7. Bölüm

7. Bölüm

Fato
gotten_bacakli

​Çınar: Oğuz'u nasıl tehdit ettiysen

 

Çınar: Bir ikna edemedim çocuğu

 

Siz: Valla tehdit etmedim

 

Çınar: Doğru söyle büyü yaparım dedin dimi

 

​​​​​Siz: Yok be

 

Siz: Oğuzcuğuma büyü yapmam ben

 

Siz: Oğuz kral adammış sadece

 

Siz: Git Oğuz'dan kral adam nasıl olunurmuş öğren

 

Çınar: This is ayıp tostum

 

 

Gülerken telefonu yatağa fırlattım. Fırlatır fırlatmaz enseme bir şaplak yemiştim.

 

"Zenginsin heralde cüce. Telefon falan fırlatıyorsun?" biricik abiciğime göz devirip ensemi ovuşturdum. Acıtmıştı şerefsiz.

 

"Çık be odamdan. " diyerek çemkirdim. Yüzüme karşı sırıtıp rahatça yatağıma oturup sırtını duvara yasladı. Bir kaç saniye bakışıp çıkmasını bekledim ama benim öküz abim çıkmıyordu. Tek çarem olan babama seslendim.

 

"Babaa abim bana vuruyor. " evet o uyuz kardeşler gibiyim şu an. Farkındayım. Ama umrumda değil.

 

"Bak bir de yalan söylüyor. Senin canım silkelenmek istiyor herhalde cüce." yerinden kalkıp bana doğru adımlayınca hızla kalkıp ondan uzaklaştım.

 

"Gelme üzerime be katil" diyip kapıya doğru kaçmaya çalışıyordum ki sadece çalışmakla kalmıştım.

 

Abim beni yakalamış ters çevirmişti. Ayak bileklerimden sıkı sıkı tutuyordu. Dünyam ters dönmüştü.

 

İşte şu an 1.57 olmama lanetler yağdırdığım anların sadece birindeydik.

 

Baba neredesin ya?

 

"Sen biricik abini odandan mı kovuyorsun hm?" diyen uyuza büyük bir dürüstlükle cevap verdim. Dürüstlük önemliydi nihayetinde.

 

"Evet." dedim bir yandan başımı sallarken.

 

"Camdan aşağı silkeliyim de seni gör sen." deyip cama yaklaşınca bir an korkmadım değil. Ama belli edip karizmamızı bozamazdık.

 

"Ay abi dur. Kusacağım ha. Vücudumdaki bütün kan kafama toplandı. Gözlerimden kan akacak şimdi."

 

"Salaklanma cüce" dedi görmesem de yüzünü buruşturduğuna emindim.

 

"Abinden çabuk özür dile indireyim seni." Hayatta özür dilemezdim. Üstüne para versinler gene özür dilemem.

 

Şaka tabii ki de para versinler dilerim.

 

Böyle de gururluyum.

 

"Abi midem bulanıyor indirir misin?" dedim sessizce. Duygu sömürüsü zamanıydı.

 

Sesimdeki rahatsızlığı fark edince hemen yatağa yatırmıştı beni. Gözlerimi kapatıp yüzümü buruşturdum.

 

Hızla yanıma oturdu. "Ne oldu abim?" diyip alnımdan öptü hafifçe. Bipolardı herhalde.

 

Ne mi oldu? Ters çevirdin ya salak.

 

Elimi başıma götürdüm. "Başım ağrıyor..." diyip burnumu çektim. Gözlerimi açıp yorgun yorgun ona baktım.

 

Resmen Oscarlık bir performans sergiliyordum burada.

 

Tekrardan alnımdan öpüp eğildiği yerden doğruldu. "Ben sana ağrı kesici bulayım. Bekle cüce"

 

Abime kıkırdayıp doğrulup oturma pozisyonuna geldim.

 

"Ne safsın be abiş" diyip yanağından bir makas aldım. Tekrar silkelenmek istemediğimden hızla salona doğru koşuşturdum

 

"Zuhal gel buraya yorma beni." diye tabiri caizse böğüren abimi bir yerlerimi takmadan babamın yanına gittim.

 

Kendimi yanına bırakıp başımı omzuna yasladım. Alttan alttan ona bakıp masumca göz kırpıştırdığımda gülüp saçımın tepesinden öptü.

 

"Bağrışlarınız kesilmiyor kızım yine ne oldu?"

 

"Ben masum-" diyemedim sözüm öküz abim tarafından kesilmişti.

 

"Gel kız buraya." diyip bana doğru yürüyordu ki babama daha fazla yanaştım. Babam da sağ olsun beni yarı yolda bırakmamış kolunu omzuma atıp beni kendine çekmişti.

 

Canım babam.

 

Ben de babamın yanağından öptüm. Abim bize gülerken göz devirdi. "Baban gider bana kalırsın cüce." diyince dil çıkardım.

 

"Bir gün didişmeyin dişimi kıracağım. " diyerek söylenen anneme öpücük attım.

 

Mutfaktan çıkmış gelip yanımıza oturmuştu. "Aç bakayım Esra Erol'u onu izleyelim. "

 

Annemin genel rutini buydu. Sabah Müge Anlı akşam da Esra Erol.

 

Babam annemin lafını ikiletmemiş Esra Erol'u açmıştı. Annem tam bütün dikkatini televizyona vermişti ki birden bize döndü.

 

"Çöpler atılacak"

 

"Tamam anne Zuhal atar dimi abiciğim?"

 

"Yoo niye ben atıyorum ya?" diyip ters ters abime baksam da abim başını sağ tarafa yaptırıp sırıtırken konuştu.

 

"Çünkü ben öyle istiyorum."

 

Oflayıp dudağımı büküp babama daha çok yaslandım. Babam cebinden para çıkartıp bana uzattı.

 

"Al abur cubur alırsın. Abine de alıcaksın tamam mı?" Babamın kaç yaşında olursam olayım abur cubur için para vermesine güldüm. Yanağından öptüm.

 

Parayı alıp cebime attım. "Abime bir şey alma konusunda söz veremem." diyip salondan çıktım. Annemin çöp kovasını hazırlamış olduğunu gördüm. Poşeti kaldırmaya çalıştım ama yok olmuyordu.

 

"Abii" diyerek içeriye seslendim.

 

Abim hemen gelmişti. "Ne oldu cüce?"

 

"Kaldıramıyorum ben bunu"

 

"Kaldırırsın kaldırırsın. İki elinle tut bakayım. " iki elimle tutup zor da olsa kaldırdım.

 

"Bak kaldırdın hadi hemen at gel." diyip mutfaktan kaçan abime görmese de ters ters baktım.

 

Derince oflayıp iki elimle kavradım poşeti paytak adımlarla kapıya kadar getirebilmiştim. Kapıyı açtım. Kapımızın hemen solunda asansör vardı. Uzanıp asansörü çağırdım. Terliklerimi giyip asansörün gelmesini bekledim.

 

Şu hayatta en nefret ettiğim şey asansör beklemek olabilirdi.

 

Asansörün geldiğini görünce poşeti de alıp asansöre binip zemin kata bastım.

 

Şu çöpü taşırken yaşlandım be. İçinde ceset falan mı vardı? Tövbestafirullah.

 

Asansörden çıkıp zar zor da olsa çöp poşetini taşıyordum. Çöp konteyneri hemen bakkalın önündeydi.

 

Çöp poşetini taşırken her adımda yorulduğumdan sürekli durup duruyordum

 

Başka biri poşeti aldığında şaşkınlıkla başımı kaldırdım.

 

Çınar'dı.

 

"Poşet senin kadar yardım edeyim. " dedi. Hiç hayır ya gerek yok diyeceğimi zannetmeyin. Kolumu morartmıştı hayvan. Taşısın.

 

Tabii bunları içimden söyledim. Ona "Teşekkür ederim. " demekle yetindim.

 

Yan yana yürürken "Seni birine benzetiyorum" dedi.

 

"Kime?" Benim aklıma biri geliyor ama...

 

"Boş ver. O söyleyene kadar bir şey demeyeceğim."

 

Sonunda bakkalın önüne geldiğimizde çöpü konteynerine attı.

 

"Tekrardan sağ ol." diyip bakkala gidiyordum ki yanımda yürüdüğünğ gördüm.

 

"Herhalde teşekkür etmek için bir şey ısmarlayacaksın bana?" Benim niye haberim yok bundan?

 

"Ne münasebet? Kütüphanede beni düşürdüğüne say."

 

Gülüp başını sağ sola salladı. "Sen o bücürsün eminim"

 

Dediğine bir şey demeden sandalyede oturan Mete'ye döndüm.

 

"Oo Mete nabersin?"

 

"Kötü be Zuhal abla. Kemal amca bakkalı bana emanet edip Bahattin amcayla çıktı gitti." Dertli dertli konuşmasına kıkırdadım.

 

Mete mahallenin 9 yaşındaki yaramazıydı. Büyümüş de küçülmüş bir çocuktu. Allah var zeki çocuktu. Şahsen ben büyük adam olacağına inanıyordum.

 

Aslında eskiden de bu mahallede yaşıyordum bir kaç sene önce babamın işleri yüzünden taşınmak zorunda kalmıştık. Neyse ki sonunda bu mahalleye geri dönmüştük.

 

"Kolay gelsin ablam sana" diyip cips reyonuna doğru yürüdüm. Arkamda duran Çınar'a omzumun üstünden bir bakış attım.

 

"Sana bir şey alacağımı zannediyorsan büyük yanılıyorsun. " dürüst olmaya her zaman dikkat etmişimdir.

 

Yalandan üzülmüş gibi baktı bana. "Kalbimi kırıyorsun bücür"

 

Abimin sevdiği cipsten alırken sordum. "Bücür olduğumdan nasıl bu kadar emin oldun?"

 

"Hissederim ben."

 

Yüzümü buruşturdum hafifçe "Sanarsın Yüce Honos." diyip kendime de cips aldım. Bana gülüp sessiz kaldı.

 

Çikolataların olduğu tarafa giderken de ördek misali peşimdeydi Çınar.

 

Bir kaç tane sevdiğim çikolatalardan aldım. Bir tane de çikolatalı süt alıp bugünü zirvede bitirmeyi planlıyorum.

 

"Abi bir şey almayacaksan çıksana ne direk gibi dikiliyon orada?" dedi Mete Çınar'a ithafen sonra tuhaf tuhaf kendine baktı

 

"Ben niye az önce Kemal amca gibi konuştum lan."

 

"Yaşıtlarınla değil de Kemal amcayla takıldığından olabilir Mete"

 

Başını salladı. "Büyük ihtimalle ondan" aldıklarımın parasını verip "Hadi Allah'a emanet Kemal amcaya selam söyle" elimdeki poşeti sallaya sallaya çıktım bakkaldan

 

"Gerçekten almadın ya" diyen Çınar'a tuhaf tuhaf baktım.

 

"Niye alayım oğlum?" diyerek haklı bir gerekçe sundum.

 

"Ben şahsen bir çikolata alırsın diye ummuştum" dedi. Masum masum bana bakmaya çalışsa da yemezlerdi.

 

"Ya kıyamam." dedim yalandan. Elimi poşete daldırıp çıkardım.

 

"Al" dedim. Çektiğim naha ters ters baktı. Ben ise gülüp onu arkamda bırakıp apartmana doğru yürüdüm.

 

"Ayıp ediyorsun bücür." diye arkamdan bağırdığını duydum.

 

"He he ondan" ıslık çala çala apartmana girdim.

 

 

Bölüm : 25.01.2025 10:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...