Asıl dinlenilmesi gereken kişiden
İki isim, iki hayat, geçmiş ve şimdiki zaman.
Herşey beş yıl önce bir odada gözlerimi açtığımda başlamıştı. Gözlerimi açtım ve bom boş bir akılla etrafa bakındım. Yanı başımda elimi tutan bir kadın vardı. Ama ben onu tanımıyordum. Kimdi neden elimi tutuyordu? En önemlisi ben kimdim? Sonra öğrendimki o kadın karımmış. Öyle söylediler. İsmimde Emirmiş. Hiç düşünmeden inanmıştım onlara. Özellikle Merca 'a önceleri kalbimde bir şey hissetmesemde zamanla onu sevmeyi öğrenmiştim. İlgisine, beni sevmesine karşılıksız kalamamıştım. Çünkü beni iyileştirmek için elinden geleni yapıyordu. Vücudumun bazı yerlerinde yanıklar, kırıklar vardı. Hepsi onun sayesinde geçmişti ve uzun süren bir tedavi sonunda ayağa kalkmaya başarmıştım.
Fakat beynimde oluşan hasar hafızamı elimden almıştı. Geriye benden hiç bir şey yoktu artık. Bu hale nasıl geldiğimi sorduğumda Mercan ilk yalanını söylemiş oldu. Bir trafik kazası geçirmişim zor kurtarmışlar beni arabadan. İnandım çünkü Mercan söylemişti. Eğer babası Metin söyleseydi inanmazdım ama ona inanırdım. Her nedense Metine bir türlü ısınamamıştım. Bakışlarında ki kötülük, konuşmaları hissediyordum iyi biri olmadığını. Kendi aileme gelirsek onlarıda sordum öldü dendi. Bir iki yıl önce trafik kazasında ölmüşler. Sorgulamadım. Demekki kimsem yokmuş diye kabullendim.
Benim için sadece Mercan vardı. İlk yıl tedavi süreçleri alışma süreçleri derken Mercanla git gide yakınlaştık ve ben babam oldum. Perim dünyaya geldi. Onunla herşey çok güzel gidiyordu. Aklımdaki boşluklar dolmasada üzülmüyordum. Ailem vardı. Sonra Mercan'ın ilk yalanını yakaladım. Trafik kazasında yaralanmamış bir uçak enkazından canlı çıkmışım. Babasına söylerken duymuştum. Büyük şok etkisi yaratırken neden diye sordun. Neden yalan söyledin?
Hafızanı kaybettin daha fazla kötü olma diye söylemedim dedi. Kötü etkilermiş. İlk duyduğumda saçma bulmuştum, böyle bir şey bende neden etki bırakabilirdı ki? Onuda sordum uçağın düşme şekli, seni bulmamız çok feciydi söyleyemedik oldu.
O gün ilk defa Mercanı kendi içimde sorgulamıştım. O sorgulamayı öyle bir çevirdiki beni ikna etti. Tekrar eski halimize dönmüştük. Bu arada hafızamın tekrar gelmesi için tedaviler görüyordum. Geçmeyen baş ağrısı için ilaç kullanıyordum ama hiç biri çözüm olmuyordu. Sadece rüyalarımda bir kadın sesi, bir koku hissediyordum. Sanki rüya değilmiş gerçekmiş gibi o kokuyu duyumsuyordum. O kokuyu Mercanda aradım, başka yerlerde ama bulamadım.
Bu geçen yıllarda Metin'in şirketinde işe başlamıştım. Çünkü evde olmak iyi gelmiyordu. Çalışmaya başlayınca kendimi daha iyi hissetmiştim. Daha moralim yerine gelmişti. Tam aile babası olmuştum. Evde bekleyen karım ve kızım vardı. Onlara koşarak gidiyordum. Mutluluk hayatımdan bir süre çıkmadı. Sahip çıktım onlara. Devam ettim derken Metinin arka kapılar ardında neler çevirdiğini öğrendim. Şirket bir hava yolu şirketiydi ama ardında dönenler. Silah kaçakçılığı, uyuşturucu ve terör örgütleriyle iş birliği. Bütün bu gerçekler bir bir omzuma çökerken Mercana neden diye sordum. Neden bir yalan daha?
Öyle olmak zorundaydı. Sen zaten bunları bilerek benle evlenmiştim ama hafızanı kaybettin. O yüzden öğrenirsen benden uzaklaşır sanmıştım. Bir bahane bir neden.
Benim kızım o kirli parayla mı büyüyordu? Ben bilmeden neler yapıyordum hiç anlayamadım. Çünkü sudan çıkmış balık gibiydim. Aklım sanki Mercanın Metinin talimatlarıyla ilerliyordu. Bu durum yeterince canımı sıkarken kendi işimi kurdum. Bir lojistik şirketi. Ayrıldım ordan ve kızımı temiz parayla büyütmeye çalıştım. Fakat bir şekilde Metin beni içine çekmeye çalıştı. Her yaptığım işe engel koydu. Direndim, söz konusu kızım olunca durdum. Beni kızımın üzerinden tehdit etti. Onu almakla. Zaten yarım akıllı bir adammışım kızımı alması kolay olurmuş. Alırdı da ne yapar eder onu benden koparırdı. O yıllarda gücüm yoktu. Peki dedim bunu da kabulledim. Ama sadece şirketin işleriyle ilgilendim. Arka tarafta ne yaptıklarına ne ettiklerine karışmadım. Mercanla arama mesafe koydum. Eskisi gibi güvenmedim. Benim hayatımda sadece kızım vardı.
Fakat bir yerde vicdanım konuştu. Bir uyuşturucu sevkiyatlarını ihbar ettim. Derken arkası geldi. Metinin bir süre işine engel oldum. Gizli saklı ihbarlar onu biraz olsun sarssada yıkılmadı. Hep sıyrıldı. Sonunda da şüphelendi benden çünkü sesim çıkmadan her dediğini yapıyordum. Bu sessizlik onu şüpheye düşürdü. Fakat bu şüpheye susmadım. Konuştum bağırdım çağırdım ve o şüphe benden kalktı. O suçlamadan sonra zaten kendime gelmiştim. Asıl karakterime dönüyordum. Hatırlamadığım ama kendi ortaya çıkan. Güçlü bir adam olmuştum artık. Bana gücü yetmiyordu. Sadece kızı için dayanıyordu. Yoksa çoktan icabıma bakmıştı.
O süreçte rüyalarım dahada sıklaşmıştı. Birilerini görüyordum fakat yüzlerini seçemiyordum. Bir ara mavi gözlere sahip bir kadın gördüm. O kadını gördüğüm an kalbimde tanıdık ama bir o kadar yabancı his oluştmuştu. Özlem hasret başka şeyler. Yanımda Mercan varken o mavi gözleri aklımdan hiç çıkarmadım. Taki o pastanede o tanıdık gözleri görene kadar.
Aynı gözlerdi ama tanımadığım bir insana aitti. Kadına çaktırmadım,sadece bir kurabiye alıp gitmek istiyordum. Fakat kadın bana bakıp Asaf demiş ve bayılmıştı. O telaşla onun yanına nasıl gittim nasıl kucaklayıp yatırmak için uygun bir yer aradım farkında değildim. Farkında olduğum tek bir şey vardı kokusu.
Rüyalarımda ki koku. Aklım benimle oyun oynarken onu arka tarafa götürüp koltuğa yatırdım. Uyanıp yine Asaf demesi, sen yaşıyorsun demesi beni biraz kendime getirmişti ama izin vermedi. Bana yakın olması gözlerindeki yaşı görmem canımı yaktı. Bilmeden canım acıdı onun gözyaşları için.
Üzüldüm çünkü sevdiği birini kaybetmiş beni ona benzetiyordu. Ne kadar karşı çıkıp ben Emir desemde inanmadı. O şokla bir kez daha bayılmış çağırdığım ambulans alıp götürmüştü. Geride afallamış bir ben bırakırken o hastaneye gitti ben eve. Mercan'a sarıldım ona sığındım ama o kadın aklımdan hiç çıkmadı. Çünkü tanıdık bir his vardı hissediyordum. Geçmişimle ilgili. O hisse güvenerek tekrar gittim pastaneye ama girmedim uzaktan baktım. Camın önünde durmuş öylece dışarı bakıyordu. Sonra beni gördü yüzünde oluşan gülümsemeyle dışarı çıktı. Kaçmak istedim ama kaçamadım.
Ne kadar kızsamda gözlerindeki yaşları görmezden gelsemde ben Emirim dedim o bana Asaf dedikçe. Her konuştuğunda başımda bir ağrı hissettim ve ordan arkama bakmadan kaçtım. O ağrı hiç geçmedi doktoruma gittim bir çare bulsun diye ama olmadı. Asıl ağrıyan yerim kalbimdi.
Bu arada Elif peşimi hiç bırakmadı Asaf dedikçe ben kaçtım, o kanıtlarla karşıma geldi ben inkar ettim. Ama bütün gerçekler karşımda duruyordu. Gösterdiği resimlerdeki adam bendim. Uçak kazasında öldü sandığı kocası bendim. Zaten uçak kazası deyince bende her şey oturmaya başlamıştı. Önce Asaf ismini araştırdım. Ailesini karısını işini ve uçak kazasını. O uçağın kimlere ait olduğu gördüğüm an şok yaşadım. Bizim şirkete aitti. Benim düştüğüm uçak Metinlerinde.
Kafam tamamen karışınca ne yapacağımı bilemedim. Gidip Mercan'a o adama hesap soramadım. Çünkü yine yalan söyleyeceklerdi. Çünkü o kadın için tehlikeli olabilirdi. Elif için.
Bir öğrendiğim gerçekle daha yıkıldım. Asıl ailem dediğim insanlar yalanken. Mercan koskoca bir yalan çıktı. Sadece gerçek olan perim kızımdı. O gerçeklerle duramadım hiç biryere sığamadım. Attım kendimi sokağa bir kaç adama takılıp kavga ettim ama yüreğimdeki acı geçmedi. Ben diğer gerçekleri hazmederken bir acı daha yüklendi omuzlarıma hiç doğmamış bir bebeğin acısı.
Asaf ile Elif'in bebeği. Yani benim kızım. Bir kızım daha olacakmış ama tutunamamış. Onun acısıda yüklenirken kendimden geçtim. Hesap soramadım. Sadece kendi içimde yaşadım. Bu süreçte Elif kendini hatırlatmak için çabaladı. Babamı getirdi yani o adam babammış ama ben hiç bir şey hatırlamıyordum. Ne Elifi ne ailemi.
Büyük bir boşluktu, o boşlukta kendimi hep Elif'te buldum. Onun kokusunda, onun yanında. Onu kollarıma aldığım an gerçek bene kavuşuyordum sonra yitiyordum. Zarar gelmesin diye. Zaten yeterince acı çekmiş daha fazlası olmasın istedim. Eğer Metin öğrenirse onun peşini bırakmazdı. Mercanı düşünemiyordum bile.
Ben onu uzak tutarken o dahada yaklaştı ve şirkete işe girdi. Gitmesi için çok çabaladım. Benim ailem Mercan dedim. Hatırlasam hiç birşey değişmeyecek dedim ama vazgeçmedi. O benden vazgeçmedi.
Hatırlamasam da bende ondan vazgeçemiyordum. Kokusu gözleri... Ben aslında Mercan'ı hiç sevmemişim bir gönül borcuymuş sevgim oda sahteymiş .
Mercan ise bendeki değişimi anlamıştı. Uzaklığımı ona soğuk davrandığımı. Yinede bu soğukluk onda işe yaramadı. Daha da bağlandı. Dahada sevgi gösterisi yapmaya başladı. Özellikle Elif'in karşısında buda şüphelenmeme yol açtı. Yoksa Elifi öğrenmişmiydi yada zaten biliyor muydu?
Biliyordu o Elifi başından belli biliyordu. Bunu Elifin kaza geçirdiğini öğrendiği anda beni tuzakla hastaneye ziyarete götürdüğünde anlamıştım. Engel olmaya çalışsamda olmadı. Elimden tuttuğu gibi bizi karşısına çıkardı. Daha çok acı çeksin diye. Başardıda. Elif bizi gördüğü anda bitti. Nefes alamadı hissettim. Gözlerinden gözlerindeki yaşından. Bu kaçıncı darbemdi ona bilmiyordum. Diğerleri onu benden uzaklaştırmak içindi ama bu öyle değildi. Elimde olan bir şey değildi.
Önceki gece kaza yaptığını duyduğum andan direk soluğu yanında almıştım. Uyuyordu. Mavi gözleri kapalıydı. O uyuyorken saçlarını okşadım. Üzme dedim kendine yapma benim içinde olsa üzülme. Sadece nefes al yaşa bende nefes alayım dedim. Öyleydi onun canı yanıyordu benimde. O ağlıyordu ben bitiyordum.
Bir söz söylemişti ne kadar aklın hatırlamasa da kalbin beni hatırlıyor. Gerçektende kalbim her defasında onun yanına gidiyordu. Şimdi ise gidecek yüzüm yoktu. Hem yaptığım son hata Mercanla yanına gitmem. Hemde suçluluk hissi. Onca insanın ölmesine engel olamamak. O uçak kazasına engel olamadım. Hemde benim yönetimin altındaki şirketle yapamadım.
Günahımla oturmuş birde Elif'e ses kaydı atıyordum. Masumiyetini kaybetmiş kötülüğe bulaşmış bir benle.
Bir gün bir kadına rastladım. Gözleri mavi renkti. Deniz kadar mavi, okyanus kadar derin. Tıpkı rüyalarımda gördüğüm o gözlere benziyordu. Sonra bana seslendi.
Fakat kadının söylediklerini duymuyordum. Sadece gözlerine takılı kalmıştım.
Tekrar Asaf dediği anda irkildim. Benim adım Emir dedim.
Geçmişim ve geleceğim karşımda duruyordu.
Ve Elif ismini söylerken kalbimde sarsıntılar yaratan kadın.
Peki asıl soru gerçekten kimdim ben?"
Elifin ölümüne sevdiği masum Asaf mı?
Yoksa Mercanın kötülükle beslediği Emir mi?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
4.92k Okunma |
566 Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |