbeli hainin ismini hatırlamaya çalış.Sonraki soru o .Yavaş ilerliyoruz reşocan.Aptal bir öğrencisin.

Ali den

Güneş sorguya girdiğinde heyecanla bekledik.Neler duyabileceğimizi merak ediyorduk.

Kapıdan içeri giren güneşle sorgu başladı.Elleri kelepçeli reşo gayet rahat oturuyordu.Anlatmam söylemem demesiyle.Güneşin asafın yanına yerleştir cümlesi ortalık karıştı.Hakan bey sinirden kıpkırmızı olurken.Sercanın fısıltıyla"yenge hanım tüm görevlerde seni istiyor ."

Reşonun iğrenç konuşmalarıyla timle kıpkırmızı kesildik.Sakince kapıyı kapıyı kitlemesiyle birbirimize baktık.Peçeredeki tozu savurup yakmasıyla önde Hakan bey arkada bir sorgu odasının önüne geldik.Boş çaba olduğunu biliyorduk.
Geri geldiğimiz de Nedimden bahsediyordu.Aliyi seyrettim sorguda deyince timle birbirimize baktık.Sercan fısıltıyla "size daha önce göz koymuş olabilir mi?"Ayağımda dürttüm,sus diye

Hakan bey in " Nedimi orada mı öğrendiniz?"sorusunu beklemiyordum.
-En azından ben bilmiyordum Hakan bey.

Yumruklarını sıkarak "buna dikkat edin.Bu sizle çay içiyor zannedersiniz o kafasındaki tilkilerin kuyruklarıyla oynar."

Hepimiz çok gerilmiştik.Vatanı için canını hiçe saymasına şahittim ,şahittik.

-Dediğiniz gibi sizlik bir durum yok Hakan bey.İşini onuruyla ,şerefiyle yaptığı sürece tilkileri kendisini ilgilendirir.Bir şey öğrenmek istiyorum Güneşle probleminiz kişisel mi mesleki mi.Kişiselse ,iş hayatınız için sıkıntılı .Sorun mesleki ise artık sizle bağlantısı yok,fikirlerinizle ilgilenmiyoruz.

Albayın "yüzbaşım haklı on kişi toplantı boyunca Güneşin açıklamalarında kusur bulmaya çalışmanızı dinlemekle geçti.Sizinle çalışmak bizim için çok yorucu görevdi .Dosyanızda olumsuz fikirlerimi anlatacağım sizinle ilgili. Güneş ara verdi .Ali ,Karan bakın bakalım Güneşe ağrısını mı vardı.

Karanla hızlıca çıktık.Hakana tahammül seviyemiz düşüyordu.Albay için sert olduğu fikrimi kendimce sorguladım.Hakan insanın yaşama ve iş sevgisi tüketiyordu.Allah bununla çalışanlara sabır versindi.

Güneşi koridor duvarına yaslanmış oturuken bulduk.Karanla ben koşarken yarı baygın güneş beklemiyorduk.Kucağıma alıp odama götürdüm.Sanki ateşi yükselmişti.Karana bakıp bana sesledi.

-Güvenilir mi?Sorun sen değilsin en çok seni sevdim ama izler çok karıştı.

Güneşi yatağa yatırdım.kalın üstünü çıkardım .Kafamız eğikti ,dolabımdan tişörtlerimden birini verdim.Giyinmesini bekledik.Sandelyeye otururken anlat bakalım.

-Hakanla senin arandaki savaşa neden dahil olduk.
-Babam istihbaratçıydı .Adı efendiydi.Son görevinde kendi oluşturduğu kodları bana ezberletti.On dört yaşındaydım.Kimse kodlar bende diye şüphelenmezdi.Birbirinden bağımsız kelime grubu.Tekrara düşünce anlamını değişiyor.Sırası değişse farklı,içinden biri eksilse tüm anlamlar değişiyor.O gün arabaya saldırdılar. Babam üstüme kapandı.Hareket etmemi sonrasında gelen askerle kendimi anlatmamı söyledi.Olanlardan sonra burdayım.Arada olanlar başka günün konusu olsun."

Gözlerini kapadı derin soluk aldı.

"Hakan beyle savaşımızda benim öldüğüm zaman bitecek."

Bunu o kadar rahat söylemişti ki karanla birbirimize baktık.

".Reşo için istihbarat hangi timle çalışacağım yüzbaşım.Bir bilginiz var mı?"

-Reşoyu alırlar bizden sorgu bitince.Sorgudan sonra vermek zorundayız.Senin Hakan sorgunu devamını bekliyor.Nedim meselesini ne zaman öğrendin?

-Sorgudan hemen önce.Şehir yapılanmasına sızan bir arkadaşım söyledi .Seni tanıyormuş karan, ismi Ayla.Arkadaş olduğu kişi Asaf a çok uzak biri olduğu için kimse o kadar sorgulamıyor.Adam sadece arada onlara motoruyla mal sevkiyatı yapıyor. Aylanın bildiğini bilmiyor.

Karanın şaşırdığını gördüm.

-Ali sorgu için ne diyorsun?Sorguda eksik gördüğü yer var mı ?

Karan bir abinin gururıyla bana baktı.

-Güneş komutanım herkese sorgu nasıl yapılır gösterdiniz .Biz hayranlıkla seyrettik yengemizi.

Ali gergin bir şekilde bana bakıyordu.Üniformayla çok yakışıklıydı.

-Ne demek Asafın yanına yerleşmek.Delirdin mi.Ben buna ortak olmayacağım.Duydun mu?Hakanla aranızdaki şavaşa dahil olmayacağım.Senden önce dağda krallar gibiydik.Şimdi görev bile oyun içinde oyun.

Karanın Aliyi sakinleştirmek için yerine oturturken.Ali kendini hızlıca kurtarıp karşıma dikildi.

-Ben ve timim sizin oyuncağınız değiliz.

-Ali sakin ol kardeşim .

Soyunmaya başladım.sporcu sütyenim ve bakısırım kalmıştı.

-Bak Ali bu bedene sence oyun mu oynuyorum.Sende timinde ,istihbaratta ne yaşadığımı bilmiyorsunuz.Sizlerin delireceği şeyleri kabul ettim,yaşadım.Sen olsanda olmasan da Asafın yanına sızılacak.İyi askersin diye yeri doldurulamaz değilsin.Ahmak...

Kıyafetlerimi elime alıp çıktım.Kapının önünde giyindim.Rütbelin olduğu bölüm olduğu için kimse yoktu.Zırhımı kuşandım yine.Bize görevden başka dost yoktu.Niye yumuşamıştım Ali'ye.Özel hattan başkanı aradım.Yeni rota belirlenecekti.Reşoyubir kaç saat bekletecektik.Bezdirmek için.

Ali den

Ayıp etmiştim Güneşe.Karan azarını dinlerken utanmıştım.Güneş en savunmasızdı aramızda aileden sıkıntılı olduğu belli Özür dilemekte faydasızdı artık,kampa gittiğimizde duvarı aşmak zor olmuştu.

Karanla dinlenme odasına geçerken erlerden birinin

-er dursun haktan emredin komutanım.Albayım sizi acele bekliyor.

-tamam gidebilirsin.Timin geri kalanında çağır.

O gün çıktığımız görev iki hafta sürmüştü.Geldiğimizde Güneş,Reşo konusu bitmişti.Albayın emriyle evlilik meselesinin doğrusunu anlatmadım eve.Güneşi görevde biliyorlar.Pişmandım aramalarda ulaşamıyordum.Kurumu aradığımda öyle kayıtta asker yok deniliyordu.Albayı araya sokmam bişe fayda etmemişti.Başkanın talimatıyla gizli dosyası daha silinmişti.

İki ay olmuştu .Zaman hızla geçiyordu.Görevle ev arasında gün mekik dokuyorduk.Karargaha askeri helikopter indi ,biz alana yöneldik.Biz helikoptere yaklaşana kadar içinden Güneş ve dört kişilik tim indi.Rütbeleri teğmen ve üsteğmendi.Güneşin keskin sesi duyuldu

-Asker

-Emredersiniz komutanım!

-İstirahat edin.Yanınızda konuştuklarımın bir harfini bile duysam gerçek benle tanışırsınız.İnanın onu hiç sevmezsiniz.

Gözlerini bana değdiğinde yorgunluğu belli oluyordu.Daha da zayıflamıştı.Gözlerinin etrafı moraramış.Öncesinde hafif neşeside kaybolmuştu.Hızlıca ayrıldı yanımızdan muhtemelen albaya görünecekti.

Yeni gelen teğmenlere işaret ettim gelin diye.İçlerinden esmer üsteğmen hızlıca yaklaşıp tekmil verdi.

-üsteğmen hakkı talan Sinop emredin komutanım.!

-Anlat asker Güneş yüzbaşını

Adamın rengi beyazladı.Bariz titreyerek.

-Komutanım Ankara'daki karargahtan buraya gelecektik.Bizi beklettiler .Komutanım bindi."Ses çıkarmayın dedi,nefes bile sessiz alın yoksa paraşütsüz uçmayı öğrenirsiniz "biz dediği gibi bekledik.Farklı dillerde konuştu anlamadık zaten.Bu kadar komutanım.

-Tamam aslanım git arkadaşlarının yerine.Albayın yanına uğrayalım bakalım.Belki bir şeyler öğreniriz.Koridorda albay postasının bize doğru koşturduğunu gördük .Aceleyle tekmil verip,

-Komutanım albay sizi acele toplantı odasına çağırıyor.

-Tamam aslanım

Hızlıca odaya koşarken bir yandanda üstümüzü düzeltiyorduk.Kapıyı açıp sırayla tekmil verdiğimizde odada albay dışında sadece Güneşin olduğunu gördük.Aldığım emirle oturunca .Albay konuşamaya başladı.

-Hoşgeldin tekrardan asker.Son gelişmeleri tekrar alalım.

-Sağolun komutanım.Ben ve ağrıdan bir tim komutanı ile sızmamız sonucunda Asaf ele geçirildi.Sorgusu Atıf yüzbaşımda .Size özel ilettiğim dosya da ayrıntıları var komutanım.Sorgusunda Hakkari'de üç kamptan bahsetti .Bildiğiniz gibi artık buradayım.Umay timiyleyim.İstihbarat görevi olursa albayımın onayı ile olacak,şimdilik pek olası değil benim güvenliğim için.Burada açıklayamayacağım nedenlerden dolayı Ali yüzbaşıyla olan evlilik devam edecek.

-İstibaratla bağının zamanla biteceği için üzülme.Ailen biziz artık .Devlet senin ailen.Umay timi gelene kadar ateş timiyle çalış Umay timi iki haftaya kadar gelirler.Başlayabilirsin asker.

-izninizle komutanım.Sizinle çalışmak benim için büyük gururdu .Babamla çok kısa olsa da çalışmış olmanız benim için çok değerli.Ateş timi tekrardan hoşgeldiniz.Üç büyük kampın kordinatları önünüzde ki dosyalarda.Kampın tam büyüklüğü ve kişi sayısı hakkında bilgimiz yok.Bir kaç gün sonra ön kontrol için gece yarısı çıkacağım.Aksilik olmazsa ki düşünmüyoruz dron taramalarından.Önünüzde ki dosyalarda krokiler var.Bu görevi ağrıdaki hilal timiyle yapılacak.yüzbaşı atıf la ön toplantılar yapıldı.Muhtemelen umay timi gelene kadar kamp görevlerimiz biter.

-Göreve biz katılmayacaksak neden burdayız?Anlamak için soruyorum üsteğmenim .Hoşgeldiniz bu arada.

-Teşekkürler yüzbaşım.Sizin tim görevi akça kampında aldığımız haritalar.İkinci dosyayı açabilirsiniz.Reşonun yanına sızdığımız zaman ele geçirdiğimiz üç harita vardı.Şehir Van onaylandı.Vandan bir timle ortaklaşa görev ateş timine verildi.Albayımızın emriyle başlayacak.İlk patlayacak kamp onların silah deposu gibi.Diğer kamp militan eğitimi için.Bir diğer küçük kamp en sonuncu olan işlevini öğrenemedik.

Tutamadım kendimi sanırım sınırını görmek istedim.

-İkimiz için sızma planı yapsaydınız.Seninle görevler farklı aksiyonlarda geçiyor.

Tim dediklerimi duyunca derin nefes aldı.Albayın ters bakışlarını görmemiş gibi yaptım.

-Kuruma ileteceğim isteğinizi yüzbaşım.Sizin gibi askerle çalışmak benim için de gururdu.
sercanın fısıltısını duyduk "gözümün önünde birbirini seviyorlar dayanamıyorum"Ekrem'in koluyla dürtmesiyle Sercan önüne döndü.Albay sabrının sınırına geldiki Güneş üsteğmen siz çıkabilirsiniz.

-Emredersiniz komutanım,izninizle...

Güneş kendine ait dosyaları toplarken göz göze geldik.Güneş sakince çıktı.Albay bana bakarak.

-Akşam çıkmayın görev var.Küçük bir kamp var .Alınacak bir şey yok. Yıkın yakın burnunuz kanamadan gelin.

Sırıttı bir an.Biz ne diyecek diye beklerken

- gelin hanımı eve götür.Alihanın içi rahat etsin.İstibarat biraz daha evli görünün diyor.Gelin hanım tekrar evlenmez diye korkuyor sanırım başkan.Bakın ekrana dolu dolu bir geçmiş.Farklı yerlerde olabilirmiş ama biraz kendi bildiği okuduğu görevler var. Başarılıda olsa sıkıntı çıkmış. Akşama göreve gideceksiniz önyargılı olmayın.Hakanı gördünüz.Sanırım görevi kabul etmesinde en büyük etken amcası.Alışma sürecinde yardımcı olun.O sizin için çaba harcıyor.O bu göreve çıkmayacak üç gün izinli.

Timle beraber dinlenme odasına geçerken,azarlanıyordum.Özür dileyip kendimi affedilecektim.Bir daha da ayarsız konuşmayacaktım.Dinlenme odasına girdiğimizde güneş kulağında kulaklık konuşma yapıyordu.Beni görünce görüşmeyi sonlandırdı.Ayağa kalkıp selama durdu.

-Üsteğmen güneş yıldırım,Sivas

-otur güneş bizbizeyiz rütbe yok.Ben daha önce yaşanan şeyler için özür dilerim.Beraber görevlere çıkacağız .Aramızda sorun olmasın.

-Anladım komutanım.Benlik sıkıntı yok komutanım.

-Nasılsın karan.Ayla'yla konuştun mu seni arayacaktı.Emanetin varmış.

Kıpkırmız kesilen Karan elini ensesine götürüp kaşıdı.

-Aramadı Güneş.O deliyle ne kadar az konuşsam o kadar iyi. Annemle tanıştılar karargahta .Annemi nasıl ikna etti bilmiyorum sevgili zannediyor bizi.Yüzük almış emanet dediği o.

-Küçücük kız Karan .Gözünü korkutmasın.Dur Neslihan hanım senin annen mi?

-Nerden tanıyorsun annemi ?Cadının başının altından çıktı.Annem hakim bir kadın nasıl ikna ediyor.
-Belki de ikna olmak istiyordur.Ali nin ailesi gibi damdan düşer gibi gelen gelini kabullendiler.Ali gideceksek gidelim görev için çıkacaksın daha sonrasında.

Yiğitin" komutanım nasılsınız.Asaf görevinde bir şey oldu mu size?

Yiğit samimiyetle bana bakıyordu.

-İyi geçti.Atıf komutan fazla kuralcıydı alıştık bir şekilde.

Sercanın"Gözünüz Ali komutanımı aramıştır şimdi"

-Benim için görev görevdir.Kim olsa çalışırım.Ama seçenek şansım olsa Aliyi seçerdim.

