40. Bölüm

37. Bölüm

Sayfaların arasındaki gül
gullactatlisi

Buyurunuz efendim. Oy be yorumlarınızı eksik etmeyiniz….


Bahara çay koy geliyorum yazdıktan sonra koltuktan hafifçe doğruldum. Hazırlanmayacaktım. Üstümdeki pijamaları değiştirmedim. Az önce abimi arayıp sormuştum, geç mi geleceksin? diye.

Ve evet abimde Demirlerle takılacaktı.

Değiştirmediğim pijamalarımın altına terliklerimi giydim. Karşı binaydı zaten. Gerek yoktu fazla hazırlanmaya.

Onların evine gitmeden önce, bizim evin altındaki bakkaldan atıştırmalık bir şeyler aldım ve onların evine öyle gittim.

Kapıyı çaldığımda o da benim gibi pijamalarıyladı. Ona kocaman gülümseyerek ve küçük bir çığlık atarak sarıldım.

”Bahaaar, çok özledim seni!” dedim ona sımsıkı sarıldığım esnada.

”Bende seni çok özledim.” dedi boğuk bir ses tonuyla.

Ses tonunun boğuk olmasının sebebi, onu boğacak kadar sıkı sarılmamdı.

Nihayet ayrıldığımızda içeri girdim ve terliklerimin yerini panduflar aldı. Bu gün İstanbul soğuk bir havaya sahipti.

”Gel şöyle güzel bir masa hazırlayalım öyle konuşuruz.” dedi.

Kafamı sallayarak onayladım.

 

 

 

 

 

 

 

🌃🌙

Sohbet derinleşmeye başlamıştı. Baharın yeni ayrıldığı sevgilisi hakkında konuşuyorduk.

Benim haberim yoktu. Yeni öğreniyordum.

“Hayatımdaki her şeyi anlattım Leyla abla. En ince detayını, bütün sırlarımı, bütün hayallerimi…Ama işte, ayrıldı benden.”

“Pişman mısın peki? Herşeyi anlattığın için.”

Biraz düşündü.

“Değilim ya. O süreçte bana senden sonra en iyi gelen kişiydi. Ama bence o benden ayrıldığı için pişman olacak.”

”Pişman olursa, affeder misin?”

Bu sefer düşünmedi.

”Affederim.”

”Hiç düşünmeden affedeceğin kadar iyi biri yani?”

”Sana şöyle anlatayım, sevgililiğimizin 4. ayı, biz birlikte olacaktık.”

Tepki vermemeye çalışarak dinlemeye devam ettim.

”Beni o durdurdu Leyla abla. Faydalanadabilirdi. Ama o yapmadı. Hayat benim için bitti dediğimde tutup kaldıranlardan biri oydu. Ayrılsak da ödeyemem hakkını.”

”İsmi ne?” dedim.

Gözleri parlayarak, “Savaş.” dedi.

“Başka biri biliyor mu benden başka?”

”Tunç abim öğreniyordu az kalsın ama kimse bilmiyor.”

”Neden saklıyorsun ki? En azından Tunç’a söyle bence.”

”Hayır hayır. Leyla abla, bak sakın ağızından kaçırma.”

”İyi, kaçırmam.”

“Başka şeylerden konuşalım ya. Sıkıldım bu konudan” dedi.

”Sen abin neye sinirliydi onu anlat.”

”Tam olarak bilmiyorum. Whatsappta bir şey gördü. Bir tesise durduk hemen. Sonra başka biriyle mesajlaştı. O ana kadar sinirli değildi pek. 2. Mesajlaştığı kişiyle ne konuştularsa artık deliye döndü.”

”Kimdi acaba?” dedim.

Bilmiyor gibi yapıyordum ama o kişi bendim. Aytaç’a deli olmuştu.

”Bilmiyorum, görmedim. Sonra daha çaylarımız bitmeden kalktık aceleyle, geldik İstanbul’a. Ama ömrümden ömür gitti. Bildiğim tüm duaları okudum korkudan. O kadar hızlı geldik ki kaza yapacağız diye ödüm patladı.”

”Yaaa.”

”İstanbul’a gelince bir şey olmadı ama. Yani o kadar aceleyle geldik buraya hiç bir şey yapmadı. Balkona oturdu, iki saat full sigara içti. Dedim, hava soğuk abi gel içeriye, yok, gelmedi.”

“Kesin birinin kalbini kırmıştır.” dedim.

”Kimse yok ki öyle kabini kıracağı. Abilerle arası bozuk olsa şimdi onların yanımda olmazdı. E zaten sevgilisi de yok. Kimin kabini kıracak ki?”

”Sen o kadar emin olma bence.” dedim imayla.

”Sevgilisi mi var?”

“Bilmiyorum tahmin ettim sadece.”

”Abim geçen sene bir kıza aşık olduğundan bahsetmişti bana. Ama imkansız biriymiş. Evli mi dedim, öyle bir şey değil dedi.”

”Allah Allah. Kim acaba?”

Bence o kız Sibel değildi. Çünkü Demir, ona aşık olmadığını söylemişti.

”Bilmiyorum. Bira aldım içer misin?”

”Ben içerim de. Senin yaşın tutmuyor, sen içme.”

Yerinden kalkarken, “Aman Leyla abla, biz neler yapıyoruz. Biradan ne olacak?” dedi.

Gülümseyerek, “Allah Allah ya? Bak sen.” dedim.

O da gülümseyerek mutfaktan gidip biraları getirdi.

Şu an örnek abla olasım hiç yoktu. Dediği gibi neler yapıyorlardı kim bilir.

 

 

 

 

 

 

🌙🌃

Bahar iki şişe birayla zom olmuştu. Şimdi de uyuyordu. Atar gider yapıyordu ama aslında vücudu asla kaldırmıyordu.

Uyudu diye bırakıp da gidemiyordum.

Yanımdaki koltuğa onu yatırıp geceye tek başıma devam ettim. Sabah olmaya yakın Demir gelmeden kapıyı çeker çıkardım. Zaten sonrasında Demir gelirdi, bahar yalnız başına çokta kalmamış olurdu.

Telefonumda takılıyorken kapı biri tarafından anahtarla açıldı.

Birazcık tırstım. Köşedeki boş bira şişesini ne olur ne olmaz diye elime alıp gelen kişiyi bekledim.

Gelen kişi Demir'di.

Beni koltukta oturuyorken görünce biraz şaşırmıştı. Elimde havaya kaldırdığım şişeyi görünce şaşkınlığı artmıştı.

”Leyla?”

”Ya ödümü kopardın! Neden sessiz geliyorsun?”

”Sessiz falan gelmedim? Gayette normal geldim.”

Ortalığın haline ve koltukta uyuyan Bahar'a baktı. “Asıl sizin haliniz ne?”

”Takıldık biraz. Hayrola, neden erken geldin?”

”Baharın ilk günden evde tek kalmasına gönlüm el vermedi kalktım geldim. Ama sizin maşallahınız varmış.”

Koltuğun yanına gelip Bahar'ın yüzüne baktı. “Sarhoş mu bu?”

”Sarhoş demeyelim de, çakır diyelim.”

”Leyla bu kız 17 yaşında?”

”İyide ben ona içirmedim ki? O bana içirdi hatta. 2 şişe içmeden bayılacağını nereden bileyim.”

”Her şeye de bir cevabın var.” dedi Baharı kucağına alıp odasına taşıyacakken.

Ayağa kalktım. ”Sende geldiğine göre ben kaçayım.” dedim.

”Dur orada. Şunu odasına yatırıp geliyorum. İşim var seninle.”

Göz devirip geri oturdum. Geleceği varsa göreceği de vardı.

Şişedeki biradan yudumlamaya devam ettim.

Geri geldiğinde yanıma oturdu.

Gözlerimi dahi kırpmadan yüzüne baktım.

”Konuşacağız. Önce ben başlıyorum, sonra sen anlatacaksın.” dedi. Ve susmadan devam etti.

”Sibel, bir arkadaşın sevgilisinin arkadaşıydı. Bende o dönem, geçen sene yani biraz boşluktaydım. Arkadaşım bizi bu kızla yapmaya çalıştı ama olmadı. Ara sıra görüştük falan ama sevgililik yok ortada. Söyledim zaten öylesine biri yani.”

Ve ben şu an anlıyordum.

Nisa en başından beri haklıydı. Ben Demir’e aşık olmuştum.

“En son ne zaman görüştünüz?” dedim buz gibi bir sesle.

Yutkundu, “Geçen ay.” dedi.

”Yatıp kalktın dimi o kızla?” dedim çenemi kaldırarak.

Cevap vermedi. Yüzüme bakmaya devam etti.

Ben almıştım cevabımı.

”Ben sana Aytaç’ı anlatayım o zaman. Biz Aytaç'la hiç sevişmed-“

Sözümü ”Leyla!” diyerek kesti.

”Birinin isminin yanında şu kelimeyi sakın kullanma!” dedi bağırarak.

Hiç umursamadan devam ettim.

”Ama sana bir şey söyleyeyim mi? Selimle sevişt-“ diyecekken elini ağzıma kapattı.

”Sus!”

Elini aşağıya indirdim. “Neden susuyorum!? Sen Sibel’i ne zaman çağırsan geliyormuş. Çağırınca ne yapıyordunuz? İçerideki yatağında mı yatıyordunuz?” dedim yüzüne bağırarak.

Cevap vermesini beklemeden yerimden kalkıp kapıya yöneldim.

Kolumdan tutup durdurdu, köşedeki duvara yasladı. “Saçmalama artık!” Diye o da bağırdı.

”Ben saçmalamıyorum Demir!”

Ona ilk defa abi demeden seslenmiştim. Ve onun da gözünden kaçmamıştı. Beni duvara daha fazla yasladı.

”Ne istiyorsun benden?” dedi gözlerime bakarak. Bağırmıyordu.

Nefes alıp verdim. “ Hiç bir şey istemiyorum artık. Beni anlıyor musun?”

”Ne demek o Leyla?”

”Ne anlıyorsan o demek.”

Ellerinden kurtulmaya çalışıp gitmek istedim. Ama izin vermedi. Aksine daha sıkı tutmaya başladı.

”Bu gün konuşacağız. Kaçmak yok!”

”Sadece sen konuşuyorsun anla artık şunu! Konuşunca da eksik konuşuyorsun! Söyle hadi, neden anlatmadın bana?”

Zaten geride olan saçlarımı kulaklarımın arkasına sıkıştırdı. Elleriyle yüzümü kavradı. Bu yakınlıkta ayakta durmam bile mucizeyken bir de neler yapıyordu.

”Özür dilerim.”

Bakışları dudaklarıma kayıyordu.

Çok sinirliydim ama bakışlarım dudaklarına ve boynundaki ademelmasına kayıyordu.

Çok sinirliydim ama beni öpsün istiyordum.

Artık emindim, öpmek istiyordu ve öpmek istiyordum.

Eğildi, dudaklarımız arasında yarım santim bile yoktu.

Gözlerimi kapattım. Kalbim çırpınıyordu sanki.

Dudaklarımı araladım, ne olacağını düşünmedim. Ama o tam ğöpecekken geri çekildi.

Afalladım. Ona baktığımda eliyle yüzünü sıvazlıyordu.

Şaşkınlıkla, “Ne oldu?” dedim.

”Olmaz Leyla. Allah belamı versin! Olmaz!”

Hala şaşkınlıkla bakıyordum. Vaz mı geçiyordu?

İki yanımda duran elleriyle duvarı yumrukladı.

”Neden Levent’in kardeşisin?” dedi. Yüz ifadesinden çaresizlik akıyordu.

Ona ne zamandır aşık olduğumu bu gün farkediyorum. Bana yaşattığı şeyler gerçek olmamalıydı.

Bende çaresiz hissediyordum.

Arkamı döndüm ve dış kapıya yöneldim.

Allah bu günün belasını versindi.


Beğendiniz miii?

Kitapla alakalı bütün yorumlarınızı bu satıra yapmanızı istiyorum.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere… 🥰

 

 

 

 

Bölüm : 01.04.2025 19:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...