

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyiniz. Keyifli okumalar 🖤🌹
Bir kaç saat önce yaşanan şeylerden sonra tekrar işimize dönmüştük Demirle. Üstüne tekrar konuşmamış bir an önce işimizi halletmeye çalışmıştık.
Nihayet hallolmuştu. Demir ellerini birbirine sürterek yanıma geldi.
”Güzel oldu bence. Sence?” Diye sordu.
Gülümseyerek etrafa baktım, derince bir iç çektim, Demire dönüp, “Baharın yerinde olmayı çok isterdim. O kadar güzel oldu ki…” dedim.
Onaylamazcasına kafasını yukarı kaldırıp indirdi. “Bence sen, sen olduğun için mutlu olmalısın.”
“Neden?” diye sordum merakla.
Bana doğru yaklaşıp tam önümde durdu. “Bir çok sebebi var elbette ama, en büyük sebebi bence benim.” dedi gülümseyerek.
Bu lafı üzerine kahkaha attım. Eğer ben Bahar olsaydım o benim abim olacaktı bundan bahsediyordu.
“Nereden geliyor aklına anlamıyorum ki.” dedim gülmeye devam ederken.
”Gelir benim aklıma. Çıkalım mı?”
Kafamı salladım. “Çıkalım.”
🌙 🌃
Arabaya oturduğumuzda aklıma gelen şeyle “aaaa” dedim.
Demir soran gözlerle bana baktığında ona yönelip, “Kürşat bırakacaktı beni eve.” dedim.
Demir nefes alıp verdi. “Bırakamaz.”
“Yok zaten bu saatten sonra o bırakamaz beni. Ama haber vereyim bari.”
”Bu saatten sonra derken?”
”Yani geç oldu saat zaten. Şimdi gelecek ta ordan buraya iyice geç olacak.”
”He o anlamda dedin sen” dedi kendi kendine.
”Sen hangi anlamda anladın ki?” dedim.
”Bak Leyla,” dedi bütün vücudunu bana çevirerek.
”Bu saatten sonra, onun yanında yamacında bulunmayacaksın. Açıkça söylüyorum, kötü olur.”
Kaşlarım çatıldı. “Kötü olur derken?”
”Onu senin hayal gücüne bırakıyorum.”
”Bana mı kötü olur ona mı?”
Ellerini yüzüne kapatıp başını geriye attı. Bana değil havaya bakarak, “Allahım bana mı diyor ya!” dedi. Sanırım Allahla konuşuyordu. Sonra bana dönerek, “Leyla ben sana kötü bişey yapabilir miyim? Tabiki ona diyorum.” dedi hayrete düşmüş bi şekilde.
Bende bütün vücudumu çevirerek ona döndüm.
”Kabul etmesende Kürşat benim arkadaşım ve ben onu seviyor-”
”Bundan sonra sevmeyeceksin.” dedi sözümü keserek.
”Demir…” diye söze başladım ama arkası gelmedi. Ne diyeceğimi bilemiyordum.
”Diğer konuya gelecek olursak, Altay kim?”
”Aytaç’ı mı soruyorsun?”
Gözlerini kapatıp derin bir nefes alıp verdi. “Evet o kim?”
”Konuştuk olmadı.” dedim sakince.
”Konuştuk olmadı derken? Bu sabah konuşuyordunuz daha?”
”Söyledim işte senden hoşlandığımı, başlamadan bitti.”
Kafasını salladı. Gözlerinden ateş fışkırıyordu ama sakin kalmaya çalışıyordu. Çenesinde seğiren kasları görüyordum.
”Madem açtın bu konuyu bende diyeceklerimi diyeyim.”
”De.”
”Sibel’miş, Ayşeymiş, Fatmaymış önemli değil. Bu dakikadan itibaren adının yanında başka bir isim duyarsam, bu ilişki başlamadan biter. Eğer varsa şimdi söyle. Sonra duyarsam çok kötü olur.”
”Eski sevgililerimi mi soruyorsun?”
“Sibel eski değil. 1 ay önce buluşmuşsun?”
”Sevgilimmiş gibi konuşma Leyla. O benim için hiçbir şey değil. Bende onun için hiç bişey değilim. Görüştük konuştuk bitti.”
”Ben söyleyeceğimi söyledim Demir. Duyarsam biter.”
”Öyle birileri olmadığı için sıkıntı yok.”
Kürşat konusunu tekrar açtım.
“Kürşat’la mesafeme dikkat edeceğim. Ama benden onunla iletişimimin tamamını kesmemi bekleme. Görüşmeye devam ederiz. Bizim bi arkadaş grubumuz var. Kürşat’ta bu gruba dahil. Onunla iletişimim sadece abimin arkadaşı olması değil yani. Zaten biliyorsun sende.”
”Mesafeni koruyacak mısın?”
”Evet.”
”Buna da tamam bakalım.” dedi nefesini bırakırken.
“Lütfen beni de anla.” dedim ellerimi sakallarına götürdüğümde.
Anlayamıyorum der gibi gözlerime baktı. Konuşmaya devam ettim.
“Senin rahatsız olacağın hiç bir şey olmasına izin vermeyeceğim.”
”Senin izin vermeyeceğini biliyorum güzelim. Ben ona güvenmiyorum.” dedi.
Gülümsedim.
“Tamam sevgilim.” Dedim bastıra bastıra.
O da gülümsedi. “Şu kelimenin senin ağzından çıkışını ne zamandır hayal ediyorum bir bilsen.”
”Ne zamandır?” dedim merakla. Benden ne zaman hoşlanmaya başladı merak ediyordum.
”Çok uzun zamandır.”
”Neden hiç söylemedin yada neden hiç belli etmedin?”
İç çekti. “ O kadar belli ettim ki bilemezsin. Sadece sen görmedin.”
”Nasıl belli ettin? Neredeyse ben her geldiğimde sen kaçıyordun. Bizim eve gelmiyordun bile. Hatta ben, beni sevmediğini bile düşünmüştüm.”
Gülümsedi. “Sana ilk attığım mesajı hatırlıyor musun?”
”Evet. Neden ağladığımı sormuştun.”
”Ben o gün size gelirken, sen evde değilsin zannediyordum. Evde olduğunu öğrendim ve ağladığını anladım ya, durduramadım kendimi. Yazdım sana. Eğer bilseydim evde olduğunu, gelmezdim, kaçıyordum senden, duygularımdan. Az önce dedin ya sevgilim diye, şimdi farkediyorum. O zaman iyikide bilmiyormuşum evde olduğunu.”
Nedensizce gözlerim doldu. Dayanamayarak sarıldım ona.
İlk defa sıkı sıkı sarılıyorduk. Teninin kokusunu ilk defa bu kadar yakından alıyordum.
Kulaklarıma neredeyse fısıldayarak “Seni seviyorum.” dedi.
Kalbimin ne kadar hızlı attığını anlatamıyorum ama onun kalp atışlarımı duyduğuna eminim.
Sarılmayı bırakmıştık ama ikimizde geri çekilmiyorduk. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı ki. İnanılmaz bir atmosfer vardı arabanın içinde.
”Öpmek istiyorum seni.” dedi.
Dudaklarımı hafifçe yalayıp ısırdım.
”Leyla..” dedi sitem edercesine. “Dişleme dudaklarını. Zor duruyorum zaten.
”Durma o zaman sende.”
”Yapma şunu…”
”Demir, öp beni.” dedim gözlerine bakarak.
Eliyle boynumu kavradı. Birazda sıkıyordu hatta. Baş parmağı ıslak dudaklarımın üstünde gezindi.
Diğer elini enseme koydu. Öne doğru hareketlendi ve dudaklarımın üstüne örtü dudaklarını.
Hareket etmeden gözlerini kapatarak bekledi dudaklarımda. Yavaşça geri çekilip gözlerime baktı. Kirpiklerimin altından ona bakıyordum. Heyecandan nefes nefeseydim.
İkinci kez kapandı dudaklarıma. Bu ilki gibi sakin değildi. Hızla dudaklarımın içinden ağzıma sızdı dili. Hızına yetişemedim ve ona bıraktım kendimi.
Geri çekildi, arabaya bindiğimizde bağladığı kemerini çözdü. Kendini koltuğundan hafifçe doğrultup üstüme daha çok eğildi. Beni kendi koltuğuma iyice yaslamıştı.
Bir elimi ensesine koydum diğer elimi saçlarının arasına daldırdım.
Hafifçe dudağımı ısırdı.
İstemsizce saçlarını çektim. Erkeksi sesiyle dudaklarımın üstüne inledi.
”Yapma.” dedi nefes nefese.
Tekrar öptüğünde bu sefer çok daha fazlasını yapıyordu, çok daha hızlıydı. Yapma demesine rağmen saçlarıma yeniden asıldım.
Saçlarındaki elimi bileğimden kavrayıp koltuğun baş kısmına sabitledi. “Yapma diyorum.”
elim yukarıda hapisken öpmeye devam etti. “Güzelim karşılık versene.”
”Yetişemiyorum.”
Nefes nefeseydim.
Kafasını boynuma gömdü. Orada uzunca bir süre oyalandı. Islatıyor sonrasında öpüyordu.
Ağzımdan küçük bir inilti kaçtı.
”Leyla!” dedi.
Son kez öpüp geri çekildi.
”Durmam lazım.” Dedi kendi kendine.
Gülümsedim. Şimdi bişey desem yine Leyla sus falan diyecekti.
Kızaran bileğime baktım. O da bunu farketti. Hızla bileğimi kendine doğru çekti.
“Güzelim özür dilerim. Bu kadar sıkı tuttuğumun farkında değildim.” dedi aceleyle.
”Acımıyor kızarmış sadece.”
Bileğimi dudaklarına götürüp öptü. “Bi daha olmayacak söz veriyorum.”
Üzülmüş gibi yaparak, “Hoşumada gitmişti aslında.” dedim
”Bak ya!” dedi kanı kaynamış bi sesle. Sulu sulu öptü yanağımı. “Çok güzelsin.”
Arabanın güneşliğindeki aynayı açtım. Saçım ve rujum dağılmıştı. “Bu mu güzel?” dedim hayretle.
”Hemde nasıl.”
”İnanamıyorum ya. Sen o kadar süslen püslen gelsin saçının dağınık, rujunun bozuk olduğu hali beğensin. Vallahi pes!”
“Yalnız dikkatini çekmek isterim ki, o ruju ben dağıttım.” dedi havalı havalı.
”Heeee şimdi anlaşıldı. Kendi yaptı diye beğenmiş meğersem beyefendi.”
İlişkimizin ilk tribi hayırlı olsundu.
”Bebeğim ben öyle bişey mi dedim? Allah aşkına nereden çıkarıyorsun?”
ne demişti o!
”Ne dedin sen?”
Hızla konuşmaya devam etti. “Ben dedim ki rujunu ben dağıttım. O yüzden beğenmedim diye bişey demedi-“
”Ya onu sormuyorum Demir yaa. Sen bana Bebeğim mi dedin?”
”He sen onu diyorsun.” dedi aydınlanmış ve rahatlamış bi şekilde. “Evet bebeğim dedim. Diyemez miyim?”
”Dersin! Hep de!” Dedim heyecanla.
Kahkaha attı. “Tamam bakalım.”
”Gidelim mi?”
“Gidelim.”
Bugün hayatımın en mutlu günüydü!
Oy ve yorum 🙏🏻 🫶🏼
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 11.58k Okunma |
909 Oy |
0 Takip |
43 Bölümlü Kitap |