-10

Selinden...

"Şey, merhaba" dedim. O bana şaşkınlıkla bakarken ciddiyetimi bozup güldüm.

"Merhaba" dedi.

"İçeri geleyim m-"

"Tabii gel gel!" Bunu heyecanla söyledi.

İçeri girip Barışı takip ettim. Kocaman bir salona gelmiştik. Barışın birçok erkek arkadaşı gelmişti. Ve hepsi PS oynamak için sıra bekliyordu. Tam hiç kız yok mu diyecekken Yunus'un nişanlısı Tuğçe'yi gördüm. O da beni görünce hemen yanıma geldi. Onunla tanışmamıştık ama onun biliyordum.

"Merhaba. Selindi değil mi?" Diye sordu.

"Evet. Sende Tuğçe olmalısın." Diyip gülümsedim. Daha sonra diğer kişilerde beni farkedince selam verdiler. Biraz odada Tuğçeyle muhabbet edip evin bahçesine çıktık. Evinde havuz vardı. Oradaki sandalyelere oturduk.

"Yani Barışla öncede tanışıyordun?"dedi.

"Evet. Küçüklük arkadaşım" dedim.

"Sana bir sır vereyim mi?" Dedi. Heyecanlandım.

"Olurr."

"Barış bu partiyi seninle eskisi gibi olmak için yaptı. Ama sen gelmeyeceğini söyleyincede iptal etmedi. Çünkü diğer arkadaşlarının haberi yoktu. Sadece yunus, Eren ve ben biliyoruz." Dedi. Donup kaldım resmen. Bu partiyi benim için hazırladı. Eskisi gibi olmak için...

"Gerçekten mi?"

"Evet. Buarada nasıl olduda partiye gelmeye karar verdin. Barış bize iş arkadaşınla yemeğe gittiğini söylemişti." Dedi. Güldüm.

"Ah sorma! Aptal Levent yüzünden. Beni yemeğe çağırdı ama daha tanışalı çok olmadı. Yemek yerken bir anda dediki "evlenelim mi". Yemek resmen boğazımda kaldı. Bende dedim ki hayır. Sonra bu reddedilmeyi hazmedemedi falan." Dedim. Tuğçe bile kahkaha attı.

"Ciddi misin? Kafayı yemiş bu çocuk!"

"Değil mi-" diyecekken biri havuza atladı. Bu Barışın arkadaşlarındandı. O atlayınca hepsi koşarak atladı. Çok komikti! Ayağa kalkıp onlara bakacakken ayağım kaydı ve tabii ki suya düştüm. Bugünde rezil olduk çok şükür.

Sudan kafamı çıkarınca herkes gülüyordu.

"Salak kız!" Diye bağırıp güldü Yunus.

Barış gülerek yanıma yüzdü.

"Yani bu da bir başarı tebrikler" diyip güldü. Bende gülerek havuzdan çıktım. Ama keşke çıkmasaydım! Buz gibiydi şimdi.

"A-aa dondum!" Dedim. Barış çıkıp bana havlu getirdi. Teşekkür edip havluya sarıldım. Herkes havuzdan çıktı ve muhabbet etmeye başladı. Bende onları dinlerken yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu.

2 saat sonra...

"Selin..." dedi biri uyandığımda karşımda Barış vardı.

"Sana kıyafet getirdim." Dedi. Anlamsızca baktım.

"Ne-" dedim.

"Uyuduğun için yunuslarla gidemedim. Bu gece burada kal" dedi. Hemen ayağa kalktım.

"Ben taksiyle falan giderim ya" dedim.

"Saçmalama Selin. Kal işte" dedi. İtiraz etmedim bende. Elindeki kıyafetleri aldım ve banyoda giyindim. Bana bol gelmişti. Salona geri döndüğümde Barış koltukta yatıyordu.

"Barış, ben nerede yatacağım?"

"Benim yatağımı hazırladım. Merhaba etme tüm çarşafları değiştirdim."

"Barış saçmalama! Burası senin evin."

"İyi madem koltukta yat!" Dedi ve odasına geçti. Bende koltuğa uzandım ve istemsizce bana verdiği kıyafeti kokladım. Barışın aşırı ağır parfümü kokuyor. Bu kokuyla beraber gülümsedim ve gözlerimi kapattım.

Sabah...

Sabah gözüme güneş ışığı geldiğinde uyandım. Ama koltukta değil Barışın yatağındaydım. Ah bu çocuk beni çıldırtacak! Odadan çıkıp salona gittim yoktu. Ama mutfaktan sesleri geliyordu. Mutfağa girdiğimde Barış yemek yapıyordu.

"Günaydın" dedim.

"Günaydın" dedi.

"Neden beni yatağına geçirdin?" Diye sordum. Ama o sadece gülümsedi. Sinir bozucu şey!

"Canım istedi" dedi. Bu çocuk beni cidden delirtecek.

Yemeği masaya koydu. Yemekte menemen vardı. Çok severdim. Hem yemeği yiyip hemde muhabbet ediyorduk. Bugün için izinliyim ben.

Yemekten sonra Ben kendi kıyafetlerimi giymiştim. Neyse ki kurumuştu.

"Seni ben bırakayım mı" dedi.

"Geç kalırsın boşver" dedim.

"Boşver nolacak. Geçen çıkarım en kötü"

"Gerçekten gerek yok Barış"

"Selin hadi be itiraz etme!" Dedi. Ama zaten yeterince yük olmuştum.

"Barış, ben arkadaşıma gideceğim. O yüzden gerek yok." Dedim. Barışa yalan söyledim resmen!

"Peki" dedi. Ve ben taksiye binip gittim.

Yarın sabah tesislerde...

Sabah erkenden tesislere geldim. Havalar artık soğudu. Odama girdiğimde Levent vardı. Arkası dönük bir şekilde masamdaki kağıtlara bakıyordu. Hızla masama gittim.

"Hop hop! Kağıtlarımı okuyamazsın!" Dedim. Kağıtları önünden aldım. Bunlar yeni gelmişti. Levent iğrenç bir kahkaha attı.

"Bunlar seni en derinden ilgilendiriyor canım" dedi. İğrençti gerçekten. Kağıdı okumadan önce kabanımı astım. Ve okuyordum.

Merhabalar Selin Akar. Birçok personelimiz tarafından şikayet alıyoruz. Sizin işinizle ilgilenmek yerine farklı şeyler yaptığınız hakkında birçok şikayet aldık. Maalesef bu kadar çok kişinin şikayetlerini göze alarak sizi kovmak zorunda kalıyoruz. Bugün eşyalarınızı toplayabilirsiniz. Bir sonraki ayın maaşı birkaç gün içinde hesabınıza yatacaktır. Sonraki iş hayatınızda başarılar...

Galatasaray Yönetimi