Gözlerimden akan her damla yaş için biri sorumluydu. Beni üzen herkesin sonu aynı kapıya çıkıyordıu. Ben Ekim gibi korkulan değil pasif görülen kızdım ama nerden bilsinler ben istediğim de Ekim'i bile ezip geçebileceğimi?
Savaş da ihtimal veriyordu hatta abiö ve Kaan da. Onların gözünde de büyümemiş bir çocuktum.
Bunun için elbette onları suçlamıyorum sonuçta yirmi beş yaşına gelmiş biriyim ve hala gereken olgunluğa erişemedi bir çocuk.
Nerden bilsinler ki benim çocuk kalmak istediğimi nerden bilsinler çevrem de olan bitenleri görmemek için böyle davrandığımı?
Kör değildim ama kör olmayı seçen bendim. Çevrem de ne haltlar dönüyor farkındayım. Ekim'in kim olduğunun da farkındayım. Abimin neden böyle davrandığının da. Savaş'ın amacını da, Kaan'nın isteğini de, ablam, annem her birinin olan bitenden haberim olmadığını zannediyor ama ben her şeyin misli ile görüyorum.
Onlardan daha fazlasını bile bildiğime eminim. Mesela onlar babamın bir katil olduğunu bildiğimi bilmiyor? Hatta onun için arkasını topladığımı da bilmiyor değil mi?
Beni hafifçe alıyorlar ama ben hafife alınacak son insan bile değildim.
Gözlerimden yaş mı akıyor? O yaşı akıtandan da misli ile yaş akıtırım. Canım mı yandı misli ile can yakarım. Bana be olursa ona misli ile karşılık vericek kadar deliyim.
Babama benziyorumw her anlamda. Görünüşüm huyum davranışım her şeyim ile babamın kopyasıyım.
" Ekim hızlanır mısın biraz? " Salonda Savaş'ın karşısında bunları düşünüyorum ne güzel.
Davet bu akşamdı ve ben bu ikisini bozguna uğratacak bir planım bile vardı.
" Sabırlı mı olsan? Kadınların hazırlanması uzun sürer. " Savaş saatine bakıyordu.
Tamam kabul ediyorum appollon gibi bir yakışıklılığı vardı. Yunan heyekllerinden fırlamış gibi bi vücut. Taranmış sarı saçlar ve ilk kez giydiğini gördüğüm koyu mavi bir takım elbise ona tarif edilemez bir karizma katmıştı.
Açıkçası nişanlı biri olmadığını bilmesem ağzımın suyu akardı.
" Ona iki saat önce dedim. " Gülümsemeye çalışarak önümdeki dondurmadan yemeğe devam ettim.
" Bu soğuk hava da dondurma mı yenir? Hasta olucaksın. "
Savaş ile uğraşmak güzeldi. Sinri de geçmiş gibiydi.
" Hmm. Hasta olursam bakar mısın? "
" E-... Elbette Hayır. Git kendi başının çaresine bak. "Hep oldığu gibi mı?
Yüzümdeki gülümseme donuklaştı ama hızlıca toparladım.
Kaşığı bir kere daha daldırdığım da elimin üzerinde bir kuvvet hissettim.
Sert ve kemikli bir kuvvet. " Ne yapıyorsun sen? " Elimin üzerinde Savaş'ın eli kaplamıştı. Gözlerine baktığım da onun gözleri ellerimizdeydi.
Elime kuvvet uygulayarak kaşığı ağzına götürdü ve dondurmayı hiç tiksinmeden yedi.
Parmak uçlarım onun dudaklarına belli belirsiz temas etmesi ile kaskatı kesildi.
Elimi geri çekmiyordum sanırım elimi tutması hoşuma gitmişti.
Saçlarına da dokunmak istiyorum. Hatta dağıtmak. Acaba yumuşak mıdır?
Ellimi önce yanağına doğru sürttüm tam saçlarına doğru uzanacaktım ki, " Sana biraz bekle dedim! Niye sürekli çağırdın ki. "
Ekim'in sesini duyunca hızlaw elimi geri çektim ve elim dondurma kasesine çarptı. Dondurma bildiğin üstüme döküldü.
Her tarafım dondurma oldu ama.
" Hay lanet olasıca. "Dikkatli şekilde kalktığım da, " Neden irkildin ki sen?"
Utanmam için grame sebep yoktu ama ben utandım. Yanaklarımın kızardığını hissettim.
" Hasta mı oldun? " Ardından Savaş'ın bana baktığını gördüm ve yüzünde ki sırıtışı dağıtmak istedim.
" Hasta değilim. " Ekim yüzümün her zerresini inceledi. " Hasta değilsen neden kızardın? Kızamık öı oldun? Salak sen aşı falan olmadın mı? "
Bu Ekim süzme gerizekalı mı? Kızamık ne ya.1
" Kızamık falan değilim. Ayrıca senin gibi iğneden korkmuyorum yani aşılarım tam. "
Bu dediğime sinirlenmiş olucak ki, " S.ktir git Eflin. "
" Giden sizsiniz. " Gözlerini devirdiğim sırada gözlerim giydiği elbiseye kaydı.
Ekim hangi ara bu kadar iddialı giyinmeye başladı?
Derin göğüs dekoltesi uzun yırtmaç. Bileklerinden sarılı topuklu boynundani mücevher miydi? Yok daha neler. Saçlarını dalgalandırmış koyu da bir makyaj he?
Ciddi anlamda taş gibi olmuştu.
" Çıkalım artık. " Ekim kapıya doğru ilerlediğin de Savaş birkaç adım atıp duraksadı.
Ardından bana döndü ve kulağıma doğru eğildi, " Dondurma fazla lezzetliymiş."
Sapık herif! Lezzetliymiş peh...
Gülümsemeye başladıö. Bakalım beni orada görünce ne halt ediceksiniz.
Kazan'a mesaj attım. Birazdan burada giyeceklerim ile burada olurdu.
Araba sesi duyuluyordu çıkmışlardı. Korumların çoğu da onunla gitmiş olmalıydı çok geçmeden Kaan girdi içeriye,
" Ne aldın tertip sen bu kadar? "
" Şunu demeyi kes artık! Sinirimi bozuyor. Al eşyaların ve hızlı olmak zorundasın. En fazla kırk üç dakika yoksa seni bırakır giderim. Süre başladı. "
Gülerek odaya hızlıca çıktım. Önce üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup beyaz elbiseyi giydim. Elbise bedenime cuk diye oturdu.
Ölçülerimi nereden biliyor bu herif? Bunu kısa süreliğine rafa kaldırıyorum. Burada bitmedi.
Elbisenin modelinde göğüs kısmı biraz bola kaçıyordu. Elbisenin kumaşı bedenimi sarmalamıştı. Ekim'minki kadar olmasa yırtmacı vardı.
Ardından hızlıca saçlarımı aşağıdan topuz yaptım ve istediğim tarzdaki küpeği taktım. Ona takı konusunu abatmamasını söylemiştim. Binti herif bir buna uymuş.
Ardından soft tonlarında bir makyaj yaptım. Farım şeftali tonlarıydı. Mat rujumu da sürüp kolyemi taktığım da gözüme sol göğsümde ki yara izi ilişti.
Az daha unutuyordum. Elime fırçayı alıp kapatıcı ile yara izini kapadım.
Beyaz yüksek topuklu ayakkabıları giyip odadan çıktım.
Merdivenlerden inerken Kaan'nın çemkirmesini duydum.
" Kadınlardan nefret ediyorum. "
Onlar da sana bayılıyor zaten. " Emin misin? " Tufan denen koruma konuşmuştu.
" Benle bekletsn kadınlar demek istemiştim. Onum yüzünden tüm alemin dilinde olucam ve bunu o alkan şerefsizinden çok pis sorucam. "
Onu daha fazla bekletmeyip aşağı indim.
" Hadi çıkalım. " Bana dönünceye baştan aşağı süzdü beni ve, " Beklediğime değmiş. Sonuçta iyi bir zevkim var. "
Bahçedem çıkarken abim gözükmüyordu demek oda gitti. Bir spor arabaya bindiğimiz de ön koltuğa oturdum. Arabayı Kaan sürdü.
Bu sefer de Kaan'nın korumaları onun peşindeydi.
" Tehlikeli, korkunç ve kan dolu. Yani kısaca Alkan'nın yada benim yanımdan ayrılma. Senin uzuvlarını toplamak istemem. "3
Bu çok iğrenç ama. Kusucam şimdi. " Peki emredersin tertip. "
Bıkkınlıkla nefes verdi. " Şunu kes ciddi bir mesele. " Bana uzattığı bıçaklara baktığım da gözlerim istemsizce parladı.
Çok keskin görünüyorlardı hoşuma gitti.
" Bıçak kullanmada iyiymiş din. Silah daha etkili olur ama neyse bununla koru kendini. "
"Orada tam olarak ne oluyor. "
" Tehlike şuan için yok. Sadece önlem o kadar. Ne olacağı belli olmaz. Biri zarar verirsen onu bıçakla. Acıma ve öldür. "
Denerim. Bunun için temenni veremem.
" Kendine dikkat et başına bir şey gelmesin kemeri bacağına bağla. Dikkat et kesmesin. " Tam bir şet dicektim ki,
" Bakmicam! Ve sakın bizim vermediğimiz bir şey içme. Bu en önemlisi. Ne kadar patavatsız olduğunu bilsem de sana sorulmadıkça konuşma. Bizim alemde savcı sevilmez.
Ve sana bir tavsiye oraya gidince Savaş'ı azdırıyım deme. "
O azgın köpek mi ki? Tamam komik değildi.
" O sinirlenirse suçlu ben değilim. Her şeye sinirleniyor. Çabuk yaşlanır bu gidişle. "
Kaan gülmeye başladı. " İnan bana Alkan kadar sabırlı kimse yoktu. Taki rehin aldığı kız ona meydan okuyana kadar. Onum sinirlerini zıplatan sensin. "
Haha çok komik başa belası değilim ben bir kere!
" O zır delinine teki ne damarı var anlamıyorum ki! "
Gülmeye devam etti. " Birbirinize çok benziyorsunuz. "
" Ne? Onunla ben? Ben Uçurumun en tepesindeysem o en aşağısında. Ben yıldız ise o taş. Hatta kütük. "
Kahkaha attı resmen ama haklıyım kimse bana bir şey diyemez ki. Sonuçta dağ ayısı gibi biriydi işte.
Araba durunca "Tak şunu bir sigara içicem. " Arabadan inince bıçakların takılı olduğum kemeri bacağıma taktım. Çok geçmeden geldi ve devam ettik.
" Ne kadar süredir tanışıyorsunuz?
" Ne haltsınız? Sevgili dersen bayılırım. "
Ardından araba tekrar durunca pencereden baktım ki gelmiştik.
Korumlar kapıyı açınca ikimiz de indik. Yan yana geldiğimiz de bana kolunu uzattı. Koluna girdiğim de uzun zaman sonra tatmadığım bir hissi tatdım.
Avı öyle gibi hissettirdi. Merdivenlere yöneldiğimiz de Kuzey ile göz göze geldim ama görmezden gelmeyi tercih ettim.
Mekana girdik. Etraf kalabalık sayılır mıydı? Evet. Çoğu koyu tonlarda giyinmiş tipik mafyalardı.
Buradakilerin yüzünü zihnime kazıcam sonuçta ben bir savcıyım ve işim onları ortadan kaldırmak.
Gözlerim Ekim ve Savaş'ı aradı. Bir masa da ikisini de içki içerken buldum.
" Yanlarına gidicek miyiz? " Burada işler nasıl yürüyor zerre kadar fikrim yoktu. Yanlış bir şey yapıp canımdan olmak istemediğim için Kaan'a uyum sağlicam.
" Hayır. Masaya geçelim. " Ekim hala kolundaydı. Bir tarafa döndüğümüz de Ekim ve Savaş'ın tam karşısında ki masa da yerimizi almıştık. Gözleri ilk Kaan'j buldu.
İkisinin de yüzü tepkisiz kalmıştı, ilk Ekim bana döndü. Şaşkınlıktan göt oldu bildiğin. Savaş'ın da gözleri beni bulunca ikisi aval aval bana baktı.1
Şuan da Savaş'ın ana bacı bana sövdüğüne yemin edebilirim. " Düşmanını nereden vuracağını çok iyi biliyorsun. " Başımı Kaan'a çevirdiğim de başını bana doğru eğmişti. Yüzünde sırıtış bir an bile eksik olmuyordu.
" İltifat için teşekkür ederim." İltifat değildi demicem çünkü iltifattı.
Kaan'nın sinsi bir kişiliği olduğu kaç kilometre öteden anlaşılırdı. Savaş il hem düşman hem kardeş gibilerdi.
İki çocuğun atışması gibilerdi.
" Rica ederim tertip. Ne demek. "
" Ekim ile kıyaslanınca hanginizin daha sinsi olduğunu anlamak zor. İkinizin de kafası birini öldürmek üzere kurulmuş gibi. "
Sonuçta hem onun hem benim babam katildi. Ama aramızda fark fark Ekim direk öldürmeden yana. Eğer öldürülmesi gerekiyorsa direkt öldürürdü.
Ama ben acı çektirerek öldürürdüm. Ekim'den daha iyi değilim fakat daha kötüsü olduğum bir gerçek.
Daha ilk cinayetimi işlemedim ama bir çok asist yaptım.
Mesleğime ihanet eden bir avukat. Gerçi umursadığımı belli belirsiz söylüyebilirim babama istedi diye Hukuk okudum. Anka davası için Savcı oldum. Bunlar bittiğinde artık geriye Eflin kalmicaktı.
Eflin masum olan tarafımdı, Efnan ise gaddar tarafım.
Masum kalmak için çok uğraşıyorum. Eğer ilk cinayetimi işlersem Eflin bir daha geri gelmez.
Ve Efnan olarak devam ederim. Efnan Ekim, Savaş,Duru, Annem ve Kuzey'den nefret ediyordu. Onun canını yakan herkes onun için düşman niteliği taşıyordu.
Eflin şuan için daha baskın bir kişilikti. O ilk işlenmediği sürece Eflin olmaya devam ederim ve affederim.
" Ben masum olanım. Ekim ile aramızda bir dünya kadar fark var. "
Başıyla beni onayladı. "Öyle bu açık bir gerçek ama hanginiz daha iyi? Hanginiz bu savaşta canlı çıkıcak? "
Ekim'i bilmiyorum ama ben ölmicem Eflin zayıf olabilir ama Efnan değil.
" Sorgularsan işin içinden çıkamazsın. Akışına bırak. " Cevap verecekken yanımıza gelenleri görünce ben şaşırdım o ise gülümsedi.
" Ne işin var senin? " Savaş'ın sorduğu soru ile kaşlarım havaya kalktı.
" Sizin ne işiniz varsa. " İkisi de Kaan'a bakınca, sadece omuz silkti.
" Kabuğundan çıkması için yardımcı oldum. "
Benim bilmediğim bir şeyler dönüyordu dimi? Bu piç beni kandırdı dimi.
" Burada mı? Bu ölüm mekanında mı? "
" Zordan başlamak iyidir. Hem sizim yapmadığınızı ben yaptım. Teşşeküre gerek yok. " Daha fazla dayanamamış olacak ki Ekim, " Hangi hakla? "
Kaan cevap vermemeyi seçmişti onun yerine cevap vermeyi seçen bendim.
" Ben istedim o da kabul etti başka birşey var mı? "
" Buranın ne bok olduğunu biliyor musun? "
Başımı olumsuz anlamda salladım. Bilmiyordum ama bir tahminim vardı.
" Sadece tahmin ama büyük ihtimalle burada bir mafya toplantısının tam ortasındayım ve bu yanımdaki canlı da bana bu minik detayı söylemeği unuttu. Olsun sorun değil. "
Savaş'ın gözlerinin içine baktığım da bazı şeyleri sorguladığına eminim.
Gözlerini baştan aşağı beni süzme de kullanınca dudaklarının kıvrıldığını gördüm.
Gözlerimi devirdiğim de bence idare ederden daha fazlaydım. Gayette güzel olmuştum.
" Ekim çok güzel olmuşsun. " Kaan ile Savaş arasındaki en yegane fark buydu!
" S.ktir git. " Ekim'den, Kaan'a lokma çıkmaz. Boşuna ümitlenmesin.
" Sizin kadınlarla yan yana görmeyeli çok oldu." Dördümüz de başımızı çevirdiğimiz de bir adam ve yanında üç kadınla duruyordu.
Bu tipinden bile ne cacık olduğu belli. Eminim ki yanındaki metresti.
Evli bir adam karısını tek bir kadınla değil de üç kadınla aldattı.
Vay anasını be adamda ki rahatlığa bak sen.
" Sense bizi şaşırtmıyorsun Murat. Yine yanında farklı birileri var. "
Metresi değil, Sevgilileriymiş. Ne kadar iğrenç. Yüzümdeki tiksinti ifadesini değiştirmem güçtü.
" Ah öncekilerinin eğlencesi bitmişti. Bunlar daha iyi isterseniz deneyin? "
Midem kalktı. Adamın lafları midemi bulandırdı. Kadınların zorla tutulduğunu düşünmeye başladım eğer böyle bir şey varsa ben bu adamı vururum. Kadınların yüzüne baktığım da bunun doğru olmadığını gördüm.
Rahatsız değil de bambaşka bir duygu içindeydiler. Zevk alıyorlardı!
" O s.kik ağzını kapamazsan kapatırım. "
Savaş'ın abi çıkışı ile ona döndüm. Yüzünde herhangi bir değişim yoktu. Bu herif neden her durumda suratsız.
Murat denen adam Savaş'ın çıkışı ile birlikte suspus kesildi. Ardından başka bir şey demeden geri gitti.
" İğrenç. " Ekim'e sonuna kadar katılıyorum. Buradaki insanlar iğrenç.
" Eflin ne içerisin? " Kaan'nın sorduğu soru ile bakışlarım ona döndü. Ekim'e de baktığım da gözlerinin öfke saçtığını gördüm. Ah ne kadar da haklıyım. Kaan'a karşı boş değildi dimi?
" Ah bir şey istemem. " Savaş'ın da keskin bakışları üzerimdeydi.
" Viski almaya gidiyorum. " Savaş ve Kaan birlikte ayrılınca Ekim ile bir başımıza kaldık.
" Gerçekten sen neden geldin buraya? " Ekim'in soruylayan bakışlarının hedefi oldum.
" Ne? Ne demek neden geldim? Ben sana soruyor muyum? "
" Sor o halde Allahın cezası! "
" Senin ne halt yediğin ile ilgilenmiyorum. " Ekim'in bazen beni hala çocuk yerine koymasından nefret ediyorum. Ona ciddi nasıl olunur gösteririm.
" Kaan'ı mı seviyorsun? A... Aşık mı oldun yani. " Ekim'in sesi mı titriyordu. Bu sinirimi bozdu.
" Senin aksine ne Kaan ne de Savaş ilgimi çekiyor. Anladın mı beni? " Bazı şeyleri anlması gerekiyordu ve bunu ona anlatmaktan zevk duyarım.
" Ekim kuralı çiğnememeyi unutma. Çiğnersen sana hayatının pişmanlığını yaşatırım. Tersim tersitir. Bilirsin bu iş bitene kadar o çeneni o konu da kapalı tut! "
Ekim'in uyarıcı ses tonuma karşı şaşırdığını görebiliyorum. Biliyorum bana bu konu bile ilgili bir şey yapıcaktı ama yapmasın çünkü o zaman daha da kötü şeyler olur.
" Hanımları burada yalnız bırakmak saygısızca olmaz mı? Özellikle böyle bir ortamda? "
Hararetli bir sohbetten gözlerimizi çevirdiğimiz de buradakilere benzemeyen bir adam vardı yanımızda.
Açık konuşmam gerekirse yakışıklı bir çehresi yok değildi. Kumral saçları turkuaz gözleri ile bütünmüş gibiydi. Boyu Savaş ve Karne kadardı. Üzerinde beyaz bir gömlek ve mavi ceket vardı. Kravat takmamıştı sanki bir mafya toplantısında değil de normal gündelik bir kıyafet gibiydi.
" Bizi rahat bırakırsan senin için daha iyi olur. " Adamın gözleri önce Ekim'e ardından bana kayınca yüzünde bir duraksama gördüm.
" Savcı Eflin Bardın? " Gerçirdiğim küçük çaplı şok ile nerdeyse yerimde sendeliyordym. Tanıyor muydu beni?
" Yanıldınız sanırım. Benim adım o değil. " Adamın kaşları alayla yukarı kalktı.
" O halde adınız nedir? " Efnan demeli miydim? Demek istemiyorum.
" Adımı merak edicek kadar ilginizi mi çektim? " Konuyu dağıtmak en iyisiydi.
" Konuyu dağıtma hızınızı takdir ediyorum ama ben salak değilim. Sizin Eflin Bardın olduğınuzu tahmin edebilirim. Sonuçta aldığınız bir dava dosyasında karşı tarafınız da bizzat yer edindim.
Neredeyse beni hapse gönderen birini nasıl unuturum? "
Tanıdık gelen aurası bu yüzdendi demek? İşte şimdi onu anımsamıştım.
" Sizi hapse soktuğuma eminim Aslan Bey. "
Adınu hatırlamam onu gülümsetmişti. İkimizin de gözleri birbirine kenetlenmişti. Gözlerimiz ima fışkırıyordu.
" Adımı unutmamışsınız. Sevindim buna işte. " Nasıl unutabilirim ki bu adı? En çetin geçen davamdı. Ne kadar uzadığının haddi hesabı yoktu.
" Karşımda güçlü rakipleri unutmam Aslan Bey. Özellikle de eliniz kelepçeliyken bana yaptığınız saçma teklifi hiç unutmam. "
Bana dediği kelimeler kulaklarımda yankı ediyordu.
' Buradan çıktığım da bana bir dans borcun olsun. '
Bunu demesinde bir anlam çıkaramadım o zaman hala daha çıkaramıyorum.
" Borcumu almak isterim. " Gözlerim Kaan ve Savaş'a kaydığın da yüzümde tebessüm oluştu.
" Belki başka zaman ama şuan değil. " İkisi de yanımıza geldiğin de Gözleri üçümüzün üzerinde oyalandı.
" Aslan Koçar. Senin hapiste olduğunu söylüyorlardı. " Daha yeni mi çıkmıştı? Gerçi dava biteli bir yıl anca olmuştur.
" Alkan ve Özoğlu. Yine birliktesiniz bakıyorum. Birkaç ayda değişen bir şey olmamış. " Birbirinden nefret ediyorlardı dimi? Bu açık bir şekilde belliydi.
" Senin için her şey bir gece de değişti dediler. Masada yerin olduğunu mu sanıyorsun? "
İtibarına kadar her şeyi birkaç ayda kaybetmişti dimi. Eğer buradaki herkesi birbirine düşürürsem koca bir kaos oluşur. Bu da hoşuma gider işte. Birbirini mahvederler ve son noktayı ben koyarım.
" Alman güç olur. Sonuçta şuanda işlerinin sahibi biziz. O küçük gördüğün iki mafya. "
Savaş ve Kaan asla küçük görülecek birileri değildi. Burada kaybetmişti demek.
" Alan ben olmicam. Benim için daha da iyi biri alıcak. " Kimden bahsediyordu. O an kısacıcık bir an gözgöze geldik. Yok artık ben miymişim?
" Onun karşısında durmak ve onu öldürmek bizim için zevk olur. "
Ne ima ettiklerini umursamadım. Ardından üçü de saatine baktı. Ve, " Gitme zamanı. "
Kaan ve Savaş aynı anda konuştu. Ben Kaan'nın koluna, Ekim Savaş'ın koluna girdi.
" Ne güzel. Eğlenceli olmaya başladı. " Aslan'nın sesini duyuyorum.
Ardından da kocaman bir masanın olduğu odaya geçtik. Kaan ve ben yanyana, Ekim de Savaş yanyana oturdu. Tam karşımda Savaş vardı.
Herkes partneri ile doluşmaya başladı. Herkes bir yerlere oturunca ben kendi şansıma küfrettim. Murat denen p.ç benim yanımda oturdu.
" Toplanmamızın amacı Aslan Koçar'ın hakkını talep etmesi. " Masada oturan yaşlı bir adam konuşmuştu.
" Daha hapse gireli bir yıl kadar oldu ve siz daha dakikasında varisimi öldürüp bölgeme sulandınız. Alkan ve Özoğlu. "
Varisi vardı. Hepsinin mi varisi vardı? Acaba Savaş ve Kaan'nın varisi kimdi?
" Varisin zayıfsa bu bizden kaynaklı bir sorum değil Koçar. Senin aptalca seçimin. "
Ciddi ciddi adamın bölgesine çulandılar. Gerçi ona hapse atılamsında en büyük etkenim ama.
" Varisimin öldürülmemesi gerekirdi. Sadece bir varisti. Kuralları ne çabuk unuttunuz. "
Yanında yer oturan Murat piçinin bana ağzı açık baktığını hissettim. Lanet olsun!
" Varisin haddini aşan işler yaptı. Benim tırıma dokunmamalıydı. "
İlk hamle varisten geldi. " Ayrıca evimi taramak onun ne haddine? " Bu sefer konuşan Kaan olmuştu.
" Varisime işkence ettiniz. Parçalara ayırdınız. " Eğer bu doğruysa işler büyük boyutta değişir.
" Saçmalama itlerin sana yanlış bilgi uçurmuş. "
Bacağımda bir temas hissedimce irkildim. Yırtmaö olan bacağıma biri elliyordu.
" Çek lan şu elini! " Diye hararetli bir sohbetin tam ortasında daldım. Tüm gözler beni bulunca, " Şu pedofili sapığı yanımdan alın yoksa onu tabutun içine sokarım! "
Bu sefer tüm gözler Murat'ı buldu.
Bu ne kaba bir üslup! Ona haddini bildirmesini iyi bilirim ben!
" Senin yedi ceddini s.kerim. P.ç kurusu. "
Savaş, Kaan ve tüm hepsi benden böyle bir çıkış beklemediği için şaşkındı.
" Ağzını topla! Hem senin için ben lüks kaçarım. "
Yumruğumu suratına geçirmek üzereydim! Adi sapık!
" Seni ne gibi bir yaratık ne haltta bana dokunma cüretinde bulunur? Sen o kadar sıfatsızsın ki. Kimin iti olduğun bile belli değil. Üzülme ben iyi bir sahinimdir. Tasmanı bırakmam öyle kolay kolay. "
Dediklerim onun habeş maymunu suratına cuk diye oturdu.
" Senin gibi bir fahişe-" demişti ki, Ard arda gelen silah sesleri ile dona kaldım.
İlk silah sesi Savaşı'tan gelmişti. Tam alnına, ikinci Ekim'den tam kalbine, üçüncü Kaan'dan göğsüne dördüncü ve beklenmeyen silah sesi ise Aslan'dan gelmişti.
Fakat biri silahtaki tüm şarjörü Murat'ın üstüne yağdırmıştı.
Silah sıktıkça sol tarafımı kan lekesi kaplamıştı.
Yüzümüm yarısı, elbisemin yarısı hepsi kan lekesi dolmuştu.
Kalbim hızlanmaya başlamıştı. Kalbim titriyordu.
En sevdiğim renk bile kirlenmişti kanın iziyle.
Kan lekeleri sol tarafımı kaplamıştı.2
Kandan korkuyor ve nefret ediyordum ama karşımda ölümle beslenem adam beni kan lekesine bulamıştı.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
4.73k Okunma |
386 Oy |
0 Takip |
26 Bölümlü Kitap |