
Koluma hafifçe dokunulmasıyla kafamı hiç sıradan kaldırmaya tenezzül etmeden konuştum.
"Uykum var güzel kardeşim. Sen sonra gel." umarım giderdi de beni uğraştırmazdı.
Lütfen git. Lütfen...
"Şey ben... Çınar."
İçimde büyü yapma isteğini ortaya çıkaran şerefsiz gelmiş.
Dün onu engelledikten sonra Sinan'a fizik notlarını çekip atmıştım. O da Çınar'a atmıştı. Aslında Sinan o gün okulda olduğundan notları da Sinan'dan alabilirdi.
Ama Sinan'ın notlarını bir tek Sinan okuyabiliyordu.
Yazısını düzeltmesini söylediğimizde 'Ben anlıyorum kardeşim kendimi yazımı. Gerisi mühim değil.' diyince biz de çok üstelememiştik
Keşke üsteleseydik.
"Çınar siktir git." Gayet açık bir şekilde dile getirdiklerimi pek de bir yerlerine takmadan konuştu.
"Kafanı kaldırabilir misin?" Bu çocuk kibar kibar konuşunca kalbimi feth edebileceğini mi sanıyor?
Hayır kaldıramam
"Yok, kaldıramam."
Bir şey demedi. Yanıma oturduğunu hissettim.
Şimdi bir anda boğazına sarılıp, gözlerini uçlu kalemimle oyarak çıkarsam ne yapabilirdi ki?
Hiç bir şey yapamazdı.
"Ama sana Allah belamı versin ki sana çok güzel bir şey getirdim."
"Keşke..."
Anlamazca sordu. "Keşke ne?"
"Allah belanı verse de kurtulsam senden." dedim.
Görmesem de küskün küskün baktığına emindim. Ne yazık ki bu benim pek umrumda değildi.
"Sen çok kaba bir insan oldun. Ama ben ikimize de yetecek kadar kibarım neyse ki."
"Hee gördük dün amına koyayım. Uykumu içine işedin resmen." dedim boğuk sesimle
Git artık da uyayım.
"Fizik sınavı olmasaydı gerçekten rahatsız etmezdim. Uykunun bu kadar hafif olduğunu da bilmiyordum. Aklımdan çıkmıştı fizik sınavı. Oğuz'lar adam akıllı not da almıyorlar. O yüzden onlardan da isteyemedim. Özür dilerim. " çekingenliği sesinden anlaşılıyordu keratanın.
Lanetler girsin içimdeki bu insan sevgisine
"Bak sana sarma getirdim hem." dediği an kafamı sıradan kaldırmamam sarmaya hakaret olacağından hemen kaldırdım kafamı.
Ters ters bana baktı.
"Kaç dakikadır konuşuyorum. Sarmayı duyunca kafanı kaldırman kalbimi kırar."
Laga lugayı kes kardeş. Sarmayı ver.
"Sarma nerede?"
Bana gülerken kucağında tuttuğu sarma kabını sıranın üzerine, önüme koydu.
" Beni affettiğini ummaktayım."
Ağzıma birkaç sarma attım. "Offottom offottom."
Kısıkça bana gülüp o da ağzına sarma attı.
"Engeli açacaksın değil mi?"
Başımı sağa sola salladım.
Şimdi prensesliğimi bozmayayım ama nah açardım yani.
"Neden? Yokluğunda kafamı duvardan duvara vurdum ben. Reva mı bu bana."
"He he at yalanı sikiyim inananı."
Kafasını sağa sola salladı. "Valla ayıp ediyorsun."
"Ayıp yatakta olur aslanım" demek isterdim... Ama demeyeceğim.
O kadar da prensesliğimi koruyabilirim.
O tekrar konuşacakken sınıfa Oğuz, Cafer ve Sinan geldi.
"Nanayı yiyenzi gençlik." dedi Oğuz yerine otururken.
Arkama dönüp ona baktım. "Ne oldu ?" diye sorduğumda
"Matematikçi sözlü yapacakmış." cevabını almak tabii ki de beni üzmedi değil.
Hay anasını ama yani
Hocam ayıp değil mi ama ya
"Bu da ailesel sorunlarını okula yansıtıyor. Kardeşim ben mi boşadım sizi? Gelir gelmez bu sınav ne?" diyerek haklı bir isyanda bulundu Cafer.
Şahsen çok haklıydı. Nasıl iş sorunlarını eve taşımamak gerekirse ev sorunları da işe taşımamak gerekirdi.
"Hoca hemen gelir yerinize geçin hadi." dedim. Oğuz ise kaşlarını çatarak bir bana bir sarma kabına baktı.
"Sarma mı o elindeki? Sen bensiz sarma mı yedin? Hiç best kardeşini çağırmak aklına gelmedi mi hain?"
Çınar Oğuz'un dediklerine gülüp bana döndü. "Evet bücür. Açıkla, nasıl yersin Oğuz'suz?"
Valla dürüst olmak gerekirse çok da güzel yedim arkadaşlar.
Çınar'a ters bir bakış attıktan sonra Oğuz'a döndüm.
"Saçmalama. Benim sensiz boğazımdan bir şey geçer mi, canım? Bunları sana ayırdım." dedikten sonra kabı Oğuz'a verdim.
"Seni çok seviyorum ha. Tam bir kraliçesin."
"Değil mi? Mükemmelim. Ben de kendimi çok seviyorum."
Bana güldükten -neden güldüklerini anlamamıştım oysaki gayet de haklıydım- sonra yerlerine geçtiler bir otuz saniye sonra da Matematik hocası gelmişti zaten.
Bize kağıtları dağıttıktan sonra arkama -Oğuz'a- döndüm.
Dudaklarını oynatarak tek bir şey dedi.
" Sıçtım. "
Kendi kağıdıma döndüğümde aynısını yaşayacağımı görmekteydim.
Yanımdaki Sinan'a baktım. O da ümitsizdi.
Mikrop adam. Gavura soruyorsun sanki bunlar ne gözünü seveyim?
Önümdeki sorularla cebelleşirken bütün hünerlerimi kullanıyordum.
♧
Kafankarışamazçünkükafasızsın grubu
Oğuz: Oğlum o sorular neydi lan öyle
Sinan: Ciddili beynimin varlığını sorguladım kırk dakika
Cafer: Ben de anasını satayım
Cafer: Ne yaptım beynimi mi sıçtım bok yerine dedim kendi kendime
Siz: Bir tane soru vardı ya
Siz: Adam karısının adını kullanmış aq
Nil: ne
Nil: QAKWJDLJQLWDHQLJXAM
Nil: Gerçekten mi?
Cafer: Keşke yalan olsaydı
Cafer: Adam harbiden sıyırdı kafayı
Oğuz: Çok az kaldı yengeye yalvarıcam barışsınlar diye
Oğuz: Ağzımıza sıçıyor abla kocan diyeceğim
Oğuz: O soruyu da çözemedim bir türlü
Oğuz: Götümü yırttım gene çözemedim
Çınar: Valla arkadaşınız zeki çözdü bütün soruları
Siz: Şerefsiz
Çınar: Yakışıyor mu sana hiç böyle laflar?
Çınar: Ayrıca istersen anlatırım ben sana bütün soruları
Çınar: Sen mi bana gelirsin ben mi sana
Cafer: Niye tek ona anlatıyorsun bize de anlat
Oğuz: Senin kafatasını sikeyim Cafer
Oğuz: Aşk kuşlarım siz bu kafasını yediğim çocuğu dinlemeyin
Oğuz: İkili ders çalışmada daha iyi anlarsınız
Oğuz: Her şey sizin geleceğiniz için bebitolarım 🥰😘
♧
Oğuz~Cafer Sohbet
Oğuz: Harbiden beynini sıçtın galiba sen
Oğuz: Bunlar sevgili olsun diye kıçımı yırtayım ben
Oğuz: Sen de deki
Oğuz: Noyo tok ono onlotoyorson
Oğuz: Amanın anı diye gerizekalı
Cafer: Tamam lan
Cafer: Öyle anlık oldu
Oğuz: Bir daha olmasın
♧
Kafankarışamazçünkükafasızsın grubu
Siz: Seni boğazlarım Oğuz'cuğum.
Siz: Bilmem anlatabiliyor muyum?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 30.15k Okunma |
3.67k Oy |
0 Takip |
42 Bölümlü Kitap |