
Bilgiledirme: Bu bölüm ayrı bir bölüm değildir. Bir önceki bölümün devamıdır. Birleştiğinde fazla uzun olduğu için bölerek atmak istedim. Bilgilerinize sunarım 💖 keyifli okumlar. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız 🫶
Levent sızmıştı. Aslında Demir'de uyumuştu ama şimdi geri uyanmıştı.
Baya bi sarhoş olmuştu. Ne yaptığını bilmiyordu.
Elini cebine attı, telefonu burada değildi. Masanın üstünü yokladı, orda da yoktu. Koltuğun ve Levent’in üstünde olabilir mi diye bakındı ama hiç bir yerde yoktu.
En son bulmuştu, parkenin üzerinde…Telefonun neden orada olduğunu sorgulamadı. Hızla eline aldı.
Başı dönüyor olsada telefonunun şifresini bir şekilde açtı.
Whatsapp’a girip Leylaya bir şeyler yazmaya çalıştı.
Başı öyle bir dönüyor, öyle bir zonkluyordu ki mesaj yazması mümkün değildi.
Demir; yazdığı yazının, yazmak istediği şeyle hiç alakası olmadığının farkındaydı.
Ve sırf Leyla’yla konuşmamak için aldığı alkol, ona Leylayı aratıyordu.
Çok düşünmedi, düşünemedi zaten. Aradı Leylayı.
Gece Demir için devam ediyor olabilirdi. Ama Leyla şu anda uyuyordu.
Telefon çaldı, çaldı, çaldı…
En sonunda yanıtlandı.
Leyla uykulu bir ses tonuyla, “Alo?” dedi.
”Leylaaa” dedi Demir biraz yayık bir sesle.
Leyla, Demir'in ses tonundan sarhoş olduğunu hemen anladı.
“Sarhoş musun sen?”
Leyla’nın sesinde endişe vardı ama Demir farkında değildi.
Sorduğu soruya cevap vermedi.
”Napıyorsun?” dedi onun yerine.
Leyla, Demirin bu yayık ve tortulu ses tonundan maalesef çok etkileniyordu.
“Sence?” diye sordu Leyla. “Uyuyordum tabiki.”
”Hmmm…”
”Sen neden aradın?”
“Ne hale geldiğime bak Leyla. Ne yapsam atamıyorum içimdeki o hissi.”
Leyla gözlerini kapattı, yaklaşık 2 saniye o şekilde kaldı. Her şey yeterince zor değilmiş gibi bir de Demir hala onu arıyordu.
”Ne yapsam geçer?” dedi çocuk gibi.
”Bende bilmiyorum ki.” diye mırıldandı Leyla.
Demir ellerini yüzüne çıkardı. Gözlerini ovaladı, saçlarını hafifçe çekerek arkaya yatırdı. Hiç bir şey demedi.
“Abim ayık mı?” diye sordu Leyla.
Demir şaşırdı, “Abinin burada olduğunu nereden biliyorsun?” dedi.
”Mesajlaştık bir-iki saat önce. Ayık mı abim?”
Demir hafifçe gülümseyerek uyuyan Levent’e baktı, “Benden de fena.” dedi.
Az önce Demir'in yaptığı gibi Leyla da ellerini yüzüne örttü.
“Tamam almaya geleceğim sizi.”
”Saçmalama.”
Demir sarhoştu ama hala Leyla’ya laf yetiştiriyordu.
“Sen o kadar saçmaladın ki Demir, ne yapsam sana yetişemem.”
”Sen bana baya Demir diyorsun he?”
Leyla afalladı. “Hayır, Demir Abi dedim. Yanlış duymuşsun.”
”Yok yok. Duydum ben, Demir dedin. Geçen günde demiştin. Bi daha desene. Lütfen?”
”Şu an idrak seviyen sıfır olmasına rağmen bunu farkettin mi gerçekten? Yanlışlıkla dedim. Bir daha demem.”
”Ya hayır ya! Bi daha de.”
“Ben sana başka şeyler de dedim, dikkatini çekmedi mi?”
”Başka ne dedin? Saçmaladın dedin. Saçmaladım mı ben?”
Leyla öfkesinin bir getirisi olarak, “Saçmaladın.” dedi acımasızca.
Neyseki Demir, gecenin ilerleyen saatlerini hatırlayacak olsa da, bu telefon konuşmasını hiç bir zaman hatırlamayacaktı.
”Belkide saçmalamaktan başka bir çarem yoktur?” dedi Demir.
Leyla bir şey demedi ama Demir bir şey derse diye bir süre telefonu kapatmadı. Demir'den de ses çıkmayınca usluca kapatma tuşuna bastı.
Leyla telefonu komodinin üstüne bırakıp yataktan kalktı. Abisi giderken taksiyle gitmiş olmalıydı çünkü arabası kapının önündeydi. Evin ve arabanın anahtarlarını alıp aşağıya indi.
