3. Bölüm

KANSERİN YAYILIMI

Hazal Şirin Aydın
grilt998

 

Bir çocuğun hayal rehberi.

 

Yanlış

 

Bir kızın vazgeçilmiş hayalleri

~*~

 

Bugün çok yağmur yağdı anne. Sen yemek yapıyordun belki görmemişsindir.Hani öğretmenimle çekildiğimiz o fotoğraf albümü varya anne,heh ona bugün ne yaptığımızı yazdım anne.

 

Babamla kavga ettiğinizde yazdım anne.

 

Sana söz anne bir daha babam sana asla bağırmayacak.

 

Engel olacağım.

 

Yanlış.

 

Sana kimin bağırdığı umrumda bile değil.

🌙

 

Kapıdan içeriye girdiğimizde askerler yanımızdan ayrıldılar. Beşli yavaş adımlarla yanımıza geldiler ve tam karşımızda durdular. Biz hareketsiz bir şekilde onlara bakıyorduk. Ancak beşli tam değildi beyazlı kadın ortalarda yoktu.

 

İçeriden art arda gelen silah sesleriyle olduğum yere mıhlandım. Herkes gelmemiş miydi yani? Arkamı dönüp kalabalığa baktığımda birkaç bakış bana dönsene umursamadım. Kaç kişi kalmıştı?

 

Beşlinin daha doğrusu dörtlünün önünden geçip kapıya ilerledim. Kan beyaz zemini renklendirirken kaç kişi olduklarına baktım, altı. Tam altı kişi gelmemişti. Önlerinde ki insanlar da onları acımadan vurmuşlardı. Tıpkı bizim yaptığımız gibi. Ben onların yanımıza gelmesini beklerken beyazlı kadın silahını çıkarıp hepsini vurdu. Kaşlarım şaşkınlıkla havaya fırladı.

 

İkinci şans yoktu. Ya yapardın yada ölürdün. Beyazlı kadın kapıya doğru döndüğünde beni gördü ve gülümsedi. Bense tepki vermeden düz düz ona baktım. Pek umrun da değil gibiydi.

 

Kapıya doğru yürüdü ve içeri girdi onun ardından kapıda kapandı. Benimse aklımdaki şüpheler daha da şiddetlendi. Bu kadın burayı kontrol ediyordu. Askerler onun emriyle hareket ediyordu hem de emir almadan, kadının tek hareketiyle ne istediğini anlamışlardı. Ya çok eğitimliydiler yada cidden bir çip olayı dönüyordu.

 

Dikkat çekmemek için diğerlerinin yanına dönerken herkesin bakışlarının altında yürümek zor olmuştu ama dışarıdan yüzüm sabitti.

 

"Size her şeyi anlatmadan önce isimlerimizi öğrenin çünkü bundan sonra bizim emirlerimize göre yaşayacaksınız yaşayabileceğiniz yere kadar," deyip pis pis sırıttı beyazlı kadın. Bedenimde bir ürperti dolaştı. Her şeyi kafama estiği gibi yapan ben şimdi bu insanlardan emir alacaktım? Üstelik böylesi bir yerde?

 

Karşımda katillerin olması benim için bir şey ifade etmiyordu ben katil olmaya razıydım ki olmuştum bile. Bir canı almıştım, sanki hakkım varmış gibi.

 

"Ben Asya," yanındaki kadını gösterdi." Bu Ceren. Keremi zaten öğrendiniz. Yanındaki ikizi Ekrem. O da Semih." Diyerek isimlerini öğrenmemizi sağladılar. "Burada neler döndüğüyle ilgili ufakta olsa tahminleriniz vardır. Ancak amacımız ne tam olarak kestiremiyorsunuz. Sizinle oyun mu oynuyoruz yoksa size bir şey mi yapacağız diye düşünüyorsunuz değil mi?" Dediğinde kimseden ses çıkmadı tek bir onaylayan belirti gösterilmedi. Herkes dümdüz Asya ya baktı.

 

Kadın gülümsedi. Yine." Amacımız sizi bir ölüm makinesine çevirmek." Dediğinde derince yutkunma hissiyatı oluştu. Ölüm makinası. Acıma duygumuzu merhametimizi ve duygularımızı bizden almak istiyorlardı. Tıpkı o askerler gibi. Kukla. Ellerinde oynayacakları kuklalar istiyorlardı. Ama ne için? Bu şey her sene tekrarlanıyor muydu? Hiç böyle bir şey duymamıştım. Belki de duyamamıştım çünkü gizli yapılmıştı. Tıpkı okulumuzda olduğu gibi. Belki de binlerce okul katledilmişti ama ruhumuz duymamıştı.

 

Aklıma tek tek onlarca kapanan üniversite ve liseler düşmeye başladı. Son iki yılda tonlarca üniversite ve lise kapatılmıştı. Ülke dışına çıkan insan sayısı katlarca artmıştı. Hayır onlar ülke dışına değil tahtalı köye gitmişlerdi. Lanet olsun. Bu insanlar ya devlete uzanacak kadar güçlüydüler yada bizzat devlettiler. Devletle iş birliğimi yapıyorlardı?

 

Zihnim farkındalıkla parladı. Ülkeler arası savaş fazlaca artmıştı. Ne yani bu insanlar bizleri bir katil yaparak öne geçmeye mi çalışıyordu? Nefesim kesildi. Lanet olsun. Bu olabilir miydi? Ne yapmalıydım? Her şeyi bağırarak açıklamalı mıydım? Hayır, hayır bunu yaparsam elimde belge olmadığı için beni kolayca yalanlayabilir yalancı konumuna düşürebilirlerdi hatta bu yüzden öldürebilirlerdi bile. Üstelik beni öldürmeseler bile bu aptalların beni suçlayacaklarının farkındaydım.

 

Önce kanıt bulacak ardından duruma göre birilerine yada herkese her şeyi anlayacaktım. Ama önce kanıt bulmalı kime güvenip kime güvenmeyeceğimi sezmeliydim.

 

"Peki bu nasıl olacak? Biz istemeden bunu nasıl yapacaksınız? gibi saçmalıklarınızı kendinize saklayın. Siz hepiniz birer potansiyelsiniz. Az önce hepinizin gözlerinde ölümü gördüm. Tek bir kişi hariç." Gözleri bana çevrildi." Oda yine sendin. Her şeyi nasıl sezdin bilmiyorum ama aralarında en iyi sensin." Diyerek tekrar önüne döndü. O ileri bakarken gerilerden bir ses insanlığın karanlık yanlarından birini ortaya çıkardı.

 

"Heh! En iyisi oymuş. Bu geri zekâlı sadece biraz fazla gözlemci o kadar. Yoksa hepimiz bunu sezmiştik zaten değil mi?" Dediğinde onaylayan sesler duydum. Gülümsedim.

 

"Siz cidden delisiniz güzelim. Az önce kim daha iyi katil karşılaştırması yaptın ve kendinin daha iyi olduğuna dair bir iddia attın ortaya." Deyip güldüm. Kızın yüzü şekilden şekle girerken onu onaylayanlarda kendi düşüncelerine boğuldu.

 

"Belki de asıl deli sensindir. Nasıl oluyor bilmiyorum ama son bir saattir her şeyin altından sen çıkıyorsun. Her şeyi sen çözüyorsun. Umursamaz görünüyorsun ama bizi uyarıyorsun. Ama neden?" Durakladı." Nedeni tahmin ediyorum. Sende onlardansın değil mi. Bizden biri gibi görüneceksin seni kurtarıcımız, belki de en akıllımız sanacak peşinden gideceğiz değil mi? Ama sonumuz ölüm olacak. Sırayla hepimizi öldüreceksin." Dedi kim olduğunu bilemediğim arkadan gelen ses.

 

Ona cevap verecektim ancak birileri benden önce davrandı." Aslında fena fikir değilmiş he," dedi ikizlerden biri. Sesi alayla çıktığı için bunun Ekrem olduğunu varsaydım.

 

Beşli Ekrem’i onaylarken gözleriyle beni süzüyorlardı." Belki bir dahaki sefere yaparız." Dedi Asya. Haklılığım su yüzeyine çıktı. Gözleri hızla bana döndü. Duyup duymadığımı algılamak ister gibi ama benim gözlerim Ekrem’deydi, sanki dediğine sinirlenmişte ona bakıyormuş gibi. Asya rahatladı mı bilmiyorum ama gözlerini benden aldı. Ekrem ne zamandan beri bakışlarıma karşılık veriyordu bilmiyorum ama sanırım ona çok dikkatli bakmıştım zira şuan oda bana öyle bakıyordu.

 

"Belkide öyledir," dediğimde bakışların dehşetine uğradım. Beşlide ne diyorsun sen gibi bakıyorlardı bana." Belki de ben onlara değil ama onları yok etmek isteyen birilerine çalışıyorumdur ve eğittikleri askerleri öldürmek için gelmişimdir he ne dersin?" Dediğimde sorular havada uçuşmaya başladı. Bazıları üzerime yürüdü ama benim bakışlarım tek bir kişiye odaklandı. Asya.

 

Her şeyi kafasında değerlendiriyor gibi bakıyordu. Diğerlerinin bakışlarını da hissediyordum. Bu iş böyleydi eğer onlar beni çıkmaza sokarlarsa bende onları çıkmaza sokardım. Gerekirse yeni ve olmayan bir hikayeyi baştan yaratır tasarlar gerçek gibi önlerine sunardım.

 

"Kesin." Dedi beyazlı kadın. Bakışlarını benden alıp benim önümdeki birine çevirdi. O an bende onun baktığı yere baktım. Beşliye kafa tutan çocuğun yanındakilerden biriydi. Kahve saçlı siyah gözlüydü. Gözleri bana bakıyordu ama kulağının Asya'da olduğunu bilmiyordum. "Hepiniz geri çekilin." Dediğinde çekilen silahların sesini duydum. Çocuk yavaşça önümden çekildi.

 

Herkes geride durmaya devam etti ancak bu sefer ağızları korkudan değil yargılamak için açıldı. İnsanoğlu buydu ne durumda olursa olsun ne yaşayacak olursa olsun dümdüz devam ediyordu.

 

"Şimdi hepiniz odalarınıza götürüleceksiniz. Uyandığınızda yemek yiyeceksiniz ve ardından programınız belli olacak. Diğer gruplarla ortaklaşa derslerinizde olacak." Arkamızdan adım sesleri geldi. Bir saniye. Burada cidden başkaları vardı. Bu iş cidden büyüktü. Gözlerimi Asya’ya çevirdim. Bu kadın ciddi anlamda tehlikeydi ve sınır bölgesini andırıyordu.

 

Herkesi kaçırmıştı ve hiç sorun olamayacakmışız, hiç bir şey yapamayacakmışız gibi bize gerçeği söylemişlerdi. Korkmuyorlardı. Eminlerdi. Bir böcek gibi bizi ezeceklerinden emirleri altlarına gireceğimize eminlerdi. Başımı yavaşça iki yana salladım o an boynuma saplanan iğneyi hissettim. Başımı çevirmek istedim ama başaramadım.

 

Gözlerim kararıp bilincim kaybolurken hissettiklerim bir kaostan ibaretti.

🌙

 

Gözlerim yavaşça açılırken beynim bulanıktı. Başım o kadar fazla dönüyordu ki bunun hareket etmeden nasıl olabileceğini bilmiyordum. Dışardan boğuk sesler geliyordu ama tam olarak ne dediklerini anlamıyordum. Ben neredeydim?

 

Anılarım bir bir zihnimde uyanmaya başladılar. Bizi bayıltmışlardı. Anında uyutacak kadar ağır dozda bir ilaç var mıydı? Hiç sanmıyordum.

 

"Uyandırın şunları, yemek başlayacak." Diyen bir sesi duydum. Bu arada cidden ben neredeydim?

 

Etrafım fazla karanlıktı demek ki pencere yoktu ancak yumuşak bir yüzeyde yatıyordum. Ellerimi uzatarak yönümü bulmaya çalışacaktım ancak elime sınır bölgesi geldi. Duvar hemen yanımda mıydı? Bir saniye, belki de duvar kenarındaydı yatak? Diğer elimi diğer tarafa uzattığımda lanet okudum ve elimi yuları kaldırdım. Hassiktir. Cidden kapsül gibi bir yerdeydim. Mezara yakın olduğumuzu her dakika hatırlayalım diye miydi bu lanet olasıca yer.

 

"Kalk ulan ölmek mi istiyorsun?" Diyen çok yakınımdan gelen bir ses duydum. Bizi uyandıracaklardı değil mi? Yemek için. Normalde umurlarında olacaklarını sanmıyordum ama başkaları olduğunu biliyordum demek ki bugün bizi öğreneceklerdi.

 

Ayağımın dibinden bir şeyin hızlıca çekildiğini hissettim ve bu tabut gibi yerin içine hızlıca ışık dolmaya başladı." Kalk." Diyen sabit bir ses duydum. Olay çıkarmaya niyetim yoktu. Sırtımı dikleştirip ayaklarıma doğru kaydım ve kendimi dışarı attım.

 

Karşımdaki kız şaşkınca bana bakıyordu. Hızlıca kıza baktım. Siyah kısa saçları ve siyah gözleri vardı ama teni fazla beyazdı. Sağlıklı görünüyordu onu daha önce bizim okulda görmüştüm mimarlık okuyordu. Yavaşça bakışlarımı yan tarafa kaydırdım. Yine bir beyazlığın içindeydik. Tahminlerimde haklıydım uyandığım yer bir kapsüldü. Ve o kapsüllerden binlercesi vardı ama şuan sadece bizim okuldakiler vardı.

 

Ben en sonda duruyordum. 100 numara artık ben değildim ama yine en sondum ben artık 94 numaraydım. Altı kişi ölmüştü. Birilerinin bağırdığını duydum ama sesi anlaşılmıyordu. Sonra herkes ilerlemeye başladı. Bende onları takip ettim. Sanarım yemeğe gidiyorduk. İnsanlar koridordan çıkarken ben daha yeni bu kapsüllerin bulunduğu odadan çıkıyordum. O an fark ettim ki çıkan herkesin arkasından numarası kapıda yazıyordu. Hassiktir! Cidden bize çip mi takmışlardı? Ama nasıl?

 

O an elim boynuma gitti. Bizi bayılttıktan sonra takmış olmalılardı ve bize o kadar ağır bir ilaç vermişler diki bayılmamız hem bir kaç saniye sürmüş hem de büyük bir acıya rağmen yanmamıştık.

 

Nihayet bende odadan çıktığımda düşüncelerimden sıyrılıp koridora göz attım. O an afalladım çünkü koridorun duvarları koyu renk bir ahşaptandı ve hafif bir aydınlatma kullanılmıştı. Beyazlık dışında bir şey ha?

 

Herkes yine bir kapıdan geçerken içeriyi merak etmeye başladım. İçeri giren herkes bir şaşkınlık nidası bırakıyordu çünkü. Nihayet sıra bana gelirken içeriyi görmeye çalıştım ancak başarısız oldum. Benden önceki kızda içeri girdiğinde şaşkınlıkla ilgili hiç bir tepki vermedi. Kaşlarımı çatarak içeri girdim.

 

Vay canına! İşte bu beklediğim bir şey değildi. Tam karşımda inanılmaz bir manzara görmeyi bekliyordum ama hiç bir şey yoktu. Burası koca bir beyazlıktan ibaretti. Önümüzdeki binlerce insan haricinde. Toplamda altı tane boyları tahminen beş metre olan masa vardı ve iki tarafların dada insanlar oturuyordu. Ne yani sadece insanlar için mi bunlar tepki vermişlerdi? Bende iç mekanı beyazlık dışında bir şey olduğunu sanmıştım.

 

Hadi ama ya! Her şey beyazdı. Duvarlar masalar insanların üzerindeki kıyafetler tabaklar çatallar bile beyazdı! Ularım bu beyazlığı göre göre delirmezdim.

 

"Merhaba olay grup!" Diyen bir ses duydum ama nerden geldiğini göremedim." Adınızı çok duydum. Genelde buraya bu kadar kalabalık bir grup gelmez ve çoğu kişi ölür o yüzden şaşkınlığımızı mazur görün." O an fark ettim ki bazıları bizi görmek için arkadan ön tarafa gelmiş bazıları ayağa kalkmış bize bakıyorlardı.

 

Bu ses nerden geliyordu? Kim konuşuyordu? Bakışlarımı etrafta gezdirdim. Ancak be

Bölüm : 24.12.2024 17:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...