-Güneş annemlerle kalırsın değil mi?Ayrı evim yok.Boşanma tarihi belli değil ev de kuramayız.İstersen deneyelim olmazsa bir yol buluruz.

-Sıkıntı yok Ali .Gidelim .

Yiğitin utangaç ses tonuyla seslenmesiyle durduk.

-Güneş komutanım belki hiç fırsat olmadı ama gelişinizden çok mutluyuz.

-Bende mutluyum.yiğit tim olarak kibar ve efendisiniz.ilk görüşmemizi unuttum.

Güneşle karargahtan çıkıp arabaya bindiğimizde babamın arama sesi arabayı doldurdu.

-Oğlum Alim nasılsın.Annenide Asyalardan alırmısın?

-Tamamdır baba.Bak yanımda kim var.
-Alihan babacım nasılsın.
Heyacanlı bir nefes yükseldi babamdan.

-Güneşim kızım geldin mi?yaran beren var mı?

-Yok babacım olanlar da doktorun dediğine göre evime geçince iyileşirmiş.

Babamın uzun zamandır duyamadığımız neşeli kahkaları çınladı.

-Baban seni hep bekler porsuk hanım .

-Alihan babaaa…

-Baba bende buradayım.

-Alim ne yaptın oğlum.Güneş geldi huysuzluğun biter.

-Baba geldik biz kapatıyorum annemi arayacağım.

Telefondan annemi ararken Güneşin gözlerini kapattığını gördüm.Aklından neler geçirdiğini bilseydim .Hep farklı yolları bulması başka seviyeydi.Başkanla konuşmaya devam etmesi .Umarım bize alışırdı.Annem e Güneşin geldiğini kapıda beklediğimi anlatırken bizimkiler de binadan çıktılar.Annemin uzun paltosu şık atkısıyla filmlerden fırlamış gibiydi.Annemleri gören güneş dışarı çıkıp sarılıp selamlaşırken Asya ve aslının bana sataşmasını dinliyordum.

Aslı kıkırdayarak elleriyle yanaklarımı sıkıştırarak.

-Alim ,Güneşin gelmiş.Bak Asya renk gelmiş kardeşimize.İki aydır derbederdi.Mahsun çocuktu.

-Aslı uğraşma yakışıklımla o ağır abi.İki aydır karısı yok anasına getirmiş.Akılsız…

Abla istersen yanaklarım senin olsun.Bir ordu insanla baş ediyorum sizle edemiyorum.Kızı korkutacaksınız.Dağda daha güvendeydi sanki.

-Oy oy karısını sakınırmış.Korurmuş.Asya ne kadar büyüdü değil mi?Daha bezle koşuştururdu.Ne günlerdi.

-Ablacım eniştemi aratma istersen senin vukuatların on erkek çocuğuna bedel.Güneşim yemek yiyelim ben çıkacağım.Arabaya binelim mi artık.

Güneş masum masum yanıma yaklaşıp koluma girdi.

-Alim sen konuşsan albayla bende gelsem göreve.Hem araziyi de görmüş olurum.Yemek yer çıkarız.

-Hayatım istersen karargahta kalalım altlı üstlü ranzalarda.

-Sen mi ararsın albayı ben mi arayayım.

Annemle ablamlar Güneşin konuşmasıyla birbirine şaşkın şaşkın bakarken.

Bu kız ,bu kız belaydı.Sakin işim vardı . Tek derdim timin şaklabanlıkları,ablalarımın beni evlendirme çabasıydı.Kafamın karıştığını hissediyordum.Bu kabul edilemezdi.Amacım vatan ,yolum vatan ,yönüm vatan.Siyah saçlı bir fırtınaya aklım kayıyor. Bu iki ayda nasıl olduğu ile ayrı görevi kimle yapıyor ayrı sıkıntı sebebimdi.

Bol muhabbetli yemekten sonra ablamlar sıra sıra çıktılar.Enişte grubundan kimse yoktu .Görevdeler di Allah ayaklarına taş değdirmesindi.Ben görev için çıkarken umudu kırılan Güneş beni yolculamaya geldi.Garip bir histi.Güzeldi…