Rota, Demir'in galerisiydi.
🌃🌙
Arabayı galerinin önüne geldiğinde durdurdu. Park etmekle uğraşmadan hızla içeriye girdi.
Az önce telefonda konuştuğu Demir şuan uyuyordu. Ne ara uyumuştu anlam veremedi. İlk önce abisi Leventin yanına gitti. Kolundan hafifçe dürtüp uyandırmaya çalıştı. Yerinde kıpırdanır gibi oldu ama uyanmadı. Bu sefer Leyla, sert bir şekilde dürttü. Nihayet gözlerini açmıştı.
"Hadi abi." dedi kolundan tutup kalmasına yardım ederken. Neyseki yürürken zorluk çıkartmadı. Sarsılalarakta olsa yürüyordu. Arabanın yanına geldiklerinde, Leyla abisini arka koltuğa oturttu. Ama Levent uzanmayı tercih etti. Arka koltukta uyumaya devam etti.
Leyla geri dönüp aynı şeyleri Demir içinde yapacaktı. Galeriye girdiğinde baştan aşağı Demiri süzdü.
Altında fazla dar olmayan, ama fazla bol da olmayan siyah bir kot pantolon, üzerinde ise, slim fit beyaz lacos vardı. Slim fit olmasından kaynaklı, vücudunun bütün hatları belli oluyordu. Karın kasları, göğüs kasları, geniş omzu, tişörtün sıkıca sardığı pazuları... Yatarak uyumuyordu, oturuyordu. Bacaklarını hafifçe açmış, kafasını geriye doğru koltğa yaslamıştı.
Leyla, Demiri 2. kez bu şekilde uyuyorken görüyordu. Hala da anlam veremiyordu. Bir insan bu şekilde nasıl uyurdu?
Yatış pozisyonunu incelerken bir şey farketti, Demir inanılmaz seksi duruyordu…
Leylayı hafiften sıcak bastı. Demirin karın kaslarına dokunmak istiyordu.
Kahretsindi. Neler düşünüyordu? Kendinden utanç duydu.
Onu hızla uyandırmalıydı. Bu saçma ana son verilmesi gerekiyordu.
Demirin yanına gittiğinde, dürterek uyandırmak için elinini kaldırdı.
Deminki utancından daha ağır basan bir şey vardı, dokunmak istiyordu.
Kaldırdığı eli, yavaşça Demir'in karın kaslarına uzandı.
Tam dokunacakken Demir hafifçe kıpırdandı ve Leyla irkilerek geri çekildi.
Elini kalbinin üzerine koydu. Uyandı sanmıştı. Çok korkmuştu.
”Ben ne yapıyordum?!” dedi Kendi kendine.
Neyseki Demir uyanmamıştı. Gerçekten de bir an önce bu saçma andan kurtulması gerekiyordu Leyla’nın.
Eliyle tekrardan uzanıp hafifçe sarstı. İkinci kez sarstığında Demir yavaşça gözlerini araladı.
”Leyla?” dedi pürüzlü bir sesle.
”Kalk hadi.”
”Sen niye geldin?” dedi Demir merakla ve şakınlıkla.
”Az önce telefonda konuştuğumuzda söyledim ya geleceğimi?”
”Ne zaman konuştuk telefonda?”
”Az önce? Hatırlamıyor musun?”
Demir hatırlamadığını kafasını iki yana sallayarak belli etti.
“Tamam hadi kalk eve bırakacağım seni.”
Demir ayağa kalktı. Sendeleyerek arabaya yürüdü. Başı inanılmaz dönüyordu. Levent arka koltuğa yattığı için mecburen ön koltuğa oturdu.
Leyla, Demir bindikten sonra sürücü koltuğuna oturdu, arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı.
Yolda Demir sessizliğini bozarak, “Bana kızgın mısın?” dedi.
“Sana o kadar kızgınım ki…”
”Geçmesi uzun mu sürecek?”
Leyla hafifçe tebessüm etti. “Artık sana kızgın olmam veya olmamam seni ilgilendirmiyor. Sana olan öfkemin ne zaman geçeceği seni ilgilendirmez artık. Anlıyor musun?” dedi.
Leyla demek istiyordu ki, sen sana sinirli olduğumu farketmeyeceksin çünkü seninle bir daha konuşmayacağız.
Demir, Leyla’nın ne demek istediğini pek ala anlamıştı.
Demir bu cümleye o kadar kırılmıştı ki, keşke hatırlamayacak olsaydı.
Leyla onun yüzüne bakmak bile istemiyordu.
Ama biliyordu, hatırlayacaktı. Bu cümleyi ona hiç bir şey unutturamazdı, hiç bir şey bu cümlenin yankısını onun kulaklarından alamazdı…
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 11.58k Okunma |
909 Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |