
Kafam Senden Bile Güzel - Kolpa
İçeri girip yanına koltuğa atladım. Sarsılan koltuk ile aşırı odaklandığı yerden irkilerek kafasını kaldıran Selin benim olduğumu görünce heyecanlanıp telefonu yüzüme soktu. '' Kanka sizin okulun sayfası destan yayınlamış baksana şuna bi,'' hızlıca telefonu elinden alıp yazılanları okudum.
'Sevgili öğrencilerimiz ve velilerimiz; deprem nedeniyle yapılan incelemede okulumuz maalesef hasarlı tespit edilmiştir. Bulunduğumuz bölgede boş bir bina bulunmadığı için yeni okul yapılana kadar öğrencilerimizi farklı okullara nakletmemiz gerekmektedir. Bu sürecin kısa olacağını temenni edip anlayışınızı bekliyoruz. Öğrencilerimizin gideceği okullar aşağıdaki listede belirtilmiştir. '
Hemen ekranı kaydırarak listeye geçtim. Bu sırada Selin da benimle birlikte kafasını telefona eğmiş ve isimlere bakıyordu.
''Buldum! Buldum şuradasınız bak .'' Hemen Selin'in gösterdiği yere çevirdim gözlerimi.
-Akın Yıldız : 10-E 435
Nakledildiği Okul : Atatürk Fen Lisesi 10-B 432
Eliz Atik : 10-E 450
Nakledildiği Okul : Atatürk Fen Lisesi 10-A 440
Selin'in telefonunu koltuğa fırlatıp hızla mutfağa yöneldim. Sanırım telefonum orada kalmıştı. Masadaki telefonu hızlıca elime alıp yazıyı aile grubumuza attım ve Akın'ı aradım.
''Açsana oğlum hadi ya,''diye kendi kendime söylenirken Selin de yanıma gelmişti.
''Efendim kanka?''
'' Akın! Bittik Akın, öldük Akın bunlar başımıza hep senin şom ağzın yüzünden geliyor pislik Akın!''
''Bugün bir şey eksik sanki. Ah dur buldum bugün bana yeterince sövmedin dengem şaştı, gönder gelsin.''
'' Salak, instaya girdin mi bugün?''
'' İnanırmısın sen aramadan 1 saniye önce telefonu elime aldım bakayım diye ama ne oldu tahmin et.''
''Akın uzatma hadi ya,'' bu yüzden onunla hiç telefonda konuşmazdım. Bir şeyle uğraşırken veya sıkılıyorken onu aradığımda uzattıkça uzatır sakız yapardı konuyu.
'' Off iyi be! Senin zeka kokan şakan yüzünden telefona su girmiş dokunmatik yarım yamalak çalışıyor. Aramanı açmaya çalışırken kafayı yedim gerizekalı. Telefoncuya gidiyorum şimdi,'' Sanırım bunu hesaba katmam gerekiyordu. Neyse bu onun sorunu sonuçta kendi sorunlarını halledebilmesi gerekiyor. Telefonu zaten bozuktu ayrıca.
'' Bizim okul yazı paylaşmış.''
'' Nasıl yani sonunda senden kurtuluyor muyum? Sen ciddi misin?
Abi- Abi gel öpeyim çok mutluyum!
-Manyak mısın oğlum napıyorsun lan!''
''Gerizekalı beni sinir etmek için kendini dövdürecek kadar hasta, sen emin misin?'' Başımı Selin'e çevirerek söylediğim cümlenin sonuçları çok gecikmedi.
Selin birden eliyle ağzımı ve burnumu sıkıca kapayıp nefes almamı engelledi. Bu sırada bana ağzını oynatarak çeşitli iltifatlar (!) da ediyordu. İşte gerçek dost.
Elini yüzümden çekip bana ters bakışlar atarak salona gitti.
Telefondan gelen sesler kesilmezken Akın abiye çok mutlu olduğu için böyle yaptığını anlatmaya çalışıyor, abi ise onun deli olduğunu düşünüp kendisinden uzaklaştırmaya çalışıyordu.
Akın olaydan yara almadan kurtulmuş olacak ki şükretmeye başlamıştı. Bizim farklı okullara veya sınıflara gitmemize ihtimal bile vermiyordu. Hiç bir şeyden bu kadar emin olmaması gerektiğini öğretmek de tabii ki bana kalıyordu.
''Evet gerizekalı varlık şanslısın ki farklı okullardayız,'' birden telefondaki ses kesildi. Ya Akın telefonu kapatmıştı ya da bozulan telefon Akın dan öc almak için tam şaka olduğunu söyleyeceğim yerde tamamen bozulmuştu. Neyse , bu onun sorunu.
Telefonu kapatıp içeri geçtim. Selin gözlerini kocaman açmış benim gelmemi bekliyordu. Sanırım bu sefer pek iyi şeyler olmayacak.
''Gel canım gel, ben de seni bekliyordum.'' Selin intikam isteyen gözlerle bana bakarken ona doğru yürüdüm, en fazla ne yapabilir ki?
Ben yaklaşmaya devam ederken birden ayağa fırlayıp boynumdan gıdıklamaya başladı. En huylandığım yerin boynum olduğunu bildiği için bana her kızdığında canımı çıkarana kadar gıdıklar yaptığım tuhaf hareketleri telefonla kaydedip bana şantaj yapardı.
Ben onu itip kaçmaya çalışırken aynı zamanda kahkahalar atıyordum ve bu kurtulmamı çok zorlaştırıyordu. Biraz debelenip beni yerden yere attıktan sonra sehpanın üzerindeki vazonun yere düşüp parçalandığını görünce durdu.
''Oldu o zaman Elif teyzeye sen açıklarsın, iyi akşamlar hayatım.'' Anında sıvışmaya çalışan arkadaşımı bacağından yakalayarak yere düşürdüm. Ama ben onun kadar vicdansız olmadığımdan halı olan kısma düşmesine dikkat etmiştim.
Yerdeki kırıkları topladığımız sırada cipsler gelmişti. Tabaklara koyup salona girdiğimde Selin'in yeri süpürmeyi bitirdiğini gördüm.
Kumandayı alıp koltuğa oturdum ve film seçmeye başladım. Selin'de elini yıkamaya gitmişti bu sırada. Gözüme ''Five Feet Apart'' takılınca bugünün hüzünlenmek için iyi bir gün olduğuna karar verdim. Çünkü neden olmasın.
''Selin! A mı B mi?'' Hangi şıkkı seçerse seçsin bu filmi izleyecektik.
''Korkuyorum ama B,'' filmi tamamen kendi özgür iradesiyle seçmişti.
İçeri girince başlattığım filmin ismini görüp sızlanmaya başlamıştı.
'' Hava güneşliydi, akşam çok eğlendik okul güzel geçti niye bozuyoruz şimdi bunu? Mis gibi gündü niye ağlayalım yani sebep ne,'' keyfim ve kahyası.
''Hadi hadi sen seçtin filmi geç otur boş yapma.'' Bu filmi daha önce izlememiştim ama tepkilerine bakarsak o daha önce izlemişti. Filmler genelde beni etkilemezdi ama Selin ağlama krizlerine girerdi. Bununla daha sonra dalga geçebilmek için telefonumu masaya koyup videoyu başlattım.
Bir saat sonra
''Selin s-seçeceğin şıkkı-'' hıçkırmaktan konuşamıyordum bile. Normalde filmlerden gram etkilenmeyen ben ağlamaktan helak olmuştum. Ama beni asıl şaşırtan şey Selin'in kahkahalarla bana gülmesi olmuştu. Bu terslikte bir iş var.
'' Ben Eliz, filmlerden hiç etkilenmem. Beni ağlatmak da neymiş gözlerimi bile dolduramaz. Arkadaşımı videoya çekeyim de dalga geçerim,'' ağzını büzerek benim taklidimi yaparken masadaki telefonumu almış ve videoyu kendine göndermişti.
Sanırım ava giderken avlandım ama ben bu durumu kurtarırım.
''Selin üstüne su attığımda ki surat ifadeni görmek istersen telefon elinde. Müthiş bir ifşa olmuş istesen öyle duramazdın. Aşırı paylaşasım var. YouTube mi instagram mı?''
Bana ters ters baktı.
'' Paylaş canım paylaş lafı mı olur? Ben de kedi seveceğim diye kediden dayak yediğin videoyu internete yayayım bari, herkesin görmesi gereken bir videoydu.''
Tam cevap verecekken telefonum çalmaya başladı. Sevinç teyze yani Akın'ın annesi arıyordu. Akın'ı tamamen unutmuştum ben ya. Telefonu açar açmaz Akın bağırmaya başladı.
''Lan gerizekalı bir saattir açık telefoncu bulmaya çalışıyorum senin yüzünden. Şakanı-'' telefonu kulağımdan uzaklaştırıp yüzümü ekşittim. Geri kulağıma yasladığımda biraz sakinleşmişti.
''- en son açık telefoncu bulamayınca yolda gördüğüm rastgele bi çocuktan telefonunu istemek zorunda kaldım. Ne için! Eliz hanımın şakası yüzünden instagrama girmek için.''
''Tam olarak yalan söylemedim, farklı sınıflardayız. ''
'' Müdürle konuşur hallederiz onu ya sorun değil bence.'' İçimden bir ses sorun olacağını söylüyor ama hadi bakalım.
''Tamam kapat hadi işimiz var ya.''
''Bunun karşılığını yeni okulumuzda vereceğimden şüphen olmasın.''
Daha fazla uzatmasına izin vermeden telefonu kapattım. Selin'e baktığımda kafasını koltuğun kenarına koyup uyumuş olduğunu gördüm.
'' Selin! Kalk yerine yat lan, sonra belim tutuldu diye beni suçluyorsun. Nelerle uğraşıyorum ya.'' Bir yandan onu kaldırmaya çalışıp bir yandan da televizyon kumandasını arıyordum. Ortalık peçete dolduğu için zor olsada kumandayı bulup televizyonu kapattım. Selin ' de kalkmıştı bu sırada. Onu kapısı benim odama açılan misafir odasına götürüp salona döndüm ve ortalığı toplamaya başladım.
Film aklıma geldikçe hüzünleniyordum. Niye yani neden böyle bir son yazarsın ki? Etrafı toplamayı bitirip mutfaktan iki bardak su aldıktan sonra odaya geçtim. Selin anında uykuya dalmıştı. Komodinin üzerine suyunu bırakıp odama geçtim ve yatağıma yattım. Yeni okulumu düşünürken uyuyakaldım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |